Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/616 E. 2022/443 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/616 Esas
KARAR NO : 2022/443

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2019
KARAR TARİHİ : 20/06/2022
YAZIM TARİHİ : 19/07/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 08.07.2015 tarihli beş yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve eklerinin akdedildiğini ve davalının bu sözleşme kapsamında asgari mal alım taahhüdünde bulunduğunu, davalının 08.07.2015 tarihli bayilik sözleşmesini süresinden önce Ankara 54. Noterliği’nin 21.06.2018 tarihli ihtarı ile hiçbir gerekçe dahi belirtmeksizin haksız olarak feshettiğini ve başka bir dağıtım şirketinden lisansını yayınlandığını, akabinde davalı şirketin talebi üzerine 08/07/2015 tarihli Bayilik Sözleşmesinin 13/i maddesi gereği sözleşmeden kaynaklanan tüm hakları saklı kalmak ve yeni sözleşme akdedilmesinin önceki sözleşmenin ibrası anlamı taşımamak kaydıyla 04/07/2018 tarihli 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve eklerinin akdedildiğini, davalı … Ulaş’ın ise sunduğu kefaletnamesine istinaden kefalet limiti dahilinde davalı şirket lehine müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, müvekkilince davalının istasyonuna ariyet sözleşmesi çerçevesinde kanopili kurumsal kimlik uygulaması için 80.315,14 TL+KDV tutarında masraf ile yatırım yaptığını, buna karşılık davalının taraflar arasında 5 yıl süreli olarak akdedilen sözleşmeyi Ankara 54. Noterliğinin 24/07/2018 tarihli ihtarnamesi ile süresinden önce ve hukuki bir gerekçe göstermeksizin ve “gördüğüm lüzum üzerine” gibi belirsiz bir ifade ile feshettiğini, müvekkili şirketin fesih ihtarına cevap olarak keşide ettiği Ankara 53. Noterliği’nin 27.09.2018 tarihli ihtarnamesi ile haksız fesihten dönülmesini ve akde uygun olarak bayiliğin sürdürülmesi talep ettiğini, ancak EPDK bayilik lisans sayfasında 25/07/2018 dağıtıcı tadil tarihi ile başka bir şirket üzerinden davalı şirketin lisansının yayınlandığının görüldüğünü ileri sürerek müvekkili şirketin fazlaya ilişki hakları saklı kalmak kaydı ile bayilik sözleşmesi, ariyet sözleşmesi ve alım taahhütnamesine istinaden şimdilik; 08.07.2015 tarihli bayilik sözleşmesi ve bu sözleşme için sunduğu taahhütnamesi gereği kar mahrumiyetinden kaynaklı zarar için 4.500,00 TL’nin davalının fesih ihtarını keşide ettiği 24.07.2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte, cezai şart borcu için, 4.500,00 TL’nin de davalının fesih ihtarını keşide ettiği 24.07.2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte, bayilik sözleşmesi kapsamında ariyet olarak teslim edilen malzemelerin, tüm masrafları davalıya ait olmak üzere uzman ekip tarafından sökümünün yaptırtılarak, söküm sırasında ve malzemelerin ilgili yerlere teslimine kadar doğabilecek her türlü zarardan davalı sorumlu olmak kaydıyla, ayrıca verilen ariyetli malzemelerin yıpranma ve finans bedeli talep hakları saklı kalmak üzere, müvekkili şirkete iade etmesine, ariyetli malzemeleri teslim etmemesi halinde ise demirbaş malzemelerin bedeli ile ariyet sözleşmesinin 4. maddesi uyarınca benzeri teçhizatın piyasa değerinin 5 mislinin tazminat olarak, ayrıca dava süresince teslimi halinde, fesih ihtarını keşide ettiği 24.07.2018 tarihinden, teslim tarihine kadar geçen her gün için, iade edilmeyen malzemenin o andaki piyasa değerinin dörtte birinin cezai şart olarak davalıdan tahsili için şimdilik 1.000,00 TL’nin fesih ihtarını keşide ettiği 24.07.2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte olmak üzere toplamda 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 23/12/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini kar mahrumiyeti yönünden 400.000,00 TL’ye, cezai şart alacağı yönünden 35.865,00 TL’ye, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ariyet sözleşmesinden kaynaklanan haklar yönünden şimdilik ariyetli malzeme bedeli için 64.135,00 TL’ye yükseltildiğini bildirerek ıslah edilen miktarın 10.000,00 TL’sinin Ankara … Noterliğinin 27/09/2018 tarihli ihtarnamesinin davalı tarafa tebliğ tarihi 01/10/2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile, ıslah edilen tutara ise ıslah tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalı şirketten, davalı … yönünden ise şimdilik 10.000,00 TL’nin davalı şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı ile diğer davalı şirketin 08.07.2015 tarihli sözleşme ve protokol uyarınca motorin ve benzin alımı üzerinde anlaştıklarını, müvekkili …’nın da taraflar arasında yapılan ilk sözleşmeye kefalet verdiğini, ancak davacı ile diğer davalı arasında 04/07/2018 tarihinde bir sözleşme daha imzalandığını, müvekkilinin 2018 yılında imzalanan sözleşmeye kefalet vermediğini, yalnızca 2015 yılında yapılan sözleşmeye kefalet verdiğini, ancak bu kefaletin de müvekkilinin kefaletnamedeki tutarı kendi el yazısı ile yazmadığından geçersiz olduğunu, 2018 yılında yapılan sözleşme ile 2015 yılında yapılan sözleşmenin ortadan kaldırıldığını ve 2018 tarihli sözleşmenin varlık kazandığını, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğunun 2018 yılında imzalanan sözleşmeyle sona erdiğini, bu tarihten sonra meydana gelen fesih ve cezai şartlardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, aksinin kabulü halinde dahi müvekkilinin kefili olduğu sözleşmenin davacının sözleşmeye aykırı biçimde motorin ve benzin fiyatlandırması nedeniyle diğer davalı tarafından haklı nedenle feshedildiğini, diğer davalı şirketin feshinin haksız kabul edilmesi halinde dahi müvekkilinin sorumluluğunun kefaletnamede belirtilen 800.000,00 TL olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Petrol San. ve Dış Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğunu, bayilik sözleşmesi ve 08/07/2015 yılında yapılan protokol gereği davacı ile müvekkili şirketin davacının motorin alımlarında termo maliyet fiyatının üzerine yüzde 0,35 kar payı ilave edilmek suretiyle faturalandırma yapması konusunda anlaştıklarını, ancak müvekkili şirketin kar payının daha fazla olmasından şüphelendiğini ve davacı tarafa bu husus sorulduğunda rafineriden akaryakıtı yüksek fiyata aldıklarından bayiye bu yüksek fiyatı yansıttıklarının belirtildiğini, ancak bu duruma ilişkin bilgi ve belge sunulmadığını, bunun üzerine müvekkilince Osmaniye 2. Noterliğinin 08/08/2018 tarihli ihtarnamesi ile davacı şirkete motorininin litre olarak ne kadara alındığının sorulduğunu, ancak ihtara cevap verilmediğini, bunun üzerine müvekkil şirketin… firmasıyla aynı kar payı olan yüzde 0,35 kar payından motorin alımı üzerine görüştüğü, 01.08.2018 tarihinde… firmasının müvekkili şirkete motorin litre fiyatı olarak 3,2275 TL üzerinden faturalandırma yaptığını, müvekkil şirketin davacı taraftan en son motorin alım faturasında ise motorinin litre fiyatının 4,336 TL olarak gösterildiğini, bu arada da TÜPRAŞ motorin litre fiyatında herhangi bir değişimin olmadığını, aradaki farkın litre fiyatı olarak büyük bir fark ve bu durumun hem sözleşmeye hem de protokole aykırı olduğunu, ticari olarak zararının artmasıyla davacı şirkete gerekli uyarılar ve ihtarların yapılmasına rağmen ve davacı şirketin ihlallerinin artması üzerine başka çaresi kalmayan müvekkili şirketin sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını ve feshin haklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği idiasına dayalı olarak kar mahrumiyeti, cezai şart ve davalıya ariyet olarak teslim edilen malzeme bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra talimat mahkemesi aracılığıyla bilirkişi raporu alınmış, Makine Mühendisi bilirkişi raporunda özetle; dava konusu akaryakıt istasyonunda yapılan incelemede davacı şirkete ait logo vs herhangi bir kurumsal kimlik malzeme ve ekipmanı bulunmadığı, davalıya ariyet olarak teslim edildiği iddia olunan survey raporunda belirtilen kurumsal kimlik malzemelerinin dava tarihi itibariyle toplam bedelinin KDV hariç 64.135,00 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiş, yine talimat mahkemesi aracılığıyla davalı şirkete ait ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi raporunda özetle; LT bazında kayıt tutulmadığı, TL bazında kayıt tutulduğu, ticari defter kayıtlarının muhasebe standartlarına uygun olarak yapılmamış olmasından dolayı kesin tespit yapılamadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyet kök ve ek raporunda özetle; ariyet Sözleşmesinin 4. maddesinde yer alan “5 misli tazminat” ibaresinin cezai şart olarak
yorumlaması durumunda davacının ariyetli mal ve malzemeler için davalıdan 320.635,00
TL tazminat isteme hakkının olduğu, ancak davacının 23.12.2021 tarihli ıslah dilekçesinde ariyetli malzemeler için talep ettiği değeri 64.135,00 TL
olarak belirlediği, bayilik sözleşmesinin feshin sonuçları başlıklı 14. Maddesinin (b) bendine göre; Bayi
tarafından sözleşmenin her ne sebeple olursa olsun süresinden önce feshedilmesi … halinde
sözleşmede ve eklerindeki diğer ceza-i şartların verdiği taahhüte veya taahhüt verilmemiş ise
ortalama satışına göre depo fiyatı üzerinden hesaplanacak kar mahrumiyetinin haricinde BAYİ,
sözleşmenin fesih tarihindeki 100 Ton Motorinin Kırıkkale depo satış fiyatı kadar cezayı ödemeyi peşinen kabul eder hükmüne göre davacının davalıdan 100 ton
motorin bedelini cezai şart olarak talep etme hakkı bulunduğu, bu cezai şartın bedeli olarak
davacının, 671.035,32 TL talep edebileceği, ancak davacının 23.12.2021 tarihli ıslah dilekçesinde cezai şart için talep ettiği değeri 35.865,00 TL olarak belirlediği, davacı ile davalı arasında bayilik ilişkisinin geçerli olduğu sürede bayilik sözleşmesinin tamamlayıcı parçalarından biri olan 08/07/2015 tarihli davacıya verilen taahhütnamenin 2. maddesine göre davalının davacıdan yılda 2400 metreküp beyaz ürün(benzin ve motorin) satın almayı, bu miktar taahhüdün altında kalınması halinde beher eksik ton başına 150 USD karşılığı Türk Lirası kar mahrumiyeti taahhüt ettiği, davalının sözleşmenin akdedildiği 08/07/2015 tarihinden fesih ihtarının keşide edildiği 24/072018 tarihine kadar geçen sürede tüm mal alımları incelendiğinde her yıl kendi içerisinde değerlendirilmek üzere 5 yılda asgari 12000 metreküp (10080 ton) beyaz ürün satın alması gerekirken sözleşmenin ilk yılında 1031 ton, ikinci yılında 1350 ton, üçüncü yılında 1940 ton beyaz ürün aldığı, fesih ihtarı sebebiyle sözleşmenin kalan kısmında mal alım imkanı kalmadığı, bunun sonucunda 5759 ton taahhüt açığı ile 863.850,00 USD davacı şirketin kar kaybına sebep olduğu, netice itibariyle davacı şirketin davalı ile akdettiği 08/07/2015 tarihli bayilik sözleşmesi ve bu sözleşme için sunulan taahhütname gereği 863.850,00 USD kar mahrumiyeti, bayilik sözleşmesinin 14. Maddesi uyarınca fesih tarihi olan 24/07/2018 tarihindeki 100 ton motorinin Kırıkkale depo satış fiyatına takabül eden KDV dahil 671.035,32 TL cezai şart ödemesini ve ariyet sözleşmesi kapsamında iade ile mükellef olunan malzeme bedeli olan 64.135,00 TL’yi talep edebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
İddia ve savunma, toplanan deliller, talimat mahkemesince alınan bilirkişi raporları ile Mahkememizce alınan kök ve ek bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı şirket arasında 08/07/2015 tarihli beş yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığı ve davalı şirketçe aynı tarihli taahhütname verildiği, davalı …’nın sözleşmeye kefil olduğu, davalı şirket tarafından söz konusu sözleşmenin Ankara …. Noterliğinin 21/06/2018 tarihli ihtarnamesi ile süresinden önce feshedildiği, bilahare taraflar arasında 04/07/2018 tarihinde beş yıl süreli bayilik sözleşmesi ve ariyet sözleşmesi imzalandığı, 04/07/2018 tarihli sözleşmenin davalı şirket tarafından Ankara … Noterliğinin 24/07/2018 tarihli ihtarnamesi ile süresinden önce feshedildiği, davacı tarafından bayilik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği idiasına dayalı olarak kar mahrumiyeti, cezai şart ve davalıya ariyet olarak teslim edilen malzeme bedelinin tahsili istemi ile eldeki davanın açıldığı sabittir. Öncelikli uyuşmazlık taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davalı şirket tarafından haklı olarak feshedilip edilmediği noktasında toplanmakta olup, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini ispat yükü altında olan davalı şirket, fesih gerekçesi olarak davacı şirketin akaryakıt fiyatını yüksek belirlediğini ve taraflar arasındaki protokolün 4. maddesi gereği akaryakıtın genellikle Hatay ve talep halinde Mersin Opet’ten ikmal edileceği hususunda anlaşma sağlanmasına karşın davacı şirketin 4 defa Kırıkkale’den ikmal yapmasını göstermiştir. Ne var ki; davalı şirketin davacı ile aralarındaki sözleşmeye istinaden davacının alım fiyatlarını denetleme yetkisi bulunmadığı gibi her ne kadar taraflar arasındaki Protokolün 4. maddesinde davacı tarafından davalı şirkete genellikle Hatay, talep olması halinde Mersin Opet’ten ikmal yapılacağı düzenlenmiş ise de, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin 3. maddesinde davacının tek taraflı olarak bir değişim yapılmasına kadar satılacak ürünlerin akaryakıt istasyonuna davacı şirketin tayin edeceği ikmal noktalarından ve davalı tarafından kendi nam ve hesabına çalışan vasıtalarla nakledileceği öngörülmüş olup, davacının bu düzenlemeye göre ikmal noktasını kendisinin belirleyeceği, dolayısıyla davalı şirketçe ileri sürülen fesih gerekçelerinin yerinde olmadığı ve feshin haksız olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 04/07/2018 tarihli sözleşmenin 13/i maddesinde sözleşmenin imzalanmasının taraflar arasında daha önce varolan bayilik sözleşmesindeki haklardan vazgeçildiği anlamına gelmediği, aynı şekilde tarafların bu sözleşmeden sonrada yeni bir sözleşme imzalamaları halinde o sözleşmeden dolayı bu sözleşme şartlarından ibra edilmiş sayılmayacaklarını kabul ettikleri düzenlenmiş olup, davacının söz konusu sözleşme hükmü ile 08/05/2015 tarihli sözleşmeden doğan haklarını saklı tuttuğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda ve davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği kabulüne bağlı olarak; 08/07/2015 tarihli bayilik sözleşmesi ve bu sözleşme için davalı şirket tarafından sunulan 08/07/2015 tarihli
taahhütnamede: “…..
2. İlaveten mezkur sözleşme konusu Akaryakıt İstasyonu ‘nda fiilen akaryakıt satışına geçtiğimiz
tarih başlangıç alınmak üzere Şirketinizden yılda 2400 metreküp beyaz ürün (Benzin ve
Motorin) satın almayı, bu miktarın Akaryakıt İstasyonunun fiili satışları dışındaki diğer toplu
satışlarımızı da kapsaması nedeniyle Akaryakıt İstasyonunun bu taahhüt miktarları kadar satış yapmadığı itirazında bulunmamayı, bu taahhütlerin altında kalmamız halinde Şirketinize beher
eksik ton başına, ödeme tarihindeki TCMB Döviz Satış Kuru üzerinden olmak üzere beyaz
ürünler için 150 USD karşılığı Türk Lirası ve madeni yağ için de 600 USD karşılığı Türk Lirası
kar mahrumiyeti ödemeyi, işbu meblağların teminatlarımızdan mahsup edilebileceğini,
teminatlarımızın paraya çevrilmesi yoluyla tahsil edilebileceğini, aksi takdirde ilk talep anında
nakden ödeneceğini…” taahhüt ettiği, Mahkememizce alınan bilirkişi heyet raporu ile belirlendiği üzere, davalı şirketin sözleşmenin akdedildiği 08/07/2015 tarihinden fesih ihtar tarihi 21/06/2018 tarihine kadar geçen sürede her yıl kendi içinde değerlendirilmek üzere 5 yılda asgari 12000 metreküp (10080 ton) beyaz ürün alımı yapması gerekirken sözleşmenin ilk yılında 1032 Ton beyaz ürün, ikinci yılında 1350 Ton beyaz ürün, üçüncü yılında 1940 Ton beyaz ürün aldığı, fesih ihtarı sebebiyle sözleşmenin kalan kısmında mal alım imkanı kalmadığından (10080 -4321=) 5759 ton taahhüt açığı kaldığı ve davacının (5759*150.000 USD=) 863.850,00 USD kar mahrumiyeti talep edebileceği anlaşılmış, ancak davacı vekilince 23/12/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile kar mahrumiyeti zararı yönünden talebini 400.000,00 TL’ye ıslah ettiğinden ve her ne kadar sözleşmede USD olarak düzenleme yapılmış ise de davacı vekilince TL talep edildiğinden taleple bağlı kalınarak 400.000,00 TL kar mahrumiyeti talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Öte yandan taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmelerinin 14/b maddesinde “Bayi tarafından sözleşmenin her ne sebeple olursa olsun süresinden önce feshedilmesi veya BAYİ’nin bu sözleşmeye, eklerine muhalefeti veya taahhütlerini edimlerini yerine getirmemesi
nedeniyle işbu sözleşmenin feshedilmesi halinde sözleşmede ve eklerindeki diğer ceza-i
şartların verdiği taahhüte veya taahhüt verilmemiş ise ortalama satışına göre depo fiyatı
üzerinden hesaplanacak kar mahrumiyetinin haricinde BAYİ, sözleşmenin fesih tarihindeki 100
Ton Motorinin Kırıkkale depo satış fiyatı kadar cezayı ödemeyi peşinen kabul eder. Ayrıca
bu sözleşme ve diğer sözleşmelerden doğmuş ve doğacak vadeli ve vadesiz bütün borçların
fesih tarihi itibari ile muaccel olacağını, borçların ve ilk ihtarda kar mahrumiyeti ile cezai
şartların ödenmediği takdirde bütün teminatlarının nakde çevrilebileceğini ve borçları için her
türlü takiplerin yapılabileceğini kabul eder.” düzenlemesinin getirildiği, bu düzenleme ile davalı şirketin sözleşmeyi süresinden önce feshetmesi ve taahhütlerini yerine getirmemesi halinde cezai şart ödemeyi kayıtsız şartsız kabul ettiği, yine bilirkişi heyet raporu ile belirlendiği üzere 24/07/2018 fesih tarihi itibariyle 100 ton motorinin Kırıkkale depo satış fiyatının 671.035,32 TL olduğu ve davacının cezai şart bedeli olarak bu miktarı talep edebileceği, ne var ki davacı vekilinin 23/12/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 35.865,00 TL cezai şart talep ettiği anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak 35.865,00 TL cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, ayrıca her ne kadar davalı şirket vekilince cezai şartın müvekkilinin ekonomik olarak mahvına neden olacağı ileri sürülmüş ise de, cezai şart alacağı yönünden 35.865,00 TL’lik kısmi talep yönünden davalının ekonomik olarak mahvına sebebiyet verilip verilmediği hususunun bu davada irdelenmesi koşullarının bulunmadığı, ek dava açılması halinde irdelenmesi gerektiği kanaatine varılmakla, bu yönde bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır.
Davacı vekilince 13/12/2021 tarihli celse ariyetli malzemelerin aynen iadesine ilişkin taleplerinden vazgeçtiklerini ve ariyetli malzeme bedeli ve 5 katı tutarında cezai şartın tahsilinin talep edildiğinin beyan edildiği, 23/02/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile ariyetli malzemenin bedeline için 1.000,00 TL dava değerinin 64.135,00 TL olarak ıslah edildiği, taraflar imzalanan 04/07/2018 tarihli Ariyet Sözleşmesi’nin 4. maddesinde ”
…İşbu demirbaş malzemenin tamamı taahhüt edilen zamanda ŞİRKET’e veya ŞİRKET’çe tayin
edilecek şahıs ve mahale zamanında Ariyet Alan tarafından iade edilmediği takdirde geçen her
gün için, iade edilmeyen malzemenin o andaki piyasa değerinin dörtte birini cezai şart olarak
ödemeyi Ariyet Alan kabul ve taahhüt eder. Söz konusu demirbaş malzemenin kısmen veya tamamen iade edilmemesi halinde benzeri teçhizatın piyasa değerinin 5 mislini tazminat olarak
Ariyet Alan, ŞİRKET’e ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” düzenlemesine yer verildiği, bu düzenleme gereğince davalı şirketin ariyet sözleşmesine konu malzeme ve demirbaşları davacı şirkete iadesi etmesi gerektiği, talimat mahkemesi aracılığıyla alınan bilirkişi raporuna göre davalı şirkete teslim edilen malzemelerin dava tarihi itibariyle 64.135,00 TL olduğu, ariyet sözleşmesinin 4. maddesi uyarınca ariyetli malzemeler iade edilmediği için benzeri teçhizatın piyasa değerinin 5 misli karşılığı 320.675,00
TL tazminat olarak davalıdan tahsilini talep edebileceği, ancak ıslah dilekçesi ile yalnız ariyetli malzemelerin bedeli talep edildiğinden taleple bağlı kalınarak 64.135,00 TL ariyetli malzeme bedelinin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacının Ankara 53. Noterliğinin 27/09/2018 tarihli ihtarnamesi ile 668.352,00 TL’nin 31/12/2018 tarihine kadar ödenmesinin talep edildiği, söz konusu ihtarnamenin davalı şirkete 01/10/2018 tarihide tebliğ edildiği, buna göre davalı şirketin 01/01/2019 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla, dava dilekçesi ile talep edilen 10.000,00 TL yönünden temerrüt tarihinden, bakiye miktar yönünden ise 23/12/2021 ıslah tarihinden itibaren ve tarafların tacir sıfatı gözetilerek avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
Davalı … yönünden yapılan değerlendirmede ise; davalı …’nın davacı ile davalı şirket arasında imzalanan 08/05/2015 tarihli sözleşmeye 800.000,00 TL limit ile kefil olduğu, ancak davalı … vekilince cevap dilekçesi ile kefaletname tutarının müvekkilinin el yazısı ile yazılmadığının savunulduğu, davacı vekilinin 27/01/2020 tarihli beyan dilekçesi ile kefaletnamede imza dışındaki yazıların kefilin el ürünü olmadığını kabul ettiklerini bildirdiği gözetilerek Mahkememizce davalı …’nın bu savunması yönünden bilirkişi incelemesi yapılmamıştır. TBK’nın 583. maddesi gereğince kefilin sorumlu olduğu azami miktarın kendi el yazısı ile yazılması gerektiği, Kanunun bu emredici hükmüne aykırılığın kefaleti geçersiz kılacağı, davalı vekilinin kefaletnamede yer alan kefalet limitinin müvekkilinin el ürünü olmadığı yönündeki savunması ve davacı vekilince de bu hususun kabul edilmiş olması karşısında kefaletin geçersiz olduğu anlaşılmakla davalı … hakkında açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı … hakkında açılan davanın reddine,
2-Davalı … Petrol Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti. hakkında açılan davanın kabulüne, 400.000,00 TL kar mahrumiyeti, 35.865,00 TL cezai şart ve 64.135,00 TL ariyetli malzeme bedeli olmak üzere toplam 500.000,00 TL’nin, 10.000,00 TL’sine 01/01/2019 temerrüt tarihinden, 490.000,00 TL’sine 23/12/2021 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 34.155,00 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL peşin harç ve 8.368,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 8.538,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 25.616,22 TL karar harcının davalı … Petrol Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 42.050,00 TL vekalet ücretinin davalı … Petrol Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 170,78TL peşin harç ve 8.368,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 8.583,18 TL harcın davalı … Petrol Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 243,00 TL posta masrafı, 3.000,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 3.243,00 TL yargılama giderinden davalı … Petrol Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’ya verilmesine,
8-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davalı … Petrol Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına
9-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının ve davalı şirket tarafından yatırılan 100,00 TL delil avansından kullanılmayan kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/06/2020

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır