Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/70 Esas – 2021/298
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/70 Esas
KARAR NO : 2021/298
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 03/02/2020
KARAR TARİHİ : 31/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/06/2019 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı araç Atatürk Caddesinden Cumhuriyet Caddesine katılırken, Cumhuriyet Caddesi üzerinde seyir halinde olan müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpmak suretiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası sonrasın da hazırlanan 04/06/2019 tarihli ve 16486 Kaza Sıra Numaralı Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağında tarafların kusur ve ihlal durumları gelen kolluk kuvvetince tespit edildiğini, tarafların kusur oranları çerçevesinde tarafların sigorta şirketleri tarafından riziko tazmin edildiğini, 19506551 sayılı trafik poliçesi ile 26.11.2018/2019 tarihleri arasında sigortalı bulunan müvekkile ait … plakalı araç ile 04.06.2019 tarihinde … plakalı araç ile meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonrasında hasara karşılık olarak davalı sigorta şirketi tarafından 3.060,00-TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödeme sonrasında tutanakta … plakalı araç sürücü beyanı dikkate alınarak müvekkilden ödenen 3.060,00-TL’nin iadesinin talep edildiğini, müvekkili tarafından 3.060,00-TL’nin davalı sigorta şirketine ödendiğini, sürücü değişikliği olduğu iddia edilen …’da herhangi bir alkol bulunmadığını, sürücü değiştirmeyi gerektirecek herhangi bir durumun belirtilmediğini belirterek haksız olarak müvekkilinden tahsil edilen 3.060,00-TL bedelin tahsiline, davanın kabulü ile, fazlaya dair hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile, hukuksuz olarak müvekkilden tahsil edilen 3.060,00-TL paranın davalıya gönderilme tarihi olan 03/10/2019 tarihinden işleyecek avans faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu 04.06.2019 tarihli kazaya karışan … plaka sayılı araç müvekkili şirket nezdinde 19506551 sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigorta teminatı altına alındığını, kaza sonrasında yapılan ekspertiz çalışması sonucunda meydana gelen maddi hasarın, kaza tespit tutanağı’nda belirlenen kusur oranlarına göre müvekkili sigorta şirketi tarafından yapılan 3.060,00-TL’lik ödeme ile karşılandığını, kaza tespit tutanağı incelendiğinde, müvekkili sigorta şirketince sigortalı … plakalı aracın sürücüsünün … adlı başka bir kişi olduğunu, araçta sürücü değişikliği yapıldığının tespit edildiğini, bu sebeple müvekkili şirketin rücu hakkı ortaya çıktığını ve kusur oranına karşılık gelen 3.060,00-TL sigortalı …’dan 03.10.2019 tarihinde talep edildiğini ve
anılan tutarın 03.10.2019 tarihinde ödendiğini, davacı tarafın sürücü değişikliği olmadığı iddiasını ileri süren bir cevap yazısı bile göndermeden doğrudan ödeme yolunu gittiğini, çünkü kaza anında gerçek sürücünün kanun ve poliçeden doğan yükümlülüklerine aykırı davranışı söz konusu olduğunu, bunun hukuki sonuçlarını örtbas etmek adına sürücü değişikliğine gidildiğini belirterek davacının sürücü değişikliğinin olmadığı yönündeki dayanaktan yoksun iddialarını kabul etmeyerek davanın reddine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
–
Dosya bilirkişiye tevdi olunmuş bilirkişi raporunda ;
Dosyada yer alan bilgi ve belgeler üzerinde yapılan incelemede davacıya yöneltilen rücu talebine istinaden davalı sigorta şirketine 03.10.2019 tarihinde 3.060,00TL ödeme yapılmış olduğu, ancak gerçekleşen riziko nedeniyle poliçe genel şartları uyarınca; davalı sigortacının davacı sigorta ettirene kaza nedeniyle rücu koşullarının oluşmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası nedeniyle davacı sigortalının sigortacısına yaptığı ödemenin rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketinin, davacıya ait aracın ZMSS poliçesini tanzim ettiğine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalı sigortalıya ait araç sürücüsünün kaza sonrası değiştirilip değiştirilmediği ve bu halin rücu için yeterli olup olmadığı, terkin yanında alkollü araç kullanmak yahut ehliyetsiz araç kullanmak, ağır kusur veyahut kasıtlı olarak zararı getirmiş olmak gibi şartların gerekip gerekmediğine ilişkindir. KTK’nun 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmüş olduğundan, sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi) olan sigorta ettiren davalı, sigorta poliçesinin ve sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür.
Sigorta sözleşmesine dayalı rücu davalarında, tarafların yükümlülüklerinin belirlenmesinde, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşme ilişkisi olması nedeniyle, poliçe ve poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan sigorta genel şartlar nazara alınır.
Somut olayda, davacı ile davalı arasında tanzim edilen Karayolları Mororlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası 26/11/2018 tanzim tarihlidir. Bu nedenle rücu şartlarının belirlenmesinde 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının nazara alınması gereklidir.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı “B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde; “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Bu çerçevede, 01/06/2015 tarihinden önceki sigorta genel şartlarından olay yerini terk, kaza tutanağı ve alkol v.b. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması rücu şartı olarak öngörülmemişken, ilgili maddenin (f) bendinde, belirli durumların haricinde olay yerinin terk edilmiş olması, kaza tutanağı, alkol v.b. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması da, rücu şartı olarak düzenlemiştir. Genel Şartlar B4-f bendi kapsamında sigortanın, sigortalısına rücu edebilmesi için ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesi yeterli olup, sigortacının, sigortalısına rücu için sürücünün alkollü olduğunu yahut kasti eyleminin varlığını kanıtlaması istenemez.
Sigorta genel şartları B4-f bendin kapsamında sigortalı, sürücünün olay yerine terk etmiş olması durumdan ancak;
-Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitmesi,
-Bedeni hasara neden olsun veya olmasın can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerde ilgili maddeden kaynaklanan sorumluluklardan kurtulur.
Somut olayda davalının şoför değiştiği, park halindeki araç sürücüsünün beyanı ile tutanağa yazılmış ise de değiştiği iddia edilen her iki şoföründe polislerce ve hastanede yapılan testlerde 0,00 promil alkollü çıktıkları, her iki kişininde araç kullanmaya yeterli ehliyetlerinin bulunduğu ve herhangi bir tahditte olmadığı anlaşıldığından, sigortalıya rücu şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
3.060,00-TL’nin 03/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 209,03-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 154,63-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı vekil ile temsil olunduğundan kabul edilen miktar üzerinden A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 3.060,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin harç, 54,40-TL başvuru harcı, tebligat-müzekkere ücreti 91,30 -TL, bilirkişi masrafı 600,00-TL olmak üzere toplam 800,10 -TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına,
6-HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
31/03/2021