Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/54 E. 2021/744 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/54 Esas
KARAR NO : 2021/744
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2021
KARAR TARİHİ : 15/11/2021
YAZIM TARİHİ : 01/12/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; borçlular … ve … Gelinlik ve Moda Tasarım hakkında … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasıyla giriştikleri icra takibine itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, borçluların itirazında borca itiraz ettiklerini, sözleşmedeki imzaya itiraz etmeyerek imzayı ikrar ettiklerini, borçluların borca itirazının yerinde olmadığını, takip konusu bayilik sözleşmesinin borçlularla müvekkili … arasında … markasının bayiliğinin verilmesi adına düzenlendiğini, sözleşme neticesinde müvekkili tarafından bayilik ücretinin borçlu tarafa verildiğini, ancak borçlu tarafın sebep göstermeksizin sözleşmeyi tek taraflı ve haklı bir sebebe dayanmaksızın feshettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca müvekkilinin sözleşmeden doğan taahhüdünü yerine getirdiği halde karşı yanın taahhüdünü yerine getirmeyerek ve haksız sebeple sözleşmeyi feshettiğini, sözleşme imzalandıktan sonra müvekkilinin sözleşme bedeli olarak 80.000 TL’yi davalıya banka yoluyla gönderdiğini, 20.000 TL bedeli senedi karşı tarafa teslim ettiğini, borçlunun müvekkili tarafından yatırılan 80.000 TL’nin yalnızca 60.000 TL’sini iade ettiğini, 20.000 TL’yi sözleşme bedeli adı altında iade etmediğini ve 20.000 TL bedelli senedi de müvekkiline teslim etmediğini, Beşiktaş …. Noterliği’nin 04.09.2018 tarihli …. numaralı ihtarnamesi ile bakiye 20.000 TL’nin ve 20.000 TL bedelli senedin iadesinin istenildiğini, ancak davalının borcu ödemediğini ve senedi iade etmediğini ileri sürerek itirazın iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
…./…
Davalı vekili 21/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalıların yerleşim yerinin ve sözleşmenin ifa yerinin Ankara olduğunu, taraflar arasında yapılan bayilik sözleşmesinde sözleşmenin kuruluşundan, uygulanmasından ya da yorumlanmasından çıkacak ihtilafların çözümünde Ankara Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili mercii olarak belirlendiğini, her bakımdan yetkilinin İcra Daireleri Ankara Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle İstanbul İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığını ve ortada geçerli bir icra takibi bulunadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesini, davacı ile 22/01/2018 tarihli bayilik sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme hükümlerine göre davacıya … markası adı altında üretilen emtianın ve eğitim verilmek şartıyla gelinlik baş tasarımı ve makyaj yapımı gibi hizmetlerin satışı için Muş ilinde bayilik verildiğini, bayinin sözleşme konusu emtiayı … tarafından belirlenecek mağaza dışında satamayacağını belirttiğini, davacının bu sözleşmeden sonra müvekkilin farklı şubelerinde sözleşmenin bir parçası olan gelinlik baş tasarımı ve makyaj yapımı gibi konularda uzun bir süre eğitim alarak müvekkilin yıllar içerisinde edindiği bilgi ve tecrübeden faydalandığını, müvekkilin tasarım ve tarzını öğrenen davacının sözleşmede öngörülen adres haricinde kendi ikametgahı olan Bingöl’de mağaza açması üzerine sözleşmenin feshedildiğini, davacının ileri sürdüğü sözleşmenin feshi nedeniyle iade edilmeyen 20.000,00-TL’nin sözleşme hükümleri uyarınca davacıya verilen bu eğitimin bedeli olduğunu, müvekkil tarafından bu hususta fatura düzenlendiğini ve davacıya gönderildiğini, davacının halen eğitimin sonucunda müvekkilden edindiği bilgi ve tecrübeyle aynı alanda faaliyet yürütmekte olduğunu, davacının Muş ili yerine Bingöl’de mağaza açarak sözleşmeye aykırı davrandığını, bu durumun müvekkilinin Bingöl’de bulunan bayi ile sorunlar yaşamasına sebep olduğunu ve davacının sözleşmesinin feshedildiğini savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Dava, bayilik sözleşmesinin davalı tarafından feshi üzerine davacı bayi tarafından davalıya ödenen sözleşme bedelinden iade edilmeyen 20.000,00 TL’nin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı yasanın 5. maddesine göre; Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ayrımı kaldırılarak görev ilişkisi kurulmuştur. 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre; Ticaret Mahkemelerinin görev alanına, her iki tarafın ticaret işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile anılan maddede tahdidi olarak sayılan ihtilaflardan kaynaklanan davalar girmektedir.
Bu noktada , ticari dava ile ticari iş ayrımına dikkat çekmek gerekmektedir, zira, ticari iş kavramı ile ticari dava kavramı birbirinden farklı olmaktadır.
Ticari dava TTK 4. maddede tanımlanmıştır. Madde metninde, ticari iş değil, ticari dava kavramı kullanılmış ve tarifi yapılmıştır. Buna göre, Ticaret Mahkemelerinin görev alanına giren ticari davalar, her iki tarafın tacir olmaları koşulu ile, ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile anılan maddede tahdidi olarak sayılan ihtilaflardan oluşmak durumundadır.
TTK’nın 3. maddesinde ise “Bu kanunda düzenlenen hususlarla, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmesi yer almakta olup, aynı Yasanın 19/2 maddesinde ise, “Taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari iş sayılır. ” hükmü bulunmaktadır. Dolayısıyla, her ticari dava, ticari iş içermekte ise de, her ticari iş, ticari dava niteliğinde değildir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında bayilik sözleşmesi söz konusu olup, mahkememizce Solhan Vergi Dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapla, davacının tacir sıfatının bulunmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Dava mutlak ticari dava değildir, davalı tacir olmakla birlikte, davacı tacir sıfatına sahip değildir. Bu durumda mahkememizin görevli olmadığı, Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu anlaşıldığından (Benzer mahiyette Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 22/03/2017 Tarih, 2017/148 Esas, 2017/899 Karar, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 30/09/2016 Tarih, 2016/12927 Esas, 2016/17597 Karar Sayılı, Ankara BAM 4. HD’nin 18/11/2020 Tarih, 2020/2078 Esas, 2020/1895 Karar sayılı ilamları) davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 15/11/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır