Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/476 E. 2021/746 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/469 Esas
KARAR NO : 2021/687

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2019
KARAR TARİHİ : 28/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile dava dışı … Gıda ve Akaryakıt İşletmeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti arasında akdedilen 06/02/2017 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, davalı …’in sözleşmenin müşterek ve müteselsil kefili olduğunu, kredi ödemelerinin aksaması üzerine kredi borçlularına ihtarname keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlatıldığını, takibin itiraz üzerine durduğunu belirterek davalının … Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava ehliyeti, görev, yetki ve zamanaşımı itirazını ileri sürerek icra takibinde müvekkilinin herhangi bir sıfatının bulunmadığını, borcun kaynağı olarak gösterilen 06/02/2017 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesinde müvekkilinin kefil sıfatı ile attığı herhangi bir imza bulunmadığını, davacı taraf davalının kefil sıfatı ile imzaladığı başka kredi sözleşmesini, esasen imzalamadığı diğer bir sözleşmeye dayanarak takip ve dava açmak için kullandığını, davacı tarafından keşide edilen ihtarnamede farklı kredi sözleşmelerinin ekstreleri birbirine karıştırılarak kullanıldığını, 20/12/2017 tarihli sözleşme 06/02/2017 tarihli sözleşmenin devamı niteliğinde bir sözleşme olmadığını, dava konusu edilen alacak miktarının KGF tarafından bankaya ödeneceğinden banka tarafından tahsilat yapıldığında tek kredi için iki ay tahsilata neden olacağını belirterek davanın reddini ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup yasal sürede açılmıştır.
Deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmıştır.
Davaya dayanak … Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacı banka tarafından davalı … aleyhine 940.868,05 TL asıl alacak, 8.119,82 TL işlemiş faiz, 405,99 TL BSMV ve 776,48 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 950.170,30 TL alacağın tahsili ilamsız icra takibi yolu ile talep edildiği, davalı borçlu vekili tarafından borcun tamamına 01/04/2019 tarihli dilekçe ile itiraz edildiği görülmüştür.
Somut olayda öncelikle çözümlenmesi gereken ihtilaf davalının takip ve davaya dayanak yapılan 06/02/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinden dolayı müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olup olmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır.
Davacı banka tarafından 06/02/2017 tarihli 5.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi aslı dosyaya kazandırılmakla yapılan incelemede; sözleşmenin 51. sayfasında davalı …’in 10/11/2017 tarihinde 5.000.000,00 TL limitli olarak imzasının alındığı, aynı sayfada yer alan ”kefalet, kefalet tarihinden sonraki borçla birlikte önceki kredileri de kapsayacak mı?” sorusu karşısında ”evet” yazılı olduğu ancak bu sayfanın paralel çizgi arasına ”iptal” yazılmak suretiyle iptal edildiği, sözleşmenin 52. sayfasında kefalet tarihi 20/12/2017 tarih ve aynı sayfada yer alan ”kefalet, kefalet tarihinden sonraki borçlarla birlikte önceki kredileri de kapsayacak mı?” sorusu karşısına ”hayır” yazılmak suretiyle, davalı … tarafından 5.000.000,00 TL kefalet limiti ile kefil sıfatı ile imzalandığı görülmüştür.
Davacı banka vekili replik ve 03/12/2019 tarihli dilekçesinde davaya konu kredi borcunun davalının kefalet verdiği 06/02/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, 20/12/2017 tarihli ayrıca imza edilmiş bir genel kredi sözleşmesi bulunmadığını bildirmiştir.
Davalı … 24/12/2020 tarihli duruşmadaki beyanında kendisine gösterilen 06/02/2017 düzenleme tarihli 5.000.000,00 TL bedeli kredi sözleşmesi aslının 51 sayfasındaki üzeri iptal edilen kefilliğinin iradesi dışında kefalet tarihinden sonraki borçlarla birlikte önceki kredileri de kapsayacak ifadesine hayır demesine rağmen sehven evet yazıldığı için talebi üzerine 10/11/2017 tarihli kefaletin iptal edildiğini, 20/12/2017 tarihli kefaleti verdiğini ve kefalet şerhine de kefalet tarihinden sonraki borçlarla birlikte önceki kredileri kapsayacağına dair soruya hayır cevabını el yazısı ile yazdığını, 20/12/2017 tarihinde önce kullandırılan kredilere kefil olmadığını bildirmiştir.
Banka alacağın varlığı ve miktarının tespiti yönünde dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 04/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacı banka ile dava dışı … Gıda ve Akaryakıt İşletmeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti arasında 06/02/2017 tarihinde 5.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, dava dışı asıl borçlu şirkete 04/04/2017 tarihinde 1.500.000,00 TL tutarında KGF kefaleti ile taksitli ticari kredi kullandırıldığı, ödenmesi gereken aylık taksit tutarının 42.426,30 TL olup kat tarihine kadar kredinin en son 04/02/2019 vadeli 22. taksit borcunun 13/02/2019 tarihinde ödendiği ve bu ödemeyle birlikte ana para borcunun 928.789,06 TL’ye düştüğü, davacının kat tarihi 13/02/2019 itibariyle talep edebileceği işlemiş akdi faiz tutarı ve BSMV toplamının 932.416,91 TL olduğu, 12/03/2019 tarihli ihtarnamenin davalı kefile tebliğ edilemediği, takip tarihi itibariyle asıl alacağa kat tarihinde takip tarihine kadar işlemi akdi faiz BSMV’si ve ihtarname masrafı toplamı 947.356,80 TL edilebileceği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporundaki tespitlere göre; davacı banka ile dava dışı … Gıda ve Akaryakıt İşletmeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. arasında 06/02/2017 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname keşide edildiği, borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığı, takibe ve davaya konu banka alacağının dava dışı asıl borçlu şirkete 04/04/2017 tarihinde kullandırılan taksitli ticari krediden kaynaklandığı anlaşılmakta ise de sözleşmenin müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunan davalı …’in kefalet tarihinin 20/12/2017 olduğu ve kefalet sözleşmesinde kefalet tarihinden sonraki borçlarla birlikte önceki kredileri kapsamayacağı şeklindeki ibare bulunması nedeniyle davalı kefilin 04/04/2017 tarihinde kullandırılan krediden sorumlu tutulması TBK’nun 583. maddesine uygun düşmeyeceğinden açılan davanın reddine, davacı banka icra takibine girişmekte haklı değil ise de kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından davalı yanın tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın ve davalının tazminat isteminin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 10.522,01 TL harçtan mahsubu ile artan 10.462,71 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden hesap ve takdir edilen 61.766,32 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-HMK 333. maddesi gereğince gider/delil avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/10/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …