Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/377 E. 2022/499 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/377 Esas – 2022/499
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/377 Esas
KARAR NO : 2022/499

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/08/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından yapılan takibe ilişkin olarak gönderilen ödeme emrine sehven süresi içinde itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, müvekkillerinin kesinleşen icra takibi nedeniyle herhangi bir borcu olmamasına karşın icra tehdidi altında dosya mevcudunu ödemek mecburiyetinde kaldığını, konuya ilişkin olarak Ankara …Tüketici Mahkemesi’nde 02.08.2019 tarihinde açılan … esas sayılı dosyada, uyuşmazlık konusunun 6502 sayılı Kanun kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiğini ve söz konusu kararın 17.09.2019 tarihinde kesinleştiğini, dava konusu hesabın müvekkillerinden … Oto Kiralama Otomotiv Turizm İthalat İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti. adına davalı Bankanın Ankara/Meşrutiyet Şubesinde 01.01.2010 tarihinde “Parekende Mikro İşletme Bireysel” adı altında 87058880 numaralı Vadesiz Ticari Mevduat Hesabı açıldığını, diğer müvekkili …’ün takipte borçlu değil kefil olduğu için öncelikle … yönünden davanın husumet yönünden reddine yönelik taleplerinin bulunduğunu, söz konusu hesaba 12.01.2011 tarihinde EFT yoluyla para girişi ve bu paranın 20.01.2011 tarihinde çıkışının yapıldığını, ancak devamında bu hesabın … Petrolcülük A.Ş.’den yakıt alımında kullanılacağı, işletim ücretinin de alınmayacağını, hesapta bakiye olmadı takdirde … A.Ş. alanlarında kullanılmak üzere 25.01.2011 tarihinde 87203482 numaralı BCDZ hesap açılarak Doğrudan Borçlandırma sistemi kredi limiti tanımlandığını, müvekkili şirket adına …’den 07.03.2011 tarihinde yakıt alındığını, bedelinin 08.03.2011 tarihinde müvekkili tarafından yatırıldığı halde bankaca valör tarihi 09.03.2011 olarak gösterilmek suretiyle kredi hesabından kredi tahakkuk ettirildiğini, ayrıca faiz ile Bankacılık Sigorta Muamele Vergisinin de tahakkuk ettirilerek borç kaydedildiğini, bu işlemin tekrarlandığını, müvekkili şirket tarafından alınan yakıt bedellerinin bilgi edinilir edinmez ödendiği halde davalı yanca mutabakat dışı hesap işletim ücreti olarak toplamda 899,94 TL borç kaydedildiği, hesaptaki eksik bakiyeye de kredi tanımlanarak faiz ve BSMV’si toplam 7.775,00 TL hesaptan ayrıca alındığını, ayrıca … … komisyonu ve BSMV’de ilave edilerek 1.207,50 TL borç kaydı işlendiğini, eş anlatımla hem hesap işletim ücreti, hem … ve faiz tahakkuk ettirildiğini, müvekkillerinin ödemeleri ile … kredisinin kapatılmayıp krediye faiz uygulandığını, davalı bankanın hesap işletim ücreti alırken faiz de uygulamış olmasının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca yakıt bedelinin gününde yatırılmış olmasına karşın valörün daha geç bir tarih alınmasının da kabul edilemeyeceğini, zira müvekkilinin şirketten gelen paraya valör uygulanıp gün sonu bakiyesi yetersiz olarak tanımlanarak krediye faiz uygulanmasının, yakıt için gelen paradan düşüm yapıldığı için … komisyonları ve hesap işletim ücreti de katılmak suretiyle müvekkilinin şirket yakıt borcunu ödemiş olduğu halde devamlı kredi kullandırılarak borçlandırıldığını, bu durumdan müvekkilinin bilgilendirilmesi üzerine müvekkili şirketin ödenmeyen borcunun bulunmadığı, haksız uygulamanın düzeltilmesi için davalı tarafa müracaatta bulunulmasına karşın cevap alınamadığını, tüm bunlara karşın, haksız ve usulsüz olarak müvekkili hakkında ilamsız takip başlatıldığını, usulsüz tebligat ile takibin kesinleşmesinin sağlandığını, müvekkilinin cebri İcra tehdidi altında dosya mevcudunu ödemek mecburiyetinde kaldığını belirterek, ödenen tutar olan 17.572,94 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte istirdadına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili Banka arasında 06.12.2010 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, davacının talebi üzerine 25.01.2011 tarihinde Kredili Doğrudan Borçlandırma Yetki Belgesi düzenlendiğini, bu yetki belgesinin imzalanması üzerine … Petrolcülük A.Ş. için 82703482 numaralı BCDZ hesap açılarak doğrudan borçlandırma sistemi kredi limiti tanımlandığını, doğrudan borçlandırma sisteminde ödeme tarihinde müşterinin (olayda davacının) hesabının alacak bakiyesinin firma (olayda …) tarafından bankaya iletilen fatura tutarını karşılamaya yetmiyorsa, fatura bedelinin eksik kalan tutarı kadar … limitinden müşteriye otomatik olarak kredi kullandırıldığını ve ilgili firmaya yapılacak ödemenin karşılandığını, dava konusu olayla ilgili olarak davacıya ait iki adet hesap bulunduğunu, bunlardan 87058880 numaralı Vadesiz Ticari Mevduat Hesabı ve ikincisinin 87203482 numaralı doğrudan borçlandırma hesabı olduğunu, davacı şirketin 8708880 numaralı Vadesiz Ticari Mevduat Hesabında yeterli bakiye bulunmaması durumunda …’den gelen faturanın ödenebilmesi için 7203482 numaralı doğrudan borçlandırma limiti tanımlanan BCDZ hesabından kullandırılan kredinin bu hesabı borç BCDZ hesaba alacak olarak geçildiğini, bu iki hesabın incelenmesi durumunda hesabın … fatura ödemelerini karşılamadığı durumlarda BCDZ hesabından kredi kullandırımının gerçekleştiğini, bu nedenle davacının yakıt bedellerini ödediği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı şirketin müvekkili banka ile genel kredi sözleşmesi ve dava konusu olan … ile ilgili yetki belgesi imzaladığını, bu yetki belgesinde belgede hüküm bulunmayan hallerde genel kredi sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağının yazılı olduğunu, anılan GKS’nin ilgili maddelerinde davacının faiz, komisyon, vergi, fon, masraf ödemesi yapacağına ilişkin hükümler bulunduğunu, yine aynı sözleşmenin …Maddesine göre sözleşme hükümlerinin bütün kredilere ve kredilere ilişkin tüm bankacılık işlemlerine uygulanabildiğini, müvekkili bankanın ticari nitelikteki bir müşterisine hesap işletim ücreti, … komisyonu, BSMV ve kullandırılan kredi nedeniyle faiz uygulamasının taraflar arasında imzalanan sözleşme ve mevzuat hükümlerine uygun olduğunu, davalı şirketin tacir olması ve müvekkili banka ile imzaladığı sözleşmeler dikkate alındığında, banka aracılığı ile yaptığı işlemler/aldığı hizmetler nedeniyle ücret, komisyon ödemesi yapacağını bilmediğinin iddia edilemeyeceğini belirterek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
-Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası,
-Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve hesap ekstreleri,
-Dosya bankacı bilirkişiye tevdi olunmuş bilirkişi raporunda; Taraflar arasında, Genel Kredi Sözleşmesi imzalanıp bu sözleşmeye dayalı olarak davacı borçlu şirket adına Doğrudan Borçlandırma Kredi limiti tanımlandığı, davacı firma tarafından geneli fatura tarihlerinde olmak üzere fatura tarihlerinde veya bir ya da birkaç gün öncesinden, genellikle de fatura bedellerini karşılayacak tutarlarda olmak üzere EFT havaleleri gönderildiği ancak bankaca Doğrudan Borçlandırma Sistemi nedeniyle davacı firmaya verilen hizmet karşılığı olarak her 3 ayda 1 tahakkuk eden … komisyon tutarları ile e – vadesiz ticari mevduat hesabı üzerinden her altı ayda bir tahsil edilen Hesap İşletim Ücreti tutarlarının, davalı Banka tarafından davacıya ait vadesiz ticari mevduat hesabına borç kaydedilerek hesaba gelen EFT havalelerinden tahsil edildiği için, hesap bakiyesinin tahsil edilen komisyon tutarları kadar noksan hale geldiği, dolayısıyla fatura bedelleri ile söz konusu noksanlık arasındaki fark kadar doğrudan Borçlandırma Hesabından kredi kullandırılmak suretiyle fatura ödemelerinin gerçekleştirildiği, davalı bankanın, Doğrudan Borçlandırma Hesabı olan 87203482 numaralı hesaptan Doğrudan Borçlandırma komisyonu ve hesap işletim ücreti tahsil etmediği, söz konusu kesintilerin davacı şirkete ait olan 87058880 nolu vadesiz Ticari Mevduat Hesabından yapıldığı, dava dilekçesinde hesaba tahakkuk eden faiz tutarlarının Bankanın valör uygulamasından kaynaklandığı beyan edilmiş ise de, faiz tahakkukunun esas nedeninin, davacı şirketin fatura ödeme tarihlerinde yalnızca fatura tutarları kadar para göndermiş olmasından, dolayısıyla hesaba tahakkuk eden … komisyonu ile hesap işletim ücreti tutarlarını karşılayacak miktarda hesapta para bulundurulmaması sebebiyle komisyon alacaklarının tahsilini müteakip fatura bedeli ile hesap bakiyesi arasındaki fark kadar kredi kullandırılmış olmasından ileri geldiği, başlangıçta bu şekilde tahakkuk eden faiz tutarları düşük miktarlarda iken, işlem sayısının artması paralelinde kullandırılan kredi miktarının da yükseldiği, kredi borcuna karşılık ödeme yapılmaması nedeniyle de aylar itibariyle tahakkuk eden faiz miktarlarının giderek artış gösterdiği, belirlenmiş davalı bankanın gerek … komisyonu gerekse hesap işletim ücreti adı altında kesinti yapmış olmasında, gerek Bankacılık sektöründe oluşmuş ticari teamüllere gerekse konuya ilişkin olarak 2006/1 sayılı Merkez Bankası Tebliğinde yer alan, Bankaların, faiz dışındaki gelirlerini serbestçe belirleyebileceğine ilişkin mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil etmediği görüşüne ulaşılmıştır.
Netice itibariyle; 2011 yılından 2018 yılı 6. Ayına kadar ki süreç içinde toplam 85.050,38 TL tutarındaki fatura ödemesinde kredi kullanımı yapıldığı, aynı dönem içinde, hesap bakiyesinin yetersiz kalması nedeniyle doğrudan borçlandırma hesabından kullandırılan kredi tutarları toplamının 9.385,95 TL olduğu, belirtilen dönem içerisinde kredi hesabına yalnızca 07.04.2011 tarihinde 188,00 TL ve 20.09.2018 tarihinde 381,00 TL tutarlarında ödeme yapıldığı, 07.06.2018 tarihi itibariyle kredi hesabının borç bakiyesinin ( 9.385,95 -188,00 – 381,00x) 8.816,95 TL olarak gerçekleştiği, dikkate alındığında, davalı bankaca davacı şirket ve Genel Kredi Sözleşmesine olan müteselsil kefaleti dolayısıyla davalı … hakkında başlattığı icra takibinden tahsil ettiği tutarın, yukarıda belirtilen söz konusu alacağın karşılığını teşkil etmesi gerektiği, bu bağlamda, davacının davalı Bankadan istirdadını talep edebileceği bir tutar bulunmadığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosya tekrar bankacı bilirkişiye tevdi olunmuş bilirkişi ek raporunda;Yapılan görevlendirme kapsamına göre; takip tarihine göre borç miktarı 9.625,13 TL Asıl Alacak 57751 TL İşlemiş faiz 28,88 TL BSMV 228,09 TL İhtar masrafı 10.459,61 TL toplam şeklinde 10.459,61 TL, İcra dosyasına ödemenin yapıldığı 10.01.2020 tarihine göre ( tahsil harcı ve vekalet ücreti hariç olarak) 9.625,13 TL Asıl Alacak, 5.269,76 TL İşlemiş faiz, 263,49 TL BSMV 228,09 TL ihtar masrafı 15.386,47 TL toplam şeklinde 15.386,47 TL olarak tespit edilmiştir.

Dosya yazı itirazı üzerine kriminoloji bilirkişiye tevdi olunmuş bilirkişi raporunda; İnceleme konusu Yapı Kredi Sözleşmesi üzerinde 1. Sayfada Kredi Limiti kısmında ve 51. Sayfada Kefil Olduğu Tutar kısmında bulunan “250.000 TL” “(ikiyüzellibin)” el yazıları ve rakamları ile …’ün mukayese el yazıları ve rakamları arasında yapılan inceleme ve karşılaştırmada; Kaligrafik ve karakteristik özellikler yönünden farklılıklar görülmüş olup, İnceleme konusu sözleşme üzerinde bulunan söz konusu el yazısı ve rakamların, mevcut mukayese el yazısı ve rakamlarına kıyasen … eli ürünü olmadığı kanaatine varılmıştır.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE

Dava bankanın genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırdığı doğrudan borçlandırma kredisi ve … komisyonunun tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan ödemenin istirdadı talebine ilişkindir.
Taraflar arasında 06/12/2010 tarihinde 250.000-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi ve 25/01/2011 tarihinde de kredili doğrudan borçlandırma yetki belgesi imzalanmıştır. Hesap ekstrelerinde yapılan incelemede 07/03/2011 tarihinde … şirketinden alınan yakıtlar için DBÇ kredisi kullanılmaya başlandığı ve son faturanın 07/06/2018 tarihinde düzenlendiği bu tarihe kadar yapılan çok sayıda alımda hesap bakiyesi yeterli olmadığından krediden karşılanmak suretiyle ödemenin yapıldığı, kredi hesabına 188,00-TL ve 381,00-TL olarak iki ödeme yapıldığı, ödeme sonrası kredi hesap bakiyesinin 8.816,95-TL olduğu bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir. 31/12/2018 tarihinde hesap kat edilmiştir, bu tarih itibariyle asıl alacak, faiz ve BSMV toplamı 9.625,13-TL olmaktır. Tahsil harcı ve vakalet ücreti hariç olmak üzere davalı alacağının 15.386,47 TL olduğu hesaplanmıştır.
Davacı … tarafından kefalet sözleşmesindeki yazıların kendisine ait olmadığı iddiası üzerine yapılan bilirkişi incelemesinde iddianın doğru olduğu anlaşılmışsa da sözleşme eski Borçlar Kanunu döneminde imzalanmış olduğunda kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca davalı bankanın başlatmış olduğu icra takibinin taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi ve DBÇ kredisi şartlarına uygun olduğu anlaşılmakla davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2- 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, dava açılışında alınan 300,09 TL peşin harcın düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 219,39 TL harcın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
3- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2022