Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/532 E. 2021/11 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/532 Esas
KARAR NO : 2021/11

2- … – …

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2018
KARAR TARİHİ : 12/01/2021
YAZIM TARİHİ : 21/01/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı/alacaklı … tarafından, davalılar/borçlular …. ve … İş ortaklığına, 12.04.2018 tarihinde İnşaat Demiri ve İnşaat Kerestesi malzemesi satışı yapıldığını, bu satış karşılığında davalılara/borçlulara … sıra/seri numaraları 12.04.2018 tarih ve KDV dâhil 227.583,76TL bedelli faturanın tanzim edildiğini ancak, davalılar/borçlular iş ortaklığının, takibe konu fatura alacağına istinaden her hangi bir ödeme yapmadığını, davalılar/borçlular tarafından takip miktarı fatura alacağına istinaden, herhangi bir ödeme yapılmaması karşısında, söz konusu alacağın tahsili için, Ankara … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasıyla ile icra takibi başlatıldığını ve davalılar/borçlular iş ortaklığına “…” ödeme emri gönderildiğini, söz konusu ödeme emrinin davalı/borçlulara usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, davalılar/borçluların 09.07.2018 tarihinde ödeme emrine; “takibe konu faturaya istinaden alacaklıya herhangi bir borçları olmadığı” savunması ile itiraz ettiklerini, bu itiraz üzerine, Ankara … Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalılar/borçlular tarafından “takibe konu faturaya istinaden alacaklıya herhangi bir borçları olmadığı” yönündeki itirazlarının hukuki gerçeklikten uzak olup, hiçbir doğruluk payı bulunmadığını, zira tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde ve dahi cari hesapları karşılaştırıldığında, takibe konu faturaya istinaden davalıların/borçluların herhangi bir ödeme yapmadıklarının açıkça ortaya konulacağını ileri sürerek, haklı davanın kabulüne, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarını saklı tutarak, davalıların Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, yapılan itirazın haksız oluşu karşısında, %20 icra inkâr tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık ile davacının dava dilekçesinde de bahsedildiği üzere inşaat demiri ve kereste satış işi yaptıklarını, söz konusu iş ilişkisinin 10 Nisan 2018 tarihinde Ankara …Noterliğinin … yevmiye nolu ibranamesi ile sona erdiğini, söz konusu ibranamede, davacının ibra eden konumunda yer aldığını, müvekkil şirketlere ilişkin her türlü ticari ve hukuki ilişkinin tüm neticeleriyle ve kesin şekilde sonlandığmı kabul ettiklerini, ayrıca davacı müvekkil şirketler ile imzalanan ve yürütülen projeler kapsamında var olduğu düşünülen tüm hak ve alacaklarından feragat ettiklerini, dolayısı ile müvekkil şirketler nezdinde herhangi bir hak ve alacaklarının bulunmadığı gayri kabili rücu kabul ve beyan ettiklerini, tarafların aralarındaki tüm ilişkinin bu çerçevede sona erdiğini ancak, daha sonra kötü niyetli davacı/alacaklının Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasıyla müvekkil şirketler aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkil şirketlerce tebliğ alınan ödeme emrine istinaden taraflarınca itirazda bulunulduğunu ve akabinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, davacı/alacaklı tarafından takibe koyulan faturaya istinaden müvekkil şirketlerin alacaklıya her hangi bir borcu olmadığını, yukarıda detaylıca bahsettiği ve ekte sundukları ibraname tarihinden 1 gün evvel yani 09.04.2018 tarihinde davacı/alacaklı tarafından müvekkil şirketlerin oluşturduğu adi ortaklığa tanzim edilen … sıra numaralı faturanın bulunduğunu, bahse konu faturada malın cinsi kısmında gösterilen 10,59 birim fiyatlı 7000 adet çimento satışının yapılmışçasına davacı alacaklı tarafından yazıldığını, dava dilekçesinde de bahsedildiği üzere taraflar arasında inşaat demiri ve inşaat kerestesi satış işini yaptıklarını, dolayısı ile satışı yapılmayan çimentonun faturaya yazıldığından durumun müvekkil şirket yetkililerince fark edildiğini ve bu durumun davacıya bildirildiğini, bunun karşılığında sıra nosu belirtilen faturanın iptal edildiğini, bunun akabinde durumu kabul eden davacı/alacaklının yeniden bir başka fatura tanzim ettiğini ve takibe konu fatura aslında 09.04.2018 tarihinde satışı yapılmayan ürünün yazımında olan hatanın düzeltilmesi olduğunu, kaldı ki her iki fatura incelendiğinde de aynı tutar ve aynı miktar ürünleri karşıladığı görüleceğini, 09.04.2018 tarihli faturanın KDV dahil toplamı 227.584,12 TL, daha sonra tanzim edilen takibe konu faturanın da aynı şekilde 227.583,76 TL olduğunu, ticari ilişki noktalandıktan sonra fatura tarihinin ileri bir tarih seçilerek tanzim edilmesinin davacı/alacaklının kötü niyetli olduğunu göstereceğini, her iki şirketin cari hesap ve defterleri incelendiğinde durumun tespit edileceğini, bu anlamda hukuki yollara başvurma hakları saklı tutulmakla, ortaya çıkarılmak istenen tablonun hem hukuki hem de cezai yargılama sürecine konu edilecek türde olduğunu, iptal edilen faturanın düzeltimini içeren yeni faturaya istinaden müvekkil şirketin hiçbir borcunun olmadığını aksine, defter incelendiğinde görüleceği üzere davacı/alacaklının müvekkil şirketlere borçlu olduğunu, Muavin defter kayıtlarının ekte olup davacı alacaklının halen adi ortaklığa borçlu halde olduğunu, dolayısı ile yapılan icra takibinin haksız ve tamamen kötü niyete dayandığını savunarak davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin iptaline, müvekkil şirketler aleyhine başlatılan takip ve itirazın iptali davasının kötü niyetle ikame edilmiş olmasından ötürü, davacının alacak miktarının %20 sinden az olmamak koşuluyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini dilemiştir.
DELİLLER;
-Ankara … Dairesi … Esas Sayılı İcra Dosyası: Davacı vekilince 02.07.2018 tarihinde 227.583,76.-TL fatura alacağı ve 4.545,44.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 232.129,20.-TL üzerinden takip yapıldığı, takibin 12.04.2018 tanzim ve 12.04.2018 vade tarihli fatura alacağına yönelik olduğu, davalı vekili tarafından verilen 11.07.2018 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiği görülmüştür.
-Davalı tarafa ait ticari defter ve Kayıtlar,
-Davacı taraf dava dilekçesinde ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayandığını ileri sürmüş ise de; mahkememizce verilen kesin süre içerisinde defterlerini sunmamış, defterlerin kaybolduğu 16.11.2020 tarihli davacı vekilince tanzim edilen beyan dilekçesi ile mahkememize bildirilmiştir.
-İbraname: Taraflar arasında düzenlenen Ankara … Noterliği 10 Nisan 2018 tarihli … yevmiye numaralı ibraname ile; … Ve … Adi Ortaklığı ve tüzel kişilikler ile her türlü ticari ticari ve hukuki ilişkinin, tüm neticeleriyle ve kesin şekilde sonlandırıldığı, bu münasebetle adı geçen şirketlerin, adi ortaklıkların, adi ortaklıkların ortakları ve bunların tüm yöneticileri ve çalışanların tüm neticesiyle, kayıtsız şartsız ve gayri kabili rücu şekilde tam olarak ibra edildiği belirtilmiştir.
-Mali Müşavir bilirkişi … raporunda özetle; davalı şirketin 2018 yılı ticari defterlerinin yasal süresi içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davacı şirket tarafından davalıya düzenlenen ve dava konusu yapılan faturanın davalı şirket ticari defterlerine işlenerek, 2018/Nisan ayında bağlı olduğu Vergi Dairesine .. Formu ile beyan edildiği tespit edildiği, bu yönde bir uyuşmazlık bulunmadığı, davalı şirketin muavin defterlerinin incelenmesinde, ödemelerin cari hesaba mahsuben yapıldığını, davalı şirket muavin defterlerinin incelenmesinde, davacı tarafça düzenlenen fatura tarihinden önce 11.04.2018 tarihi itibari ile davacı şirketin davalıya 230.742,65.-TL tutarında borçlu olduğu, davacı şirket tarafından düzenlenen 12.04.2018 tarihli 227.583,76.-TL tutarındaki fatura ile (230.742,55+227.583,76)= 3.158,89.-TL davacı şirketin davalıya borçlu olduğunun anlaşıldığını belirtmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Dava, ödenmeyen fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Dava ve cevap dilekçesi, icra takip dosyası, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında akti ilişkinin varlığı hususunda bir uyuşmazlık mevcut olmayıp, uyuşmazlık, davaya konu fatura bedelinin ödenip ödenmediği, faturanın taraflar arasında tanzim olunan ibraname kapsamında kalıp kalmadığı noktasındadır.
Davalı vekilince mahkememize sunulan ve taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan Ankara … Noterliğine ait, 10 Nisan 2018 tarihli, … yevmiye numaralı ibraname ile tarafların ibraname tarihine kadarki döneme ilişkin olarak birbirlerini ibra ettikleri anlaşılmış olup, davacı tarafça ibranameye karşı çıkılmadığı gibi, imzaya itiraz da ileri sürülmemiştir.
Davacı tarafça, dava dilekçesinde ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanıldığı anlaşılmakta ise de, mahkememizce verilen kesin süre içerisinde davacının ticari defterlerini dosyaya sunmadığı gibi defterlerin kaybolduğu 16.11.2020 tarihli davacı vekilince tanzim edilen beyan dilekçesi ile mahkememize bildirilmiş ne var ki kaybolma hususuna ilişkin deliller dosya içerisine sunulmamıştır.
Dosya kapsamına ve denetime uygun olmakla hesaplama kısımları hükme esas alınan bilirkişi raporunda açıkça ifade edildiği üzere, davacı tarafından icra takibinde dayanak belge olarak belirtilen ve dava dilekçesinde açıkça belirtilen faturanın düzenlediği tarihten 1 gün öncesinde 11.04.2018 tarihi itibari ile davacı şirketin davalıya 230.742,65.-TL tutarında borçlu olduğu, davacı şirket tarafından düzenlenen 12.04.2018 tarihli 227.583,76.-TL tutarındaki faturanın mahsubu halinde dahi davacının davalıya 3.158,89.-TL borçlu bulunduğu buna göre, davaya konu fatura bedelinin de taraflara arasındaki ibraname kapsamında kaldığının kabulü gerektiği anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş, davacının icra takibi yapmasında kötüniyetli olduğu ispat edilmemiş olmakla, bu yöndeki davalı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin yasal koşullar oluşmadığından reddine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL harcın, peşin alınan 3.154,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.095,1‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davalı … tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır