Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/359 E. 2021/80 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/124 Esas
KARAR NO : 2021/132

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı borçlu … ve davalı müşterek müteselsil borçlu …’ün davacı kooperatif aracılığıyla T…. … Şubesi’nden 25/02/2016 tarihinde 100.000 TL meblağlı kredi kullandığını, asıl borçlunun icra dosyası borçlarına itiraz etmediği halde davalının icra dosyalarında borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine davalı açısından icra takiplerinin durduğunu, davalı hakkında 2016 yılından beri icra takibi yapılmakta olduğunu, 2016, 2017, 2018 yıllarında başlatılmış olan ortalama 10 adet icra takip dosyasına itiraz etmezken iken, 2019 yılında takibe konu edilen icra takip dosyalarına kötüniyetli olarak ve haksız yere itiraz ettiğini, gerek dava dışı asıl borçlu gerekse müşterek ve müteselsil borçlu davalının 26/08/2019 vadeli olan toplam 6.748,77 TL tutarına ulaşan kredi taksidini ödemediklerini, neticeten … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin, dava dışı borçlu … yönünden kesinleştiğini, ancak davalının haksız itirazları sebebi ile davalı yönünden durduğunu, dava dışı asıl borçlu ve davalının 25/11/2019 vadeli olan toplam 6.657,78 TL tutarındaki kredi taksidini ödemediklerini ve haklarında … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin dava dışı asıl borçlu … yönünden kesinleştiğini ve davalı yönünden ise haksız itirazları sebebi ile durduğunu, ancak anılan icra takiplerine konu kredi taksitlerinin, borçlularca ödenmemiş olması nedeniyle bu kredi taksitleri ile işlemiş tüm faizlerinin … Bankası tarafından davacı Kooperatifin hesaplarından çekildiğini, davacı Kooperatifin anılan kredi borcunda müşterek müteselsil kefil olduğunu, davalı borçlunun davacı kooperatife takip tarihi itibari ile (temerrüt faizleri dahil) toplam 13.477,43.-TL borcu bulunduğunu ileri sürerek davalının … Müdürlüğü … sayılı ve … sayılı icra dosyalarındaki itirazlarının iptali ile icra takiplerinin devamına, haksız ve kötüniyetli itirazlar nedeniyle davalı borçlunun asıl alacağın en az %20’si oranında inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; eşin yazılı rızasının kefaletin geçerlilik şartlarından olduğunu, huzurdaki davada müvekkilinin eşinin rızasının alınmadığını ve kefalet sözleşmesinin batıl olduğunu, dolayısıyla sorumluluğun söz konusu olmadığını, davacının kötüniyetli olarak icra takibi başlattığını savunarak davanın reddine ve davacı hakkında ayrı ayrı % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Dava, davacı ile davalının müşterek ve müteselsil kefil olarak yer aldıkları kredi sözleşmesi uyarınca davacı kefil tarafından ödenen miktarın diğer kefil olan davalıdan rücuan tahsili için başlatılan iki ayrı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı kefilin davacı kooperatifin üyesi olup olmadığı hususunda davacı kooperatife yazılan yazıya verilen cevapta, davalının kooperatifin üyesi olmadığı bildirilmiştir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre; Ticaret Mahkemelerinin görev alanına, her iki tarafın ticaret işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile anılan maddede tahdidi olarak sayılan ihtilaflardan kaynaklanan davalar girmektedir.
Ticari dava TTK 4. maddede tanımlanmıştır. Madde metninde, ticari iş değil, ticari dava kavramı kullanılmış ve tarifi yapılmıştır. Buna göre, Ticaret Mahkemelerinin görev alanına giren ticari davalar, her iki tarafın tacir olmaları koşulu ile, ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile anılan maddede tahdidi olarak sayılan ihtilaflardan oluşmak durumundadır.
TTK’nın 3.maddesinde ise “Bu kanunda düzenlenen hususlarla, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmesi yer almakta olup, aynı yasanın 19/2 maddesinde ise, “Taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari iş sayılır. ” hükmü bulunmaktadır. Dolayısıyla, her ticari dava, ticari iş içermekte ise de, her ticari iş, ticari dava niteliğinde değildir.
Somut olayda, davalının davacı kooperatifin ortağı olmadığı sabittir. Bu nedenle ortada kooperatifler hukukundan kaynaklanan bir uyuşmazlık ve dolayısıyla ticari dava bulunmamakta olup kefilin diğer kefile rücuu söz konusudur. Bu nedenlerle görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, göreve ilişkin hususların kamu düzeninden sayılıp, re’sen gözetilmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır