Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/369 E. 2022/284 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/369 Esas
KARAR NO : 2022/284

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2019
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davalı İş Ortaklığı arasında 20/08/2013 tarihli taşeronluk sözleşmesi kapsamında Arasta Alışveriş Merkezi A,B,C,D blokları ve 15 adet villa yapım işinin alçı, sıva ve düz kartonpiyer imalatlarının malzemeli ve işçilikli yapımı hususunda anlaştıklarını, işe başlanıldığını, ancak davalı İş Ortaklığı ile arsa sahiplari arasında çıkan anlaşmazlık sonucunda inşaatın durdurulduğunu ve müvekkili şirkete işin bıraktırıldığını, işin yerine getirilen kısımlarına dair hiçbir ödeme yapılmadığını, Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş dosyası ile yapılan imalat ve bedelin tespitinin istenildiğini, bilirkişi tarafından hesaplanan 237.754,00-TL hakediş ve 42.795,72-TL KDV olmak üzere toplam 280.549,72-TL için fatura düzenlendiğini ve davalı İş Ortaklığına ihtarname çekildiğini, davalı İş Ortaklığının cevabi ihtarnamesi ile yapılan imalat ve faturayı kabul etmediklerini, söz konusu imalatların sadece götürü usulde yapılması gereken kısımlarının müvekkil şirketçe yapıldığını, geri kalan kısımlarının başka şirketlerce yapıldığını, götürü yapılan işler için 42.000,00TL ödendiğini iddia ettiklerini, ödemeyi somut bir delille temellendiremediğini, işin bırakıldığı tarihten bu yana inşaatın aynı şekilde durduğunu, yapılacak yargılama ve bilirkişi incelemesi neticesinde alacağın tam olarak ortaya çıktığında taleplerini arttırma haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının belirsiz alacak davası açma hakkı bulunmadığını, gönderilen noter ihtarnamesinde mevcut alacağın 238.549,72-TL ve işlemiş faizi olarak 71.650,00-TL ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, ihtarnameye ek olarak 280.549,72-TL tutarında fatura eklendiğini, bu durumda belirsiz alacak davası açmasının mümkün olmadığını, dava değerinin ıslah edilmesi gerektiğini. Belirlenen dava değer, üzerinden eksik tahsil edilen harcın tamamlanması gerektiğini, müvekkil şirket ile arsa sahibi kooperatif arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca bu inşaatın alçı, sıva ve düz desensiz kartonpiyer işlerinin yapımının davacıya verildiğini, A blokta daha önce yapılan alçı sıva İmalatında eksiklikler bulunduğundan bu eksikliklerin giderilmesi için götürü usulde 20.000,00-TL’na anlaşıldığını, bilirkişi raporunun 3. Sayfasında ve taşeronluk sözleşmesinin 11.8 fıkrasında bu durumun belirtildiğini, davacının A blokta eksik kalan alçı sıva işlerini bitirdiğini, kartonpiyer işini yapmadığını, buna mukabil davacıya muhtelif tarihlerde 42.000,00-TL ödendiğini, bu tutarın davacının yaptığı iş bedelinden çok daha fazlası olduğunu, bu tutarın ödendiğinin davacı tarafından da kabul edildiğini, ancak bu paranın başka bir iş için ödendiğini iddia ettiğini, bunun ispat külfetinin davacıya ait olduğunu, ödenen 42.000,00-TL dışında davacının ödemesi gereken 10.000,00-TL tutarında işçilere ait sigorta primlerinin de müvekkil tarafından ödendiğini ve 10.000,00-TL civarında alacaklarının tahakkuk ettiğini, Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesini … D. İş sayılı tespit raporunda yazılı bulunan işlerin davacı tarafından yaptırıldığı iddiasının yanlış olduğunu, İnşaat mahalinde kimsenin bulunmadığından istifade edilerek yapılan işlerin davacı tarafından yapılmış gibi lehe delil yaratılmaya çalışıldığını, bilirkişi tespit raporuna göre A blokta yapılan işlerin toplamı 16.955,00m2 belirtilmiş jse de bunun önemli bir bölümünün daha önce imal edildiğini, davacının A bloktaki eksiklikleri giderdiğini, bu bloktaki işleri tam yaptığında sözleşmede belirtildiği üzere 20.000,00-TL hakediş alacağını, davacının A bloktaki imalatın dışında başka bir imalat yapmadan şantiyeden ayrıldığını, B blokta yapılan alçı sıva işlerinin tamamının başka firmalar tarafından gerçekleştiğini, Batı 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında mevcut olan 17/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda, A ve B bloklarda alçı, sıva ve saten işlerinin yapılmış olduğuna dair hiçbir tespit ve beyan mevcut olmadığını, 24/12/2015 tarihinde arsa sahibi kooperatifin müvekkilin haberi olmadan başka bir firma ile noterde arsa payı karşılığı inşaat hakkı sözleşmesi düzenlediğini bu tarihten sonra şantiyeye başka firmanın girdiğini, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekili 19/03/2019 tarihli dilekçesi ile cevap dilekçesini ıslak etmek suretiyle zamanaşımı defini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Davacı taraflar arasında 20/08/2013taşeron sözleşmesi imzalandığını, işe başlanıldığını iş veren ortaklar arasında meydana gelen anlaşmazlık nedeniyle işin yarım kaldığını yapılan imalatlar yönünden ödeme yapılmadığını iddia etmektedir.
Davalı vekil ıslah ettiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı defi ileri sürmüştür.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan ihtilafta TBK’nın 147/5 maddesinde belirlenen 5 yıllık zaman aşımı süresinin dikkate alınması gerekmektedir (Yargıtay 15. HD. 13.07.2017 Tarih, 2017/208 Esas ve 2017/2887 Karar, Yargıtay 15. H.D.12.10.2010 Tarih, 2010/4220 Esas ve 2010/5234 Karar, Yargıtay 15.H.D. 19.01.2016 Tarih , 2015/6024 Esas ve 2016/242 Karar). Taraflar arasındaki sözleşmenin 2013 yılında kurulduğu, davacının Etimesgut SGM’de açtığı taşeron iş yeri kaydının 10/12/2013 tarihinde tüm işçilerin çıkışlarının verilmiş olması ile kapandığı, imalatların son üretim tarihinin ancak bu tarih olacağının kabulünün zorunlu olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca davanın açılmış olduğu 11/07/2019 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu tespit edilmiştir.
Bu durumda davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2- 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, dava açılışında alınan 80,70 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 3.904,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.984,70 TL harcın düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 3.904,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3- Davalıların yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 25.148,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır