Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/361 E. 2021/345 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/361 Esas
KARAR NO : 2021/345

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/08/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
YAZIM TARİHİ :05.05.2021
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı İcra dosyasından Yaptığımız İlamsız İcra takibine borçlu tarafından yapılan İtiraz sonucu İcra Müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, davacı yan ve müvekkil arasında imzalanan 22.06.2016 Tarihli protokol ve bu protokolün atıfta bulunduğu 04.02.2016 tarihli sözleşme gereği müvekkile borçlu olduğunu, davalı tarafça müvekkiline zaman zaman ödemeler yapıldığını, ancak bu ödemelerin sık sık gecikmesi nedeni ile davalıya Noter Vasıtası ile ihtarname de keşide edildiğini, davalı tarafın müvekkilin ihtarnamesi sonucu bir takım ödemeler yaptığını, ancak borcu sürekli geciktirdiğini, ödemeleri 3 yıldan fazla bir sürece yayarak müvekkili zarara uğrattığını, son olarak davalı tarafın müvekkil ile aralarında imzalanan 22.06.2016 tarihli protokoldan kaynaklı borcun 150.000 TL olduğu belirtilen 13.09.2019 tarihli yazı verdiğini, davalı yanın bu belgeden sonra da 3.500 TL ödeme yaptığını, davalı borçlunun borçlarını ödmemesi ve geciktirmesi nedeni ile İcra Takibi yapmak zorunda kalındığını ileri sürerek, iş bu sebeple borçlunun yaptığı tüm itirazların iptali ile takibin devamı ve borçlunun haksız itirazı sonucu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına çarptırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının tacir sıfatı bulunmadığını, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davacıya borcun bulunmadığını, belge üzerinde yer alan imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığını, belgede eklemeler yapılmış olduğunu, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
DELİLLER

… imzalı, ”….13.09.2019 tarihi itibariyle …’ya (…) borcum 150.000,00 TL’dir” şeklinde adi yazılı şekilde düzenlenmiş belge fotokopisi

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlendiğinden, takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olup, takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Şu durumda, takibe etkili itirazın iptali davasında ispat edilecek olan, takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olup, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağı itirazın iptali davası için bulunmamaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a),(b),(c),(d),(e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması, ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Yukarıda açıklanan yasal mevzuat ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde;
Davacı vekilince, davalı tarafın borcun150.000 TL olduğunu belirten 13.09.2019 tarihli yazıyı kendilerine verdiği, davalı yanın bu belgeden sonra da 3.500 TL ödeme yaptığını, davalı borçlunun borçlarını ödememesi ve geciktirmesi nedeni ile icra takibi yapıldığını ileri sürmüş olduğu, Davacının tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacının tacir sıfatı taşımadığı, dava konusu işin Adi yazılı şekilde düzenlenen belge içeriğine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın konusu ve tarafların sıfatına göre, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, göreve ilişkin hususların kamu düzeninden sayılıp, re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine,
2-Kararın, tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır