Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/79 E. 2021/204 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/79 Esas
KARAR NO : 2021/204

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/05/2017

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/07/2017
KARAR TARİHİ : 02/03/2021
YAZIM TARİHİ : 01/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalı kurum arasında mühendislik işleri için sözleşme imzalandığını, sözleşme için sürenin 50 gün olarak tespit edildiğini, ancak kurum ile yapılan yazışmalardaki sürelerin belirlenen süreye dahil edilmeyeceğini, idarenin ilave talepleri nedeniyle sürenin uzadığını, davalının sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin davalı tarafından aciz olarak feshedildiğini, ayrıca davalı tarafından gecikme cezası tahakkuk ettirildiğini, müvekkilinin davalıdan alacağı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, gecikme cezasının iptali ile 38.940,00 TL’nin teslim tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu ve özel hukuk hükümlerine tabi olduğunu, bu nedenle uyuşmazlığın ticari dava olduğunu, davacının da tacir olduğunu ve Ankara Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görev itirazında bulunmuş, davacının aktif dava ehliyetinin de bulunmadığını savunarak, esas yönünden de haksız davanın reddini istemiştir.
Birleşen … Ticaret Mahkemesi’nin … E Sayılı dosyasında;
Davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … Maden Genel Müdürlüğü tarafından … Hizmet Binası Mimarlık Mühendislik Hizmetleri işi doğrudan temin yöntemiyle davalı şirkete ihale edilip taraflar arasında sözleşmenin kurulduğunu, sözleşme ile işin tamamlanma süresinin 50 gün olarak belirlenmiş olup bu süre ilave olarak verilen 11 gün ile 61 güne çıkarıldığını, bu sürede işin bitirilip teslim edilmediğini, 10/03/2017 tarihi itibari ile projelerin davalıda kalma süresinin 115 gün olduğu tespit edilerek davalıya 10 gün içinde projelerin teslimi aksi halde sözleşmenin feshi için gerekli işlemlerin başlatılacağının bildirildiğini, bildirilen sürede projelerin teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini bildirerek fesih nedeniyle 9.900,00 TL gecikme cezası ve 62,37 TL fesih damga vergisi olmak üzere toplam 9.962,37 TL’nin temerrüt tarihi olan 08/04/2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesinde belirlenen avans faizi oranlarında işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle: Açılan davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkil tarafından davacı aleyhine …Hukuk Mahkemesi’nde …esas sayılı davanın açılmış olup bağlantılı davaların birleştirilmesi gerektiğini, davacının işin müvekkil şirkette kalma süresinin hesabında hatalı olduğunu, işin sözleşmede belirtilen ve sonradan ilave edilen süre birlikte dikkate alındığında süresi içinde teslim edildiğini, iş karşılığı bedelin ödenmediğini, feshin haksız olduğunu bildirerek öncelikle görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, davanın …Hukuk Mahkemesi …esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini aksi kanaat durumunda davanın reddini istemiştir.
Asıl davanın açıldığı …Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde30.11.2017 Tarih ve …Esas ve ….Karar sayılı karar ile Görevsizlik kararı verilmiş, yapılan tevzi işlemi neticesinde mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
DELİLLER ;
-Taraflar arasında düzenlenen 25.05.2016 tarihli sözleşme, Eki şartname.
-Ticari defter ve kayıtlar
-Bilirkişi Raporu: 31/01/2019 tarihli raporunda özetle; Asıl dava yönünden: Davacı şirket talebinin, taraflar arasındaki 25.05.2016 tarihli sözleşme konusu … Hizmet Binası Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri işinin, Kütahya’nın Emet İlçesi’nin 4 km kuzeyindeki … Bölgesinde yapılacak 2 katlı ve inşaat alanı 1000 m2 düşünülen hizmet binasının mimari, inşaat, mekanik ve elektrik ön, kesin ve uygulama projeleri ile yapı yaklaşık maliyetleri hesaplaması işinde hak ediş alacağının tahsiline ilişkin olduğunu, feshedilmiş eser sözleşmesinde, fesih işleminin iptali yolu ile ihya edilmesinin (canlandırılmasının) mümkün olmadığını, davacı vekilinin fesih işleminin iptali talebinin yerinde olmadığının tespiti yapılabileceğini, bu durum tespitinin mahkemeye ait olduğunu, dava konusu işte gecikmenin var olması nedeniyle, davacının gecikme cezasının iptali isteminin yerinde olmadığını, taraflar arasındaki 25.05.2016 tarihli sözleşmenin haklı bir nedene dayalı olarak feshedilmediğinin tespiti yapılabileceğini, tespitinin mahkemeye ait olduğunu, dava konusu işten dolayı davacı yüklenicinin fatura kesmesi koşuluyla, hak ediş alacağının 36.993,00 TL olduğunu, bu nedenle davacının 36.993,00 TL alacak isteminin yerinde olduğunu, buna karşın fazlaya ilişkin 7.590,00 TL alacak isteminin yerinde olmadığını, davacının 36.993,00 TL’lik alacağına, 10.05.2017 asıl dava tarihinden itibaren avans faizi oranında faiz işletilmesi gerekeceğinin tespiti yapılabileceğini, ancak bu durum tespitinin takdirinin mahkemeye ait olduğunu,
Birleşen dava yönünden; Davacı idare talebinin, taraflar arasındaki 25.05.2016 tarihli sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle gecikme cezasına ve fesih damga vergisine yönelik alacağın tahsiline ilişkin olduğunu, dava konusu işte 80 günlük gecikme cezası tutarının 13.200,00 TL olduğunu, ancak üst limit gereği bu tutarın 9.900,00 TL ile sınırlı olduğunu, bu belirlemeye dayalı olarak davacı idarenin 9.900,00 TL tutarlı gecikme cezasına yönelik alacak istemini yerinde olduğunu, buna karşın fazlaya ilişkin 62,37 TL tutarlı fesih damga vergisine yönelik alacak isteminin yerinde olmadığını, davacının 9.900,00 TL’lik alacağına, 20.04.2017 temerrüt tarihinden itibaren avans faizi oranında faiz işletilmesi gerekeceğinin tespiti yapılabileceğini, ancak bu durum tespit takdirinin mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir.
-Bilirkişi heyeti 08/07/2019 tarihli raporunda özetle; Asıl dava yönünden; Verilmesi gereken 60 günlük ek sürenin 11 gün olarak verilmiş olması, projelerdeki idare değişiklik talepleri üzerine yapılan değişikliklerin idarece incelenmesi süresine göre ek sürelerin verilmemesi nedenleri ile sözleşmenin davalı tarafından feshinin haklı olmadığı, işi kabulü yapılmamış olması nazara alınarak %5 kesinti yapılarak davacının sözleşme bedelinden doğan 36.993,00 TL alacağının ödenmesi gerektiği, davacı alacağına dava tarihinden tahsil tarihine kadar taleple bağlı kalınarak TCMB tarafından belirlenen reeskont faiz oranları ile faiz uygulanabileceğini, Birleşen dava yönünden; davacının talep ettiği 9.900,00 TL gecikme cezasının yukarıda açıklanan gerekçelere göre yerinde olmadığını, fesih sözleşmesinin haklı nedene dayanmaması nedeniyle bu fesih için 62,37 TL damga vergisi isteminin yerinde olmadığını belirtmiştir.
-Bilirkişi heyeti 13/12/2019 tarihli raporunda özetle;
Davalı-karşı davacı vekili itirazları yönünden değerlendirme; kök raporda belirtilen 52 günlük bekleme süresinin dikkate alınmadığını, 36 ve 16 günlerin nasıl hesaplandığının anlaşılamaması hususu ile ilgili olarak, davacının itiraz dilekçesinde “10.01.2017 tarihinde uygulama projelerinin onaya sunulduğunu, 24.01.2017 tarihli yazı ile onay süresinin devam ettiğinin bildirildiğini, 02.02.2017 tarihli yazı ile 4.aşamada verilen düzeltmelerin yapılması kaydıyla kabul edildiğini ve 5. ve son orijinallerin tesliminin istendiğini, 03.03.2017 tarihli yazı ile orijinallerin onaylanmadığını ve ekli düzeltmelerin yeniden yapılmasının istendiğini,” şeklinde beyanda bulunduğunu, davalının kendi beyanı ile 10.01.2017-03.03.2017 tarihleri arasındaki geçen süre 52 gün olduğunu, bu süre beklenildiğini, ancak işin teslimi için son süreye eklenerek süre uzatımı verilmediğini, davacının itirazında belirttiği 16 gün ise; davalı idare tarafından 14.11.2016 tarihinde değişiklikler için sunum talep edilmiş olduğunu, buna karşılık davacı tarafından 30.11.2016 değişiklikler ile ilgili proje sunulduğunu, iki tarih arasındaki süre 16 gün olduğunu, zemin etüdünün 60 gün değil 33 gün sonra yükleniciye teslim edildiğini, yüklenici tarafından zemin etüdü raporunun bildirildiği tarihin 24.06.2016 olduğunu, idare tarafından zemin etüdünün yükleniciye sunulduğuna dair dilekçe tarihinin 24.08.2016 olduğunu ve aradaki sürenin 60 gün olduğunu, proje takip formuna göre; 121 gün yüklenicinin kullandığı süre, 140 gün idarenin inceleme süreleri, 33 gün zemin etüdü yenilenmesi nedeniyle hesaba katılmayan süre olduğunu, davalının yukarıdaki beyanına göre zaten (140-121=19gün+33gün=)52 gün olarak raporumuzda belirtilen sürenin doğru olduğunu, 11 günlük süre uzatımının bildirildiği 09.01.2017 tarihinden sonra yüklenici tarafından 4. Ve 5. Aşama sunumları yapıldığını, süreye ve sürece ilişkin 56 gün boyunca hiçbir itirazda bulunulmadığını, 03.03.2017 tarihli yazı ile orijinal teslim eksikliklerinin giderilmesi ve tekrar sunumunun istenmesi sonrasında yüklenicinin işin tamamlanmasına kısa bir süre kala 07.03.2017 tarihli yazı ile asılsız beyanlar ile işin tamamlandığı belirtilerek kabulün yapılarak bedelin ödenmesinin talep edildiğini, bu aşamada cezalı çalışabilecek sürenin sonuna gelindiğini, 33.000 TL sözleşme bedelinden 9.900 TL gecikme cezasının düşülerek kalan kısmın yüklenicinin eline geçeceğinin söylenmesine rağmen davacının işi feshe götürdüğünü, tarafların uygulama iradelerin hususunda hukuki değerlendirme yapabilme yapamayacaklarını (uzmanlık alanları dışında olduğunu), yüklenicinin işi teslim etmeyerek işin feshinden başka çare bırakmadığını, 11 gün yerine 60 gün süre verilmiş olması halinde yüklenicinin 13 günde vermediği orijinal teslimlerini bu sürede verecek miydi? Vermediği taktirde idarenin nasıl davranacağı sorusuna cevabın karar yardımcı olacağını, 13 günde vermediği orijinal teslimlerini 60 gün süre uzatımı olması halinde verebilecek miydi sorusu ile vermese cevabının ne olacağı hususunun mahkeme takdirinde olduğunu, davacının somut itirazı bulunmayan ve davalı vekilinin yukarıda açıklanan tüm itirazları yönünden; yeni bir delile dayanılmaması, itiraz edilen hususların tamamının kök raporda incelenip, değerlendirilip açıklamalı görüş bildirilmiş olan hususlar olması nedeniyle kök rapordaki görüş ve kanaatin değişmediği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Asıl dava taraflar arasındaki eser sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile ödenmeyen bakiye iş bedelinin tahsili ile davalı tarafça tahakkuk ettirilen gecikme cezasının iptali talebine ilişkin olup, birleşen dava ise taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan gecikme cezası alacağının tahsiline ilişkindir.
Davacı vekilince açılan dava ile sözleşmeden kaynaklanan 38.940,00 TL’nin tahsili ile birlikte 9.900,00 TL gecikme cezası nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiş olmakla, menfi tespit talebine konu gecikme cezası tutarı üzerinden eksik harç ikmal edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, bilirkişi raporları alınmıştır.
Asıl ve birleşen davalarda, dava ve cevap dilekçeleri, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve bilirkişi raporlarına göre;
Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Taraflar arasında 25.05.2016 tarihli sözleşme uyarınca, … Hizmet Binası Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri işinin, Kütahya’nın Emet İlçesi’nin 4 km kuzeyindeki … Bölgesinde yapılacak 2 katlı ve inşaat alanı 1000 m2 düşünülen hizmet binasının mimari, inşaat, mekanik ve elektrik ön, kesin ve uygulama projeleri ile yapı yaklaşık maliyetleri hesaplaması işinin yüklenici olarak davacı tarafça üstlenildiği, davalının işveren konumunda olduğu, davalı tarafça 10.03.2017 tarihli yazı ile sözleşmenin feshedildiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekilince dava dilekçesi ile öncelikle davalı tarafça gerçekleştirilen fesih işleminin iptali talep edilmiş ise de; feshedilmiş eser sözleşmesinde, fesih işleminin iptali yolu ile ihya edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin bu talebine hukuki değer atfetmek olanaklı görülmemiştir.
Taraflar arasında sözleşme hükümleri nazara alındığında, 22.07.2017 tarihinde davacı tarafça sunulan Projelerden sonra, davalı tarafça 03.03.2017 tarihli yazı ile düzeltme yapılmasının istendiği, sözleşme eki niteliğindeki Mimarlı ve Mühendislik Genel Şartnamesi 6.3 maddesi uyarınca, davacı tarafa 10 gün süre verilmesi gerekirken, bu süre dolmadan 6 gün sonunda sözleşmenin feshi ihbarında bulunulduğu, buna göre fesih işleminin taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve eki şartname hükümlerine uygun olarak yapılmadığı, fesih işlemin haksız olduğu kanaatine varılmıştır.
Bununla birlikte bilirkişi raporlarında da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmenin götürü bedelli sözleşme olup, 33.000.00 TL tutarlı olduğu, işin %95 oranında tamamlanmış olduğu, kabule engel olabilecek nitelikte bir eksikliği bulunmadığı, işin tamamlanma oranı dikkate alındığında davacının sözleşme nedeni alacağının 36.993,00 TL olarak hesaplandığı belirlenmiş olmakla, asıl davada bu tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Gecikme cezası bakımından yapılan değerlendirmede ise;
Bilirkişi raporlarında ifade edildiği üzere, sözleşmenin feshinin haklı olmadığı anlaşılmakla birlikte davaya konu işin süresinde de teslim edilmediği, 80 günlük gecikme söz konusu olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 11.4 hükmü uyarınca gecikme cezasının tutarının 9.900,00 TL ile sınırlı olduğu, bu belirlemeye göre davacının asıl dava dosyasında davalıya karşı ileri sürdüğü gecikme cezası nedeni ile borçlu olmadığının tespitine dair talebinin reddi, birleşen dava dosyasında ise gecikme cezasının tahsiline dair alacak talebinin kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır.
Birleşen dava dosyasında sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği bu nedenle 62,37 TL tutarlı fesih damga vergisinden davalı-karşı davacının sorumlu olduğu ileri sürülmüş ise de; mahkememizce asıl dava dosyasında yapılan değerlendirmede, sözleşmenin fesih işleminin haksız olduğu kanaatine varılmakla, birleşen dava dosyasındaki bu talebin yerinde olmadığı anlaşılarak aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada;
a-Davanın kısmen kabulüne, 36.993,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
b-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
c-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.526,90 TL harçtan peşin ve tamamlama yoluyla alınan toplam 1.341,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.185,72 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.548,95 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden belirlenen 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f-Davacının asıl davada yaptığı, 31,40 TL başvurma harcı, posta ve müzekkere gideri, bilirkişi ücreti 3.641,30 TL olmak üzere toplam 3.672,70 TL yargılama giderinin davanın kabul – red oranına göre belirlenen 2.781,82 TL ile 1.341,27 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
g-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının taraflara iadesine,
2-Birleşen davada;
a-Davanın kısmen kabulüne, 9.900,00 TL’nin 18/04/2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
b-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
c-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 676,27 TL karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 170,14 TL’den mahsubu ile bakiye 506,13 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
d-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 62,37 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f-Davacının birleşen davada yaptığı, 31,40 TL başvurma harcı, posta ve müzekkere gideri, bilirkişi ücreti 877,80 TL olmak üzere toplam 909,20 TL yargılama giderinin davanın kabul – red oranına göre belirlenen 903,51 TL ile 170.14 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
g-Birleşen davada davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
h-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının taraflara iadesine,
Dair, asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili, asıl davada davalı birleşen davada davacı … vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır