Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/576 E. 2022/30 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/576 Esas
KARAR NO : 2022/30

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/01/2022
YAZIM TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı tarafından düzenlenen 05/09/2007 düzenleme tarihli, 05/02/2016 vadeli 60.000,00 TL bedelli senedin lehtarı davalı …’a verildiğini, senedin düzenleme tarihinden sonra senet borçlusu davacı müvekkili ve senet alacaklısı davalı arasında yeni bir sözleşme düzenlendiğini, 03/05/2013 tarihli bu sözleşmede ” 2006 – 2007 tanzim tarihli senetlerde …, …’ın alacağı yoktur” denilerek, dava konusu senedin bedelsiz hale geldiğinin kararlaştırıldığını ve sözleşmenin davalı tarafından imzalandığını, sözleşmeye rağmen davalı tarafından müvekkiline iade edilmesi lazım gelen fakat müvekkilinin defalarca ısrarlı talebine rağmen iade edilmeyen dava konusu senedin, davalı tarafından müvekkilin rızası ve bilgisi dışında, 3. kişi durumundaki …’ya ciro edilerek teslim edildiğini, bedelsiz kalmasına rağmen müvekkiline teslim edilmeyen senedin, dava dışı … tarafından müvekkilinin zarara uğraması amacıyla ve kötüniyetle Ankara … Dairesinin … sayılı dosyasıyla icra takibine konulduğunu, …. yevmiye numaralı Alacağın Devri Sözleşmesine göre dava dışı …’nın, Ankara … Dairesinin … sayılı dosyasındaki alacağın tamamını fer’ileriyle davalı …’a devrettiğini ve dosyada davalı …’ın alacaklı sıfatını kazandığını, ancak davalı ile müvekkil davacı tarafından imzalanan 03/05/2017 tarihli sözleşmede açıkça taraflar arasında düzenlenen 2006 ve 2007 tanzim tarihli senetlerin bedelsiz hale geldiğinin kararlaştırıldığı ve taraflar arasında düzenlenmiş başkaca herhangi bir senedin bulunmaması karşısında davacı müvekkilinin Ankara … Dairesinin … sayılı dosyasında takip konusu senetten kaynaklanan borcunun olmadığını ileri sürerek müvekkilinin Ankara … Dairesinin … sayılı takip dosyasına konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; iş bu davanın hak düşürücü süre olan 1 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde açılmadığını, Ankara … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibin davacıya 12.11.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak bu süre zarfından itibaren uzunca bir süreç geçmesine rağmen iş bu dava ikame edilmediğini, ilgili icra dosyasında satış aşamasına geçilmesi sebebi ile davacı yan iyi niyetli olmayarak iş bu davayı açtığını, öncelikle iş bu davanın zamanaşımı sebebi ile reddini talep ettiklerini, davacı yanın bahsedildiği gibi ilgili borçtan kurtulmadığını, davacı yanın hiç bir şekilde bu senetten kaynaklı borcunu ödemediğini, davacı yanın Ankara … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe itirazda bulunmadığını, bunun üzerine dosya kesinleştiğini, 2 yıldan uzun süredir bu dosyada işlemlerin devam ettiğini, davacının buna rağmen iyi niyetten uzak olarak şimdi iş bu davayı açtığını, müvekkilinin davaya konu seneti cirolarayak …’ya devrettiğini, bu takibi icraya koyan şahıs aslında … olduğunu, müvekkilin başlangıçta bu senedi tahsil edilemediğine ilişkin bilgisinin olmadığını, …’nın bu alacağını müvekkil yana devretmesindeki sebebin dava dışı … ve müvekkil arasındaki alacak verecek ilişkisiyle alakalı olduğunu, tarafların birlikte iş yaptıklarını, bu sebeple aralarında sürekli bir para akışı olduğunu, tarafların birbirlerine alacaklı ve borçlu konumda olmaları, bu alacaklarını tahsil etmek amacıyla hukuki girişimlerde bulunmalarının oldukça normal olduğunu, davacı yan öncelikle borcu ödediğini ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın öncelikle usulden, aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, Ankara … İcra Dairesinin … sayılı icra takibine konu bono nedeni ile menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı, 03/05/2017 tarihli belgeye dayalı olarak eldeki menfi tespit davasını açmıştır.
Ankara … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası Uyap üzerinden gönderilmiş olup, incelenmesinde; dava dışı … tarafından davacı … … hakkında 05/09/2007 düzenleme tarihli, 15/02/2016 vade tarihli 60.000,00 TL bedelli senede dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, 05/02/2020 tarihli temlikname ile takip konusu alacağın dava dışı … tarafından davalı …’a temlik edildiği görülmüştür.
Takip konusu 05/09/2007 tanzim, 15/02/2016 vade tarihli ve 60.000,00 TL bedelli bononun incelenmesinde, borçlunun davacı … …, lehtarın davalı … olduğu ve davalı … tarafından dava dışı …’ya ciro edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili, 21/06/2021 tarihli celse müvekkilinin davacının dayandığı 03/05/2017 tarihli belge altındaki imzaya bir itirazlarının olmadığını beyan etmiştir.
17/01/2022 tarihli celse davalı … isticvap edilmiş, … “03/05/2017 tarihli belgede sözü geçen senetler dava konusu senetler değillerdir. Benim sahibi olduğum ticari taksiye davacı … talep oldu, bende davacının gösterdiği kişiye taksinin satışını verdim, davacı da bana senet verdi, fakat senet bedelini ödeyemedi, bunun üzerine abim olan dava dışı … devreye girdi ve bana taksi bedelini ödedi, davacıda abim …’ya borçlu hale geldi. Davacı borcuna karşılık abime Pursaklar’ da iki dükkan verdi ve böylece abim …’ya olan borcu ödedi. Bende davaya konu 03/05/2017 tarihli belgeyi abim … adına imzaladım, o tarihte abim … yokken davacı gelerek benden böyle bir belge vermemi istedi, bende bu belgeyi imzalayarak verdim, söylediğim gibi davacı ile benim aramda nakit alış verişinden kaynaklanan başkaca hukuki ilişki vardır. İcra takibine konu senette bu nakit alışverişi nedeni ile verilmiştir, 03/05/2017 tarihli belgede Not ile başlayan kısımdaki yazılar belgeye sonradan ilave edilmiştir, sözü geçen 50 parseldeki 11 nolu daire tarafıma davacı tarafından satılmıştır, satış bedeli 150.000,00 TL’yi nakit olarak davacıya ödedim, bu satış nedeni ile davacı ile aramızda bir senet düzenlenmemiştir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
İddia ve savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından Ankara … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına konu bono nedeniyle 03/05/2017 tarihli belgeye dayalı olarak borçlu olmadığının tespiti istemli olarak eldeki davanın açıldığı, davacının dayandığı 03/05/2017 tarihli belgedeki imzaya davalı tarafından itiraz edilmediği, söz konusu 03/05/2017 tarihli belgede “2006-2007 tanzim tarihli senetlerde … …’ın alacağı yoktur” ibaresine yer verildiği, davaya konu bononun 05/09/2007 tanzim tarihli olduğu, gerek davalı vekili beyan dilekçelerinde gerekse davalı asil isticvap yolu ile alınan beyanında söz konusu belgenin dava dışı …’a vekaleten imzalandığını ileri sürmüş ise de, belgede açıkça “2006-2007 tanzim tarihli senetlerde … …’ın alacağı yoktur” ibaresine yer verildiği, buna göre davalı …’ın söz konusu belgeyi kendi adına asaleten dava dışı …’a vekaleten imzaladığının kabulü gerektiği, söz konusu belgenin davalı tarafından imzalanmasından sonra ilave yapıldığı savunmasının yazılı belge ile ispatlanamadığı, öte yandan davalının takip ve dava konusu bononun 03/05/2017 tarihli belgeye konu bonolardan biri olmadığını savunmasına karşın, taraflar arasında söz konusu bonodan başka bir bono düzenlendiği hususunun davalı tarafından ispat edilemediği ve davacının 03/05/2017 tarihli belge ile davasını kanıtladığı kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın kabulüne Ankara … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına konu 05/09/2007 tanzim tarihli, 15/02/2016 vade tarihli 60.000,00 TL bedelli bono nedeni ile davacının borçlu olmadığının tespitine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 4.098,60 TL harçtan peşin alınan 1.024,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.073,95 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 8.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.024,65 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.079,05 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 86,00 TL posta masrafı olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, Asiller ve vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/01/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır