Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/421 E. 2022/87 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/421 Esas
KARAR NO : 2022/87

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2020
KARAR TARİHİ : 01/02/2022
YAZIM TARİHİ : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı şirket arasında akdedilen ve bir örneğini dilekçe ekinde sundukları sözleşmeye istinaden davalı tarafından hukuka aykırı biçimde kesin teminat mektubu dayanak gösterilerek davacının sözleşmeye istinaden edimlerini yerine getirdiğini ve sözleşmede belirtilen süreler geçmiş olmasına rağmen dayanaksız biçimde davacıdan teminat mektubuna istinaden 25.000,00-TL tahsil edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 13. Maddesinde açık bir şekilde: “…İşletici şirketin vereceği desteğe karşılık kesin ve süresiz 20.000.00-TL bedelli teminat mektubunu şirkete verecektir. İş bu mektup sözleşmede yazılı edimlerin yerine getirilmemesi, alınan ürün bedellerinin ödenmemesi, bu ürün bedellerine karşılık verilen kombiyo evraklarının karşılıksız çıkması hallerinde herhangi bir ihtar ve ihbar keşidesine gerek olmadan nakde çevrilmek üzere bankaya ibraz edilir. Sözleşmenin imza edilmiş olması mektup tevdii edilmeden tek başına hüküm ve sonuç ifade etmez şirket işleticiye ödemeleri ancak mektubu alınca yapar.” denildiğini, söz konusu sözleşmeye istinaden kesin teminat mektubunun nakde çevrileceği haller belirtildiğini fakat, davalı şirketin, tamamen kötü niyetli olarak söz konusu durumların hiçbirinin oluşmamasına rağmen teminat mektubunun vadesinin son gününün son saatlerinde söz konusu teminat mektubunu nakde çevirdiğini, davalı şirketin kötü niyetli tutumu, ticari hayat içerisinde ortaklaşa bir şekilde iş yapılan davacıya karşı söz konusu hususla da sınırlı olmadığını, ilgili sözleşmenin ÖZEL ŞARTLAR başlıklı 14. maddesinde açıkça belirtildiği üzere anlaşmanın 10.03.2013 – 10.03.2015 tarihleri arasını kapsadığını fakat, davalı şirketçe süresi geçmiş bir sözleşmeye dayanılarak haksız biçimde tahsilat işlemine girişildiğini, yine kesin teminat mektubunun metnine bakıldığında görüleceği üzere; “… Borçlu …Kimya Temiz. Gida. Teks., Trzm. Reklam Org. San. Ve Tic, Ltd. Şti’nin Sözleşme koşullarını yerine getirmemesi, borcunu vadesinde kismen veya tamamen ödememesi halinde…” ifadeleriyle sözü edilen kesin teminat mektubunun hangi hallerde nakde çevrileceği düzenlenmiş olmasına rağmen davalı tarafça tamamen kötü niyetli ve ticari basirete taban tabana aykırı biçimde ilgili kesin teminat mektubunun vadesinin son günü olan 02.05.2018 saat 16:28’de kesin teminat mektubun da nitelenen miktarın tamamı olan 25.000.00’TL nin davacı şirketin hesabından tahsil edildiğini, Taraflarınca söz konusu bedelin iadesi amacıyla arabuluculuk süreci başlatılmış olup; Ankara Arabuluculuk Bürosu …. Arabuluculuk Numarası ile söz konusu süreç yürütülmüş ve taraflar arasındaki müzakereler sonucu anlaşmaya varılamadığını beyanla davanın kabulüne, davalı şirket tarafından kötü niyetli biçimde kesin teminat mektubunun sunulmasıyla tahsil edilen 25.000,00.-TL nin tahsil tarihi olan 02.05.2018’den bu yana işleyecek ticari faiziyle birlikte hesaplanıp alınarak davacı şirkete iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile davacı şirket arasında 10.03.2013 başlangıç tarihli, Amasra Restaurant adlı işletmede 2.000 litre kotalı ürün alımı konusunda sözleşmede yer alan şartlar dahilinde şarap vd. ürün tedariki sözleşmesi imzalandığını, anlaşma periyodu olarak 10.03.2014 tarihi sonunda 1000 litre almak zorunda olduğu belirtildiğini, sözleşme uyarınca 2.000 litre kota belirlenmesine tağmen sözleşme süresi uzatılıp bu süreçte sözleşme uyarınca verilen banka teminat mektuplarının da süresi uzatılmasına rağmen 5 yıl içinde davacı tarafından sadece 475 litre alım yapıldığını, davalı şirket ile davacı şirket arasında imzalanan 10.03.2013 başlangıç tarihli sözleşme ile toplam 2.000 litre kotalı üründen sözleşme süresi ve banka teminat mektubu süreleri uzatılmasına rağmen davacı şirket tarafından sadece 475 litre ürün alımı gerçekleştirildiğini, sözleşme uyarınca alımlar yapılmadığını, tüm bu durumların tarafların, davalı şirket ticari defter ve kayıtları incelendiğinde görüleceğini, davacı tarafından sözleşme kapsamında verilen banka teminat mektubu davacı şirket tarafından kötü niyetli olarak süresi uzatılmadığını, yapılan görüşmeler olumlu netice vermediğini ve davacı tarafın da bilgisi ile banka teminat mektubunun nakde çevrildiğini, Banka teminat mektubunun nakde çevrilmesinden önce banka teminat mektubunun oyalamak suretiyle teslim editmediğini, kötü niyetli olarak davalı şirketten sözleşme uyarınca ürün alımı yapılmadığını, davalı şirket tarafından 20.000,00- ‘TL. + KDV bütçe, sözleşme kapsamında davacının Yapıkredi Bankası IBAN:TR 0300 0670 1000 0000 9198 8345 hesabına ödendiğini, bu doğrultuda davacı tarafından 13.05.2013 tarih ve A-l 10364 Seri No ile 20.000 TL (KDV hariç) hizmet bedeli faturası kesildiğini, davacının sözleşmenin sona erdiğini bu nedenle bu sözleşme uyarınca banka teminat mektubunu nakde çeviremeyeceği şeklinde beyanda bulunmuşsa da, sözleşme sona erdi ise, davacı şirket hangi nedenle önceki tarihli süresi biten banka teminat mektuplarının süresini uzatmış veya yerine yeni banka teminat mektubunu verdiğini, Yapı Kredi Bankası Gaziosmanpaşa Uğur Mumcu Şubesi 02.05.2017 tarih 82210001487 numaralı 25.000,00 TL tutarındaki banka teminat mektubunda açıklama olarak; ” Sözleşme koşullarını yerine getirmemesi, borcunu vadesinde kısmen veya tamamen ödememesi halinde borçlu firma hakkında hiçbir ihbara, itiraza, protesto keşidesine, borçlunun olurunu almaya, yargı kararı alınmasına gerek kalmaksızın…” şeklinde sözleşme koşullarından bahseden banka teminat mektubunu verdiği sorusu akla geldiğini, bu nedenle davacı şirketin sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle davalı şirketin uğradığı zararlar ile ilgili yasal yollara başvurma hakkının saklı olduğunu, şirket içi mail yazışmalarından, ticari defter kayıtlarının incelenmesinden ve kanıt listesinde yer alan kanıtların incelenmesi ve tanık beyanlarından davacı şirketin kötü niyetli olarak hareket ederek, dürüstlük kuralına ve TTK, ticari teamüller ve basiretli tacır hükümlerine aykırı davrandığının görüleceğini, açıklanan ve resen göz önüne alınacak nedenlerle, davalı şirket aleyhine doğan ve doğabilecek herhangi bir zarar sonucu açacakları her türlü talep, dava ve tazminat hakları saklı kalmak ve davacının sunacağı kanıt ve beyanlara ilişkin kanıt ve beyan sunma hakları saklı kalmak kaydı ile davacının usul ve yasalara aykırı, haksız ve mesnetsiz davasının reddine, %20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında davacı tarafça verilen teminat mektubunun haksız yere nakde çevrildiği iddiasına dayalı teminat mektubu tutarı olan 25.000,00 TL’nin tahsil tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanılmış bu kapsamda; taraflar arasında imzalanan sözleşme, teminat mektupları, teminat mektubunun nakde dönüştürüldüğünü ispatlar Yapı Kredi Bankası cevabı, dosyaya kazandırılmış mahkememizce atanan mali müşavir bilirkişiden 10/06/2021 tarihli rapor ve 14/12/2021 tarihli ek rapor alınmıştır.
Taraflar arasında kotalı ürün alımını düzenler sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 10/03/2013 başlangıç, 10/03/2015 bitiş tarihli olduğu tartışmasızdır.
Taraf defterlerini inceler bilirkişi raporuyla, defter kayıtlarına göre sözleşme süresi içerisinde davacının sözleşmede kararlaştırılan miktar kadar kotalı ürün almadığı da belirlenmiştir. Ayrıca teminat mektubunun nakde dönüştüğü 02/05/2018 tarihi itibariyle davacı defterlerine göre 612,39 TL davalı defterlerine göre 1.181,38 TL, davalı şirketin alacağı bulunmaktadır.
Yapı Kredi Bankası’nın müzekkere cevabına göre 25.000,00 TL tutarlı teminat mektubu 02/05/2018 tarihinde nakde dönüştürülerek davalı hesabına aktarılmıştır.
Sözleşme kapsamında davalı tarafın davacıya 20.000,00 TL + KDV tutarında destekte bulunması da gerekmektedir.
Taraflar arasında imzalanan yazılı sözleşme 2 yıl süreli olup sözleşme 10/03/2015 tarihinde sona ermiştir. Sözleşmenin sona ermesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği sözleşmenin sona ermesine rağmen davacının mal alışından belirlidir. Süreli sözleşmenin sona ermesine rağmen mal alışının devam etmesi nedeniyle yazılı sözleşmenin aynı koşullarda gelecek dönemi de kapsayıp kapsamadığının tartışılması gerekmektedir. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmamaktadır. Belirli koşulların oluşması, tarafların sözleşmenin süresi bitmesine rağmen feshetmemeleri halinde sözleşmenin aynı koşulda geçerli olduğu hususunda bir sözleşme hükmü bulunmamaktadır. Bu nedenle süresi sona eren sözleşmenin tüm hükümleri ile sonraki dönem içinde hüküm ifade etmeyeceği mahkememizce kabul edilmiştir.
Sözleşmenin süresinin bitmesine rağmen mal alışının devam etmesi nedeniyle sonraki dönem içinde geçerli olduğunun kabulü halinde dahi, davacının yeterince kotalı ürün almamasına dayalı olarak teminat mektubunun nakde dönüştürülüp dönüştürülemeyeceğinin de tartışılması gerekmektedir. Sözleşmenin 14. maddesinde bu husus düzenlenmiş olup kotalı ürün alımının tamamlanmaması halinde kalan kotanın cari liste fiyatı baz alınarak davalı tarafça fatura edilmesi gerekmektedir.14. madde hükmüne göre davalı taraf ancak kotalı ürünün eksik kalan kısmı üzerinden fatura düzenleyebilecektir. Alınan bilirkişi ek raporunda; sözleşmenin 14. maddesine göre herhangi bir fatura düzenlenmediği belirlendiğinden sözleşmenin ayakta olduğunun kabulü halinde dahi davalı tarafın, kotalı ürün alımındaki eksikliğe dayalı olarak teminat mektubunu nakde dönüştüremeyeceği sonucuna varılmıştır.
Davalı tarafın, sözleşmenin 16/c maddesine göre, davacıya verdiği yatırım bedelinin karşılığı olarak teminat mektubunu nakde dönüştürüp dönüştüremeyeceği üzerinde de durulmalıdır. Sözleşmede yatırım bedelinin istenebileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Sözleşme süresi bitmesine rağmen, önceki taahhütlerinin ihlal edildiği öne sürülmeden, taahhüde aykırılıktan dolayı hakların saklı tutulduğu belirtilmeden taraflar arasındaki ticari ilişki devam etmiş olup, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/4359 Esas – 2019/1442 Karar sayılı 21/02/2019 tarihli ilamında da bahsedildiği üzere yatırım bedelinin teminat mektubundan tahsil edilmesi dürüstlük kuralına da aykırılık teşkil edecektir.
Tartışılması gereken diğer bir husus davalı tarafın bakiye alacak miktarı için teminat mektubunu nakde dönüştürüp dönüştüremeyeceğidir. Teminat mektubunun taraflar arasında sözleşmeden bağımsız bir taahhüt içerdiği anlaşılmaktadır. Teminat mektubu içeriğinde “Sözleşme koşullarının yerine getirilmemesi, borcun vadesinde kısmen veya tamamen ödenmemesi halinde” dahi mektubun nakde dönüştürülebileceği anlaşılmaktadır. Esas itibariyle davalı tarafın bakiye alacağı miktarınca teminat mektubunu nakde dönüştürmesi mümkün ise de davalının cevap dilekçesinin 1. ve 2. Paragraflarında, teminat mektubunun kotalı ürün alımının tamamlanmamasına dayalı olarak nakde dönüştürüldüğü savunması karşısında teminat mektubunun bakiye alacak için nakde dönüştürüldüğü kabul edilemeyeceğinden ve teminat mektubunun bu nedenle nakde dönüştürülmesi halinde sadece bakiye alacak miktarı kadar nakde dönüştürülmesi gerekeceğinden mahkememizce teminat mektubunun nakde dönüştürülmesi sebebiyle bağlı kalınarak davalının, teminat mektubunu nakde dönüştürmesinin yerinde olmadığı sonucuna varılmak suretiyle davanın kabulüne, teminat mektubunun nakde dönüştüğü 02/05/2018 tarihinden itibaren tarafların tacir olduğu da gözetilerek avans faizi işletilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın Kabulüne,
25.000,00 TL’nin 02/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 1.707,75 TL harçtan peşin alınan 426,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.280,81 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 426,94 TL peşin harç olmak üzere toplam 481.34 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan 85,00 TL posta masrafı, 1.000,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.085,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
8-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2022

Katip … Hakim …