Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/580 E. 2021/372 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/580 Esas – 2021/372
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/580 Esas
KARAR NO : 2021/372

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2020
KARAR TARİHİ : 21/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı …’e ait … plakalı aracın 31.03.2019 tarihinde müvekkili şirket tarafından bir yıl süreyle sigortalandığını, söz konusu aracın 13.02.2020 tarihinde dava dışı sigortalı …’in sevk ve idaresinde seyir halinde iken davalı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bakım ve sorumluluğu altında bulunan asfalt yolun aniden çökmesi sonucu aracın sol ön tekerleğinin çukura düştüğünü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza ile ilgili olarak polis ekipleri tarafından maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlendiğini, anılan tutanakta kazanın oluşumunda, yol tamamen çökmeden önce gerekli tedbiri almayan, uyarıcı işaretleme yapmayan, yolun bakım ve onarımından sorumlu olan kurumun kusurlu olduğunun, araç sürücüsünün ise herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığının açıkça belirtildiğini, sigortalı araçta oluşan hasarın yetkili servis tarafından giderildiğini, müvekkili şirket tarafından da 1.190,00 TL’lik işçilik ücretinin 26.02.2020 tarihinde sigortalıya, 1.278,81 TL’lik yedek parça ücretinin de 03.03.2020 tarihinde sigortalı adına yetkili servise ödendiğini belirterek sigortalıya ödenen 2.468,81-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili idarenin eksik işaretleme olduğu ve ikaz levhalarının koyulmadığı yolun bakım ve onarımının yapılmadığı iddiaları ile meydana gelen kazaya ilişkin uğranılan zararın tazmini talebiyle açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, öncelikle görev ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, görevli mahkemenin idare mahkemeleri olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkili idarenin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, araç sürücüsünün kusurunun bulunduğunu belirterek davanın her halükarda reddine karar verilmesi gerektiğini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELEME
Dava; trafik kazası nedeni ile sigortacının sigortalısına ödemiş olduğu maddi zararın rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Davalı Ankara Büyükşehir Belediyesi kamu tüzel kişisi olup, görmekle yükümlü bulundukları kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 10. maddesinde karayollarında mal ve can güvenliği yönünden gerekli işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırma görevleri verilmiş bulunmakta olup, dava dilekçesi ile de davalı Belediyenin yasadan doğan bu görevini yerine getirmediği, bu nedenle davaya konu zararın oluştuğu ileri sürülmektedir. Kamu tüzel kişilerinin, yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayanılarak 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. maddesi hükmü uyarınca, idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2012/6259 E. 2013/6146 K., Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 10.07.2014 Tarih, 2014/12617 Esas, 2014/11090 Karar,)
Gerçekleşen somut olayda, davacı sigortalısının aracında hasara neden olan kazada davalı Belediyenin sorumluluğunda olduğu iddia edilen yol üzerinde gerekli önlemlerin alınmadığı gerekçesiyle yolun çöktüğünden bahisle hizmet kusuruna dayanılarak dava açıldığı anlaşılmakla, adli yargının, yargı yolu bakımından görevsiz bulunması sebebiyle davanın usulen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: gerekçesi daha sonra yazılacak gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
Davaya bakma görevinin idari yargının görev alanına girdiği anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b, 115 madde ve devamı gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 54.40 TL harçtan mahsubu ile 4,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan, yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hesaplanan 1.234,40-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansın kullanılmayan kısmının taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/05/2021