Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/363 E. 2022/214 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/363 Esas
KARAR NO : 2022/214

DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/08/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi bulunmakta iken girdiği ekonomik sıkıntılar nedeniyle 2 adet villa üyeliğinden istifa ederek istifasından kaynaklanan alacaklarının kendi adına kayıtlı olan 1 adet villa ve 1 adet çok katlı üyeliğinin, dava dışı Kadriye Meltem Koral’ın 1 adet villa ve …’ın 1 adet villa üyeliklerinin borç ve ileride doğacak aidatına sayılmasını talep ettiğini, talebinin Yönetim Kurulunda yapılan görüşmeler sonucunda karara bağlandığını ancak daha sonra 24/12/2014 tarihli ihtarname ile 1 adet villa ve 1 adet çok katlı kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, Olağan Genel Kurul Toplantısında müvekkilin istifasının kabul edildiğini, davalı kooperatif ile yapılan görüşmelere rağmen ödeme yapılmadığını belirterek 530.000,00 TL alacağın 22/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talep hakkının zamanaşımına uğradığını, 2015 hesap yılı 26/06/2016 tarihli Kooperatif Olağan Genel Kurul Toplantısının 7. maddesinde oy birliği ile alınan karar gereği 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesine istinaden ortalıktan ayrılan üyelerin çıkma alacağı ödemesini 3 yıl süre ile ertelenmesine karar verildiği, işbu kararın müteakip Kooperatif Genel Kurullarında yenilendiğini, davacının dava açma hakkının bulunmadığını, davacı yanın kooperatiften istifade iradesinin kooperatiften kaynaklı olmayıp üyelik ödevlerini yerine getirmemesi nedenine dayalı olduğunu, kooperatif kayıt ve defterlerinin esas olup talep edilen alacağı kabul etmediklerini, 22/02/2015 tarihli Olağan Genel Kurulunda istifa eden üyelerden çıkma alacağının %37’si oranında muhit tazminat kesintisine karar verildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, kooperatif ortaklığından çıkma payının tahsili istemine ilişkindir.
Deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmıştır.
Dosya bilirkişiye tevdii olunmuş, dosya kapsamı ve kooperatif kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; kooperatif kayıtlarının incelenmesinde davacının ödeme tutarının 528.940,00 TL olduğu, Kooperatif Yönetim Kurulunun 04/07/2014 tarihli kararında da kabul edildiği, kooperatifin 22/02/2015 tarihli Genel Kurul Toplantısında gündemin 7 nolu maddesi ile çıkan ortaklara yapılacak geri ödemelerin 3 yıl süreyle ertelendiği şeklinde olduğu ayrıca kooperatifin ekonomik duruma ve müteahhitle olan hukuki süreçten bahsedilerek 15/06/2014 tarihinden itibaren çıkan veya çıkarılacak ortağın çıkış tarihi itibariyle tahakkuk etmiş olan kooperatife ödemekle yükümlü oldukları toplam bedel üzerinden %37 oranında muhik bir tazminat kesilmesinin Genel Kurulca kabulünün talep edildiği, Kooperatifler Kanunu’nun 10. maddesinde çıkan üyelerden alınacak tazminata dayalı kararın ana sözleşmede yer alması gerektiğinin hükme bağlandığı, Kooperatif Genel Kurulunda alınan kararın ana sözleşme değişikliği için yeterli nisaba ulaşsa da ana sözleşme değişikliği olarak öngörülmediğinin anlaşıldığı, davacının istifasının 2015 hesap yılının görüşüldüğü 20/06/2016 tarihli Genel Kurul Toplantısının 7 nolu gündem maddesi ile ortaklarının istifalarının işleme alınmamasına karar verilmiş ise de 10. madde gereği alınan kararın mutlak butlanla malul olacağı, aynı genel kurulda kooperatiften çıkan ortaklara yapılacak ödemenin 3 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmekle dava tarihi itibariyle 3 yıllık süre geçmiş olduğundan açılan davanın süresinde olduğu, davacının ödemiş olduğu toplam tutarın 528.940,00 TL’den 4.408,04 TL genel yönetim giderinin mahsubu sonrasında 524.531,95 TL çıkma payı alacağı olduğu, davalı kooperatifin çıkan ortaklardan muhik bir tazminat alınmasına ilişkin kararının usulüne uygun olduğu görüşü hasıl olması halinde davacının çıkma alacağının 323.183,35 TL olacağı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu ayrıntılı incelemeyi içermekle hükme dayanak yapılması uygun görüldüğünden rapora yönelik itirazlar yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacının üyesi bulunduğu davalı kooperatiften 24/12/2014 tarihli ihtarname ile istifa ettiğinin bildirildiği, davalı Kooperatif Yönetim Kurulunun 29/12/2014 tarihli kararı ile davacının istifasının kabul edildiği, kooperatifin 22/02/2015 tarihli Genel Kurul toplantısında çıkan ortaklara yapılacak geri ödemelerin 3 yıl süre ile ertelenmesine ve çıkış tarihi itibariyle tahakkuk etmiş olan kooperatife ödemekle yükümlü oldukları toplam bedel üzerinden %37 oranında muhik bir tazminat kesilmesinin Genel Kurulca kabulünün talep edildiği, kooperatifin 2015 yılı hesap dönemi Olağan Genel Kurul toplantısının 26/06/2016 tarihinde yapıldığı, çıkan veya çıkan ortaklara yapılacak geri ödemelerin 3 yıl süre ile ertelenmesinin kabul edildiği, 26/06/2016 tarihli Genel Kurulu takip eden 1 ay sonrasında davacının çıkma payını talep hakkına sahip olduğu, 20/08/2020 dava tarihi itibariyle yasal 5 yıllık sürenin dolmadığı gibi bu süreçte pandemi ile mücadele kapsamındaki yasal düzenleme de gözetildiğinde sürelerin 13/03/2020 – 15/06/2020 tarihleri arasında işlemediği, çıkan ortaktan tazminat alınmasına ilişkin kararın usulüne uygun olmadığı, kooperatif ana sözleşmesinde böyle bir düzenlemeye yer verilmediği gibi Genel Kurulda alınan kararın ana sözleşme değişikliği olarak öngörülmediği, davacı ödemelerinin bilirkişi tarafından 528.940,00 TL olarak tespit edilip genel gider payı 4.408,04 TL’nin mahsubu sonrası çıkma alacağının 524.531,95 TL olarak belirlendiği, 26/06/2016 tarihli Genel Kurulu takip eden 1 aylık sürenin dolması sonrasında davalının temerrüdünün oluştuğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın kısmen kabulü ile 524.531,95 TL’nin 27/07/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35.830,78 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 9.051,08 TL’den mahsubu ile bakiye 26.779,70 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 89,60 TL posta-müzekkere masrafı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.589,60 TL’nin kabul-red oranına göre hesaplanan 1.573,20 TL yargılama gideri ile 9.051,08 TL peşin, 54,40-TL başvuru harç toplamı 10.678,68 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 43.276,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin kabul-red oranına göre 1.306,38 TL’nin davalıdan, 13,62 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-HMK 333 maddesi uyarınca yatırılan gider/delil avansında kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …