Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/78 E. 2021/703 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/78 Esas – 2021/703
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/78 Esas
KARAR NO : 2021/703

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/02/2020
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı sigorta şirketine ZMMSS ile sigortalı olan, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı servis aracının 23.10.2019 tarihinde meydana gelen tek trafik kazası sonucunda tepelik alana çarptığını ve araç içinde yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, kazanın oluşumunda sürücünün kusurlu olduğunu, kaza neticesinde sakat olan müvekkilin maddi zararının karşılanması için davalı sigorta şirketine 19.11.2019 tarihinde başvuruda bulunularak tüm evrakların teslim edildiğini, davalının ödeme yapamaması üzerine arabuluculuk sürecine başvurulduğunu ama anlaşma sağlanamadığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.400-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 19.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirkete karşı açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerektiğini, davacının müvekkili sigortaya usulüne uygun başvuru yapmadığından yasal başvuru şartını gerçekleştirmediğini, müvekkili şirketin merkezinin İstanbul’da olduğundan davanın yetkili İstanbul Anadolu Mahkemesinde açılması gerektiğini, müvekkilinin araç sürücüsünün kusuru oranında, poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, kusur ve maluliyet oranın tespiti için rapor alınması gerektiğini, davacının kaza tarihinde 11 yaşında olduğundan asgari ücret üzerinden aktüer uzmanı tarafından hesap yapılması gerektiğini, davacı çocuğun gelir olmadığından geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanamayacağını, müvekkilin geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadığını, SGK’dan rücuya tabi bir ödeme yapılmışsa bunun tazminattan indirilmesi gerektiğini, müvekkili şirket temerrüde düşürülmediğinden ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya müvekkili şirketin yargı çevresinde bulunduğu İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, savunarak, davanın usul ve esas bakımından reddine karar verilmesini dilemiştir.
DELİLLER
Sigorta Poliçesi: Davalı … Sigorta A.Ş nezdinde sigortalı olan … plakalı aracın, 06/09/2019-2020 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, poliçeyi düzenleyen acentenin adresinin Bulancak/Giresun ili olduğu anlaşılmıştır.
Kaza Tespit Tutanağı: Kazanın Piraziz/Giresun ilinde meydana geldiği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümünde, öncelikli mesele mahkemenin yetkisinin tayini hususuna ilişkindir.
6100 Sayılı HMK ‘nun 6/1.maddesinde; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişiliğin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm aksine kesin yetki kaydı olmayan tüm davalar için genel yetki kaydıdır.
Trafik kazası aynı zamanda haksız fiil teşkil eden bir eylem olduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 16.maddesinde ise; “Haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesidir yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
Uyuşmazlık Karayolları Trafik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden kaynaklandığından ve bu sigorta türü 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 110.maddesinde düzenlendiğinden diğer bir yetki kuralı da bu yasada yer almakta olup, “Motorlu araç kazalardan dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinin birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” hükmünü amirdir.
Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacı bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir, (aynı yönde Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 23/09/2013 tarih 2013/9042 Esas 2013/12620 Karar)
Yukarıda yer alan yasal düzenlemeler ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde; HMK’nun 6.maddesi gereğince, davalı sigorta şirketinin adresinin İstanbul olduğu anlaşılmaktadır. 6102 Sayılı TTK’nun 40.maddesi gereğince, “Her tacir ticari işletmenin açıldığı günden itibaren 15 gün içinde, ticari işletmesini ve seçtiği ticaret Unvanını işletme merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan ettirilir. Merkezi Türkiye’de bulunan ticari işletmelerin şubeleri de bulundukları yerin ticaret siciline tescil ve ilan olunur.” hükmü yer almaktadır. Bu kapsamda davalı sigorta şirketinin HMK’nun 6.maddesi anlamında yerleşim yeri olarak İstanbul ticaret siciline kayıtlı olduğu ve yetkili mahkeme olarak İstanbul Anadolu Adliyesine bağlı olduğu anlaşılmaktadır.
6100 Sayılı HMK’nun 16.maddesinde yer alan, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğuna dair yetki kuralı dikkate alındığında, dosyada mevcut kaza tespit tutanağına göre, trafik kazasının, Piraziz/Giresun’da meydana geldiği anlaşılmakla, kazanın meydana geldiği yere göre yetkili mahkemenin Piraziz Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir.
Dava dilekçesine göre, davacının yerleşim yeri Bulancak olup, davacının ikametgahı esas alındığında yetkili mahkeme Bulancak Asliye Hukuk Mahkemeleri olmaktadır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110.maddesinde düzenlenen yetki kuralına göre; motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesi ile sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabilecek olup, poliçeyi düzenleyen acentenin Bulancak’da olduğu anlaşılmakla, yetkili mahkemenin Bulancak Asliye Hukuk Mahkemeleri olacağı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasında dayanılan hususun, davalı sigorta şirketinin Ankara’da Bölge müdürlüğünün bulunması olduğu anlaşılmakla birlikte, Bölge Müdürlükleri hakkında yasada açık bir hüküm bulunmadığı, buna göre, Bölge Müdürlüklerinin ”şube” gibi değerlendirilmesinin kıyasen mümkün bulunmadığı, Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yerin yasada düzenlenen şube ve acenteye kıyasla yetkili olarak kabul edilmesinin, Anayasanın 142.maddesinde düzenlenen mahkemelerin görev ve yetkilerinin ancak kanunla düzenleneceğine ilişkin “kanunilik ilkesine aykırı olacağı anlaşılmaktadır. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, 20.04.2018 Tarih, 2017/1806 E, 2018/574 K)
Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacı bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir (Aynı yönde Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 23/09/2013 tarih 2013/9042 Esas 2013/12620 Karar).
Davanın açıldığı Ankara mahkemesi, 2918 sayılı Yasa’nın 110/2.maddesinde yapılan açık düzenlemede yer verilen mahkemelerden olmadığı gibi HMK’da belirlenen yetkili mahkemelerden birisi de değildir. Bu durumda mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, davaya bakmakla yetkili Mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Yetkisizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde tarafların mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının yetkili İSTANBUL ANADOLU ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince yetkili mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2021