Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/623 E. 2022/89 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/623 Esas
KARAR NO : 2022/89

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2020
KARAR TARİHİ : 01/02/2022
YAZIM TARİHİ : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 03/10/2018 tarihinde Danışmanlık Hizmet Alım Sözleşmesi yapıldığını, Sözleşmenin 2. Maddesine göre, sözleşme süresi imza tarihinden itibaren 3 yıl olduğunu, ilk 6 ay deneme süresi ve … Ankara Yönetim Kurulu 6. Ayın sonunda sözleşmeyi tek taraflı olarak ve yönetim kurulunun yapıldığı tarih itibari ile fesih edebileceği, tarafların fesih arzu içmali olurlarsa 1 ay öncesinden ihbar etmek durumunda olduklarını, tarafların 6. ayın sonunda yaptığı görüşme sonrasında 1 aylık fesih ihbar süresinin işletilmesine bu suretle sözleşmenin sona erdirilmesine karar verdiklerini, Davacı şirketin 1 aylık fesih ihbar süresi içinde sözleşme hükümleri gereğince hizmet vermeye devam ettiğini, 30 Nisan 2019 tarihinden sonrada talep edilmesi ve anlaşma gereğince 2019 Mayıs ve Haziran aylarında İHA ve TÜBİTAK Sayem projeleri yetkili ekipleri ile takip edildiğini, … Ankara ve İvedik OSB için rekabet ve inovasyon süreçlerinin analizi ve iyileştirilmesine yönelik yazılı raporlama yapıldığını, bir aylık fesih ihbar süresinin işletildiği ve hizmet verilen 2019 yılı Nisan ayına yönelik 03.05.2019 tarih ve 154813 nolu Hizmet Faturasını kestiğini ve kargo ile davalı şirkete gönderdiklerini, ayrıca bu bilgi ve taranmış faturanın mail ortamında 03.05.2019 tarihinde davalı kurum genel müdürü ve muhasebe müdürüne ayrıca gönderildiğini, Fatura bedelinin keşide edilen ihtara ve iyiniyetli girişimlere rağmen ödenmediğini, 02.11.2018 tarihli Ekim 2018 faturasının 8.144,00,-TL olup, sözleşme gereğince taraflarınca ödenmesi kararlaştırılan 2.730,24.-TL Damga Vergisi bedelinin faturadan mahsup edilerek taraflarına 5.413,76.-TL olarak ödendiğini ancak, ödendiği iddia edilen Damga Vergisine ilişkin her hangi bir makbuz ve belgenin taraflarına ibraz edilmediğini, davalıdan halen 10.874,24.-TL alacaklarının mevcut olduğunu belirterek 10.874,24 TL asıl alacaklardından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.144,00 TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında 03.10.2018 tarihli “danışmanlık hizmet alım sözleşmesi” imzalandığını, Sözleşmenin 2.maddesi incelendiğinde, imza tarihinden itibaren ilk 6 ayın deneme süresi olduğu ve bu süre içerisinde … Ankara’nın herhangi bir gerekçe göstermeksizin sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebileceğinin düzenlendiğini, davalının, bu maddeye istinaden 25.02.2019 tarihli yönetim kurulu toplantısında aldığı karar ile sözleşmenin feshine karar verdiğini, Nitekim bu karara istinaden 6.ayın sonunda(03.04.2019 tarihinde) sözleşmenin sona erdirildiğini, Davacı ile davalı arasındaki işbu “danışmanlık hizmet sözleşmesi” 03.10.2018-03.04.2019 tarihleri arasında yürürlükte kaldığını ve bu 6 aylık döneme ilişkin hizmet bedellerinin tamamının da davacıya ödendiğini, davacının talebinin haksız olduğunu çünkü, yönetim kurulu kararından da görüleceği üzere 25.02.2019 tarihinde sözleşmenin feshine karar verildiğini, bu kararı takip eden ay olan Mart 2019 ayının hizmet bedelinin de davacıya ödendiğini ve sözleşmenin sonlandırıldığını, davacının 03.04.2019-03.05.2019 arasındaki dönem için talepte bulunmasının mümkün olmadığını, davacı tarafça açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca ödenmediği ileri sürülen bakiye hizmet bedelinin tahsiline ilişkin alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama sürecinde taraflarca gösterilen deliller toplanılmış, bu kapsamda; 03/10/2018 tarihli Danışmanlık Hizmet Alım Sözleşmesi, düzenlenen faturalar, davacı tarafından gönderilen ihtarname, dosyaya celbedilmiş, tarafların defterleri mahkememizce atanan mali müşavir bilirkişiye incelettirilerek 26/08/2021 tarihli rapor alınmıştır. Düzenlenen bilirkişi raporunda; Nisan ayına ilişkin olarak düzenlenen 8.144,00 TL bedelli faturanın davacı defterlerine kayıtlı olduğu, davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı belirlenmiş, yine sözleşmeye göre davacı tarafça ödenmesi gereken 2.730,24 TL damga vergisinin davalı tarafından verilen damga vergisi beyannamesi ile ödenip, davacı cari hesabından mahsup edildiği tespit edilmiştir.
Taraflar arasında akdedildiği tartışma konusu olmayan 03/10/2018 tarihli sözleşmeye göre davacı taraf davalıya danışmanlık hizmeti yapacaktır. Sözleşmenin 2. maddesinde sözleşme süresinin imza tarihinden itibaren 3 yıl olduğu, ilk 6 ayın deneme süresi olduğu ve 6. ayın sonunda davalı yönetim kurulunun sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceği, feshin 1 ay öncesinden ihbar edilmesi gerektiği düzenlemesi mevcuttur. Davalı taraf yönetim kurulu 25/02/2019 tarihinde 6. ayın sonunda olmak üzere sözleşmeyi fesih kararı almıştır. Ancak fesih kararı davacı tarafa ihbar edilmemiştir. Davacı taraf feshin ihbar edilmemesi nedeniyle 6 aylık süre Nisan ayında bitmesine rağmen 1 aylık fesih süresi boyunca sözleşmenin ayakta kaldığını beyanla Nisan ayına ait dava konusu faturayı tanzim etmiştir. Tartışılması gereken husus fesih ihbar süresi boyunca sözleşmenin uzayıp uzamadığı ve Nisan ayında davalıya sözleşme kapsamında hizmet verilip verilmediğidir.
Sözleşmenin süresini ve fesih koşullarını düzenleyen 2. maddede; 6 aylık deneme süresinin sonunda sözleşmenin feshedilebileceği ancak feshin 1 ay önceden ihbar edilmesi zorunluluğu bulunduğu kararlaştırılmıştır. Davalı yönetim kurulunun 25/02/2019 tarihli fesih kararı davacıya tebliğ edilmemiştir. Sözleşmenin ilgili maddesinde feshin 6 aylık sürenin bitiminden 1 ay önce ihbar edilmemesi halinde ne olacağı hususunda bir düzenleme bulunmamaktadır. 1 aylık fesih ihbarına uyulmaması halinde 6 aylık deneme süresinden itibaren sözleşmenin sonlandırılmasının 1 ay daha uzayacağına dair bir düzenleme yapılmamıştır. Fesih ihbar süresine uyulmaması bu durumda feshin haklı ya da haksızlığını etkileyecek olup haksız feshe ilişkin varsa davacının zararını talep etmesi imkanı doğuracaktır.
Davacı taraf cevaba cevap dilekçesinde; 6. ayın sonunda taraflar arasında görüşme olduğunu bu görüşmede davalı tarafça sözleşmeye devam edilmek istenmediğinin bildirilmesi üzerine 1 aylık fesih ihbar süresinin var olduğunun karşı tarafa bildirildiğini, yapılan mail yazışmaları ile de bu hususun taraflarca kabul edildiğini iddia etse de dosyaya sunulan maillerin tek taraflı olarak davacı yetkililerince yazıldığı, davalı yetkililerince herhangi bir cevap verilmediği, TBK 17/2 atfıyla 13. maddeye göre yazılı olarak yapılan sözleşmenin değiştirilmesini de yazılı şekle tabi olduğu, gözetildiğinde davacının bu iddiasını kanıtlayamadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı taraf Nisan ayında hizmetine devam ettiğini iddia etmekte buna dair, 2019 yılı Mayıs ve Haziran aylarına ait raporlar sunmaktadır. Söz konusu raporlar sözleşmenin geçerli olduğu dönemde yapılan faaliyetler sonucunda düzenlenmiş olup Nisan ayında sözleşme kapsamında hizmet verildiğini ispatlamaktan uzaktır. Raporların düzenlenmesinin sözleşme kapsamında iş yapıldığı anlamına geldiğinin kabulü halinde sadece Nisan ayı değil raporların düzenlendiği Mayıs ve Haziran aylarında da davacının iş yaptığının kabulü sonucu çıkacaktır ki davacı tarafın bile bu yönde bir iddiası bulunmamaktadır.
Neticede 1 aylık fesih süresinin gerekçesiz fesih hali için sözleşmede kabul edildiği bu süreye uyulmamasının sözleşmenin 6 aylık deneme süresinin 1 aylık fesih süresince uzatıldığı ve 1 aylık süre için ayrıca ücret ödeneceği anlamına gelmeyeceği mahkememizce kabul edilerek davanın reddine dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın Reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL harçtan peşin alınan 139,08 TL harcın mahsubu ile artan 50,38 TL karar harcının kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-DavaIı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
8-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/02/2022

Katip … Hakim …