Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/329 E. 2021/89 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/329 Esas
KARAR NO : 2021/89

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2019
KARAR TARİHİ : 03/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının cari hesap ilişkisinde, faturalardan kaynaklanan borcunu ödememesi üzerine borçlu şirket aleyhine … Müd’nün … sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış davalının icra takibine yapmış olduğu yetkiye ve borca itiraz üzerine İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğunu, müvekkili şirketin ticari defter kayıtlarında ve belgelerde taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden kesilen faturalar ve davalı şirketin borcu olduğunun görüldüğünü, müvekkili şirketin ticari defter kayıtlan ve faturalar hacimli olduğundan dolayı ibraz edilememiş olup şayet mahkemece ticari defterlerin incelenmesine karar verilmesi halinde faturaların ve ticari defterlerin mahallinde, müvekkili şirketin ticari merkezi olan …Ankara adresinde incelenmesini talep ettiklerini, müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturalarda da müvekkili şirketin satışını yapmış olduğu ürünlerin teslim edildiği ve teslim imzası da yer aldığını, 07/02/2019 tarihli davalı şirket tarafından imzalanan mutabakat formu başlıklı tutanakta da davalı şirketin müvekkili şirkete 43.675,61.-TL borcu olduğunun kabul edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydıyla, borçlunun … Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptaline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, bahsi geçen iddiasına ilişkin dayanağının yalnızca kendisi tarafından düzenlenen ancak hiçbir zaman davalı müvekkiline teslim edilmemiş olan faturalar olduğunu, davamn temelinde yer alan icra takibinin Ankara İcra Daireleri’nden yapılmış olduğunu, müvekkilinin yerleşim yeri takip tarihinde Etimesgut ilçesinde bulunduğundan, yetkili icra dairesi Ankara Batı İcra Dairesi olduğunu, müvekkiline iddia edilen satış ve teslimatın yapılmadığını, faturaların teslim edilmemiş olduğunu, müvekkilinin davacıdan herhangi bir mal almadığını, herhangi bir borcu da bulunmadığını, dayanılan mutabakat formu başlıklı tutanak müvekkilinin bilgisi dahilinde olmadığını, tutanakta yer alan imza yetkisiz ve ilgisiz bir şahsa ait olduğunu belirterek öncelikle yetki itirazlarının kabulüne, mahkeme aksi kanaatte ise haksız olarak açılan itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER
-… Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası,
-Faturalar: davacı şirket tarafından tanzim edilen 2019 yıllının muhtelif aylarına ait farklı miktarlarda faturaların dava dilekçesine eklenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
-07/02/2019 tarihli mutabakat formu
-Bilirkişi raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki ödenmediği ileri sürülen bakiye fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Her ne kadar davacı vekilince, davalı tarafça bakiye fatura alacağının ödenmediği ileri sürülerek eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta ise de;
Davacı eldeki dava ile, alacağın varlığına delil olarak kendisi tarafından düzenlenmiş faturalara dayanmış olup, hemen belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir alacak için fatura düzenlenmiş olması, alacağın varlığını ispata yeterli bulunmayıp, Fatura, tek başına akdi ilişkinin kanıtı niteliğinde bulunmamaktadır. Zira fatura, yalnızca sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekmektedir. Faturayı alan akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekmektedir. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması dahi akdi ilişkinin varlığını ispatlamaya yeterli bulunmayıp, karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı da yoktur. Bu nedenle davadaki ispat yükümlülüğü davacı alacaklıda olup, davacının dava konusu malların davalıya satıp teslim ettiğini yazılı delille kanıtlama yükümlülüğü bulunmaktadır.
Davacı tarafça dosya içerisine sunulan fatura dayanakları irsaliyelerde teslim alan bölümünde …, ….adına imzalar bulunmakta olup, imza sahibi kişilerin davalının çalışanı olmadığı celp edilen SGK kayıtlarından anlaşılmıştır. Mutabakat formunun altında imzası bulunan …’in davalı şirket yetkilisi olmadığı Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarında da görüldüğü üzere şirketin tek yetkilisinin … olduğu anlaşılmış, dosya kapsamına göre, davacı, davalı tarafa mal teslim ettiği hususunu ispatlayamamıştır.
Yüksek Yargıtay içtihatları dikkate alındığında, defter dayanağı olan belgelerin mevcut olmaması halinde ticari defterlerin delil kabiliyetinin de bulunmayacağı, ispat yükü kendisine bulunan davacının, teslim olgusunu kanıtlayamamış olmasına göre, davacıya ait ticari defterlerin incelenmesinin de esasa etkisinin bulunmadığı yukarıda açıklanan gerekçelerle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Akdi ilişkinin ispat edilememesi nedeniyle asıl alacak üzerinden %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilmiştir. (Duruşma esnasında kısa kısa karara “usulden” kelimesinin sehven yazıldığı anlaşılmakla bu ibare gerekçeli karar ile düzeltilmiştir.)

HÜKÜM ;
1-Davanın REDDİNE,
% 20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL harçtan, peşin alınan 527,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 468,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT uyarınca 6.477,83 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan her hangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca tarafından yatırılan gider ve delil avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/02/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı