Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/602 E. 2021/133 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/602 Esas
KARAR NO : 2021/133

DAVA :Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2019
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
YAZIM TARİHİ : 03.03.2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının maliki olduğu … plakalı 2011 model 154000 km deki … marka aracın 09.7.2019 tarihinde davalı servis şirketinin …. Ankara adresine bakım ve onarım için bırakıldığını, aracı bakımları yapılmış halde 10.07.2019 tarihinde teslim alarak İstanbul’a gitmek üzere yola çıktığını ancak aracın 100 km. yol yapmışken stop edip kitlenerek yürüyemez hale gelmesi nedeniyle kasko yardımı ile araç çekici ile servise getirildiğini, servis ile yapılan görüşmelerde araca su ikmali yapılmadığının anlaşıldığını, servis yetkililerinin incelemesi sonucu arızanın kendilerinden değil, alınmış olan akaryakıttan kaynaklandığını, motorun pert olduğunun beyanı üzerine, …. Hukuk Mahkemesi ….D.iş dosyası ile yaptırılan bilirkişi tespiti sonucu kusurun davalıya ait olduğunun tespit ettirildiğini, davalı şirketin araçtaki zararın 28.000.00 TL olduğunu, hasarın çıkma motor ile onarılabilir bir hasar olduğunun belirtildiğini ve aracın 12.09.2019 tarihinde çekici ile almaya gittiklerinde aracın kendilerine verilmediğini ileri sürerek, araçta meydana gelen zarar, onarım mümkün değil ise araç bedeli, araçtan yoksun kalma nedeni ile oluşan zararın ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 02.03.2020 tarihli dilekçesi ile: Talebini kuruşlandırarak 27.000,00 TL araçta meydana gelen zarar, araç onarılamayacak ise 44.000,00 TL, araçtan yoksun kaldığı süre için 17.414,52 TL’nin davalıdan tahsilini istemiş belirlediği tutarlar üzerinden eksik harcı ikmal etmemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Aracın normal bakım işlemlerinin yapıldığını, Triger setinin ve kayışının değiştirildiğini ve aracın test sürüşü ve tüm kontrollerinin yapılmış olduğunu, davacının arcın 120 km sonra bozulduğunu belirtmesine rağmen aracın 175 km sonra bozulduğunun verileri olduğunu, araçta yakıt ikmali gerçekleşene kadar herhangi bir arıza ve arızaya yönelik sinyalizasyon meydana gelmediğini ve arızanın nedeninin kötü/uygunsuz yakıt alımı olduğunu, … plakalı aracın sinyalizasyonunda bir sıkıntı olmadığını, hararet ve motor hakkında sinyalizasyon ikazında bulunmasına rağmen araç sürücüsünün ısrarlı bir şekilde sürmeye devam ettiği için aracın piston yüzeyine zarar verdiğini ve hasarın bu nedenle büyük boyutlara taşındığı, sürücünün ikaza uyarak tarafımıza bildirmemesi ve arcın motorunda ciddi sorun geldiğinde bildirmesinin iyi niyetli olmadığını, mevcut bilirkişi tespit raporunda arızanın hizmet kusuru ile gerçekleştiğinin belirtildiğini, arcın radyatör suyunun eksik bırakılması varsayımıyla bir rapor düzenlenmiş olduğunu, bunun gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, çünkü buna yönelik herhangi bir iz ikazda bulunulmadığı ve radyatör suyu olmadan hareket etmesinin mümkün olmadığını arızanın nedeninin kötü yakıt kullanımı ve sürücünün sinyalizasyon uyarısına dikkat etmemesi olduğunu, kötü yakıt nedeni ile enjektörlerin tepe memesinin işlemesinin gerçekleştiğinin tespit edildiğini, araç sahibine yakıt deposundan numune alıp tahlil yaptırması gerektiğinin söylenmesine rağmen bunun ret edildiğini, bunun arızayı gizlemeye yönelik bir davranış olduğunu, Davacının motoru demonte halde bulunan aracı teslim almaya geldiğinde kendisine monte ve onarım ücretleri hakkında bilgilendirme yapıldığını, monte ve onarım ücreti talep edilmemesi nedeniyle yalnızca o güne kadar yapılan işlem ücretinin talep edildiğini, davacının ödeme yaymaktan imtina ederek aracı davacı şirket servisinde bıraktığını ve dava açma yoluna başvurduğunu bu nedenle servis şirketinin sorumlu olmayacağının ifade edilmiş olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
DELİLLER
-….Sulh Hukuk Mahkemesine ait ….D.iş dosya örneği: Bilirkişi tespit raporu sonuç kısmında: “araçtan yakıt örneği alındığı ancak davacının yakıt analizi yaptırmak istemediği, kamera kayıtlarına göre aracın radyatörüne hiçbir şey konulmadığının davalı yetkilileri ile birlikte tespit edildiği, aracın test edilmeden davacıya teslim edilmesi nedeniyle “hizmet kusuru işlediği” kanaatine varıldığı, radyatör suyu eksikliği nedeniyle motorun hararet yaptığı, bunun silindir kapak contasının yanmasına neden olduğu, sonuç olarak silindir yüzeyi ve pistonlarda kropaja ve aşırı ısı nedeniyle erime sonucu deformasyona neden olduğu arızadan dolayı araç sürücüsüne kusur atfedilemeyeceği” kanaatinin belirtildiği anlaşılmıştır.
-Makine Mühendisi bilirkişi Sn. …. bilirkişi raporunda özetle; Keşif esnasında aracın incelendiğini, demonte haldeki motor silindir, yanma odası, silindir kapağı, kapak contası ve supaplar ile enjektörlerde genel ve müşterek bir hararet kaynaklı deformasyonlar, kısmi erimeler, su kaçağı kaynaklı paslanmalar ve motorun bu kısımlarının durumu rapor ekine konmuş fotolarla da tespit edilmiş olduğunu, meydana gelmiş olan arızanın uygun olmayan yakıt kaynaklı mı yoksa yapılan işçilik nedeniyle meydana gelen hatadan mı kaynaklı olduğu konusunda kesin bir kanaate varılabilmesi için araçta mevcut yakıttan numune alınarak bu dizel yakıtın ODTÜ laboratuvarında tahlil ettirilmesi ve test sonucunun dosyaya kazandırılması gerektiğini belirtmiştir.
-Makine Mühendisi bilirkişi Sn. … ek bilirkişi raporunda özetle; 12/11/2020 tarihli dilekçe ile ODTÜ laboratuvarında yaptırılan laboratuvar analizi sonucu olayın meydana geldiği 10/07/2019 tarihinde aracın deposunda bulunan dizel yakıtın standartlara uygun olması nedeniyle araçtaki arızaya neden olmadığını, araçtaki sorunun motorun aşırı hararet yapması nedeniyle oluştuğunu, bunun soğutma sistemindeki bir aksaklıktan kaynaklanabileceğini, bu aksaklığın servis hizmeti sırasında aracın radyatörüne su konulmamasından meydana gelemeyeceğini zira bu durumda aracın yola çıktığında hemen sonra hararet yapması gerekeceğini, halbuki aracın 100 km. den fazla yol yaptıktan sonra hararet sorununun ortaya çıktığını, olay günü servisten alınıpyola çıkılan bir aracın 150-175 km. yol yaptıktan sonra hararet yaparak motorunun yanmasının nedeni radyatörün suyunun tam olmasına rağmen, yolculuk sırasında su devridaim pompasının arızalanması, termostatın arızalanması, soğutma sistemindeki bir hortumun bir nedenle (titreşim,sarsıntı, kelepçelerinin az sıkılmış yada sıkılmasının unutulmuş olması gibi) yırtılması/yerinden çıkması/yarılması, motorda hararete ve dolayısıyla motorun yanmasına neden olabileceğini, bu hadisenin çok kısa bir zaman dilimi içerisinde gerçekleşebileceğini, tüm motor parçaları sökülmüş, çalışmayan bir araçta, soğutma sistemine ait mekanik ekipmanların arızalı olup olmadığının tarafımızdan tespitinin mümkün olamayacağını, aracın sadece silindir kapağı sökülü halde iken yapılan 19.07.2019 tarihli bilirkişi çalışmasında bu alternatiflerin tek tek elemine edilebilmesinin mümkün olduğunu, enjektörlerin arızalanması ve yakıtı uygun püskürtmemesi nedeniyle de arıza meydana gelebileceğini, ancak bunun motorun düzensiz çalışması, anormal ses ve motordevrinin anormalliği (oynaması) şeklinde kendini belli edeceğini, ancak hararetin kaynağının yakıt enjektörlerindeki arızadan dolayı meydana gelmediği değerlendirilmesine iştirak edildiğini, servisten yeni çıkmış bir araçta aracın soğutma devresinde yukarıda belirtilen nedenlere bağlı bir aksaklığın meydana gelme nedeninin “hizmet kusuru” kaynaklı olabileceği gibi, soğutma sistemindeki devri daim, termostat gibi önemli mekanik ekipmanların arızalanması ile de meydana gelebileceği şeklinde değerlendirildiğini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Dava, davalı şirketin araç bakım servis hizmetinin kusurlu olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu dosya kapsamına ve denetime elverişli olmakla hükmün tesisinde esas alınmıştır.
Dava ve cevap dilekçesi, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu, Ankara 5.Sulh Hukuk Mahkemesine ait 2019/115 D.iş dosya örneği ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arasında, davacıya ait araca bakım hizmeti verildiği hususu sabit olup, uyuşmazlık verilen bakım hizmetinin ayıplı olup olmadığı bu varsa ayıplı hizmet ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların sıfatı nazara alındığında somut olayda uygulanması gereken hükümler, Türk Ticaret Kanunu(TTK) ile TTK 23 maddesi yollaması ile genel kanun niteliğindeki Türk Borçlar Kanunu hükümleridir.
6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesine göre; Ayıplı Mal satışı nedeni ile ilgili hükümler vazedilmiş olup, buna göre “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nun 223.maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Gerek TTK 23/1-c maddesi gerekse Türk Ticaret Kanununun diğer düzenlemeleri nazara alındığında, Tacirler arası Hizmet sözleşmesi kapsamında ayıplı Hizmete ilişkin özel bir düzenlemeye Ticaret Kanunu içerisinde yer verilmediği bu nedenle genel kanun niteliğindeki 6098 sayılı TBK düzenlemelerinin kıyasen uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan TTK 23.maddesi uyarınca atıf yapılan Türk Borçlar Kanunu’nun 219-231 maddeleri arasındaki düzenlemelerin ise Taşınır satışına ilişkin hükümler niteliğinde oldukları, TBK 227/2 maddesi uyarınca ise; alıcının seçimlik hakları dışında genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu belirtilmektedir.
Bu hale göre TBK 112.madde ve devamında; Borçların hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesi halinde geçerli olacak hükümler sıralanmış, Sorumluluğun ve giderim borcunun kapsamını düzenleyen 114.maddesinde ise, Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümlerin kıyas yolu ile sözleşmelerde de uygulanacağı belirtilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 v.d maddelerinde Haksız fiil kurumu düzenlenmiş olup, TBK 49.maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür düzenlemesi yer almaktadır. Belirtilen tanım dikkate alındığında, kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız fiil sorumluluğunun kurucu unsurlarının ise; fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırılık olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre; Haksız bir eylemin tazminat sorumluluğu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde,
Davacı vekilince açılan dava ile, davalı tarafından davacıya ait araç ile ilgili verilen bakım hizmeti esnasında araç içerisine su konulmadığı bu nedenle aracın hararet yaparak hasara uğradığı ileri sürülerek dava açıldığı anlaşılmakta ise de; mahkememizce aldırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda da ifade edildiği üzere, araçtaki arızanın motorun aşırı hararet yapması nedeniyle oluştuğu anlaşılmakta ise de, bu arızanın servis hizmeti sırasında aracın radyatörüne su konulmamasından meydana gelemeyeceğin, zira bu durumda aracın yola çıktığında hemen sonra hararet yapması gerekeceği, halbuki aracın 100 km. den fazla yol yaptıktan sonra hararet sorununun ortaya çıktığı, bu nedenle hasara neden olan arıza ile davalının eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL harcın, peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderini bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının taraflara iadesine,
7-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır