Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/237 E. 2021/53 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
… 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/237 Esas
KARAR NO : 2021/53

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2013
KARAR TARİHİ : 21/01/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında “Sistem Kullanım Anlaşması” ve ”İletim Sistemi Kullanım Anlaşması” imzalandığını, davalı …’ın hatalı ölçümlere dayalı olarak müvekkili hakkında ceza faturaları tanzim ettiğini, davalının ceza faturası dayanağı çizelgesinde gösterilen ihlalin gerçekleşmediğini, ihlal gerçekleşmiş olsa bile “Sistem Kullanma Anlaşmasının“ cezai şartlar başlıklı 10. maddesine göre ihlalin …’ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirilmemesi halinde ceza tahakkuk ettirilebileceğini ileri sürerek, dava konusu 1.124.966,99 TL tutarlı 26 adet faturadan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ceza faturalarının sözleşmeye uygun olarak düzenlendiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, davalı tarafça düzenlenen ceza faturasının sözleşmeye aykırı olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizce ”davanın kısmen kabulü ile davacının,
29/04/2013 tarihli,
79994 seri numaralı 51.235,58 TL,
80079 seri numaralı 35.745,75 TL,
80163 seri numaralı 3.574,58 TL,
80264 seri numaralı 40.511,85 TL,
80374 seri numaralı 25.022,03 TL,
80490 seri numaralı 9.532,20 TL,
80606 seri numaralı 57.193,20 TL,
80726 seri numaralı 33.362,70 TL,
80844 seri numaralı 52.463,44 TL,
80956 seri numaralı 34.558,04 TL
81082 seri numaralı 28.547,95 TL
81207 seri numaralı 27.045,42 TL,
81333 seri numaralı 46.578,23 TL,
81460 seri numaralı 36.060,56 TL,
81586 seri numaralı 40.568,13 TL
Tutarlı toplam 591.999,66 TL faturalar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Fazlaya dair istemin reddine,” dair verilen 31/03/2016 tarihli kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/7029-2019/4611 EK sayılı ve 07/11/2019 günlü ilamı ile bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamının 1 nolu bendinde davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bendinde davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiş, bozma gerekçesinde;
Dava, taraflar arasındaki bağlantı anlaşması ve sistem kullanım anlaşması hükümlerine dayalı olarak 2011 Mayıs ila 2013 Haziran dönemleri için düzenlenen sistem kullanım cezası faturaları nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık revize edilen sistem kullanım anlaşması sonrası kesilen ceza faturalarında önceden ihtar gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında ilk olarak 10 Mayıs 2007 tarihinde ve bu tarihten sonra çeşitli tarihlerde sistem kullanım anlaşmaları düzenlendiği, 31 Temmuz 2012 tarihli sistem
kullanım anlaşması ile cezai şartlara ilişkin bir kısım hükümlerin revize edildiği, ilk olarak düzenlenen sistem kullanım anlaşmasıyla birlikte bir de bağlantı anlaşması düzenlendiği hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Sistem kullanım anlaşması, bağlantı anlaşması çatısı altında düzenlenmiş bir anlaşmadır. Her iki anlaşma türünde hizmet alanlar tek sağlayıcı davalı ile bazı şartlarda anlaşma sağlamaktadırlar. Revize öncesi sistem kullanım anlaşmasının 10. maddesi ile bağlantı anlaşmasının 16. maddesi birbirine uyumlu haldedir. Bu hükme göre kullanıcının sözleşme şartlarını ihlal etmesi ve (kapasite aşımı) uyarıya rağmen ihlalin sürdürülmesi halinde ceza uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Revize edilen 31.07.2012 tarihli sistem kullanım anlaşmasının 9. maddesinde kapasite aşımı halinde uyarı gerekmeden ceza faturası kesilebileceği belirlenmiş ise de, bağlantı anlaşmasının 16. maddesinde yeni bir düzenlemeye gidilmemiştir.
Bağlantı anlaşmasının 3. maddesinde sistem kullanım anlaşmasındaki şartlara atıf yapılmakta ve ihlal halinde uyarı gerektiği hükmünü taşımaktadır. Bağlantı anlaşmasının olmaması halinde sistem kullanım anlaşmasının imzalanmasının mümkün olmadığı düşünüldüğünde her iki tarafın bağlantı anlaşmasında belirlenen hususlara riayet etmesi gerektiği tartışılamaz. Bu durumda bu anlaşmaları ayrı anlaşmalar olarak nitelendirilip atıf hükümlerinin de bertaraf edilerek sadece revize edilen anlaşma hükümlerini uygulamak akde vefa ilkesine aykırıdır. Revize edilen sistem kullanım anlaşmasında bağlantı anlaşmasının 3. maddesindeki uyarı şartını ortadan kaldıracak özel bir hükümde bulunmadığına göre cezayı gerektiren kapasite aşımı halinde kullanıcının uyarılması gerekir. Uyarılmadan ceza faturası kesilmesi ve ödenmesi halinde iadesi sağlanmalıdır.(Dairemizin 16.09.2019 tarih ve 1466 E.-3640 K., 11.09.2019 tarih ve 674 E.- 3532 K. Sayılı ilamları)
Bu durumda, mahkemece, bağlantı anlaşması ve sistem kullanım anlaşması hükümlerine dayalı olarak, davacının, Ağustos 2012-Haziran 2013 dönemleri için düzenlenen, toplam 602.937,03 TL bedelli, 11 adet ceza faturası nedeniyle de borçlu bulunmadığının tespitine, yapılan ödemeler varsa bunların istirdatına hükmedilmesi gerekirken, anılan dönem için gönderilen ceza faturaları yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” değinilmiştir.
Yüksek Daire’nin bozma ilamına karşı davalı vekilince yapılan karar düzeltme talebi 01/06/2020 tarihli karar ile reddedilmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı usul ve yasa hükümlerine uygun olmakla uyulmasına karar verilip yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili tarafından sunulan 27/11/2020 tarihli ıslah istemini içeren dilekçesinde; davalı tarafından düzenlenen fatura bedellerinin tamamının ihtirazı kayıt ile ödendiğini, yargılamanın istirdat davasına dönüştüğünü belirterek, ödemeden kaynaklı 1.126.349,66 TL alacaklarına hükmedilecek şekilde 1.382,97 TL arttırılarak anılan alacaklarını haksız fatura işleminden dolayı ödeme tarihinden kabul görmez ise dava tarihinden itibaren alacak tutarları üzerinden gecikme faizi işleyecek şekilde ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 25/12/2020 tarihli dilekçesinde; 02/12/2020 tarih ve 31322 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7257 sayılı ” Elektrik Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Kanun’un 8/2-(ç) bendinden sonra gelmek üzere eklenen bentte ”d)İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” hükmüne yer verilmiş, yine aynı Kanun’un 39. maddesi ile 6446 sayılı Kanuna ek madde eklenmiş, ek madde 3-(1) ”8’inci maddenin 2. fıkrasının d bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür” düzenlemesi gereği işbu davada görevli yargı yerinin idari yargı olup davanın görev nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiş ise de, incelenen yasa değişikliğinde, yasa değişikliğinin derdest davalara etkisine ilişkin geçiş hükümlerine yer verilmediği, mevcut düzenlemenin dava şartı olarak kabul edilemeyeceği gibi davanın geldiği aşama dikkate alındığında görevle ilgili yeni düzenlemenin doğal hakim ilkesine de uygun düşmeyeceği değerlendirilmekle mahkememizce görev itirazı yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamına göre; taraflar arasında 10/05/2007 ve 26/11/2009 tarihli sistem kullanım anlaşmaları imzalandığı, anlaşmanın 31/07/2012 tarihinde revize edildiği, anlaşma hükümlerine dayalı olarak 2011 Mayıs / 2013 Haziran dönemleri için sistem kullanım ceza faturaları düzenlendiği, işbu davanın ceza faturaları nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, sistem kullanım anlaşmasının 10. maddesi ile bağlantı anlaşmasının 16. maddesi uyarınca kullanıcının sözleşme şartlarını ihlal etmesi ve uyarıya rağmen ihlalin sürdürülmesi halinde ceza uygulanacağının kararlaştırıldığı, revize edilen 31/07/2012 tarihli sistem kullanım anlaşmasının 9. maddesinde kapasite aşımı halinde uyarı gerekmeden ceza faturası kesilebileceği öngörülmüş ise de bağlantı anlaşmasının 16. maddesinde yeni bir düzenlemeye gidilmediği, bağlantı anlaşmasının 3. maddesinde sistem kullanım anlaşmasındaki şartlara atıf yapılmakla ihlal halinde uyarı gerektiği hükmünü taşımakta olup öncelikle tarafların bağlantı anlaşmasında belirlenen hususlara riayet etmesi gerektiği, revize edilen sistem kullanım anlaşmasında bağlantı anlaşmasının 3. maddesindeki uyarı şartını ortadan kaldıracak özel bir hükümde bulunmadığından cezayı gerektiren kapasite aşımı halinde kullanıcının uyarılması gerektiği somut olayda anılan hükümler çerçevesinde kullanıcının uyarıldığına dair bir belgede bulunmadığı anlaşılmakla, davacının 2011 Mayıs/2013 Haziran dönemleri için düzenlenen sistem kullanım cezasını içeren 26 adet faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından fatura bedelleri 1.126.349,66TL olarak 12/09/2013 tarihinde ödenmekle İİK. 72/6 maddesi gereğince davaya istirdat davası olarak devam edilerek ödenen miktarın davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne,
– 29.04.2013 Tarihli 51.235,58 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 35.745,75 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 3.574,58 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 40.511,85 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 25.022,03 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 9.532,20 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 57.193,20 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 33.362,70 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 52.463,44 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 34.558,04 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 28.547,95 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 27.045,42 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 46.578,23 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 36.060,56 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 40.568,13 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 106.679,17- TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 54.090,85 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 96.161,50 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 49.583,28 – TL Tutarındaki Fatura
– 29.04.2013 Tarihli 67.613,56 – TL Tutarındaki Fatura
– 27.06.2013 Tarihli 36.737,10 – TL Tutarındaki Fatura
– 27.06.2013 Tarihli 37.954,30 – TL Tutarındaki Fatura
– 27.06.2013 Tarihli 49.713,85 – TL Tutarındaki Fatura
– 27.06.2013 Tarihli 57.775,55 – TL Tutarındaki Fatura
– 09.07.2013 Tarihli 29.672,28 – TL Tutarındaki Fatura
– 15.08.2013 Tarihli 16.955,59 – TL Tutarındaki Fatura
olmak üzere toplam 1.124.966,69 TL fatura bedelinden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 1.126.349,66 TL’nin 27/11/2020 tarihinde işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle birlikte davacıya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 76.940,95 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 19.211,64 TL, 25,20 TL ve 19.186,45 TL yenileme harcı ile 23,62 TL ıslah harcı toplamı 38.446,91 harcın mahsubu ile bakiye 38.494,04 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, (bozma öncesi bakiye karar harcı 21.227,84 TL davalı tarafından 30/06/2016 tarihinde ödenmekle düzenlenecek harç tahsil müzekkeresinde bu miktarın dikkate alınmasına)
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 72.222,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Bozma öncesi Davacı tarafından sarf edilen 144,80 TL tebligat gideri ve 750,00 TL bilirkişi masrafı toplamı olan 894,80 TL ile bozma sonrası yapılan 33,00 TL posta-tebligat gideri ve peşin alınan 19.211,64 TL, 25,20 TL ve 19.186,45 TL yenileme harcı ile 23,62 TL ıslah harcı toplamı 39.374,71 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333 maddesi uyarınca yatırılan gider avansında kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da Temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/01/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …