Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/180 E. 2021/708 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/180 Esas – 2021/708
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/180 Esas
KARAR NO : 2021/708

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2020
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili Banka ile dava dışı … Peyzaj Mimarlık İnşaat Taahhüt Temizlik Ayakkabı Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi lehine ticari kredi kartı ve ticari artı para hesabı açılıp bu hesaplardan krediler kullandırıldığını, davalını nişe iş bu kredilere müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu, kredi ödemelerinin aksaması üzerine davalı dahil tüm borçlulara .. Noterliğinin 19.08.2019 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen dava dışı asıl borçlu firma ve davalı kefil tarafından ödeme yapılmaması üzerine haklarında icra takibi başlatıldığını, icra takibine ilişkin olarak davalıların takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, dava şartı olarak arabuluculuk müessesesine başvuruda bulunulmasına karşın sonuç alınamadığını belirterek, itirazın iptali ile davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı arabuluculuk toplantısının usul ve yasaya aykırı olarak yapılmış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine, aksi halde müvekkilinin toplantıya katılmamasında kusuru bulunmaması ve sebebiyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini, müvekkilinin iddia edildiği gibi dava dışı … Peyzaj Ltd.Şti.ne kullandırılan ticari kredi kartı ve ticari artı para hesabına karşı müşterek kefil olarak imzası bulunmadığını, dosyaya sunulmuş olan sözleşmenin kefalet şerhinde yer alan ifadelerin müvekkilini dava konusu icra takibindeki alacak yönünden borçlu ve sorumlu hale getirmediğini, zira müvekkilinin öncelikle bu şekilde genel ifadeler ile sadece davacı ile dava dışı şirketin arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesine kefilliğinin söz konusu olduğunu, dava konusu borcun ise müvekkilinin imzası bulunmayan ticari kredi kartı ve ticari artı para hesabı sözleşmelerinden kaynaklandığını, haliyle yasa ve yerleşik Yargıtay İçtihatları gereğince müvekkilinin salt genel ifadeler kullanılarak kefil edilmiş olduğu Genel Kredi Sözleşmesinden dolayı dava dışı şirketin tüm borçlarından kefil olarak sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla takipte talep edilen faiz ve fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise, diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
7155 Sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hüküm gereğince davacı arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler doğrultusunda gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde; davanın esasına girilmeden önce dava şartı arabuluculuğun usule uygun yapılmadığına ilişkin yapılan incelemede davalı şirket yetkilisi ile…. nolu telefonla arandığı telefonun kullanım dışı olması nedeniyle ulaşıladığı, çıkarılan tebligatın adresin kapalı olması nedeniyle iade edildiği, davalının irtibata geçilip toplantıya davet edilmesine rağmen toplantıya katılmaması nedeniyle görüşme yapılmadan anlaşamama tutanağı düzenlenmiştir. Davalının ilgili hattın kendilerine ait olmadığı ve mernis adresine tebligat çıkarılabilecekken farklı bir adrese tebligat çıkarıldığını bu nedenle arabuluculuk şartının gerçekleşmediği itirazı üzerine BTK’ya müzekkere yazılmıştır. Gelen cevabi yazılarda … nolu telefon aboneliğinin …doğumlu ….’a ait olduğu davalı …’ın ise …doğumlu olduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca davalının arabuluculuk sürecine usule uygun davet edilmemiş olması nedeniyle HMK 114/2 maddesi yollaması, TTK’nun 5/A ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi ile HMK’nın 114/2 ve 115 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın, 6102 Sayılı TTK’nın 5/A ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi ile HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL harcın başlangıçta alınan 129,41 TL’den mahsubu ile bakiye 70,1‬0 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının taraflara iadesine,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davalı vekilin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
03/11/2021