Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/164 E. 2021/246 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/164 Esas
KARAR NO : 2021/246

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2021
YAZIM TARİHİ : 14/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari alım-satım ilişkisi olduğunu, ekteki cari hesap ekstresi raporundan da anlaşılacağı üzere, davalıya farklı tarihlerde ürün satışları yapıldığını, müvekkili şirketin alacağı olan ve alınan mal karşılığı ödenmesi gereken 30.680,00 TL olduğunu, ancak borcun ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla … Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazının 30.680,00 TL yönünden iptaline, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle (TTK.1530/7 m) takibin devamına, likit alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine dava konusu miktarın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; talep edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, dayanak faturalarda belirtilen işlerle ilgili müvekkili şirketin herhangi bir hizmet almadığını ve taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki meydana gelmediğini, iki taraf arasında bir ticari ilişkinin varlığı kabul edilse dahi burada müvekkili şirket ile takip alacaklısı davacı arasında cari işleme dayalı bir ticari ilişkinin söz konusu olacağını, bu doğrultuda müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişkinin tekil olaylar üzerinden değil belli dönemlerde kesilen toplam rakamlar üzerinden yürüyeceğini, taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, salt faturanın varlığı ya da cari hesap ekstresinin varlığının bir ticari ilişkinin ve alacak hakkının göstergesi olmadığını, malın tesliminden veya hizmetin tamamlanmasından önce fatura düzenlenebilmesi ve cari hesap ekstresi düzenlenebilmesinen mümkün olduğunu, dolayısı ile cari hesap ekstresine konu faturayı düzenleyen tarafın aradaki ilişkiyi ve malın teslimini ya da işin gerektiği gibi yerine getirildiğini kanıtlama yükümlü olduğunu, bir an için takibe konu alacağın varlığı kabul edilse dahi bu alacağa uygulanması talep edilen faiz ve faiz oranını yönünden açıkça hukuka aykırılık söz konusu olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, alacağın likit olmadığını ve inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, davacı tarafın talep etmiş olduğu faiz ve faiz oranın da hukuka aykırı olduğunu ve TTK 1530/7 maddesinin uygulanma alanı bulunmadığını savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

DELİLLER
-… Dairesi’nin … sayılı İcra Dosyası: Davacı vekilince 33.669,76 TL TL üzerinden takip yapıldığı, takibin 4 adet faturaya dayalı olduğu, davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile borcun tamamına ve tüm ferilerine itiraz edildiği, İcra Müdürlüğünce 21.11.2019 tarihli Karar Tensip Tutanağı ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
-Bilirkişi Raporu: Davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla talimat mahkemesi aracılığıyla aldırılan raporda özetle; davalının resmi defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı ve davacı arasındaki ticari ilişkiyi gösteren tüm kayıt ve evrakın incelenmesinde davacının davalıya kestiği faturaların dökümünün davalının resmi defterlerine göre 30.680,00 TL olduğu, davacıya yapılan ödemeye dair bir kayda rastlanmadığı, davalının defterlerine göre davacının davalıdan alacağının 2019 yılı sonu itibariyle 30.680,00 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
-Bilirkişi Raporu: Davacının defterlerinin incelenmesi amacıyla alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının 2019 yılı için tutmuş olduğu ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK ve VUK hükümlerine uygun olarak yapıldığı, ticari defterlerin usulüne uygun olduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 4 adet faturanın kayıtlarda yer aldığı, davalı tarafından yapılan bir ödemeye rastlanmadığı, davacının 4 adet fatura bedeli olan KDV dahil 30.680,00 TL alacağına karşılık davalının ödeme yapmadığı, sonuç itibariyle davacının davalıdan 30.680,00 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında 6102 sayılı TTK’nun 89. maddesi uyarınca yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmamakla birlikte, taraflar arasındaki ticari ilişkinin cari hesap şeklinde devam ettiği, davacı ve davalı tarafından sunulan ticari defterlerin birbirini doğruladığı yönünde görüş bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ödenmeyen fatura alacağından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Dava ve cevap dilekçesi, icra takip dosyası, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında tacirler arası satım sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap ilişkisi bulunduğu, davacı tarafından başlatılan ilamsız takibe davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir alacak için fatura düzenlenmiş olması, alacağın varlığını ispata yeterli olmayıp, fatura, tek başına akdi ilişkinin kanıtı niteliğinde bulunmamaktadır. Davacı-satıcı taraf kural olarak akdi ilişkinin varlığını ve malın teslim edildiğini, davalı-alıcı taraf ise bedelin ödendiğini kanıtlama yükümlülüğü altındadır.
Faturaya konu malın davalıya teslim edildiği hususunda ispat yükünün kural olarak davacı üzerinde olduğu anlaşılmakla birlikte, bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda belirtildiği üzere, davalının, davacı tarafından düzenlenen faturaları ticari defterlerine kaydettiği, bu faturalara süresinde itiraz ve iade ettiğine ilişkin savunma ve delil ileri sürülmediğinin belirlenmiş olmasına göre, davacı tarafça akti ilişkinin varlığının ve malların da usulüne uygun olarak davalı tarafa teslim edilmiş olduğu hususunun ispatlandığının kabulü gerekmektedir. Bu hale göre, eldeki davada ispat yükü davalı-alıcı tarafa ait olup, davalı taraf malların bedelinin ödendiğini yazılı delille ispatlamak durumundadır.
Dosya kapsamına uygun olmakla hükme esas alınan Mali Müşavir bilirkişiler tarafından tanzim edilen raporların içeriğine göre; davacı şirket ticari defter ve kayıtları ile davalı şirket ticari defter ve kayıtlarına göre, davacının 30.680,00 TL tutarında davalı şirketten alacaklı olduğu, mevcut durumun taraf defterleri ile birbirini doğrular nitelikte olduğunun anlaşılmış olmasına göre, davacının akti ilişkiyi ve fatura bedelinin ödenmediği iddiasını HMK 222 maddesi uyarınca ticari defter delili ile kanıtlamış olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda, davacının davalıdan 30.680,00 TL alacaklı olması nedeniyle, itirazın 30.680,00 TL üzerinden iptaline, tarafların tacir olması nedeniyle avans faizi işletilmesine ve davaya konu faturaya dayalı alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hükmün tesisi edilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın kabulü ile davalının … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 30.680,00 TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle devamına,
2-Alacağın likit olduğu anlaşılmakla davacı yararına hükmolunan asıl alacağın % 20’si oranında hesaplanan 6.136,00 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 2.095,75 TL harçtan peşin alınan 355,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.740,16 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 4.602,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 355,59 TL peşin harç olmak üzere toplam 409,99 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 96,25 TL posta masrafı, 1.400,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.496,25 TL yargılama giderinden davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
8-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır