Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/710 E. 2022/272 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/710 Esas – 2022/272
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/710 Esas
KARAR NO : 2022/272

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ : 05/04/2022
YAZIM TARİHİ : 25/04/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16.07.2010 tarihinde müteveffa …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile yaptığı tek taraflı kaza sonucunda hayatını kaybettiğini, meydana gelen kazada müteveffanın %100 oranında kusurlu
olduğunu, müteveffanın geride kalan hak sahibi annesinin destek tazminatı hesaplanırken aynı
kazada vefat eden eş ve çocuğuna destek payı ayrılmaması gerektiğini, davalı sigorta şirketine
başvuru yapıldığını ancak taraflarına ödeme yapılmadığını, arabuluculuk görüşmesinden de bir sonuç alınamadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla müteveffanın annesi … için 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 07/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 120.173,38 TL’ye çıkarmıştır ve talep edilen tutarın tamamı için 28/11/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Desteğin meydana gelen kazada %100 olarak kusurlu olduğundan davacının tazminat talep edemeyeceğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, tazminat hesabı yapılırken vefat eden desteğin sağ olan annesinin payları da dikkate alınması gerektiğini, müteveffanın resmi geliri
çerçevesinde hesaplama yapılması gerektiğini, SGK tarafından davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, hesaplanacak olan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek hukuk ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın konusu; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatıdır.
Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanılmış, bu kapsamda; müteveffa …’ın aile nüfus tablosu, bordroları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, davacının ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağı, soruşturma dosyası celp edilmiş, mahkememizce atanan bilirkişi ….’ten 26/03/2021 tarihli rapor, 06/05/2021 tarihli ek rapor ve aktüer bilirkişi …’dan ikinci aktüer bilirkişi raporu alınmıştır.
Kaza tek taraflı trafik kazası olup, müteveffa … kazada hayatını kaybetmiştir. Geriye hak sahibi olarak davacı annesi ile kızı … … kalmışlardır. Sigorta şirketi tarafından dava dışı …a 36.897,00 TL destek tazminatı 23/12/2019 tarihinde ödenmiştir.
Tek taraflı trafik kazası 16/07/2010 tarihinde meydana gelmiş olup, 01/06/2015 tarihli yeni genel şartlardan önceki trafik kazalarında murisin kusurunun üçüncü kişi konumundaki destek görenlere yansıtılamayacağı yönündeki yerleşik Yargıtay İçtihatları gözetilerek, destek … tam kusurlu olarak tek taraflı trafik kazasında hayatını yitirmiş olsa da davacının, destekten yoksun kalma tazminatını hakettiği mahkememizce kabul edilmiştir. Davalı sigorta şirketi, murisin emniyet kemeri takmamasına dayalı olarak hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasını savunmuş ise de murisin trafik kazasının oluşumuna dair kusuru dahi mirasçılara yansıtılamadığından ve mirasçılar üçüncü kişi konumunda değerlendirildiğinden müteveffanın emniyet kemeri takmaması nedeniyle oluşan müterafik kusurununda üçüncü kişi konumundaki davacıya yansıtılamayacağı sonucuna varılmıştır.
Davacıya SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılmadığı, 12/02/2020 tarihli SGK müzekkere cevabından anlaşıldığından bu yönde hesaplanan tazminattan herhangi bir indirime gidilmemiştir.
Davacı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığında İtfaile Eri olarak görev yaptığından kaza tarihinden öncesi bordroları temin edilmiş, aylık ücret farklı olduğu için 2010 yılı Ocak-Temmuz arasındaki gelirlerinin ortalaması asgari ücrete oranlanmış ve bu oran üzerinden hesaplama yaptırılmıştır.
Davacı dışında murisin destek gören kızına sigorta şirketince yapılan 36.897,00 TL ödeme hükme esas alınan 14/02/2022 tarihli raporun düzenlendiği tarihe kadar yasal faiz oranında güncellenmiş ve 44.038,84 rakamına ulaşılmıştır. Ayrıca davacı ve dava dışı … … için bilirkişi tarafından destek tazminatı hesabı yapılmış, … … yönünden eksik ödenen tutarla birlikte sigorta şirketinin ödemesi gereken toplam tazminat tutarı 195.895,67 TL olarak hesaplanmış, kaza tarihinde poliçe limiti 175.000,00 TL olduğundan garame hesabı yapılarak yeniden hesaplanmış, poliçe limitinden dava dışı hak sahibine yapılan ödeme mahsup edilerek davacının talep edeceği tutar poliçe limitleri dahilinde 120.173,38 TL olarak belirlenmiş, söz konusu belirleme yapılırken Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli 2019/40 Esas, 2020/40 sayılı kararı ile, KTK’nın 90.maddesinde iptal edilen kısımlar gereği tazminatın TBK hükümlerine göre hesaplanması ve bu kapsamda Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kökleşen içtihatları çerçevesinde TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınması ve prograsif rant yönteminin uygulanması gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda mahkememiz kabulleri doğrultusunda denetime elverişli düzenlendiği dikkate alınarak neticede davanın kabulüne, davacı tarafın sigorta şirketine 18/11/2019 tarihinde müracaat etmesi, 8 iş günü ödeme süresi eklendiğinde temerrütün 28/11/2019 tarihinde oluştuğu anlaşıldığından bu tarihten itibaren yasal faiz işletilmesine dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın Kabulüne,
120.173,38 TL destekten yoksun kalma tazminatının 28/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 8.209,04 TL harçtan peşin ve ıslah anında alınan toplam 455,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.753.64 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 15.366,47 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin ve 411,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 499,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 113,80 TL posta masrafı, 2.000,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 2.113,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
7-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/04/2022