Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/365 E. 2021/72 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/365 Esas – 2021/72
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/365 Esas
KARAR NO : 2021/72

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALILAR :…

VEKİLLERİ : …
Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2018
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12.02.2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile dava dışı … arasında Kredi Sözleşmesi akdedildiğini ve bu sözleşmeye dayanılarak kredi kullandırıldığını, davalı tarafların ise kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalayarak asıl borçlu gibi borcun ödenmemesinden doğan sorumluluğu üstlendiklerini, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine kredi hesabının kat edilerek davalıya ihtarname gönderildiğini, ihtarname ile tanınan sürede borcun ödenememesi üzerine borçlu hakkında Ankara … Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasına kayden icra takibine başlandığını, ancak davalının dosyaya vaki itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalıların haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 25.01.2021 tarihli dilekçesi ile; dava dilekçesinde dava değeri olarak 413.974,34 TL belirtilmiş ise de, bu hususun sehven yazıldığı belirtilerek, davalı kefillerin sorumluluklarının belirlenmesinde icra takip dosyasında yer alan takip talebinde açıkça belirtildiği üzere 292.656,76 TL üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Davalılar vekili beyan dilekçesinde özetle: Dava dışı asıl borçlu şirkete devlet tarafından el konulduğunu ve malvarlığının hazineye devredildiğini, 670 sayılı KHK gereğince asıl borlu şirketten alacaklı olan davacı bankanın hak düşürücü süre içinde hazineye başvurmadığı için kendilerine karşı takip yapamayacağını, asıl borçlu şirkete kat ihtarı tebliğ edilemeden takip yapıldığını, kefil olarak kendilerine başvurma şartlarının bulunmadığını, temerrüt faizi talep edilemeyeceğini, faiz oranının fahiş olduğunu, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.
DELİLLER
-Ankara … Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyası: 30.03.2018 tarihinde başlatılan icra takibinde, toplam 413.979,34 TL alacak tutarı ile ilgili olarak, dava dışı asıl borçlu şirketin 413.979,34 TL , davalı kefillerin ise 292.656,76 TL’den sorumlu oldukları belirtilerek ayrıca iade edilmeyen çek yaprakları nedeni ile 12.800,00 TL ile meri teminat mektupları nedeni ile 1.155.467,62 TL’nin depo edilmesi talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
-Sözleşme: Davacı Banka ile dava dışı borçlu şirket arasında 26.11.2014 tarihinde 2.250.000,00 TL tutarlı … İmzalandığı daha sonra sözleşme limitinin artırıldığı, 16.03.2016 tarihinde ise 13.750.000,00 TL olarak yükseltildiği, davalılar … ile …’in sözleşmede kefil olarak yer aldıkları, davalı …’in kefalet limitinin 16.03.2016 tarihli artırımla 5.625.000,00 TL’ye yükseltildiği, davalı … yönünden ise 05.02.2015 tarihinde 4.125.000,00 TL’ye yükseltildiği anlaşılmıştır.
-Kat ihtarları: Davacı banka tarafından 13.02.2018 tarihinde keşide edilen ihtarnamenin davalı şirketin adresine 16.02.2018 tarihinde ulaştığı ancak adreste bulunmaması nedeni ile tebliğ edilemediği, davalı kefil …’e 15.02.2018 tarihinde, …’e ise tebliğ edilemediği, buna göre davalı kefil … yönünden temerrütün 17.02.2018 tarihinde, davalı kefil … yönünden ise takip tarihi olan 30.03.2018 tarihinde temerrütün oluştuğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan 20/03/2019 tarihli bilirkişi kök ve 08/05/2020 tarihli ek raporunda özetle; Dava dışı asıl borçlu firma ile dava banka arasında akdedilen sözleşmede davalı kefil …’in 5.652.000,00 TL ve …’in 4.125.000,00 TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, kefalet sözleşmesinin kefalet limiti, kefalet tarihi ve kefaletin müteselsil olduğu hususlarının kefil el yazısı ile yazılıp imzalandığı, takibe konu krediler davalıların kefaletinin bulunduğu sözleşmeye istinaden kullandırıldığı için bu kredilerden kaynaklı borcun kefalet sorumluluğunun kapsamında olduğu, takibe konu alacak borçlu cari hesap kredisi, ticari kredi kartı ve tahsil edelemeyen teminat mektubu komisyon tutarlarından kaynaklandığı, asıl borç ve borçlunun temerrütünün yasal sonuçlarından kaynaklanan faiz ve feriler toplamında oluşan nakit borç miktarının kefalet limitinin altında olduğu, takip talebinde davalı kefillerin toplam borcun yalnızca 292.656,76 TL’lik kısmından sorumlu olduğunun belirtilmiş olduğu, yapılan değerlendirme sonucunda davacının davalılardan …’ten talep edebileceği tutarın, 248.967,91 TL asıl alacak, 24.222,68 TL işlemiş akdi faiz, 12.305,04 TL işlemiş temerrüt faizi, 935,23 TL BSMV, 1.074,45 TL masraf olmak üzere toplam 287.505,31 TL olup, davalı …’ten talep edebileceği tutarın ise, 248.967,91 TL asıl alacak, 24.222,68 TL işlemiş akdi faiz, 319,98 TL BSMV, 1.074,45 TL masraf olmak üzere toplam 274.585,02 TL olarak kabulünün uygun olacağı, davacı ile dava dışı şirket arasında akdedilen sözleşmede mer’i teminat mektupları ve mer’i çek yapraklarından kaynaklı depo talebinden kefillerin sorumlu olacağına dair açık bir düzenleme bulunmadığı dikkate alınarak takip tarihi itibariyle mer’i teminat mektuplarından kaynaklı 1.155.467,62 TL ve mer’i çek yapraklarından kaynaklı 12.800,00 TL tutarındaki depo talebinden davalı kefillerin sorumlu tutulamayacağı mütalaa olunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce deliller toplanmış, sunulan delillerle birlikte davacı banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle uzman bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi ek raporu içerik itibariyle dosya kapsamına ve denetime uygun olmakla hükmün tesisinde esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, Ankara … Müdürlüğüne ait icra dosyası, kredi sözleşmesi ile banka kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde tanzim edilen bilirkişi raporu içeriğine göre;
Davacı banka ile dava dışı … arasında tanzim olunan 28.11.2016 tarihli …’de, davalı …’in 16.03.2016 tarihli artırımla 5.625.000,00 TL, davalı …’in ise 05.02.2015 tarihli artırımla 4.125.000,00 TL’ye kadar müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından hesabın kat edildiği, kat ihtarının davalı şirketin ticaret sicil adresine tebliğ edilemediği anlaşılmakla birlikte, davalı şirket tarafından adres değişikliğinin davacı bankaya bildirilmemiş olması nedeni ile taraflar arasındaki sözleşme gereğince tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığının kabulü gerektiği, kat ihtarının davalı kefil …’e 15.02.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı … ise tebliğ edilemediği, buna göre davalı kefil … yönünden temerrütün 17.02.2018 tarihinde, davalı kefil … yönünden ise takip tarihi olan 30.03.2018 tarihinde oluştuğu, davalılarca borcun ödenmemesi üzerine Ankara … Dairesine ait … Esas sayılı dosyasında borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalıların borca itirazı sonrası takibin durması nedeni ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı vekilince mahkememize sunulan dava dilekçesinde; dava değeri olarak 413.974,34 TL belirtilmiş ise de, bu hususun sehven dilekçe içeriğinde yer aldığı kanaatine varılmış ve davalı kefillerin nakti alacaklar bakımından sorumluluklarının belirlenmesinde icra takip dosyasında yer alan takip talebinde açıkça belirtilen 292.656,76 TL üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Bununla birlikte, takip talebinde davalıların iade edilmeyen çek yaprakları nedeni ile 12.800,00 TL, meri teminat mektupları nedeni ile 1.155.467,62 TL’nin depo edilmesi yönünden de sorumlu oldukları ileri sürülmüş ve davacı vekilinin 25.01.2021 tarihli dilekçesinde de, bu yönde bir taleplerinin olmadığına dair beyanda bulunulmadığı anlaşılmış olmakla, gayri nakti alacak talepleri bakımından da işin esası değerlendirmek suretiyle hüküm tesis edilmiştir.
Nakti alacaklar bakımından yapılan değerlendirmede;
Bilirkişi tarafından tanzim olunan 08/05/2020 tarihli ek raporda belirtildiği üzere, davacının, takip tarihi itibariyle davalılardan …’ten talep edebileceği tutarın, 248.967,91 TL asıl alacak, 24.222,68 TL işlemiş akdi faiz, 12.305,04 TL işlemiş temerrüt faizi, 935,23 TL BSMV, 1.074,45 TL masraf olmak üzere toplam 287.505,31 TL olup, davalı …’ten talep edebileceği tutarın ise, 248.967,91 TL asıl alacak, 24.222,68 TL işlemiş akdi faiz, 319,98 TL BSMV, 1.074,45 TL masraf olmak üzere toplam 274.585,02 TL olduğu anlaşılmakla, belirlenen tutarlar üzerinde davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Gayri nakti alacaklar bakımından yapılan değerlendirmede ise,
Dosya kapsamında yer alan sözleşme hükümlerinde belirgin olduğu üzere; davacı banka ile dava dışı şirket arasında akdedilen sözleşmede mer’i teminat mektupları ve mer’i çek yapraklarından kaynaklı depo talebinden davalı kefillerin sorumlu olacağına dair açık bir düzenleme bulunmadığı dikkate alınarak davacının bu yöne ilişkin taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı banka tarafından keşide edilen kat ihtarının davalı kefillerden …’e 15.02.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı …’e ise tebliğ edilemediği anlaşılmakla, oluşan temerrüt durumuna göre her bir davalı bakımından ayrı ayrı hesaplama yoluna gidilmiş, yerleşik Yargısal içtihatlar ve İİK. 68/b maddesi dikkate alındığında, davalı kefil … yönünden takip öncesi işlemiş temerrüt faizi hesaplaması yapılmaksızın sorumluluk tutarlı belirlenmiş, mahkememizce hükmedilen tutarın likit olduğu anlaşılmakla, hükmedilen miktar üzerinden her davalı yönünden ayrı ayrı belirleme yapılmak suretiyle %20 oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalıların Ankara … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının kısmen iptaline, takibin; 248.967,91 TL asıl alacak, 24.222,68 TL işlemiş akti faiz, 12.305,04 TL işlemiş temerrüt faizi , 953,23 TL BSMV, 1.074,45 TL masraf tutarı olmak üzere 287.505,31 TL (davalı …’in 248.967,91 TL asıl alacak, 24.222,68 TL işlemiş akti faiz, 319,98 TL BSMV, 1.074,45 TL masraf tutarı olmak üzere toplam 274.585,02 TL’sinden sorumlu olmak üzere) üzerinden devamına,
2-Alacağın likit olduğu anlaşılmakla, hükmedilen 287.505,31 TL’nin %20 si oranında (davalı … yönünden 274.585,02 TL’nin %20’si oranında) hesaplanacak icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacının mer’i teminat mektupları ile mer’i çek yapraklarından kaynaklanan bedellerin depo edilmesine ilişkin taleplerinin REDDİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 19.639,49 TL (18.756,90 TL’sinden davalı … sorumlu olmak üzere) karar ve ilam harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davanın Kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 28.575,37 TL ( 27.670,95 TL sinden davalı Süleyman Keleş sorumlu olmak üzere) vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Reddedilen nakti alacak talebi bakımından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-Reddedilen Gayri nakti alacak ve depo talebi bakımından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 196,20 TL posta-müzekkere, 1.500,00 TL bilirkişi masrafı toplamı 1.696,20 TL masrafın, davanın kabul – red oranı gözetilerek belirlenen 1.666,34 TL’nin (1.591,46 TL’sinden davalı … sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK 333 maddesi uyarınca yatırılan gider/delil avansında kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/01/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …