Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/542 E. 2021/898 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/542 Esas – 2021/898
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/542 Esas
KARAR NO : 2021/898

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2020
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
YAZIM TARİHİ : 14/01/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, … … Çankaya adlı özel konaklama tesisi sınıfında faaliyet gösterdiği, buna ilişkin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilmiş olan Turizm İşletme Belgesinin mevcut olduğu, Abone sözleşmesi ve faturalar üzerinde yapılan incelemelerde, su faturalarında ücretlendirmenin yüksek tarife üzerinden yapıldığının tespit edildiğini, 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca; “Turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden öderler” şeklinde düzenlendiğini, Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına ve Mahkeme kararlarına göre; “davacının turizm yatırım teşvik belgesinin kapsamında sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden faturalandırılması gerektiğini, bunun aksine hizmeti faturalandıran davalı şirketten bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak belirtilen fazla tahsilatların iadesi hususundaki talebin kabulü gerektiği sonuç ve kanaatiyle” şeklinde davanın kabulüne karar verildiğini, (T.C. Konya …. Asliye Ticaret Mah. … Karar sayılı davanın kabulüne ilişkin kararı, Yargıtay HD 2016/16934 E. Sayılı 2018/4660 K sayılı kararı ile onandığını, …..,… ) Otelin su faturalarının belirtilen kanun hükmüne aykırı olacak şekilde yüksek tarife üzerinden ücretlendirme yapıldığını ve fazla ödeme tahsil edildiğini, Sonuç olarak; Belirsiz alacak davalarının kabulü ile müvekkil şirketin talepte haklı olduğu miktarın tam olarak tespitiyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinden fazladan tahsil edilen su faturası bedellerinden kaynaklanan şimdilik 1.000 TL alacağın, ileride tespit edilecek alacak miktarının tamamının ödeme tarihinden itibaren işlenecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil ile müvekkile verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekili 19/11/2021 tarihli ıslah dilekçesinde dava değerinin 190.460,42 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Haksız ve mesnetsiz davanın taraflarınca kabulünün mümkün olmayıp davanın reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; öncelikle usule ilişkin olarak görev, hak düşürücü süre, zamanaşımı, husumet ve derdestlik yönünden itirazlarını sunduğunu, Zamanaşımı İtirazını davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, diğer bir anlatımla davacı işbu davayı yasal süresi içerisinde açmamış ise, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini davayı kabul anlamına gelmemek üzere; 6100 sayılı HMK’nın 107/1.maddesinde, “belirsiz alacak davası” düzenlendiğini, anılan maddede aynen; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” denilmekte olduğunu, bu dava belirsiz alacak davası olarak açılması nedeniyle de usul ve yasaya aykırı olup, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, davaya konu edilen alacaklar zaman aşımına uğramış olup zaman aşımı itirazının bir kez daha tekrar ettiğini, huzurdaki davada görevli yargı yolu idari yargı olup bu sebeple görev itirazında bulunduğunu, …. Esas sayılı davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; benzer bir davada İstanbul …. İdare Mahkemesinin … K sayılı ilamında mahkemece davanın esasına girilerek RED kararı verildiğini verilen kararında; “2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunun 16. Maddesi uyarınca turizm belgeleri yatırım ve işletmelere uygulanan indirimli su tarifesi uygulamasının;4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 1. Maddesinin 1. Fıkrası hükmü uyarınca sona erdirildiğini, söz konusu hükümden muaf tutulacak kişi ve kurumları belirleme yetkisinin Cumhurbaşkanında olduğunu ve davacı taraf hakkında bu yönde bir karar bulunmadığı” gerekçesi ile hüküm tesis ettiğini somut olayda da işbu dosyanın davacısının bahsi geçen şekilde Cumhurbaşkanı tarafından verilen bir muafiyet belgesi bulunmadığını, davacı adına yapılan tahakkuklara herhangi bir itirazda bulunulmamış, fatura bedelleri ihtirazı kayıt koyulmadan ödendiğini, bu sebepledir ki (kabul anlamına gelmemek kaydıyla) davacının geriye dönük talepte bulunma imkânı bulunmadığını, müvekkil kurum tarafından uygulanan tarifeler yönetmeliğinin ilgili maddesi dava konusu yapılan işlem hakkında açık bir düzenleme getirdiğini, yapılan iş ve işlemler bu yönetmeliğe göre tesis edildiğini, anılan madde gereği, davacının tarifesine uygun tahakkuklar yapılmakta olduğunu, davacı taraf iddiası 2634 sayılı kanunun 16. Maddesine göre işlem tesis edilmemesini, 4736 sayılı kamu kurum ve kuruluşlarının ürettikleri mal ve hizmet tarifeleri ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki kanun” nun 1. Maddesinde “kamu kurum ve kuruluşları tarafından üretilen mal ve hizmetlerde her hangi bir indirimin yapılamayacağı” hüküm altına alındığını, dolayısıyla müvekkili idarece yapılan tahakkukların muvazata uygun olup iş bu davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın beyanlarından, taleplerinden ve delillerinden aleyhe olanlarını kabul etmediğini, dava dilekçesinde bahsedilen ve davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan mahkeme kararlarında aleyhe olan hususları kabul etmediğini, beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davanın konusu; taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi kapsamında fazla tahsil edildiği ileri sürülen bedelin iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanmış, bu kapsamda davacı abonelik dosyası, tüketim bilgileri, faturalar, davacı adına düzenlenmiş turizm işletme belgesi celbedilmiş mahkememizce atanan bilirkişiden 17/05/2021 tarihli rapor alınmıştır.
Taraflar arasında su aboneliğine dayalı hukuki ilişkinin varlığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı tarafın anonim şirket olduğu, davalı Aski’nin faaliyetinin kuruluş kanunu gereği özel hukuka tabi olduğu ve ticari mahiyette bulunduğu ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili olduğu gözetildiğinde mahkememizin görevli olduğu, idari yargının görevli olmadığı değerlendirilmiştir.
Taraflar arasındaki davanın çözümü için öncelikle turizm işletme belgesi sahibi olan davacının iş yeri tarifesi birim fiyatından mı yoksa mesken veya sanayilere uygulanan dönem tarifelerinden en düşük olan tarifedeki birim fiyat üzerinden mi faturalandırılmasının gerektiğinin tespiti gerekmektedir.
Davacının TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenmiş 17/09/2010 tarih 12567 sayılı turizm işletme belgesi sahibi olduğu belirlenmiştir.
2634 sayılı turizmi teşvik kanunun 16. maddesinde; “Elektrik, hava gazı ve su ürünleri: turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ürünlerinin o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden öderler.” düzenlemesi bulunmaktadır.
4736 sayılı kamu kurum ve kuruluşlarının ürettikleri mal ve hizmet tarifeleri ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki kanunun 1. maddesinde ” Genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idareler, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar, kefalet sandıkları, sosyal güvenlik kuruluşları, genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden yardım alan kuruluşlar, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları ile müesseselerin, il özel idarelerin ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, özel bütçeli kuruluşlar, özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı kanuna tabi kuruluşlar ve özel hukuk hükümlerine tabi, kamunun çoğunluk hissesine sahip olduğu kuruluşlar, kamu banka ve kuruluşları ile bunlara bağlı iş yerleri ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca üretilen mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik gereği yapılması gereken ticari indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya indirimli tarife uygulanmaz.” hükmü bulunmaktadır.
Davacı taraf turizm teşvik kanunu 16. maddesine dayalı olarak tahakkukun fazla yapıldığını iddia ederken davalı taraf metni yukarıda yazılı yasanın ve tarifeler yönetmeliğinin hükümlerine dayalı olarak davacıya indirimli tarife uygulanmayacağını savunmaktadır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede ise 4736 sayılı yasanın 1. maddesinin, 2634 sayılı turizmi teşvik kanunun 16. maddesinin uygulanmasını engellemediği, 4736 sayılı yasanın başkaca muafiyetler getirip turizm teşvik kanunu ile getirilen ve turizm teşvik belgesi olan kurumların faturalandırılmasında en düşük tarifenin uygulanması hükmünü kaldırmadığı, turizm yatırım teşvik belgesi kapsamında 2634 sayılı yasanın 16. maddesinde yapılan düzenlemenin istisnai ve özel bir düzenleme olduğu, davalı tarafın indirimli tarife uygulamasının 2001 yılında tamamen kaldırıldığına ilişkin savunmasının yerinde olmadığı, davacının turizm yatırım teşvik belgesi kapsamında sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden faturalandırılmasının gerektiği mahkememizce değerlendirilmiş ve düşük tarife üzerinden yapılan hesaplama ile davalı tarafından indirimsiz tarife üzerinden yapılan hesaplama arasında bilirkişi tarafından belirlenen 190.460,42 TL tutarında davacıdan fazla tahsilat yapıldığı mahkememizce kabul edilmiş, davalı taraf davaya ve ıslahla arttırılan tutara süresince zamanaşımı itirazında bulunduğundan ve zamanaşımı süresi, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi gözetildiğinde 10 yıl olarak kabullenildiğinden ıslah tarihi olan 19/11/2001’den geriye doğru 10 yıl gidildiğinde 2010 yılının 11. Ayının 2011 yılının 11. Ayına kadar fazla tahakkuk ettirilen 1.783,30 TL’nin 1000 TL’si dava dilekçesi ile birlikte talep edildiğinden bu tutarın sadece 783,30 TL’lik kısmının ıslahla arttırılan kısım olduğu ve zamanaşımına uğradığı kabul edilerek davanın 189.677,12 TL üzerinden kısmen kabulüne, dava ile talep edilen kısım yönünden dava tarihinden, ıslahla arttırılan kısım yönünden ise ıslah tarihinden itibaren, tarafların tacir vasfı gözetilerek avans faizi uygulanmasına dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın Kısmen Kabulüne ,
189.677,12 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen tutarın 1.000,00 TL sine dava tarihi 10/11/2020 den, 188.677,12 TL’sine ıslah tarihi 19/11/2021 den itibaren değişen oranlı avans faizi işletilmesine,
Davacının fazla isteminin zaman aşımı nedeniyle reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 12.956,84 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 3.294,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.662,44 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 21.727,40 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 783.30 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54.40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 3.240,00 TL ıslah harcı, olmak üzere toplam 3.348,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan 111.50 TL posta masrafı, 1000 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.111,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 1.106,93 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin 1.314,58 TL’sinin davalıdan, 5.42 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
8-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde davalı yönünden Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2021