Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/130 E. 2022/86 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/130 Esas – 2022/86
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/130 Esas
KARAR NO : 2022/86

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2020
KARAR TARİHİ : 01/02/2022
YAZIM TARİHİ : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin tıbbi cihaz ve parçaları sattığını, davalı şirketin hastane işleticisi olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki çerçevesinde, 10/10/2018 tarih ve IKA2018000001804 nolu 47,20-TL bedelli, 17/04/2019 tarih ve IKA2019000000586 nolu 4.702,30-TL bedelli, 22/05/2019 tarih ve İKA2019000000903 nolu 51.103,84-TL bedelli, 29/08/2019 tarih ve IKA2019000001442 nolu 1.720,44-TL bedelli (548,95TL bakiyesi), 03/10/2019 tarih ve IKA2019000001636 nolu 58.646,00-TL bedelli faturalar tanzim edildiğini, fatura bedellerinin yazılı taleplerine rağmen ödenmediğini, icra takibine geçildiğini, davalı/borçlu şirketin 60.409,86TL borcu kabul ettiğini, bakiye 62.109,48 TL borcun vadesi gelmemiş faturalara ilişkin olduğunu, bakiye kısım üzerinden kısmi tirazda bulunduğunu, böylelikle takibin 60.409.86TL kısmını kabul ettiğini, 62.109,48TL kısmına itiraz ettiğini, taraflar arasında faturaların vadelerinin gelip gelmediği dışında ihtilaf bulunmadığını, satış prosedürünün; “alıcının talepte bulunduğu malzemeler için satıcı tarafından modelinin, adedinin, teslim tarihinin, ödeme vadesinin açıkça yer aldığı proforma faturalar teklifler düzenlenerek alıcıya gönderildiğini, alıcı tarafından proforma faturaların tekliflerin kabul edilmesini akabinde proforma fatura muhteviyatı malların alıcıya teslim edildiğini ve fatura tanzim edilmesi” şeklinde olduğunu, takip konusu 5 adet faturanın bu prosedür çerçevesinde tanzim edildiğini, satış prosedürünün taraflar arasında kurulan sözleşmeyi teyit ettiğini, davalı yetkilileri tarafından kabul edilen proforma faturalarda; “ödeme” başlığı yanında, ödemenin kaç günde yapılacağının açıkça kararlaştırıldığını, 10/10/2018 tarih ve IKA2018000001804 nolu 47,20TL bedelli faturaya ilişkin 09/10/2018 tarihli Proforma Fatura da “Ödeme: Fatura kesim tarihinden itibaren 30 gündür.”, 17/04/2019 tarih ve IKA2019000000686 nolu 4.702,30TL bedelli faturaya ilişkin 06/03/2019 tarihli teklifte; Ödeme, …peşin (teslimatla peşin) olarak yapılacaktır.”, 22/05/2019 tarih ve İKA2019000000903 nolu 51.103,84TL bedelli faturaya ilişkin 06/03/2019 tarihli Proforma Fatura da; “Ödeme: fatura kesim tarihinden itbaren 30 gündür.”, 29/08/2019 tarih ve IKA2019000001442 nolu 1.720,44TL bedelli faturaya ilişkin 31/07/2019 tarihli Proforma Fatura da; “Ödeme: fatura tarihinden sonra 30 gündür.”, 03/10/2019 tarih ve IKA2019000001636 nolu 58.646,00TL bedelli faturaya ilişkin 21/08/2019 tarihli teklifte; Ödeme: …. 45 gün içinde açık hesap olarak yapılacaktır.” denilmek suretiyle sözleşme mahiyetindeki Proforma Faturalar/teklifler ile borcun ifa edileceği günün birlikte belirlendiğini, belirlenen günün geçmesiyle davalı borçlunun tememüde düştüğünü, davacı müvekkil şirket tarafından, 12/12/2019 tarihli “ödeme talebi” konulu yazının 13/12/2019 tarihinde davalıya teslim edilerek, takibe dayanak fatura bedellerinin ödenmesinin istenildiğini ancak ödeme yapılmadığını, 24/12/2019 tarihli “ödeme talebi” konulu yazının 25/12/2019 tarihinde davalıya teslim edilerek, takibe dayanak fatura bedellerinin ödenmesinin yeniden istenildiğini ancak ödeme yapılmadığını, şirket vekili sıfatıyla 03/01/2020 tarihli yazı ile ödeme ihtarında bulunulduğunu, yazının 06/01/2020 tarihinde davalı yetkililerine teslim edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, borcun ifa edileceği günün birlikte kararlaştırıldığını, bu günün geçmesiyle davlı/borçlunun temerrüde düştüğünü, davacı müvekkilin fatura bedellerine ilişkin takip öncesine ait işlemiş faiz alacağı olduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, itirazın iptalini, takibin devamını, davalının %20 inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin alacaklıya 60.409,86TL borcu bulunduğunu, ödeme emrinde bahsi geçen tutar nezdinde 62.109,48-TL borcun vadesi gelmemiş faturalara ilişkin olduğunu, bu tutara itrazda bulunulduğunu, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığını, davacı firmaya ödemelerin hep 150 günlük vadede yapıldığını, uygulanan vade hususunda itiraz söz konusu olmadığını, davacı tarafın zımni kabulünün söz konusu olduğunu, bu hususun tarafların ticari defterlerinin incelenmesi ile açıklığa kavuşacağını, davanın reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davanın, ödenmeyen fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın faturaya konu malların/ hizmetin davalıya teslim edilip edilmediği, faturanın davalıya tebliğ edilip edilmediği, buna göre alacağın varlığı ve miktarı, faizin varlığı, başlangıç tarihi, türü ve miktarı, icra inkar tazminatına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanılmış, bu kapsamda BA-BS formları vergi dairesinden getirilmiş, icra dosyası celbedilmiş ve her iki tarafın defterini inceler mali müşavir bilirkişi raporları ve ek rapor alınmıştır.
Ankara … Müdürlüğü’nün … Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacının davalıdan işlemiş faizlerle birlikte toplam 122.519,34 TL alacak talep ettiği, bu tutarın 115.048,29 TL’sinin ana alacak olduğu, davalının süresinde kısmen itirazda bulunarak 60.409,86 TL borcu kabul ettiği, 62.109,48 TL’lik tutara ve bu tutarın faizlerine itiraz ettiği belirlenmiştir.
Davacı tarafın defterlerini inceler bilirkişi raporu ile davacının takip tarihi itibariyle 115.048,29 TL alacaklı olduğu, dava tarihi itibariyle 56.402,29 TL alacaklı olduğu, sonradan yapılan tahsilatlar gözetildiğinde rapor tarihi itibariyle 44.631,03 TL alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalı tarafın defterlerini inceler bilirkişi raporunda ise inceleme tarihi itibariyle davalının davacıya 35.229,64 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Taraf defterleri sonuç rakamları birbiriyle uyuşmamakta olup bu durum takipten ve davadan sonra yapılan ödemelerden kaynaklanmaktadır. Mahkememizce atanıp davacı defterlerini inceleyen bilirkişi, davalı defterleri üzerinde alınan bilirkişi raporu ve eklerini de inceleyerek denetime elverişli rapor vermiştir. Söz konusu raporda taraf defterlerindeki kayıtların esas itibariyle birbirini doğruladığı, her iki taraf BA-BS formlarının uyumlu olduğu, takip tarihi itibariyle her iki tarafın defterindeki alacak borç durumunun 111.942,80 TL olduğu ancak takip tarihinden sonra birbiriyle uyumsuz olduğu, icra dosyasına yapılan 69.747,70 TL’lik ödemenin davacı ticari defterlerinin 58.646,00 TL tahsilat olarak işlendiği, aradaki 11.101,70 TL farkın icra dosyası masrafı olarak davacı vekili tarafından kesildikten sonra bakiye 58.646,00 TL’nin davacıya gönderilmesinin etki ettiğini, bunun yanında davalı defterinde yer alan 17/04/2019 tarihli 4.702,30 TL tutarlı faturanın 31/01/2020 tarihinde ödeme kaydı bulunduğu, bu ödemenin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı belirlenmiştir. 19/10/2021 tarihli celse 3 nolu ara kararı ile davalı vekiline 4.702,30 TL tutarlı ödemeye ilişkin delillerini bildirmek üzere 2 hafta kesin süre verilmiş fakat delil bildirilmediğinden bu ödemenin ispatlanmadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalının esas itibariyle faturalara itirazı bulunmamakta sadece kısmen itirazda bulunduğu borç yönünden muaciliyetin gerçekleşmediğini savunmaktadır.
Taraflar arasında bedelin ne zaman ödeneceğine dair kararlaştırılmış kesin bir tarih bulunmamaktadır. Davacı taraf faturalarda gösterilen vadeyi esas alırken, davalı taraf taraflar arasındaki teamül gereği fatura tarihinin üzerinden 150 gün sonra ödemenin yapılması gerektiğini savunmaktadır. Ek raporun 5. sayfasında proforma fatura ve e-posta yazışmalarına göre fatura bedellerinin ödenmesi gereken tarih tek tek belirlenmiş olup tamamının takip tarihinden önce olduğu anlaşılmıştır. Taraflarca satışın açıkça vadeli olacağı düzenlenmediği için ve davacı taraf fatura bedellerini takipten önce ihtarname ile talep ettiğinden ihtarnamede tanınan süre ile birlikte muaciliyetin ve temerrüdün gerçekleşeceği mahkememizce kabul edilmiştir. Davacı, 03/01/2020 tarihinde düzenlediği ihtarname ile işlemiş faizlerden bahsetmeksizin fatura bedellerinin ödenmesi için davalıya 3 gün süre tanımış olup, ihtarname 06/01/2020 tarihinde davalıya tebliğ olunduğundan 3 günlük süre eklendiğinde en geç 10/01/2020 tarihinde muaciliyetin ve beraberinde temerrüdün oluşacağı kabul edilmiştir.
Davacı defterlerine göre takipten sonra ve davadan önce 03/03/2020 tarihinde davalıdan 60.903,70 TL tahsilat yapıldığı gözükmektedir. Söz konusu tahsilatın takipte yer alan ve davalı tarafın itiraz etmediği borç tutarına ilişkin yapıldığı mahkememizce kabul edilmekle birlikte davacı vekili bilirkişi raporuna beyanında; bilirkişinin dava tarihi itibariyle ödenmeyen ana alacak tutarı 56.402,29 TL olarak tespitine itiraz etmeyip bu kısmı kabul ettiğinden takipte itiraz edilen kısım içerisinde yer alan ana alacağın 56.402,29 TL olduğu mahkememizce kabul edilmiş, davalının takipte itiraz ettiği 62.109,45 TL tutar içindeki ana alacak miktarının belirlenmesinde ise takipte istenen toplam 122.519,34 TL alacak içerisinde 115.048,29 TL ana alacak olduğu gözetilip 62.109,45 TL içindeki ana alacak tutarı orantı kurulmak suretiyle tespit edildiğinde 58.322,23 TL asıl alacağa davalı tarafça itiraz edildiği tespit edilmiş ise de yine davacı tarafça itiraz edilmemesi nedeniyle bilirkişi ek raporunda belirlenen 56.402,29 TL ana alacağın ana ve ek raporda bu tutar için yukarıda belirlenen temerrüt tarihinden itibaren hesaplanan 84.99 TL işlemiş faize yapılan itirazın iptali gerektiği kabul edilerek ve alacak likit nitelikte olduğundan inkar tazminatı koşulları oluştuğu gözetilerek hükmedilen tutar üzerinde icra inkar tazminatı hesaplanarak davanın kısmen kabulüne, davanın kötü niyet tazminat talebinin ise; takip yapılmasının başlı başına kötü niyeti ispatlayamayacağı gözetilerek reddine dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
Ankara … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin;
56.402,29 TL asıl alacak, 84.99 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 56.487,28 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takipten itibaren değişen oranlı avans faizi işletilmesine,
56.487,28 TL’nin %20 si olan 11.297,46 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya dair istemi ile davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 3.852,84 TL harçtan peşin alınan 448.08 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.404,76 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 8.132,30 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54.40 TL başvurma harcı, 448.08 TL peşin harç olmak üzere toplam 502.48 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan 200.25 TL posta masrafı, 1.600,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.800,25 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.634,83 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin 1.200,91 TL’sinin davalıdan, 119.49 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
8-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2022