Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/447 E. 2021/771 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/468 Esas – 2021/816
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/468 Esas
KARAR NO : 2021/816

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2020
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı … A.Ş.nin EPDK’dan aldığı 09.03.2012 tarih ve EÜ/3683-7/2239 sayılı üretim lisansı kapsamında Bersama Rüzgar Enerji Santralinde (… Res) rüzgar enerjisine dayalı elektrik üretimi faaliyeti yaptığını, Davalı … A.Ş.(…) ise EPDK’dan aldığı lisans ile doğal tekel konumunda iletim faaliyeti gösterdiğini, bu durumda müvekkili tarafından üretilen enerjinin sisteme verilebilmesi için davalı …’ın işlettiği trafo merkezini ve iletim hatlarını kullanmak zorunda olduğunu, Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak üzere aynı bölge ve/veya aynı trafo merkezi için birden fazla lisans başvurusunun olması durumunda, sisteme bağlanacak olanı belirlemek için yapılacak yarışmanın ve yarışma sonucunda belirlenen Rüzgar Enerjisine Dayalı Elektrik Üretim Santrali Katkı Payının Ödenmesine İlişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla yürürlüğe giren Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere yapılan Lisans Başvurularına İlişkin “Yarışma Yönetmeliği” uyarınca yapılan yarışma sonucunda 154 KV seviyesinde İzmir-Havza enerji iletim hattına bağlanma hakkını müvekkili davacı şirketin kazandığını, 15.12.2011 tarihinde 20 yıl süre için …-RES katkı payı anlaşması imzalandığını, huzurdaki davaya konu faturanın da bu katkı payı için düzenlendiğini, Davalı tarafından düzenlenen bu faturanın müvekkili davacı tarafından ödenmek zorunda kalındığını. davalı tarafından 23.01.2020 tarih ve 29.063.999,45 TL.(KDV dahıl) faturanın katkı payı teklif fiyatı olan 4.52 TL. bedeli 2011 yılından 2019 yılı sonuna kadar ilgili yıla ilişkin TÜFE oranı ile güncelleyerek kümülatif olarak düzenlendiğini, kümülatif olarak hesaplamanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, fazla ödenen bedelin iadesi için 25.02.2020 tarihinde arabulucuya başvurulduğunu. ancak anlaşmaya varılamadığını, Taraflar arasında imzalanan sözleşme hükmüne göre RES Katkı Payı tutarının; “üretim tesisinin ilk ünitesinin kabulünden itibaren başlayacağı, ve her halükarda geçici kabulün yapılmasından 20 yıl sonra sonar ereceği, ayrıca RES katkı payının her yıl, teklif mektubunda davalı …’a KWh başına ödenmesi taahhüt edilip sabitlenen kuruşun, bir önceki yıla ait TÜFE oranı ile güncelleştirilmesi ve güncelleştirilmiş bedelin o yıl içerisinde üretilen elektrik enerjisi ile çarpılması sonucu hesaplanmasının gerektiğini, Sözleşme hükmüne göre hesaplamanın, İlk tesisin geçici kabulünün yapıldığı 2017 yılı için 4,52 Krş.X2017 yılı TÜFEx2017 yılı üretilen net elektrik enerjisi şeklinde bulunacak RES payının 2018 yılı için, 4 52krşx2018 yılı TÜFEx2018 yılı üretilen net elektrik enerjisi; 2019 yılı için 4,52 krş 2019 yılı TÜFEx2018 yılı üretilen net elektrik enerjisi şeklinde bulunacak RES katkı payının 2020 yılında ödenmesi ve bu şekilde hesaplanacak ödemelerin 20 yıl sonra sona ermesi gerektiğini, davacının yalnızca teklif mektubunu esas alarak hesaplama yapmış olduğunu, emsal bilirkişi kurulu raporu ve hukuki mütalaanın teklif mektubu değil sözleşmenin esas alınması gerektiğinin belirtildiğini, Teklif mektubu hükümlerinin genel işlem niteliğinde olduğunu, teklif mektubunda yer alan ifadelerin taraflarca farklı yorumlandığını, TBK 25nci emredici hükmü karşısında teklif mektubundaki düzenlemenin geçersiz olduğunu belirterek davalı … tarafından taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak düzenlenen 23.01.2020 tarih ve TEE2020015800199 nolu fatura nedeniyle ihtirazi kayıtla ödenen şimdilik 110.000 TL’nin ödeme tarihi olan 07.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek TCMB değişen oranlı en yüksek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:
Yargı yerinin İdari yargı olması gerektiği, görev yönünden itiraz edildiğini, davacının talep ettiği miktarı kesin olarak belirleyebilmesinin mümkün olduğunu, hukuki yarar dava şartı noksanlığı hususunda itiraz edildiğini, Mülga 4628 sayılı kanunun 3.maddesi 5.fıkrasındaki düzenleme kapsamında lisans başvurularının yapıldığı, 5627 sayılı kanun kapsamında değerlendirmelerin yapıldığını, 22.09.2010 tarih ve 27707 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yarışma yönetmeliği hükümlerinin uygulandığını, Davacı ile RES katkı payı anlaşması imzalandığını, bu anlaşma çerçevesinde, yönetmelik ve ekleri olan taahhütname, teklif mektubu formu ile anlaşma hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucu RES katkı payı faturalarının hesaplandığını, davacı tarafından teklif mektubu beyanı ve taahhüdüne göre hesaplamanın yapılmış olduğunu, yönetmelik eki taahhütnamede ödemenin yapılacağı zaman olarak faturanın düzenlendiği yılın ocak ayı sonuna kadar ödeme yapılacağının belirlenmiş olduğunu, 6183 sayılı yasanın 5l. maddesi uyarınca en geç ödeme tarihinin belirlendiğini, Yarışma Yönetmeliğinin 9. maddesinde hesaplama formülünün, toplam RES Payı tutarı =krxExTÜFE şeklinde olduğunu, Kr; ödenmesi taahhüt edilen K WH/kuruş olduğu, E;Bir önceki yılda gerçekleşen yıllık net elektrik enerjisi üretimi (KWH) TÜFE;TÜİK ocak ayında açıklanan bir önceki aydan aynı ayına göre yıllık tüketici fiyat endeksi olduğunu, Katkı payının yönetmelik gereği hesaplandığını, farklı hükümlerde sözleşme imzalandığı değerlendirmesinin kabulünün mümkün olmadığını, sunulan teklifte değişıklık yapılamayacağının yönetmelikte açıkça belirlenmiş olduğunu, yarışma yönetmeliği eki teklif mektubu ile sözleşmenin karşılaştırılmasının doğru olmadığını, yönetmeliğin 6.maddesi uyarınca yarışma sırasında sunulan teklifin tüm şartları ile birlikte davacı şirketi bağlayıcı olduğunu, davacının yarışma yönetmeliğini yok sayar nitelikte olduğunu, emsal bilirkişi raporu bulunduğunu, davacı hesap şeklinin yıllar itibariyle res katkı payı bakımından değer kaybetmesine yol açacağını, Emsal İdare Mahkemesi kararları bulunduğunu, talep edilen faiz türü, başlangıç tarihi ve oranının yersiz ve dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, RES Katkı Payı bedeli faturasından kaynaklanan ve ihtirazı kayıtla fazla ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
Somut olayda öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık davanın görülmesinde yargı yerinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
4628 sayılı ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun ilgili hükümlerinde elektrik piyasası faaliyetlerinin düzenlendiği, elektrik enerjisi iletim faaliyetinin münhasıran Türkiye Elektrik İletişim Anonim Şirketi tarafından yürütüleceği, diğer faaliyetlerde ise kamu tüzel kişilerinin yanında özel hukuk tüzel kişilerinin de hizmetlerin yürütülmesine katılabileceği öngörülmüş faaliyetlerin yürütülmesinde lisans alınması zorunluluğu getirilmiştir.
(Mülga) 4628 sayılı Kanunun 3. maddesi hükmü doğrultusunda … tarafından düzenlenen ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından onaylanan “Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliği” kapsamında davacının iletişim sistemine bağlantı hakkı kazandığı, bu kapsamda rüzgar enerjisine dayalı elektrik üretimi santrali (RES) katkı payı bedelinin ödenmesi konulu “RES Katkı Payı Anlaşması”nın imzalandığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık az yukarıda belirtilen yarışma yönetmeliğinden kaynaklanmakta olup davalı …’ın kamu hukuku alanında ve kamu gücüne dayalı tek taraflı olarak tesis ettiği RES katkı payı bedellerinin istirdadı istemli açılan davanın görülme yeri İdare ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararları da değerlendirildiğinde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi gereğince idari yargıdır.
Açıklanan nedenlerle yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Yargı Yolu Caiz olmaması nedeniyle HMK’nın 114/1 b ve 115.maddeleri gereğince REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın peşin yatırılan 1.957,03-TL harçtan mahsubu ile kalan ‭1.897,73-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden hesap ve takdir edilen 5.100,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından gider yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK nın 333.maddesi gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2021