Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/284 E. 2021/471 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/284 Esas
KARAR NO : 2021/471

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2019
KARAR TARİHİ : 21/06/2021
YAZIM TARİHİ : 07/07/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından açılan ihale neticesinde davalı ile aralarında 07/12/2016 tarihli Yemekhane, Mutfak ve Çay Ocakları Personel Hizmet Alımı İşi Sözleşmesinin imzalandığını ve işin müvekkili şirket tarafından yürütüldüğünü, bu sözleşme kapsamında davalı tarafından müvekkili şirkete Aralık 2018 dönemine ilişkin hak edişinden 31.12.2018 tarihli fatura ile ödenmesi gereken tutar 247.576,22 TL yerine 09/01/2019 tarihinde 222.781,57 TL ödeme yapıldığını, davalı tarafından 04/12/2018 tarihli yazı ile taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmış olan işçiler … ile …’ın kıdem tazminatı ödemelerinin kendileri tarafından yapıldığı bildirerek bu ödemelerin Teknik Şartnamenin 7.31 ve 7.32 maddeleri gereğince müvekkili şirketten talep edildiğini, aksi takdirde hakedişten kesinti yapılacağının bildirildiğini, müvekkili şirketin sorumlu olmadığını bildirmesi üzerine müvekkili şirketin hakedişinden kesildiğini, dava dışı işçilerden …’ın müvekkili şirket bünyesinde davalı ile yapılan sözleşme kapsamında çalıştığını, dava dışı …’in ise davalı ile yapılan 23.12.2013 tarihli sözleşme kapsamında çalıştığını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesine eklenen 6. fıkra ile 11/9/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında kıdan tazminatı ödemeleri için sözleşmede kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık hükme yer verilmemiş ise alt işverenlere rücu edilemeyeceğinin öngörüldüğünü, müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan sözleşmede müvekkilinin kıdem tazminatından sorumlu olacağına dair bir hüküm bulunmadığını, davalının dayandığı Teknik Şartnamenin ilgili maddelerinde de davalının kıdem tazminatı ödemesi yapması halinde müvekkili şirkete rücu edeceğine dair açık bir hüküm bulunmadığından 07.12.2016 tarihli sözleşme uyarınca yapılan kesintinin haksız olup iadesi gerektiğini, davalının kesintiye gerekçe olarak sunduğu dava dışı işçi …’in bir diğer çalışma dönemi olan 23.12.2013 tarihli sözleşme kapsamında çalışmasından dolayı müvekkilinin Aralık 20218 dönemine ait hak edişinden kesinti yapılamayacağını, taraflar arasında daha evvelki dönemlerde imzalanan sözleşmelerin ifası için çalıştırılan işçilerin açmış oldukları davalarda hükmolunan tutarın hakedişten kesilebilmesi için hangi hizmet verenin ne tutarda sorumlu olduğunun tespiti gerektiğini, eldeki davada mahkeme tarafından hükme bağlanmış bir işçilik alacağının da bulunmadığını ileri sürerek davalı tarafından müvekkiline Aralık 2018 dönemi için yapılması gereken hakediş ödemesinden eksik ödenen 24.756,80 TL’nin temerrüt tarihi itibari ile yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; mevzuatta öngörülen şekilde itiraz edilmeyerek kesinleşen hakedişler hakkında dava açma imkanı bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının hakdeşinden yapılan kesintinin hukuka uygun olduğunu, işçinin değişen yüklenicilere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde, iş yeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi gerektiğini, değişen yüklenicilerin işçinin iş sözleşmesi ve doğmuş bulunan işçilik alacaklarını da devralmış sayılacağını, 6552 sayılı Yasanın 8. maddesinde her ne kadar kıdem tazminatının kamu kurumlarınca ödeneceği belirtilmiş ise de, ihaleyi alan yüklenici firmaların sorumluluğunun da devam edeceğini, taraflar arasındaki sözleşmenin eki niteliğinde olan Teknik Şartname hükümleri doğrultusunda İş Kanunu ve diğer Kanunlardan doğan tüm sorumluluğun davacıya ait olduğunu, müvekkili şirket tarafından bir ödeme yapılması durumunda bu ödemelerin rücuen derhal ödenmesi, aksi halde yüklenicinin önce hakedişinden, yetmediği takdirde teminattan defaten kesileceğinin öngörüldüğünü savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosya bilirkişiye edilmiştir. Bilirkişi 11/02/2020 tarihli kök, 02/02/2021 ve 08/05/2021 tarihli ek raporunda özetle; taraflar arasında akdedilmiş 2013/123062 İ.K.N.lı Hizmet Alım Sözleşmesi eki Teknik Şartnamenin 7.7. maddesi ile 12.5. maddesinde ve yine taraflar arasında imzalanan 2016/384969 İ.K.N.lı Hizmet Alım Sözleşmesi eki Teknik Şartnamenin 7.6 maddesi ile 7.32 maddesinde iş akitlerinin feshi halinde doğacak işçilik alacaklarından davacı yüklenicinin sorumlu olacağına dair açık hüküm bulunduğu, yine işçilik alacaklarının idare tarafından ödenmesi ödenmesi halinde yüklenici firmanın bu ödemeleri rücuen idareye derhal ödemekle mükellef olduğu, aksi halde yüklenicinin önce hak edişlerinden, yetmediğinde teminatından tahsil edileceğinin düzenlenmiş olduğu, bunu göre davacı yüklenicinin “hizmet dönemlerine tekabül eden miktarın” tamamının rücuen tahsili bakımından hak ediş kesintisi yapılabileceğinin değerlendirildiği, davacı yüklenicinin sorumluluğunun kendi hizmet dönemi ile sınırlı bulunduğu, davalı tarafından dava dışı işçilere ödenmiş kıdem tazminatı tutarlarından davacı yüklenicinin hizmet dönemlerine tekabül eden toplam kıdem tazminatı tutarının (6.380,88 TL+15.787,49 TL=) 22.168,37 TL olduğu, davalı tarafından yapılmış kesinti miktarının ise 24.756,89 olduğu ve 2.469,90 TL fazla kesinti yapıldığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Dava, davacının hakedişinden yapılan kesintinin haksız olduğu iddiasına dayalı olarak yapılan kesintinin tahsili istemine ilişkindir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamına ve denetlemeye uygun olmakla hükmün tesisinde esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi kök ve ek raporunda belirtilen hesaplamalara göre;
Davacı ile davalı arasında hizmet alım sözleşmeleri imzalandığı, bu sözleşmeler kapsamında çalışan dava dışı işçiler … ve …’ın kıdem tazminatlarını ödeyen davalının taraflar arasındaki sözleşmelere dayalı olarak ödediği miktarı davacının hakedişinden kesmek suretiyle tahsil ettiği, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmeler ile eki niteliğindeki Teknik Şartname hükümleri değerlendirildiğinde, yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin kıdem, ihbar ve her nevi tazminatını ödemede tek sorumlu olduğu, idarenin bu konuda hiç bir yükümlülüğünün bulunmadığı, hangi sebeple olursa olsun işçi ücretleri için idarenin ödeme yapmak durumunda kalması halinde yüklenicinin bu ödemeleri rücuen ödemekle mükellef olduğu, aksi halde yüklenicinin önce hakedişinden, yetmediğinde teminatından defaten kesileceğinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme ve eki niteliğindeki teknik şartname hükümlerine göre davalının, dava dışı işçilere ödediği kıdem tazminatı tutarından davacı yüklenicinin hizmet dönemlerine tekabül eden toplam 22.168,37 TL’yi davacıya rücu hakkının bulunduğu ve hakedişinden kesinti yapmaya yetkili olduğu, ancak davalının davacının hak edişinden 24.756,80 TL kesinti yaptığı anlaşılmakla, davacın hak edişinden kesinlen 2.469,90 TL yönünden talebinin haklı olduğu kanaati ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacının 23.01.2019 tarihli ihtarname ile davalıdan eksik ödenen 24.756,80 TL’nin 7 iş günü içinde bildirilen hesap numarasına ödenmesinin istendiği, verilen 7 iş günü sonunda davalının 02.02.2019 tarihi itibari ile temerrüde düştüğü ve dava dilekçesinde yasal faiz talep edildiği anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak 02.02.2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın kısmen kabulüne, 2.469,90 TL’nin temerrüt tarihi 02.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 168,72 TL harçtan peşin alınan 422,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 254,07 TL karar harcının, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 2.469,90 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 168,72 TL peşin harç olmak üzere toplam 213,12 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan 70,40 TL posta masrafı, 600,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 670,40 TL yargılama giderinden, kabul oranına göre hesaplanan 66,88 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinden red oranına göre hesaplanan 90,02 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin kabul oranına göre hesaplanan 131,70 TL’sinin davalıdan, red oranına göre hesaplanan 1.188,30 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
9-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır