Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/491 E. 2021/510 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/491 Esas
KARAR NO : 2021/510

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2019
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu gereğince …’dan 18/09/2013 tarihinde aldığı dağıtım lisansı ile 30 yıl süreyle … Büyükşehir Belediyesi mücavir alan sınırları içerisinde kalan dağıtım bölgesinde ilgili mevzuat hükümleri uyarınca Doğal gaz tesisleri kurma, işletme ve doğal gaz taşıma ve/veya satışını yapma hususlarında yetkilendirildiğini, bu doğrultuda müvekkilinin sorumluluk bölgesi içerisinde istisna getirilmeksizin tüm abone ve serbest tüketicilere doğal gazı ulaştırmak için gerekli yatırımları yapmak ve daha önce yapılmış olanları devir almak suretiyle bir dağıtım şebekesi oluşturmakla yükümlü olduğunu, davalının mevzuat gereği serbest tüketicilere gaz satması halinde … tarafından belirlenen taşıma tarifesi üzerinden hesaplanacak taşıma bedelinin dağıtım lisansına sahip şirketlere ödemek suretiyle şirketlere ait dağıtım şebekesini kullanabildiğini, bu kapsamda müvekkiline ait dağıtım şebekesini kullanarak özel tüketicilere gaz satıp karşılığında … tarafından belirlenen tarifeye göre hesaplanan taşıma bedelini müvekkiline ödediğini, böylece taraflar arasında bir zımni sözleşme ilişkisi kurulduğunu, zımni sözleşmeye göre alınacak taşıma bedelinin düzenleyici kurum olan …’nın Kurul Kararlarıyla belirlendiğini, buna göre müvekkili şirketin 2007 yılı taşıma bedeli 12/12/2006 tarih ve 1008 sayılı karar ile 10.789 TL/m3 olarak belirlendiğini, müvekkili şirket tarafından …’nın anlan taşıma tarifesine ilişkin 1/B-a ve 3/c maddelerinin müvekkili ile ilgili kısmının iptali istemiyle Danıştay 13. Dairesi’nde açılan davada iptal kararı verildiğini, Danıştay 13. Dairesi’nin 1008 sayılı kurul kararının iptali üzerine … tarafından alınan 15/11/2011 tarih ve 3548 sayılı karar ile yürürlükte olan bir önceki 27/01/2004 tarih ve 291 sayılı kurul kararına dönüldüğünü, bilahare davalı tarafından 15/11/2011 tarih ve 3548 sayılı kurul kararının iptali istemiyle açılan dava sonrasında Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 17/06/2013 tarihli kararı ile dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği, … tarafından 4846 sayılı kurul kararı alındığını, bu karar gereğince davalı … tarafından müvekkiline 1.877.634,31 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirket tarafından 4846 sayılı kurul kararının iptali istemli açılan davada kararın iptal edilip … tarafından 6945 sayılı yeni bir kurul kararı alındığını, alınan bu yeni karar sonrasında 4846 sayılı kurul kararı çerçevesinde müvekkiline ödenen 1.877.634,31 TL ve işlemiş faizinin 01/12/2014 tarihinden itibaren hesaplanarak …’a iadesi gerektiğinin bildirildiğini, müvekkili tarafından toplam 2.747.186,79 TL’nin itirazi kayıtla ödendiğini, taraflar arasındaki zımni sözleşmeden kaynaklanan fazla ödemenin iadesinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığını belirterek davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak sebepsiz zenginleşme teşkil edecek şekilde tahsil edilen ve müvekkili şirket tarafından amme alacakları haciz baskısıyla ödenmek zorunda kalınan 869.552,48 TL işlemiş faiz tutarı ve bu meblağa 27/03/2017 ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin davaya konu ettiği gecikme zammı alacağının da doğal gaz ile ilgili bir alacak olması sebebiyle 6183 sayılı Kanun kapsamındaki bir alacak olduğunu, bu nedenle davacı şirketin müvekkilinin idari erkine kullanmak suretiyle tanzim ettiği faturalara konu alacağa ilişkin her türlü itiraz hakkını idari yargıda kullanması gerektiğini, dolayısıyla 6183 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin her türlü iş ve işlem hakkında idari yargının görevli bulunduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sebepsiz zenginleşme iddiasının ileri sürülebileceği yasal sürelerin geçirildiğini, 4646 sayılı Kanunun 12/g maddesinde ”…’ın doğal gaz ile ilgili alacakları hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır” hükmünün yer aldığını, hükümden de anlaşılacağı üzere müvekkili kuruluşun doğal gaz ile ilgili tüm alacaklarına 6183 sayılı yasanın uygulanacağının açıkça düzenlendiğini, doğal gaz ile ilgili alacakların hangi kalemlerden oluştuğu ve bu kalemlere ilişkin bedellerin üst limitlerinin …’nın dönemsel olarak yayımladığı Kurul Kararları ile belirlendiğini, davaya konu dönemde geçerli olan …’nın 1006 sayılı toptan satış tarifesi ile de doğal gaz alacağının hangi kalemlerden oluşacağının düzenlendiğini, düzenleme gereğince doğal gaz alacağı toptan satış fiyatı, depolama bedeli, iletim bedeli ve ilgili dağıtım bölgesinde geçerli olan taşıma bedelinden oluştuğunu, hal böyle iken taşıma bedelinin doğal gaz alacağı olmadığını söylemenin mevzuat açısından mümkün bulunmadığını, müvekkili kuruluşun 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında faaliyet gösteren bir KİT olup 6183 sayılı Kanunda sayılan idareler arasında yer almadığını, idari yargı kararlarında da faizin türünün 6183 sayılı Kanunda belirtilen faiz olduğunun belirtildiğini, yürütmenin durdurulması kararlarının iptal kararları gibi etki ve sonuçlarını doğurduğunu, yürütmesi durdurulan kararın alınmasından önceki durumun aynen iadesi gerektiğini, hukuka aykırı hale gelmiş bulunan işlemler nedeniyle yaratılan durumun tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılması gerektiğini, davacının hukuka aykırı olduğuna karar verilen bir tarife üzerinden belirlenmiş son derece yüksek bir meblağı 3 yıla yakın bir süre elinde tuttuğunu, bunun sermaye değerinden faydalandığını, söz konusu bedeli yatırımlarında veya ödemelerinde kullanmış yahut söz konusu bedeli işleterek bu bedel üzerinden gelir elde ettiğini, elinde tutmaktan kaynaklı olarak hiçbir zenginleşmesinin olmadığını kabul etmenin mümkün olmadığını, gecelik faizi bile oldukça yüksek olan bu bedelden hiçbir menfaat elde edilmediğinin kabulü hayatın, özellikle ticari hayatın akışına tamamen aykırı olduğunu, sözleşmeden veya haksız fiilden kaynaklı borç ilişkilerinde sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını beyanla davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden davanın görevsizlik, zamanaşımı nedenleriyle reddine, bu taleplerin kabul olmaması halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davanın HMK 114/1.b ve 115/2 maddeleri uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine dair verilen 06/02/2020 tarihli kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 2020/1014-704 EK sayılı ve 06/10/2020 tarihli kararında “…işin esasına girilip, taraf delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken…” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 05/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda; … tarafından belirlenen doğalgaz nakliye bedellerinin değiştirilmesi sonucu davalı tarafından davacıya ihtirazi kayıtla ödenen 1.877.643,31 TL tarife farkının yeni düzenlenen tarife kapsamında davalı tarafından geri alınması sırasında iyi niyetli zenginleşen konumundaki davacının temerrüde düşürülmemiş olması nedeni ile yapılan 869.552,48 TL gecikme zammının tahsilinden dolayı davalının sebepsiz zenginleştiği ve tutarın iadesi gerektiği bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu denetlenebilir ve dosyadaki mevcut bilgi-belgelerle örtüştüğünden hükme dayanak yapılması uygun görülmekle davalı vekilinin rapora yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacı firmanın Doğal Gaz Piyasası Kanunu gereğince … dan alınan dağıtım lisansı çerçevesinde … Büyükşehir Belediyesi mücavir alan sınırları içinde kalan dağıtım bölgesinde doğalgaz tesislerini kurma, işletme, doğalgaz taşıma ve satışını yapma konusunda yetkilendirildiği, davalının yine mevzuat gereği söz konusu bölgede serbest tüketicilere gaz satışı yapması halinde … tarafından belirlenen taşıma tarife üzerinden hesaplanacak taşıma bedelini dağıtım lisansına sahip davacı şirkete ödemek suretiyle şirkete ait dağıtım şebekesini kullandığı, taraflar arasında bu konuda ticari akit oluşturulduğu, 2007 yılı için … nın 12/12/2006 tarih ve 1008 sayılı kararı ile taşıma tarifesinin belirlendiği, davacı firma tarafından tarifenin iptali istemli Danıştay 13. Dairesi’ne açılan davada 1008 sayılı kararın iptali istenen maddelerin iptaline karar verildiği, … nın 15/11/2011 tarih ve 3458 sayılı kararı ile iptal edilen 1008 sayılı karardan önce yürürlükte olan 27/01/2004 tarih ve 291 sayılı kararın uygulanmasına karar verildiği, … tarafından 3458 sayılı kararın iptali istemli Danıştay 13. Dairesi’nde açılan davada yürütmenin durdurulmasına karar verildiği, bu defa … tarafından alınan 23/01/2014 tarih ve 4846 sayılı kurul kararı ile oluşan yeni tarife kapsamında davacı … Gaz tarafından düzenlenen 24/11/2014 tarihli fatura karşılığında 1.877.634,31 TL’nin davalı tarafından 01/12/2014 tarihinde ihtirazı kayıt ile ödendiği, … Gaz tarafından 4846 sayılı … kararının iptali istemine ilişkin açılan davada İdare Mahkemesince kararın iptali kararı üzerine … tarafından 23/02/2017 tarihli 6945 sayılı kurul kararında iptal edilen 4846 sayılı karar ile daha düşük bir tarife belirlenmesi üzerine davalı … tarafından davacıya ödenen 1.877.634,31 TL ile ödeme yapıldığı 01/12/2014 tarihinden itibaren hesaplanan gecikme zammı 869.552,48 TL ile birlikte iadesini talep ettiği, talep edilen tutarın davacı tarafından ihtirazı kayıtla …’a 27/03/2017 tarihinde 2.747.186,79 TL olarak ödendiği, 6183 sayılı Yasa’ya göre hesaplanan 869.552,48 TL gecikme cezasının haksız ödendiği gerekçesiyle ödeme tarihinden hesaplanacak ticari faiziyle birlikte iadesi istemli işbu davanın açıldığı, ihtilafın …’nın değişik yıllara ait tarifelerinin iptalinden kaynaklı alacak olduğu, davacı … Gaz’ın tarife değişikliğinden doğan alacağının tahsil etmekte ve zenginleşmesinin haklı nedene dayandığı ancak tarifelerde yapılan düzenleme karşısında almış olduğu farkın sebebinin ortadan kalktığı ve iyi niyetli sebepsiz zenginleştirme oluşturduğu, davacının ihtirazı kayıtla yaptığı ödeme öncesi davalı tarafından temerrüte düşürülmediğinden faiz ödememesi gerektiği, ödediği faizin miktarının iadesine talep hakkı olduğu, davalının da sebepsiz zenginleşmesinde kötü niyetli olarak kabul edilemeyeceğinden dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği kanaatine varılmakla davanın kabulüne ve dava tarihinden faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın kabulü ile 869.552,48 TL nin 25/03/2019 dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikten davalıdan tahsiline,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59.399,13 TL karar ve ilam harcının 14.849,79 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 44.529,34 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Kaldırma kararı öncesi ve sonrası davacı tarafından sarf edilen 380,30 TL posta-müzekkere masrafı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 14.849,79 TL peşin harç olmak üzere toplam 16.730,09 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden hesap ve takdir edilen 60.527,62 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-HMK’nun 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/07/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı