Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/107 E. 2021/342 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T…. 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/107 Esas
KARAR NO : 2021/342

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 17/02/2021
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile ihyası talep edilen şirket arasında … Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla rücuen alacak davası olduğunu, şirkete tebligat yapılamadığını, şirketin sicilden terkin edildiğinin bildirildiğini, taraflarına ihya davası açmak için süre verildiğini beyanla … İnş. Taah. Med. Tem. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin ihyasına, yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; Müdürlükçe yapılan terkin işlemlerinin usulüne uygun olduğunu, şirketin davalarının, alacak ve borçlarının bilinmesinin mümkün olmadığından işbu davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini, geçici 7.maddenin 15.fıkrasına göre şirketin silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurulmadığından 23/10/2019 tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin dolduğu, davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddi gerektiğini, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde tasfiye memuru atanması gerektiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün tescile dair verilen kararlara karşı açılan davalarda yasadan doğan zorunlu hasım durumunda bulunduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER
-Ticaret Sicil Kayıtları: Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 01/03/2021 tarihli cevabi yazısında; münfesih olmalarına veya sayılmalarına rağmen TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca müdürlükçe yapılan ihtar ve 07/07/2014 tarihli ve 8606 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmayan şirketin 23/10/2014 tarihinde ticaret sicilinden re’sen silindiğinin ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 27/10/2014 tarih ve … sayısında tescil ve ilan edildiği bildirilmiştir.
-… Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasında 21/01/2021 tarihli duruşma ara kararı ile davacı vekiline ihyası istenin şirket hakkında ihya davası açmak için yetki ve süre verildiği uyap portalından gönderilen dosya örneğinin incelenmesinde anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; 6102 sayılı TTK’nun geçici 7.maddesi uyarınca Ticaret Sicil Müdürlüğünce re’sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7.maddesi gereğince; 01/07/2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacak olup, anonim ve limited şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar münfesih olmaları, Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurala tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle re’sen terkin edilebilecektir. Ticaret Sicil Müdürlüklerince kapsam dahilideki şirketlere bir ihtar gönderilecek olup bu şirketler tasfiye memuru bildirmeleri halinde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirilmediği taktirde şirketlerin unvanı ise ticaret sicilden re’sen silineceği, ancak şirketin devam eden davasının bulunması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını talep edebilecektir.
Mahkememizce, davalı … Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak ihyası istenen şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca hangi sebeple münfesih olduğu veya sayılması gerektiğine ilişkin şirkete ya da temsilcilerine yapılan ihtar ve tebliğe ilişkin belgelerin çıkartılarak gönderilmesinin istendiği halde Ticaret Sicil Müdürlüğünce gönderilen cevabi yazı ve ekindeki belgelerde, tebligatın 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 4/a fıkrası gereğince davalı şirket adresine çıkartıldığı, 03.07.20014 tarihinde çıkartılan tebligatın ‘Taşınmış” gerekçesiyle iade edildiği, şirket temsilcisine herhangi bir ihtar gönderilmediği, infisah sebebi olarak ”5174 Sayılı Kanuna göre Odaca Kaydı Silinenler” olarak belirtildiği, 23/10/2014 tarihinde davalı şirketin re’sen sicilden terkin edildiği bildirilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın Geçici 7. maddesinin 15. bendine göre, “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü yer almakta ise de; gerçekleşen somut olayda, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 1-4.a ve 11.bentleri uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da yetkilerine tebliğ edilmesi gerekirken doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan suretiyle yapılan ihtarın usule aykırı olduğu, buna göre dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı hal böyle olunca kanunda öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresisinin somut olayda uygulama yeri bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Bununla birlikte, 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Kanunun 10/3.maddesinde; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir.
30/12/2012 gün ve 28513 sayılı resmi gazetede yayınlanan ” Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” ifadesi ile kanunda olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde; “01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfeyi edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki (numerus clausus) bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddeki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tutulamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. Maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 14/06/2017 tarih ve 2017/4-1358 esas 2017/1193 karar sayılı kararında; “…Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir (Murat Kaderoğlu Anonim Şirketlerin İnfisahı, sayfa 350-351, dipnot 251 atfı Çalışkan s. 200; Şengül Al Kılıç, Anonim Şirketlerde Tasfiyeden Dönme, sayfa 168 dipnot 418-aynı yöndeki atıf Karaman Coşgun s.316,).
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde; … Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasında 21/01/2021 tarihli duruşma tutanağı ile davacı vekiline ihyası istenen şirket hakkında ihya davası açmak için yetki ve süre verildiği, mahkememizce yapılan değerlendirme neticesinde, İhyası istenilen şirketin terkin sebebinin münfesihlik durumunu gerektirmeyen oda kaydının silinmesi olayına özgü olup, yapılan terkin işleminin hukuka uygun olmadığı (Benzer nitelikte karar için Bkz. Ankara BAM 21.H.D 24.06.2020 Tarih, 2020/230 E, 2020/592 K) anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmiş, aynı nedenle ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasına gerek görülmemiş, davalı … Sicil Müdürlüğü’nün terkinden önceki ihtar ve ilan prosedürünü usul ve yasa hükümlerine uygun olarak gerçekleştirmediği anlaşılmakla yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil no’sunda kayıtlı iken terkin olunan ‘… İnş. Taah. Med. Tem. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin’ Ankara …İş Mahkemesi’nin … E. sayılı dava dosyası ve işlemleri ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Karar kesinleştiğinde kararın bir örneğinin tescil ve ilan için Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 41,50 TL posta-tebligat masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/04/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı