Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/412 E. 2021/286 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/412 Esas
KARAR NO : 2021/286

DAVA :Alacak(Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2020
KARAR TARİHİ : 30/03/2021
YAZIM TARİHİ :18/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından hazırlanan idari ve teknik şartnameye göre yapılan “Sismik Danışmanlık Hizmet Alımı” ihalesinin, müvekkili şirketlerin tarafı olduğuni “… & …Barbaros Hayrettin Paşa Gemisi Sismik Danışmanlık Hizmeti İş Ortaklığı” isimli adi ortalıkta kalmış ve dolayısıyla müvekkili iş ortaklığı ile davalı şirket arasında 14.10.2019 tarihli “Sismik Danışmanlık Hizmet Alımına Ait Sözleşme” akdedildiğini, akabinde de süre uzatımına ilişkin 16.02.2020 ve 15.05.2020 tarihli ek sözleşmeler akdedildiğini, müvekkili iş ortaklığı teknik şartname ve 14.10.2019 tarihli sözleşmeye uygun olarak bütün yükümlülüklerini özenle yetine getirdiği halde; davalı şirket tarafından “teknik şartnamenin 3.8. maddesindeki yüklenici personele en yakın havalimanından, ekip değişiminin yayılacağı şehir havalimanına ulaşım uçak biletleri idare tarafından alınacağını, şeklindeki hükmüne rağmen, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6.1. maddesinde ise, yüklenicinin çalıştırdığı personelin tüm giderlerinin… sözleşme bedeline dahil olduğunun belirtildiğini, yine 8.1. maddesinde ‘…sözleşme hükümleri ile ihale dokümanları arasında çelişki olması halinde ihale dokümanında yer alan hükümlerin esas alınacağının’ belirtildiğini, ayrıca sözleşmenin 8.2. maddesinde de ‘ihale dokümanları arasındaki sözleşme tasarısının teknik şartnameye göre öncelikli olduğunun belirtildiğini, dolayısıyla gemi personeline ait seyahat ve kumanya gibi tüm giderlerin yüklenici iş ortaklığına ait olmasına rağmen sehven ödenmesi nedeniyle devam eden hak edişlerden kesilmesi gerektiğini ” belirtilerek, müvekkili iş ortaklığı tarafından yapılan 2019 yılı Şubat ayı hak edişinden 300.000,00 TL, Mart ayı hak edişinden 136.768,00 TL, Nisan ayı hak edişinden 32.109,00 TL ve Mayıs ayı hak edişinden ise 9.118,00 TL olmak üzere toplam 477.995,00 TL haksız olarak kesildiğini, bu konuda keşide edilen ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını, davalı şirketin iddiasının aksine; müvekkili iş ortaklığına ait hak edişlerden “uçak bileti ve kumanya masrafı yansıtma bedeli” olarak toplam 477.995,00 TL kesilmesinin taraflar arasında akdedilen sözleşme ile teknik şartname dahil olmak üzere bütün ihale dokümanlarına aykırı olduğunu, ayrıca ihale dokümanları ile taraflar arasında akdedilen sözleşme arasında da herhangi bir çelişki olmadığını, dolayısıyla müvekkili iş ortaklığından haksız yere kesilen 477.995,00 TL’nin her bir hak ediş ödeme tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiğini, ihale dokümanları ile taraflar arasında akdedilen sözleşme arasında herhangi bir çelişki bulunmadığını, gerçekten de teknik şartnamenin 3.8. maddesi aynen “yüklenicinin gemide görevli tüm personelin her türlü transfer giderleri(vizeler, alan vergileri, harçlar, yol harcırahları…vs) yüklenici tarafından karşılanacaktır. Yüklenici personeline en yakın hava limanından, ekip değişiminin yapılacağı şehir havalimanına ulaşım, uçak biletleri idare tarafından alınacaktır. Bu nedenle ihalede teklif edilen yüklenici personelinin hava limanı bilgisi ihale sonuçlandıktan sonra Gemi Yönetim Müdürlüğüne temin etmesi esastır” hükmüne haiz olup, görüldüğü üzere yüklenici durumundaki müvekkili iş ortaklığına ait gemide görevli personelle ilgili “en yakın hava limanından ekip değişiminin yapılacağı şehir havalimanına ulaşım ve uçak biletleri”her tür gider” kavramından ayrık tutulduğunu ve havalimanına ulaşım ve uçak biletleri masraflarının davalı şirkete(idareye) ait olduğu açıkça belirtildiğini, taraflar arasında akdedilen 14.10.2019 tarihli sözleşmenin 6.1. maddesi ise “taahhüdün(ilave işler nedeniyle meydana gelebilecek artışlar dahil) yerine getirilmesine ilişkin sigorta, vergi, resim, harç, işçilik, eğitim, yüklenicinin kendi bünyesinde çalıştırdığı personelin tüm giderleri ile işçilik hak ve alacakları, işin yürütülmesi ile ilgili alınması zorunlu olan her türlü yasal izin, belge ve dokümanlara ait tüm giderler ile teknik şartnamede belirtilen diğer giderler sözleşme bedeline dahildir…” hükmüne haiz olduğunu, görüldüğü üzere anılan hükümdeki “teknik şartnamede belirtilen diğer giderler sözleşme bedeline dahildir” şeklindeki cümlenin, teknik şartnamenin 3.8. maddesinde belirtilen giderlerden sayılan yüklenicinin gemide görevli tüm personelin her türlü transfer giderleri(vizeler, alan vergileri, harçlar, yol harcırahları…vs)” şeklinde tanımlanan giderleri işaret ettiği, buna karşılık teknik şartnamenin 3.8. maddesindeki “yüklenici personeline en yakın hava limanından, ekip değişiminin yapılacağı şehir havalimanına ulaşım, uçak biletlerinin idare tarafından alınacaktır.” şeklinde ayrık bir hükümle tarif edilen giderleri kapsamadığı, dolayısıyla bahse konu ayrık hükümle tarif edilen bu giderlerin davalı şirkete/idareye ait olduğu kolaylıkla anlaşıldığını, davalı şirketin ”Sismik Danışmanlık Hizmet Alımı” sonucunda yapılacak operasyonun yürütülmesi amacıyla kendisi tarafından karşılanması halinde “daha avantajlı” olacağını düşündüğü bazı giderleri ayrık tutulduğunu ve bu anlamda “uçak ve ulaşım giderlerini” kabul etmek suretiyle, yüklenici durumundaki müvekkili iş ortaklığı tarafından yapılacak giderlerden kendi iradesi ile ayrıldığını, yine “gemide çalışan personele ait kumanya giderleri” ise, davalı şirketin kumanya ihtiyacının 03.10.2018 tarihinden bu yana yapılan başka bir ihale veya doğrudan temin yöntemi ile “Alpha Gemi kumanyacılığı” isimli başka bir yükleniciden temin edilmesi nedeniyle, doğal olarak “Sismik Danışmanlık Hizmet Alımı” işi ile ilgili hem ihale dokümanlarında hem de taraflar arasında akdedilen sözleşmede yer almadığını, gerçekten de “kumanya” işi tüm sismik gemilerde “Armatör” durumunda bulunan idarenin sorumluluğunda olduğunu, dolayısıyla kumanya giderinin hiçbir şekilde sismik operasyonu yürüten yüklenici tarafa yükletilemeyeceğini, bu bağlamda kumanya ihtiyacı “Alpha Gemi kumanyacılığı” isimli başka bir yükleniciden temin edilmiş iken, bu giderlerin sehven hak edişlerden düşülmediğinin belirtilerek, müvekkile ait hak edişlerden kesinti yapılmasının sözleşmeye aykırı olduğunu, yine davalı şirketin sismik gemi işletmeciliğinin nasıl yapılacağını ihale şartnamesi ve diğer ihale dokümanlarında detaylı şekilde belirlendiğini, davalı şirketin haksız yere kestiği 477.995,00 TL tutarındaki bahse konu giderlerle ilgili şimdiye kadar herhangi bir açıklama ve belge de verilmediğini, söz konusu kesintinin yasal bir dayanağı olmadığını, fazlaya ilişkin ve munzam zarardan kaynaklanın haklarının saklı kalması kaydıyla, taraflar arasında akdedilen 14.10.2019 tarihli “Sismik Danışmanlık Hizmeti Alımı” sözleşmesine aykırı olarak 2019 yılı Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aylarında hak edilen hak edişlerden haksız yere kesilen toplam 477.995,00 TL’nin her bir hak ediş ödeme tarihinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının kısa vadeli avanslar için uyguladığı ticari avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … ile herhangi bir hukuku ilişkilerinin olmadığını bu nedenle husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, söz konusu ihaleye ilişkin idari şartname, sözleşme ve teknik şartname incelendiğinde; Sözleşme’nin, “sözleşme bedeline dahil olan giderler” başlıklı 6.1. Maddesinde; “Taahhüdün yerine getirilmesine ilişkin sigorta, vergi, resim, harç, işçilik, eğitim, yüklenicinin kendi bünyesinde çalıştırdığı personelin tüm giderleri ile işçilik hak ve alacakları … sözleşme bedeline dahildir.” hükmü ve İdari Şartname’nin “teklif fiyata dahil olan giderler” başlıklı 20.3.1. maddesinde “sözleşmenin uygulanması sırasında ilgili mevzuat gereğince yapılacak sigorta, vergi, resim, harç, işçilik, eğitim, yüklenicinin kendi bünyesinde çalıştırdığı personelin tüm giderleri, işin yürütülmesi ile ilgili alınması zorunlu olan her türlü yasal izin, belge ve dokümanlara ait tüm giderler ile teknik şartnamede belirtilen diğer tüm giderler isteklilerce teklif edilecek fiyata dâhildir” hükmünün bulunduğunu, ihale dokümanının öncelik sıralamasının 1. Hizmet İşleri Genel Şartnamesi, 2. İdari Şartname,3. Sözleşme Tasarısı, 4. Teknik Şartname olduğunu, öncelikle bu hükümlere istinaden, ihale dokümanları arasında herhangi bir çelişki olması durumunda, öncelik sıralamasına bakılması gerektiğini, teknik şartnamenin 3.8. maddesinde; “Yüklenici personeline en yakın havalimanından, ekip değişiminin yapılacağı şehir havalimanına ulaşım uçak biletleri idare tarafından alınacaktır” düzenlemesi yer aldığını, ancak sözleşmenin 8.3. maddesinde idari şartname ve sözleşme tasarısının teknik şartnameye göre öncelikli olduğu belirtildiği için teknik şartnamenin ilgili maddesinin bertaraf edilmiş olacağını ve söz konusu personel giderlerinin davacı tarafça ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığını, davacının yüklenici davacı şirket personeline ait giderlerin taraflarınca karşılanması gerektiği, uygulamanın tüm dünyada böyle olduğu iddiasında ise de, davacı yan ve müvekkili şirketin tacir olduğunu, aralarında akdedilen sözleşme çerçevesinde her iki yanın da basiretli bir tacir gibi hareket etme zorunluluğu bulunduğunu, müvekkil şirketin imzaladığı her sözleşmenin ve idarece düzenlenen her bir ihalenin kendine münhasır özellikler taşıması sebebiyle dava dışı olguların emsal alınması da yerinde olmadığını, davacı ile akdedilen sözleşmede ve idari şartnamede açıkça davacı şirket personelinin tüm giderlerinin davacı yanca karşılanacağının düzenleneceğini, davacının uygulamanın tüm dünyada böyle olduğu yönündeki iddiasını da temellendiremediğini, davacı yan tarafından karşılanması gereken seyahat ve kumanya bedellerinin müvekkili şirketçe karşılanmış olması sebebiyle, davacı nezdinde meydana gelen sebepsiz zenginleşmeye ilişkin alacağın tahsili amacıyla yansıtma faturaları düzenlenerek davacıya gönderildiğini, davacının söz konusu faturalara yasal süresi içerisinde itiraz etmemiş olduğunu, ilgili faturaların kesinleştiğini, söz konusu yansıtma bedellerinin, davacı şirketin alacaklarından mahsup edilmek suretiyle tahsil edildiğini, davacının ihaleye girerken idari şartnamede belirtilen şartları kabul ettiğini ve sonrasında kendisine sunulan sözleşme şartlarını da kabul ederek sözleşmeyi imzaladığını, bu bakımdan taraflar arasında sözleşme serbestisi bulunduğu ve davacı yanın basiretli bir tacir gibi hareket etmesi göz önüne alındığında davacının iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, her ihale ve imzalanan her sözleşmenin kendine has şartlarının bulunduğunu, davacı ile yapılmış sözleşmede müvekkili şirketçe kesilen yansıtma faturalarına konu edilen kumanya ve seyahat masraflarının davacı tarafa ait olduğunun açıkça düzenlendiğini, ihale evraklarında önceliğe sahip olduğu sözleşmede açıkça düzenlenen idari şartname ve sözleşme tasarısında, davacının personeline ait her türlü giderin kendisine ait olduğunun belirtilmiş olduğunu, basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken davacının sözleşmeyi sözleşme serbestisi çerçevesinde imzalamış bulunduğunu, bu nedenle, davacının ödemesi gereken bedellerin müvekkili şirketçe ödenmesi sebebiyle meydana gelen sebepsi zenginleşmeye ilişkin alacağın tahsili amacıyla kesilen yansıtma fatura bedellerinin davacının hakedişlerinden kesilmek suretiyle tahsili gereği hasıl olduğundan, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
-Taraflar arasında imzalanan 14.10.2019 tarihli “Sismik Danışmanlık Hizmet Alımına Ait Sözleşme” ile süre uzatımına ilişkin 16.02.2020 ve 15.05.2020 tarihli ek sözleşmeler ve eki teknik şartnameler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca davalı tarafça hak edişlerden kesilen bedelin iadesi talebine ilişkindir.
Taraflar arasında Sismik Danışmanlık Hizmet Alımına Ait Sözleşme mevcut olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık gemi personeline ait seyahat ve kumanya gibi giderlerin kimin tarafından karşılanacağı, buna göre davalı tarafça bu giderlerin davacı hak edişlerinden kesilmesinin sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı vekili dilekçesinde; kumanya işinin tüm sismik gemilerde “Armatör” durumunda bulunan idarenin sorumluluğunda olduğunu, dolayısıyla kumanya giderinin hiçbir şekilde sismik operasyonu yürüten yüklenici tarafa yükletilemeyeceğini, bu giderlerin ve gemi personeline ait seyahat giderlerinin hak edişlerden düşülmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, yapılan hak ediş kesintilerinin iadesini istemiştir.
Taraflar arasındaki Sözleşme’nin, “sözleşme bedeline dahil olan giderler” başlıklı 6.1. Maddesinde; “Taahhüdün yerine getirilmesine ilişkin sigorta, vergi, resim, harç, işçilik, eğitim, yüklenicinin kendi bünyesinde çalıştırdığı personelin tüm giderleri ile işçilik hak ve alacakları … sözleşme bedeline dahildir.” hükmü yer almakta olup, İdari Şartname’nin “teklif fiyata dahil olan giderler” başlıklı 20.3.1. maddesinde “sözleşmenin uygulanması sırasında ilgili mevzuat gereğince yapılacak sigorta, vergi, resim, harç, işçilik, eğitim, yüklenicinin kendi bünyesinde çalıştırdığı personelin tüm giderleri, işin yürütülmesi ile ilgili alınması zorunlu olan her türlü yasal izin, belge ve dokümanlara ait tüm giderler ile teknik şartnamede belirtilen diğer tüm giderler isteklilerce teklif edilecek fiyata dâhildir” hükmü bulunmaktadır.
Sözleşmenin 8.1 maddesinde sayılan belgelerin sözleşmenin eki ve ayrılmaz bir parçası olduğu, sözleşme hükümleri ile yazılı belgeler arasında bir çelişki ve farklılık olması halinde ihale dökümanında yer alan hükümlerin esas alınacağı belirtilmiş, sözleşmenin 8.2 maddesinde İhale dokümanının öncelik sıralamasının 1.Hizmet İşleri Genel Şartnamesi, 2. İdari Şartname, 3.Sözleşme Tasarısı, 4.Teknik Şartname olarak sıralandığı anlaşılmıştır.
Teknik şartnamenin 3.8. Maddesinde; “Yüklenici personeline en yakın havalimanından, ekip değişiminin yapılacağı şehir havalimanına ulaşım uçak biletleri idare tarafından alınacaktır” düzenlemesi yer almakta davacı tarafça teknik şartnamede yer alan bu hükme dayanılarak eldeki davanın açıldığı ve teknik şartname hükmü ile sözleşme hükümleri arasında çelişki bulunduğu anlaşılmakta ise de, az yukarıda ifade edilen sözleşmenin 6.1, 8.1-2 maddeleri ile 20.3.1 maddeleri nazara alındığında, sözleşmedeki açık hükme üstünlük tanınması gerektiği buna göre yapılan giderler nedeni ile sorumluluğun davacı tarafta bulunduğu anlaşılmakla, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL harcın, peşin alınan 8.162,96 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.103,66 TL’nin hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ve dava dilekçesindeki talep dikkate alınarak takdir olunan 40.949,75 TL vekalet ücretinin (davanın alacak davası olduğu gözetilerek AAÜT 13/4 maddesi uygulanmamıştır) davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının taraflara iadesine,
7-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320 TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır