Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/543 E. 2021/261 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/543 Esas
KARAR NO : 2021/261

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2018
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin hissedarı olduğu şirketin kuyumculuk sektöründe faaliyet gösterdiğini, daha önce şahıs şirketi olarak faaliyette iken tanıştığı dava dışı … isimli şahısla 8 yıllık süre gelen alışveriş ve arkadaşlık ilişkisi nedeniyle adı geçen kişiye karşı güven kazandığını, bir sohbet esnasında müvekkilinin sahip olduğu ancak tapusunu alamadığı Afyon ve Kızılcahamam’daki devre mülkleri nedeniyle … bu işi çözebilecek çevresi olduğunu beyan ederek davalının telefon numarasını kısa mesaj ile gönderdiğini, davalı ile görüşüldüğünü, işlemlerin resmi şekilde yapılması ve bu hususta vekaletname verilmesi gerektiğinin dile getirildiğini, davalı adına vekaletname çıkartıldığını, daha sonra devre mülklerin mülkleri sattığını, paraların hesabına yatırılması amacıyla protokol ve form düzenlenmesi gerektiğini beyan ederek 5 adet A4 kağıda 914.000,00, 266.000,00 TL, 90.000,00 TL ve 5.710,00 TL olmak üzere ad soyad adres TC kimlik numarası gibi bilgileri el yazısı ile doldurtarak imzalattığını, müvekkilinin söz konusu 12 adet Kızılcahamam ve 17 adet Afyon’da bulunan devre mülklerinin satıldığını düşünerek bunları imzaladığını, daha sonra söz konusu yazılı kağıtların başına ”Bono” devamında el yazısına hiza gelen kısımlara ” tanzim tarihi”, ”tanzim yeri”, ”ödeme tarihi”,” bedeli”, ”yazı ile bedeli” ve imza ile bunların arasında boş kalan kısma ise bono metninin bilgisayar marifeti ve kendi el yazısı ile kendi adına doldurarak icraya işleme koyduğunu, müvekkilinin … Müdürlüğü’nün … ve … takip sayılı icra emirlerinin kendisine tebliği ile dolandırıldığını anladığını ve aynı zamanda Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğunu, söz konusu sahte bonolarda paranın nakden alındığı beyan edilmiş ise de ne müvekkilinin ne de davalının böyle bir parasının olmadığını, kaldı ki davalının aynı nitelikteki suçlamalarla 30’un üzerinde dosyasının bulunduğunu belirterek müvekkilinin … Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takip dosyasına dayanak bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili duruşmadaki beyanında davanın reddini istemiştir.
Dava, icra takibine konu bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Deliller toplanmış, davaya dayanak … Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takip dosyasının uyap sistemi üzerinden gönderilen belge örneklerinin incelenmesinde; davalı … tarafından davacı … aleyhine 436.000,00 TL asıl alacak, 6.553,63 TL işlemiş faiz, 1.308,00 TL komisyon olmak üzere toplam 443.861,60 TL alacağının tahsili amacıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, icra takibinin dayanağı bonoların keşidecisinin … lehdarının …, 02/02/2018 tanzim, 08/03/2018, 13/03/2018 ve 29/03/2018 vade tarihli 90.000,00, 80.000,00 ve 266.000,00 TL’lik bonoları olduğu görülmüştür.
Dava konusu olayla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın…. sayılı soruşturma sürecinin beklenilmesine karar verilmiş, resmi belgede sahtecilik, açığa imzanın kötüye kullanılmasına ilişkin davacı … tarafından davalı hakkında yapılan suç duyurusuna ilişkin kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair verilen 02/12/2019 tarihli karara karşı Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılan itiraz Ankara … Sulh Ceza Hakimliği’nin … D.İş sayılı ve 13/02/2020 tarihli kararla itirazın reddine dair kesin olmak üzere karar verildiği, soruşturma konusu dolandırıcılıkla ilgili Ankara … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında dava açıldığı, ancak dava konusunun işbu dava konusu ile irtibatı bulunmadığından bekletici mesele yapılmasına gerek bulunmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesinde ” ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” hükmüne yer verilmiş, 201. maddesinde de Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin kanunda belirtilen miktardan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda davacı 5 adet A4 kağıdına attığı imzanın aleyhine doldurulup icra takibine konu edilmek suretiyle borçlandırıldığını iddia etmektedir. Açığa imza atılmak suretiyle tanzim olunan senetlerin anlaşmaya aykırı biçimde doldurulduğu iddiası usulen ve yasal delillerle kanıtlanmadığı takdirde hukuken geçerlidir. İmzalı boş kağıdı karşı tarafa veren ve onun üzerine kendisini zararlandırıcı nitelikte eklemeler yapabileceğini öngörmesi gerekmektedir. Bu nedenle doğacak zararları başlangıçta kabul edilmiş sayılır. Davacının dayandığı senetlerin içeriğinin davalının aleyhine doldurulduğu iddiası, az yukarıda açıklandığı şekilde yazılı bir belge ile kanıtlanamadığı gibi Cumhuriyet Savcılığına yapılan bu yöndeki şikayet hakkında da takipsizlik kararı verilmiş ve yapılan itiraz üzerine de karar kesinleşmiştir.
Açıklanan nedenlerle kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 7.580,05 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.520,75 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 39.243,08 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-HMK 333. maddesi gereğince gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı asil ve davacı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/03/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …