Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/59 E. 2023/372 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/59 Esas – 2023/372
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
… 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/59 Esas
KARAR NO : 2023/372

HAKİM : ….
KATİP :….

DAVACI :…
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 1-…
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 2-…
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 3-…
4- ….

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2020
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …, …İnşaat A.Ş. ve yöneticileri hakkında muhtelif zamanlarda gerçeğe aykırı, yalan haberler yayınladığını, bu haberlerin doğrudan müvekkili şirketin ve yöneticilerinin kişilik haklarına, ticari itibarına ve güvenilirliğine saldırı niteliğinde olduğunu, gazetenin gerçek dışı iddiaları ile müvekkili şirketin faaliyetlerini kötülediğini, ortaklık nezdinde maddi ve manevi zararın doğmasına sebebiyet verdiğini, gazetenin saldırı niteliğindeki eylemlerinin hem haksız fiil hem de haksız rekabet oluşturduğunu, … gazetesinde …tarafından kaleme alınan hakikate aykırı haberlerin yayınlandığını, anılan gazeteye defalarca ihtarname gönderilerek haber içeriklerinin doğru olmadığının izah edildiğini, keşide edilen ihtarnamelerin ekte mahkemeye ibraz edildiğini, ihtarnamelere ve haricen yapılan ikazlara rağmen gazetenin asılsız iddialarını sürdürmeye devam ettiğini, defaatle yapılan uyarılara karşın gazetenin, hukuka ve gerçeğe aykırı tutumlarına devam etmesi, habercilik ilkelerinden ayrılarak müvekkili şirketin ticari itibarına saldırmayı kendisine amaç edindiğini, bu asılsız iddiaların geldiği aşama itibariyle habercilikten ayrılmış taciz ve saldırı boyutuna ulaştığını, … Gazetesinin yayımladığı haberlerle müvekkil şirket aleyhine haksız rekabet doğmasına sebebiyet verdiğini, ilgili haberlerin basın hürriyetinin ve ifade özgürlüğünün dışında kaldığından hukuken korunmasının mümkün olmadığını, … Gazetesinin eylemlerinin haksız olduğunun tespiti, oluşan haksız rekabetin men’i, müvekkili hakkında yanlış ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesi ve müvekkil şirket nezdinde doğan zararların tazmini gerektiğini, …’nin müvekkili şirket hakkında daha fazla aslı olmayan haber yapmaması adına haksız rekabetin önlenmesi ve yanlış beyanların düzeltilmesi yada mahkemece uygun görülecek başka bir tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, gazetenin mezkur eylemlerinin önüne geçilmemesi halinde, müvekkili şirket nezdinde geri dönüşü olmayan zararların meydana geleceğini, öyle ki müvekkilinin inşa ettiği projeler, aşama itibariyle satışların yoğun olduğu bir dönemde olduğunu, merkez … projesinin lansman aşamasında asılsız haberler yapmayı bilinçli olarak tercih ettiklerini, bu şekilde proje kapsamında satışların düşmesinin hedeflendiğini, Türk Borçlar Kanunu, … Kanunu ve Basın Kanununda yer alan hükümler birlikte değerlendirildiğinde, davalı olarak gösterilen tüm şahısların talepleri yönünde müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, muhtelif zamanlarda müvekkili şirket ve grup şirket ile yöneticileri hakkında yayımlanan asılsız haberlerin tamamının …tarafından kaleme alındığını, bu sebeple, …dava konusu talepler yönünden eser sahibi olarak sorumlu olduğunu, … A.Ş.’nin ise yayın sahibi-yayımlayan-marka lisans sahibi olarak sorumlu olduklarını, … …… künyesinde imtiyaz sahibi olduğunu, ilgili haberden doğan tazminat davalarından yayımcı gibi hareket eden sıfatıyla sorumlu olduklarını, …’un da imtiyaz sahibi … …’nın temsilcisi olarak sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile, …’nde yayımlanan gerçeğe aykırı haberlerin müvekkil şirket aleyhine haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, oluşan haksız rekabetin Men’ine, müvekkil şirket hakkında yanlış beyanların düzeltilmesine, müvekkil hakkında yayımlanan haberlerin kaldırılmasına veya bu hususta Mahkemece belirlenecek başka bir ihtiyari tedbir kararı verilmesine, şirket nezdinde daha fazla hak kaybına sebebiyet verilmemesi adına, dava sonuçlanıncaya değin müvekkili şirket hakkında haber yapılmaması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkili şirket nezdinde doğan maddi zararın fazlaya ilişkin tüm hakların saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000 TL (belirsiz alacak davası olarak) maddi tazminatın davalılardan müşteriken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Kanunu’nun 54. Maddesine göre haksız rekabet fiillerinin kimler arasında gerçekleşebileceğinin belirtildiğini, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız rekabet olarak nitelendirilen fiiler olduğunu, müvekkil ile davacı yan arasında ne bir rekabet ne de bir rakiplik durumunun söz konusu olmadığını, aynı sektörde dahi faaliyet göstermeyen iki şirket olduklarını, taraflar arsında tedarikçi ve müşteri ilişkisinin de olmadığını, bu bağlamda taraflar arasında haksız rekabet olarak nitelendirilebilecek bir fiilin oluşmadığını, TTK’nın haksız rekabet hükümlerine dayalı olarak açılmış olan bu haksız ve hukuka aykırı davanın reddi gerektiğini, bir diğer hususun ise davacı yanın işbu davaya dayanak olarak göstermiş olduğu haberler sebebiyle Müvekkillere karşı … …’nin … E. Sayılı dosyasından 2.000.000 TL. Manevi tazminat istemli bir dava açtığını, anılan dosyadaki cevap dilekçesinde de belirtilen müvekkili gazetede yer alan haberler görünürdeki gerçeğe uygun olduğunu, basın özgürlüğü kapsamında davacının kişilik haklarının ihlal edilmeksizin, kamuoyunun dikkatini çeken, devlet yönetimi ile de ilişkili bir hususta haber yapıldığını, ülke genelinde yaygın inşaatları olan bir şirketin mali durumundaki gelişmeler pek tabi ki kamuoyunun dikkatin çekeceğini ve haber değerinin olduğunu, davaya konu gazetede farklı günlerde yayınlanan 4 haberde gerçeğe uygun olarak haberlerin yapıldığını dava konusu haberde yer alan tüm hususların resmi belgelere dayalı olarak yazıldığı, yazılanların tamamının somut gerçeklere uygun olduğunu, tüm bu haberlerin haksız rekabete vücut vermesinin mümkün olmadığını, haksız rekabetin doğmadığı gibi maddi tazminat talebinin de hukuki dayanağının olmadığını, maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak, davacı yanın haksız rekabet ve haksız fiil iddialarını kabul etmediklerini, davacı yanın bu iddialarının mesnetsiz ve dayanıksız, üstelik de pozitif hukuk normlarına da aykırı olduğunu, müvekkillerinin haksız rekabet ve haksız fiil olarak nitelendirilebilecek bir fiili, davranışı olmadığından maddi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, ayrıca davacı yanın maddi tazminat talebinde bulunurken satışlarında azalma meydana geldiğini, buna ilişkin evrakları sunacaklarını belirttiklerini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı yanın maddi tazminat talebinde bulunabilmek için kusur ile zarar arasındaki illiyet bağının ispatlanması gerektiğini, davacının kendi kusuru sebebiyle inşaat satışlarında meydana gelen azalmayı müvekkili üzerinden tazmin etmeye çalıştıklarını, müvekillerinin davacı yanın satışlarında azalma meydana getirecek bir fiilin olmadığınından davacı yanın maddi tazminat taleplerininde reddi gerektiğini belirterek haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun davanın reddine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraflara yükletilmesine, karar verilmesi talep etmiştir.
Dosya bilirkişiye tevdi olunmuş bilirkişi raporunda; 04.12.2019 tarihli haberde yer alan “Merkezde yaklaşık yüzde 75’i satılmış olanların dışındaki tüm ofislere de … Bankası borç karşılığı el koydu” ifadesinin, TTK m. 55.1.a.1 hükmü uyarınca “yanlış açıklama” niteliğinde olduğu şeklinde bir değerlendirme yapılabileceği, aynı tarihli haberde yer alan “…’ye el koyma” ifadesine ilişkin olarak da, eğer sayın mahkeme, gazetenin hitap ettiği okuyucu çevresinin “el koyma” terimini …’nin icra takibi sonucunda satıldığı, davacının malvarlığına iradesi dışında el konulduğu şeklinde algılayacağı kanaatindeyse, bu durumda söz konusu açıklamanın TTK m. 55.1.a.1 anlamında “yanıltıcı” olduğu sonucuna ulaşılabileceği, eğer sayın mahkeme, gazetenin hitap ettiği okuyucu çevresinin “el koyma” terimini davacının varlık borç takası yöntemiyle anılan bankaya devrettiği şeklinde algılayacağı kanaatindeyse, bu durumda söz konusu açıklamanın “yanıltıcı” olmadığı ve bu habere ilişkin olarak haksız rekabetten söz edilmeyeceği, diğer haberlere ilişkin olarak, haksız rekabet anlamında bir kötülemenin varlığının saptanmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Davacı taraf itirazları doğrultusunda dosya tekrar bilirkişilere tevdi olunmuş bilirkişi ek raporunda; Kök raporda bir değişiklik olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava, haksız rekabetten kaynaklanan alacak davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; davacı vekilince haksız rekabetten kaynaklı maddi tazminat talepli dava açıldığı, bilirkişi kurulu kök ve ek raporunda da belirtildiği üzere 04.12.2019 tarihli haberde yer alan: “Merkezde yaklaşık yüzde 75’i satılmış olanların dışındaki tüm ofislere de … Bankası borç karşılığı el koydu” ifadesinin, TTK m. 55.1.a.1 hükmü uyarınca “yanlış açıklama” niteliğinde olduğu şeklinde bir değerlendirme yapılabileceği, Aynı tarihli haberde yer alan “…’ye el koyma” ifadesine ilişkin olarak da: eğer sayın mahkeme, gazetenin hitap ettiği okuyucu çevresinin “el koyma” terimini …’nin icra takibi sonucunda satıldığı, davacının malvarlığına iradesi dışında el konulduğu şeklinde algılayacağı kanaatindeyse, bu durumda söz konusu açıklamanın TTK m. 55.1.a.1 anlamında “yanıltıcı” olduğu sonucuna ulaşılabileceği, eğer sayın mahkeme, gazetenin hitap ettiği okuyucu çevresinin “el koyma” terimini davacının varlık borç takası yöntemiyle anılan bankaya devrettiği şeklinde algılayacağı kanaatindeyse, bu durumda söz konusu açıklamanın “yanıltıcı” olmadığı ve bu habere ilişkin olarak haksız rekabetten söz edilmeyeceği, yine diğer haberlere ilişkin olarak haksız rekabet anlamında bir kötülemenin varlığının saptanmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça alınan bilirkişi raporlarına itiraz edilmesi üzerine yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına dair ara karar kurulmuş ise de davacı tarafça bilirkişi ücretinin yatırlamadığından yeni bilirkişi heyetinden rapor alınması yönündeki talebinden vazgeçmiş sayılarak yeniden rapor alınmamış, aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … Şirketi verilmesine,
5-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince … bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan gider/delil avansından artan kısmın karar kesinleştiğinden yatırana iadesine,
Dair, davalılar vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır