Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10 E. 2021/532 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/10 Esas
KARAR NO : 2021/532

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/11/2008
KARAR TARİHİ : 06/07/2021
YAZIM TARİHİ : 12/07/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının tekstil alım satımı işi ile uğraştığını, davalının çeşitli tarihlerde müvekkilinden tekstil ürünleri satın aldığını, aralarındaki ticari ilişkiden dolayı bakiye 26.086,82 TL asıl alacak, 2.566,90 TL faizin tahsili için 20.08.2008 tarihinde … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek davalının yaptığı itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
FERAGAT : Davacı vekili 25.05.2011 havale tarihli dilekçe ile alacağın 6.479,90 TL kısmından feragat ederek 19.606,82 TL için itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak Ankara İcra Dairelerinin ve Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu ileri sürdükten sonra esasa ilişkin olarak da, ödemeler ve iadelerle alacağın kapatıldığını bu nedenle davacıya borçlu olmadıklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yönelik itirazlarının 1086 sayılı HUMK.nun 10 ve 818 sayılı BK.nun 73 maddeleri uyarınca yerinde görülmediği, davalı yanca davacıya mal iadesinin yazılı delillerle ispat edilemediği, bu hususta davacıya yemin teklifinde bulunulmadığı, davalının ödemeleri ve davacının feragat ettiği kısım da dikkate alındığından davacının davalıdan 19.606,92 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davalının takibe yönelik itirazının 19.606,92 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin feragat nedeni ile reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Yüksek Yargıtay 19. HD’ne ait, 2013/14639 Esas ve 2013/19554 K. Sayılı karar ile ‘’….Dava, İİK’nun 67. maddesi hükmü gereği açılan itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davaları, davanın özelliği gereği itiraza uğrayan takibe sıkı sıkıya bağlıdır. Somut olayda davacı yan, takip talepnamesinde alacağın dayanağı (borcun sebebi) olarak 16 adet fatura göstermiş ve alacaklı olduğunu bildirmiştir. Davalı yan ise bu takip nedeniyle borçlu olmadığını belirtip itiraz etmiştir. İtiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında ise dava ve takip konusu faturalar ile ilgisi olmayan faturalar ve cari hesap alacağı üzerinde durulmuş, davalı yanca bu duruma yargılamanın başından itibaren karşı çıkılmıştır. Bu durumda mahkemece, tarafların iddia, savunma ve delillerin takibe konu faturalar çerçevesinde değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken takibe konu edilmeyen faturalar ve taraflar arasındaki tüm ilişki değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.’’ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece verilen …K. Sayılı karar ile bu kez, mahkememizin 15/07/2013 gün .. sayılı önceki kararında DİRENİLMESİNE karar verilmiştir. .
Direnme kararı sonrası Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna ait… K. sayılı kararında “….Somut olayda, davacı yan, takip talebinde borcun dayanağı (borcun sebebi) olarak 16 adet fatura göstermiş ve alacaklı olduğunu bildirmiştir. Davalı yan ise takibe, borca ve yetkiye itiraz ediğini, alacaklıya takip talebinde belirtilen faturalardan kaynaklanan borcunun bulunmadığını, alınan tüm malların bedelinin ödendiğini savunmuştur.
Yukarıda bilgiler ışığında takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu özellikle vurgulanan itirazın iptali davasında, mahkemece, tarafların iddia, savunma ve delillerinin yalnızca takibe konu faturalar çerçevesinde değerlendirilip incelenerek varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesinin gerektiği, aksi yönde yanılacak araştırmanın ise itirazın iptali davasının niteliği ile bağdaşmayacağı. ödeme defi nedeniyle ispat yükünün davalı tarafta bulunduğu, belirtilen usule göre yapılacak incelemede, davalının sunduğu ödeme belgelerinin takip konusu edilen faturalara ilişkin olup olmadığı hususunun ise BK’nun 85. 86. (TBK’nın 101. 102.1 maddeleri uyarınca tayin edilmesi gerektiği, takibe sıkı sıkıya bağlı olma kuralı ile genel İspat kurallarının ve ispat yöntemlerinin birbiriyle karıştırılmaması gerektiği, bu maddelere göre tespit yapılacak olmasının takibe konu edilmeyen faturalar ve taraflar arasındaki tüm ilişki değerlendirilmesi anlamına gelmeyeceği husustan acık olduğundan, mahkemece önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında itirazın iptali davasında alacağın varlığını ispatta genel hükümlerin uygulanacağı, açılan itirazın iptali davasında faturaların yanında ticari defterlere ve aralarındaki hesap ilişkisine de dayandığı, öte yandan davalının da borca itiraz ederek Ödeme savunmasında bulunduğu, ancak ödemelerin hangi mallara ve hangi faturalara ilişkin olduğunun belirtilmediği, somut olay bakımından uygulanması gereken 818 sayılı BK’nın 85. vd. maddeleri uyarınca alacaklının ödemeleri önceki muaccel alacaklarına sayma hakkı bulunduğundan zorunlu olarak taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinin başından itibaren değerlendirilmesi ve dava konusu ödemelerin yapılmış olup olmadığının, yapıldı ise ödemelerin tamamen mi kısmen mi yapıldığının, hangi borca ilişkin olduğunun tespit edilmesinin gerektiği, bu nedenle taraflar arasındaki tüm ticari ilişki değerlendirilmek suretiyle inceleme yapılarak ulaşan yerel mahkeme direnme hükmünün onanması gerektiği görüşü İteri sürülmüş İse de; bu görüş yukarıda açıklanan gerekçelerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
O halde Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır” gerekçesiyle direnme hükmünün bozulmasına karar verilerek dosya mahkememize iade edilmiştir.
DELİLLER:
-… Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası: Davacı alacaklı vekilinin T.C. … Dairesi’nin … E.sayılı dosyası ile davalı/borçlu … aleyhine 20/08/2008 tarihinde İlamsız Takipte Ödeme Emri ile icra takibi başlattığı, takibe konu asıl alacağın; 26.086,82 TL Asıl Alacak 2.566,90TL İşlemiş Faiz olmak üzere 28.653.72 TL toplam alacak olduğu, borçlu vekilinin 15/09/2008 tarihinde yaptığı, “Borca ve yetkiye” itirazı ile takibin 24/09/2008 tarihinde durdurulmasına karar verildiği görülmüştür
-Davacının düzenlediği irsaliye ve faturalar,
-Davalının savunmasındaki çeklere ilişkin banka kayıtları,
-Taraf kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım aktinden kaynaklı bakiye alacak için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce Direnme kararının kaldırılmasından sonra Yargıtay Bozma ilamına uygun olarak Bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından tanzim edilen 28.05.2021 tarihli rapor dosya kapsamına ve denetime elverişli olmakla hükmün tesisinde esas alınmıştır.
Dosya kapsamı ve Yüksek Yargıtay 19. HD’ne ait, …. K. Sayılı karar ilamı içeriği ile Bilirkişi rapor içeriğine göre ;
Davacı, taraflar arasındaki uzun süreli satım aktine dayalı açık ilişkiden kaynaklanan bakiye alacak iddiasında olup, davalı ise, taraflar arasındaki satım ilişkisindeki mal bedellerinin gerek nakden gerek çekle yapılan ödemeler ve mal iadeleri ile kapatıldığını, davacının alacağının bulunmadığını savunmaktadır. Davalı tarafça takibe esas irsaliyeli faturalara karşı malların teslim alınmadığına ilişkin savunma bulunmamaktadır.
Davacı tarafça başlatılan icra takibine konu toplamda 27.216,54 TL tutarlı on altı (16) adet faturanın davacının 2007 takvim yılı ticari defterlerine kaydedildiği, icra takibinin 26.086,82TL asıl alacak üzerinden başlatıldığı, davanın ise 28.086,00 TL üzerinden açıldığı, davacı vekilinin 25/05/2011 havale tarihli dilekçe ile alacağın 6.479,90TL kısmından feragat ettiğini beyan ederek, 19.606,92TL için itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalıya keşide edilen ve icra takibine konan faturalar incelendiğinde, faturaların 09/05/2007 ile 10/09/2007 tarihleri arasında kesildiği görülmüştür. Bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere; davalının 2017 takvim yılında çek ile yaptığı toplam ödemenin 35.000,00 TL tutarlı olduğu ancak davacının ticari defter kayıtlarına göre toplam 35.000,00TL tutarındaki yedi (7) adet çekin beş (5) adedinin, icra takibine konulan fatura tarihlerinden önce, 09/03/2007 tarihinde davacıya keşide edilmiş olduğu, 10.000,00 TL tutarında iki (2) adet çekin ise, takibe konulan fatura tarihleri arasında, 31/07/2007 tarihinde davacıya keşide edildiği tespit edilmiş olmakla , yalnızca toplam 10.000,00 TL tutarlı çeklerin dava konusu faturalar kapsamında ödemeye esas olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafından davacıya keşide edilen ve dosya kapsamında bulunan onbir (11) adet iade faturasından sadece 13/06/2007 tarihli 139980 sıra numaralı 2.059,81TL tutarlı faturanın davacının ticari defterlerine kaydedildiği, davalı ticari defterleri incelenmek suretiyle tanzim edilen 05/04/2011 tarihli bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere; davalı tarafından kesilen “iade faturaları toplamının 23.547,88TL olduğu ancak, iade edilen fatura tutarının sadece 1.698,04TL kısmının davalının ticari defterlerine kaydedildiğinin” tespit edildiği, davacının ticari defter kayıtlarına kaydettiği 13/06/2007 tarihli 139980 sıra numaralı 2.059,81TL tutarlı iade faturasının icra takibine konulan fatura muhteviyatı mallara ilişkin olduğu, yine iade edilen malların icra takibine konulan faturalara ilişkin olduğu anlaşılmış ise de, iade edilen fatura tutarının sadece 1.698,04TL kısmının davalının ticari defterlerine kaydedildiği anlaşılmakla, bu kayıtların davalı aleyhine değerlendirilmesi neticesinde, yalnızca davacı defterlerinde kayıtlı bulunan 13/06/2007 tarihli 139980 sıra numaralı 2.059,81TL tutarlı iade faturası tutarının davacı alacağından mahsup edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Buna göre yapılan hesaplama neticesinde;
Davacının 26.086,00 TL asıl alacak -6.479,90 TL Alacaktan Feragat- 10.000,00 TL Çek ile Ödeme (01399401 ve 01399402 nolu çekler ile yapılan ödeme)- 2.059,81 TL İade Faturası olmak üzere: 7.546,29 TL takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile, davalının … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının 7.546.29 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen asıl alacak tutarının % 40’ı üzerinden hesaplanacak icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davalının tazminat isteminin reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 515,49 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 352,20 TL harcın mahsubu ile kalan 163,29 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, davacıya ödenmesine,
6- Davalı vekille temsil olunduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiline, davalıya ödenmesine,
7-Bozma öncesinde davacı tarafından sarf edilen 14,00 TL başvuru harcı, 9,60 TL ilk masraf, 95,50 TL tebligat gideri ve 600,00 TL bilirkişi masrafı toplamı 719,10 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 276,77 TL ile 352,20 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinden bırakılmasına,
9-Bozma öncesinde davalı tarafından sarf edilen 63,50 TL yazışma ve tebligat giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 39,06 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinden bırakılmasına,
10-Bozma sonrası davacı tarafından sarf edilen 1.913,50 TL tebligat, müzekkere ve bilirkişi masrafının kabul ve red oranına göre hesaplanan 736,47 TL’nin davalıdan tahsil ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinden bırakılmasına,
11-Bozma sonrası davalı tarafından sarf edilen 50,00 TL yazışma ve tebligat giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 30,75 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinden bırakılmasına,
12-HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır