Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/182 E. 2021/273 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/182 Esas
KARAR NO : 2021/273

DAVA : Ayıplı Mal (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2019
KARAR TARİHİ : 23/03/2021
YAZIM TARİHİ :14/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Ayıplı Mal (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 05/02/2019 tarihli fatura ile davacı şirkete 5 kalemde toplam 5.349,46 TL tutarında mal sattığını, faturada yer alan tutarın davalı şirkete ödenmiş olduğunu, ürünün kullanılmaya başlanmasından sonra kendisinden beklenen işlevi yerine getirmemeye başladığını, bu durum nedeniyle davalıya haber verildiğini ancak sonuç alınamadığını, 13/02/2019 tarihinde noterden çekilen ihtarla ürünün ayıplı olduğunun bildirildiğini, davalı tarafından kendilerine 19/02/2019 tarihinde gönderilen cevapta, kendilerine herhangi bir ayıp ihbarı olmadığını, malın ayıplı olmadığını iddia ederek taleplerinin red edilmiş olduğunu, dava konusu ayıbın makineyi kullanma ile ortaya çıkacak bir ayıp olduğunu, davacının ihtarnameye olumsuz dönüş yapması üzerine arabulucuya başvurulduğunu, ancak karşı tarafın toplantıya katılmadığını, bu sebeple davalı tarafın yargılama giderlerini kabul etmiş olduğunu, davacının alacağının tahsili amacıyla huzurdaki davanın ikame edildiğini belirtilerek, 5.349,46 TL’nin ürün bedelinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile noter ücreti, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin söz konusu malı davacıya sağlam ve çalışır halde satarak teslim ettiğini, 05/02/2019 tarihli faturayı tanzim ettiğini, davacı tarafından müvekkiline ayıp ihbarında bulunulmadığını, malların davacı tarafça kontrol edilerek alındığını, ayıp ihbarında bulunulmadan 13/02/2019 tarihinde ihtarname gönderildiğini, yapılan ihtarnamede ayıbın ne olduğuna ilişkin bilginin yer almadığını, yalnızca malların ayıp olduğu belirtilerek bedelin iadesinin talep edildiğini, ayıbın nitelendirilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinden bırakılmasına karar verilmesini dilemiştir.
DELİLLER;
-Fatura
-İhtarname
-Bilirkişi Raporları: Mak Yük. Müh. Sn. …. 10/12/2019 tarihli raporunda özetle; tarafına gösterilen örneklerdeki bir numuneye delik işlemeden sonra rayba çekildiğini ve bu işlemle istenen ölçü toleransının sağlandığını, diğer iki parçanın işlenen deliğinde iç yüzeyde pürüzler olduğunun görüldüğünü, bunun kalem tırlaması tabir edilen nedenle oluşan bir kusuru ifade ettiğini, işlemin yapıldığı dik işleme tezgahının sağlıklı çalıştığının kabulü halinde, uygun uç, devir, paso ve ilerleme hızı seçimi ile giderilebilecek bir kusur gurubunda olduğunun değerlendirildiğini, satın alınan takımın konusunda Dünya markası olan bir ürün olduğunu, bu ürünle 0.002 mm olarak istenilen hassasiyetin sağlanabilmesi için ürünün kendisinin çok ince ayar ve kilit sistemine haiz olduğunu, davacının satın alınan takım ile, parçada mevcut bir deliğin konik açıldığı dolayısıyla takımın ayıplı olduğunu gösterecek herhangi bir tespitin tarafından yapılamadığını, davalı tarafından mandren, bara, takım tutucu ve cıvatası ile uygun nitelikte delik işleme için satılmış D’andreaTRM 50 ve TaegutecTT9030 markalı ürünlerde, ürünlerin hatalı ve/veya ayıplı olması nedeniyle istenen 0.002 mm. Toleransta işlemeye imkan vermediğine dair bir bulguya, tespite ve kanaate ulaşılamadığını belirtmiştir.
-Mak Yük. Müh. Sn. …. ek raporunda özetle; kök raporun aşağıda bir kez düzenlenen konan sonuç bölümündeki görüş ve kanaatlerimin değişmesine gerek görülmediğini, takdiri mahkemeye ait olmak üzere, bir CNC dik işleme tezgahında fason olarak imal ettirilen 3 örnekten 1. İş parçasındaki deliğe, dava konusu takımla yapılan işlemeden sonra rayba çekildiği ve bu işlemle istenen ölçü toleransının sağlandığını, diğer iki numune iş parçasının iç yüzeyinde pürüzler olduğunun görüldüğünü, bunun kalem tırlaması tabir edilen nedenle oluşan bir kusuru ifade ettiğini, istemin yapıldığı dik CNC isteme tezgahının sağlıklı çalıştığının kabulü halinde bunun uygun uç kullanımı, iş parçasının malzeme kalitesi ve sertliğine uygun devir, paso ve ilerleme hızı seçimi ile giderilebilecek bir kusur gurubunda olduğunun değerlendirildiğini, satın alınan takımın konusunda Dünya markası olan bir ürün olduğunu bu ürünle 0.002 mm olarak istenilen hassasiyetin sağlanabilmesi için, ürünün kendisinin çok ince ayar ve kilit sistemine haiz olduğunu, davalı tarafından mandren, bara, takım tutucu ve cıvatası ile uygun nitelikte delik işleme için satılmış D’andrea TRM 50 ve Taegutec TT 9030 markalı ürünlerde, ürünlerin hatalı ve/veva ayıptı olması nedeniyle istenen 0.002 mm. toleransta istemeye imkan vermediğine dair bir bulguya, tespite ve kanaate ulaşılamadığını belirtmiştir.
-Mak. Müh. Sn. … 18/11/2020 tarihli raporunda özetle; dava konusu olan ….marka TUTUCU, TRM 50/50 DANDREA BARA ve …( Mandren) takımı üzerinde hassasiyet aralığı belirtilmiş olup 0,002 ila 0,010 aralığında talaş kaldırma işlemi için uygun bir kesici takım olup; işlenen numunenin nominal işleme kalitesi ve hassasiyeti 0,006 değeri olarak … Marka üç boyutlu CMM ölçme cihazı ile ölçülerek ölçüm raporu dosyaya eklenmiş ve davacı yanın mandren takımından beklediği 0,002′ lik işleme ve yüzey kalitesini sağlayacak bir takım olmadığının tespit edildiğini, WCGT 020102L TT9030 özelliklerindeki … marka Kesici Uç ise kullanıcı tarafından işlenecek malzeme cinsine (alaşımına), sertliğine ve kullanılacak tezgah özellikleri dikkate alınmak suretiyle seçilmek zorunda olup; davacı imalatçının, davalı firmadan satın aldığı dava konusu …. marka TUTUCU, ….( Mandren) takıma ait yazılı bir talebi yada davalı firma tarafından davacıya yazılı bir sözleşme biçiminde teklif sunulmadığını, tarafların davaya konu mandren takımının siparişi ile ilgili iddialarını kanıtlayacak sözleşme v.b belge mevcut olmadığının görüldüğünü, … marka B-140 Mİ6 – 45 ölçüsünde çektirme cıvatası ise yukarıdaki tutucu, mandren ve bara takımını demonte etmek amacı ile kullanılan bir aparat olup, takımın işleme kalitesi ile ilgili olmayan yardımcı bir aparat takımı olduğunu, dava konusu mandren takımının kullanıldığı CNC tezgahları ise yine 0,002 ila 0,010 aralığında işleme kalitesi için uygun hassasiyetle işleme yapan maliyet olarak ekonomik olan ancak davacı yanın istediği 0,002′ lik işleme ve yüzey kalitesinde işleyecek bir CNC tezgahı kullanılmadığının tespit edildiğini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava ayıplı mal nedeni ile satış bedelinin iadesi talebine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesine göre; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nun 223.maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmü yer almaktadır. GerekTTK 23/1-c maddesi gerekse Türk Ticaret Kanununun diğer düzenlemeleri nazara alındığında, ticari satış sözleşmesinde ayıplı çıkan mallara ilişkin olarak alıcının seçimlik haklarına ilişkin bir düzenlemeye Ticaret Kanunu içerisinde yer verilmediği bu nedenle genel kanun niteliğindeki 6098 sayılı TBK düzenlemelerinin kıyasen uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Satıcının ayıptan sorumluluğu Türk Borçlar Kanunu’nun 219-231 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bir sözleşmede ayıbın şartları mevcut ise ve alıcı da kendisinden beklenen külfetleri yerine getirmişse, bu durumda alıcı TBK. m. 227’de kendisine tanınan haklardan birini kullanabilir. Bu haklar; Sözleşmeden dönme, bedelde indirim talebi, satılanın ücretsiz onarımı talebi, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi talebidir.
TBK 227/1 e göre alıcıya tanınmış olan seçimlik haklardan biri satılanı geri vererek sözleşmeden dönme hakkıdır. Bu hakkın kayıtsız şartsız kullanılması söz konusu olmayıp, kanunda ifade edildiği üzere, durum alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasını haklı göstermiyorsa satıcının talebi üzerine hakim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilecektir. Alıcı dönme hakkını dava açmadan tek taraflı irade beyanı ile kullanacak olup, buna göre sözleşmeden dönme taraflar arasında bir tasfiye ve geri verme ilişkisi kurar. Dolayısıyla taraflar birbirlerinden daha önce almış olduklarını geri vermekle yükümlüdürler.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde,
Davacı vekilince, davaya konu ürünün ayıplı olduğu, dava açılmadan davalı tarafa ihtarname gönderilerek ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiği ileri sürülmüş ise de; davacı tarafından davalıya hitaben keşide edilen 13.02.2019 tarihli ihtarname ile dava dilekçesi içeriğinde davaya konu ürünün ayıplı olduğu belirtilmekle birlikte hangi nedenle ayıplı olduğu hususunun belirtilmediği gibi, satışa konu üründen beklenen faydanın ve ürünün sahip olması gerektiği halde sahip olmadığı özelliklerin ne olduğunun da belirtilmemiş olduğu, mahkememizce aldırılan 18/11/2020 tarihli raporunda davaya konu ürünün 0,002′ lik işleme ve yüzey kalitesini sağlayacak bir takım olmadığının tespit edildiği belirtilmiş ise de; aynı raporda ifade edildiği üzere, WCGT 020102L TT9030 özelliklerindeki ….marka Kesici Uç’un kullanıcı tarafından işlenecek malzeme cinsine (alaşımına), sertliğine ve kullanılacak tezgah özellikleri dikkate alınmak suretiyle seçilmek zorunda olduğu, davacının davalı firmadan satın aldığı dava konusu ürüne ait talep ettiği nitelikleri gösteren yazılı bir talep, sipariş formu, sözleşme, teklif’in ise dosyada yer almadığı anlaşılmakla, davacının davasını kanıtlayamadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL harcın, peşin alınan 91,36 TL harçtan mahsubu ile bakiye 32,06 TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 1.531,80 TL yargılama giderinin 6325 sayılı Kanunun 18-A/11 no’lu bendi uyarınca davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının taraflara iadesine,
6-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı vekili lehine 6325 sayılı Kanunun 18-A/11 no’lu bendi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır