Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/715 E. 2021/130 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/715 Esas
KARAR NO : 2021/130

Av. … –
2- … – …

DAVA : İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 29/08/2018
KARAR TARİHİ : 15/02/2021
YAZIM TARİHİ : 02/03/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalılardan …’ın maliki olduğu kagir yapının kullanıma hazır hale getirilmesi ve zaman zamanda bakım-onarım gereken konularda işlem yapılması için cari hesap ilişkisi içerisinde 2007 ila 2016 yılları arasındaki sürede hizmet aldığını, yapılan anlaşma neticesinde müvekkili şirketin bugüne kadar tüm ödeme yükümlülüklerini fazlasıyla yerine getirdiğini, cari hesaplar incelendiğinde güven ilişkisi nedeniyle müvekkili şirketin davalılara avans olarak 2011 ila 2017 yılları arasında parça parça olmak üzere toplam 113.754,30 TL ödeme yaptığını ancak bu ödemelerin karşılığında bir hizmet almadığını, belirtilen nedenlerle müvekkili şirketin T.C. Ankara … Noterliğinin 02/02/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalılara müvekkili şirketin mecuru kulanmaması nedeniyle cari hesap ilişkisinin kendiliğinden sona erdiğinin ve ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde 113.754,30 TL’nin müvekkiline ödenmesinin ihtar edildiğini, davalılar tarafından süresinde ödeme yapılmadığını ve ihtarnameye cevap verilmediğini, müvekkili şirketin ticrai ilişki ve güvene dayalı ilişkiden kaynaklı olarak davalıları defalarca aradığını ancak 113.754,30 TL’yi ödemediğini, bunun üzerine Ankara … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalıların 11/06/2018 tarihinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalıların itirazının art niyetli olduğunu, borcun likit ve muaccel olduğunu belirterek davalıların icra takibine itirazlarının iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davacı arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacının müvekkiline ait taşınmazı iş yeri olarak kullanmak üzere kiraladığını, ancak buna dayanak olarak sunulan 26/07/2007 tarihli sözleşmedeki imzanın müvekkili …’a ait olmadığını, davacının taşınmazda 01/09/2007 tarihli ve müvekkili ile … arasında imzalanan kira sözleşmesi uyarınca kiracı olarak bulunduğunu, davacının kiracılık ilişkisinden kaynaklı müvekkilinin taşınmazına faydalı-zorunlu masraflar yaptığı iddiasıyla Ankara … Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını ve itirazları üzerine Ankara … Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açtığını, davacının bu dava ekinde müvekkilleri tarafından düzenlenmiş görünen üç adet faturayı, açılan iş bu davada da delil olarak sunduğunu, davacının 113.754,30 TL talep etmesine karşın hangi tarihte ne miktarda ödeme yaptığına dair bir açıklama yapmadığını, davacının hiç bir şekilde alacağı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte aksi durumun tespiti halinde dahi zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının takipte kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalıların oluşturduğu adi ortaklık ile davacı arasında bulunduğu iddia olunan hizmet sözleşmesi uyarınca fazla ödenen bedelin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşmenin varlığı ve davacının icra takibine konu ettiği alacağın varlığı ve miktarı noktasındadır.
Davalının ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla talimat yazılmış ve talimat mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; davalının ticari defterlerinin TTK’ya göre usulüne uygun tutulduğu, döneme ait ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun olarak yapılmış olduğu, davalının … adi ortaklığı olarak … ünvanı altında faaliyet gösterdiği, davalının defter kayıtlarında herhangi cari hesap alacağı ya da borcun bulunmadığı bildirilmiştir. Davacının itirazı üzerine alınan ek raporda ise; 6102 sayılı TTK’nun 82. maddesi uyarınca tüm defter ve belgelerin saklama süresinin 10 yıl olduğu, bu hüküm uyarınca 2011 yılından önceki hareketlerin dikkate alınmadığı, 2011 ve öncesi yıllarda yapılan ticari mal ve hizmet alışverişinin bilgisayar programındaki sistem üzerinde yapılan tespitlerde 21.630,29 TL lik bir tutarın söz konusu olduğu ve bu yıllarda hesaplanan taraflar arasında borç ve alacak ilişkisi yaratmadığının görüldüğü, davacı tarafından yıllara sarih 21.000,00 TL ödeme yapıldığı, buna mukabil davalı tarafından da 21.000,00 TL’lik fatura kesildiği, davalının resmi kayıtlarında her hangi cari hesap alacağı ya da borcunun bulunmadığı yönünde kanaate varıldığı belirtilmiştir.
Davacının defterlerinin incelenmesi amacıyla alınan bilirkişi raporunda ise; davacı şirketin muhasebe danışmanı ile iletişime geçilerek defter ve belgelerin talep edildiği, pandemi süreci ve davacı şirket çalışanlarının karantinada olması sebebiyle talep edilen evrakın mail yolu ile gönderileceğinin bildirildiği, ancak gelen mail ve açıklamada “… Firmasının 2009-2011 yılları arası ödeme yapmışlardır. 2009-2011 yıllarının defterleri zamanaşımına girdiği için tarafınıza sunamıyoruz…” şeklinde olduğunu, ayrıca aynı mailde “firma defter ve kayıtları incelendiğinde 2020 yılına aktarılan bir alacak görünmemektedir…” yönünde açıklamada bulunduğu, rapor tanzim tarihine kadar dava konusu ödemelere yönelik bir evrak sunulmadığından inceleme yapılamadığı bildirilmiştir.
İddia, savunma, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; Ankara … Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasında davacı tarafından davalılar hakkında 113.745,30 TL asıl alacak üzerinden cari hesap alacağı açıklaması ile icra takibi başlatılmış, davalıların itirazı üzerine davacı eldeki dava ile davalılara 2011 yılından 2017 yılına kadar ufak ufak toplam 113.754,30 TL ödeme yaptığını, ancak bir hizmet alamadığını ve bu nedenle alacaklı olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini istemiş; davacı, davalının defterlenin incelemesi amacıyla alınan bilirkişi raporuna itirazında iş bu davanın konusunun kira sözleşmesinden kaynaklanmadığını, aradaki ticari ilişkiden kaynaklandığını, müvekkili şirketin defterleri üzerinde yaptırılacak inceleme neticesinde müvekkili şirketin davalılara toplam 113.754,30 TL ödeme yaptığının, ancak bu ödemeler karşılığında bir hizmet alamadığının anlaşılacağını beyan etmiştir. Davacının defterlerinin incelenmesi amacıyla alınan bilirkişi raporunda ekli e-posta çıktısının incelenmesinde; 2009 ve 2011 yıllarının defterlerinin zamanaşımına girdiğinden sunulamadığı, davalı … ile olan ticarete dair faturaların karşılığında 3 adet çek verildiği, çeklerin ödendiği, firma kayıtları incelendiğinde 2020 yılına aktarılan bir alacak bulunmadığı açıklamalarının bulunduğu görülmüştür. Söz konusu bilirkişi raporu davacı vekiline tebliğ edilmiş olup, davacı vekilince rapora itiraz edilmemiştir. Buna göre ispat yükü üzerinde olan davacının davasını kanıtlayamadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş, ayrıca davacının davalılar hakkında başlattığı icra takibinde haksız olmakla birlikte kötüniyetli olmadığı kanaatiyle davalıların kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın reddine,
2-Davalının şartları oluşmayan kötün niyeti tazminatı talebinin reddine,
3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL harçtan peşin alınan 1.373,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.314,57 TL karar harcının kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 14.756,60 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan her hangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, Davalılar vekilinin yüzüne, davacı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır