Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/788 E. 2023/248 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/788 Esas – 2023/248
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
… 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/788 Esas
KARAR NO : 2023/248

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI :…
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :…
VEKİLLERİ :Av. …
Av. …
Av. …
Av. …

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/11/2017
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Kurulunun 08.03.2013 tarihli 2011-4-91 dosya ve 13-13/198-100 sayılı kararıyla 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı konularında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturduğunu, dolayısıyla 4054 sayılı Rekameitn Korunması Hakkında Kanun’nun 4. Maddesinin ihlal edildiğini, oluşturulan kartel neticesinde banka müşterileri olan tüketiciler, tacirler ve kamu kurumlarının mağdur edildiğinin tespit edildiğini, u tespitin sonucunda kartel oluşturan 12 bankaya farklı miktarlarda olmak üzere toplam 1.116.957.468 TL tutarında idari para cezası uygulandığını, söz konusu 12 bankanın içinde davalı bankanın da bulunduğunu, davalı bankanın 13.10.2008 itibariyle ihtiyaç, taşıt ve konut kredilerinde söz konusu kartele dahil olduğu ve ticari kredi çeşitlerinden toplam krediler içerisinde orana bakıldığında ihtiyaç kredilerinin en yüksek paya sahip olduğu hususunun bahsi geçen … Kurulu kararıyla sabit olduğunu, … Kurulunun gerekçeli kararının değerlendirilmesi neticesinde konut kredilerinde 15 baz puanlık, ihtiyaç kredilerinde 10 baz puanlık, taşıt kredilerinde 5-20 baz puan arasında bir kartel uzlaşmasının, yani hukuka aykırı olarak ortak faiz artırımının söz konusu olduğunun tespit edildiğini, Bankaların, tüketici hak ve menfaatlerinin korunmasına dikkat ve özen göstermekle yükümlü olduklarını, Bankaların yürürlükteki mevzuat hükümleri gereğince serestçe belirleyebildikleri azami mevduat ve kredi faiz oranlarını … Hukuku kurallarına aykırı olarak bir mutabakat dahilinde anlaşarak belirlediklerini ve bu surette tüketicileri zarara uğrattıklarını, … Kurulu kararıyla kredi, mevduat ve kredi kartı hizmetlerinde söz konusu 12 bankanın tamamının 21.08.2017 — 22.09.2011 tarihleri arasında uzlaştığının kabul edildiğini, davalının da aralarında bulunduğu 7 piyasa yapıcı büyük ölçekli bankanın mevduat faizleri konusunda centilmenlik anlaşması yaptıklarının tespit edildiğini, Kurul’un gerekçeli kararında detaylı bir şekilde belirtilen e-postalarda da görüldüğü üzere uzlaşmaya 12 bankanın tamamının genel müdür ve genel müdür yardımcıları seviyelerinde dahil olduğunun tespit edildiğini, Bankaların ortak planının, kredi mevduat ve kredi kartı hizmetleri kapsamındaki pek çok ürüne yönelik faiz oranlarının ve ücretlerinin tespitinde koordinasyon içerisinde hareket etmek üzere icra edilen bir dizi mutabakat ile hayata geçirildiğini, … Kurulunun söz konusu kararının iptali amacıyla yargı yoluna başvurulmuş olmasına karşın açılan davanın reddedildiğini ve temyiz sonucunda onanarak kesinleştiğini, İlgili mevzuat hükümleri gereği rekabeti ihlal edenlerin zarara uğrayanların ilgili zararlarını üç katı oranla tazmin etmekle yükümlü olduklarını, belirterek, davacının 2009 yılında 1.437.550 TL, 2010 yılında 3.044.497 TL ve 2011 yılında 8.683.334 TL olmak üzere toplamda 13.165.081 TL olarak kullandığı kredilere uygulanan kartel faizi nedeniyle uğramış olduğu fiili zarar ve yoksun kalınan karar ilişkin üç katı tazminata dair şimdilik 5.000 TL’nin, her bir taksit ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacıya muhtelif tarihlerde TL tutarlı taksitli ticari krediler ve ticari taşıt kredileri kullandırıldığının tespit edildiğini, Müvekkili Banka hakkında açılan bir başka dava olan … … Mahkemesinin 2017/77 talımat sayılı dosyasına düzenlenen bilirkişi raporunda, … Kurulu kararında ticari krediler faiz oranlarında kartel oluşturan bankalar arasında müvekkili bankanın olmadığından bahisle davacının talebinin reddedildiğini, yine taşıt kredileri bakımından … … Mahkemesinin 2016/564 esas sayılı dosyasından verilen kararda, taşıt kredileri faiz oranlarının tespitinde birlikte hareket eden bankalar arasında müvekkili bankanın yer almaması gerekçesiyle davacı talebinin reddi yönünde hüküm tesis edildiğini, … Kurulu Kararının iptali için müvekkili banka tarafından açılan davanın karar düzeltme aşamasında olduğunu, bu nedenle söz konusu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının dava dilekçesinde yer verdiği iddialarını somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu bağlamda, davacının müvekkili Banka nezdinde 2009, 2010 ve 2011 yıllarında muhtelif tarihlerde çok sayıda ticari taşıt kredisi ve taksitli ticari kredi kullandığı görülmekle birlikte, davacının zarara uğradığı kredilerin hangileri olduğu, hangi tarihte açıldığı, hangi faiz oranının uygulandığı ve uygulanması gereken faiz oranının ne olduğu hususlarında hiçbir açıklamaya yer vermediğini, davacının vadesiz mevduat hesapları yönünden ve ayrıca … Kurulu kararında müvekkili banka yönünden hiçbir tespit bulunmayan taşıt kredileri ve ticari krediler yönünden ne gibi bir zarara uğradığının anlaşılamadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde bu hususlarda hiçbir açıklamaya, ayırt edici bilgiye yer vermediğini, davacının müvekkili bankadan kullandığı ticari nitelikli kredilerin işbu davanın konusu olamayacağını, davacının kullanılmış olduğu tüm ticari krediler açısından müvekkili banka hakkında herhangi bir tespit ve uyumlu bir eyleme rastlanılmadığını, davaya dayanak teşkil eden … Kurulu kararında ticari nitelikli kredilere ilişkin yer verilen tespitler ve değerlendirmelerde müvekkili banka hakkında hiçbir belge ve tespit bulunmadığını, müvekkili banka hakkında ticari krediler yönünden ortada bir ihlal kararı bulunmadığından bu hususta Bankaya karşı dava açılmasının mümkün olmadığını, davacının tazminat istemine ilişkin taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın işbu davadaki iddialarının hukuki sebebinin haksız fiil sorumluluğu olduğunu, bu nedenle haksız fiilin unsurlarının somut olayda bulunup bulunmadığının irdelenmesi gerektiğini, işbu davaya konu somut olayda müvekkili bankanın hukuka aykırı bir eyleminden söz edilemeyeceğini, müvekkilinin … Kurulu kararına konu eylemlerin hiçbir şekilde tarafı olmadığından kusuru olduğundan söz edilemeyeceğini, ortada bir zararın bulunmadığını, … Kurulu kararının başka hiçbir husus araştırmaksızın banka müşterilerine tazminat talep etme imkanı yarattığının söylenemeyeceğini, davacının zarara uğramış olması için öncelikle rekabete aykırı davranışların faiz oranlarındaki artış veya azalış üzerinde bir etki yaratması gerektiğini, halbuki Kurul Kararı’nda zarar doğurucu böyle bir etki olup olmadığının incelenmediğini, davacının kredi kullandığı tarih itibariyle müvekkili Bankanın … Kurulu kararına yansıyan bir ihlalinin bulunmadığını, bu nedenle esasen zarar incelemesine dahi girişilmeden davanın reddi gerektiğini, … Kurulu Kararı ile işbu davada iddia edilen fazla faiz ödenmesinden kaynaklanan zarar arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığını, davacının üç katı tazminat talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, belirterek, … … Mahkemesinin 2014/313 E. Sayılı dosyasının HMK m. 165 gereğince bekletici mesele yapılmasını, dava konusu uyuşmazlığın ticari ve ticari taşıt kredisine ilişkin olması ve … Kurulu kararında müvekkili Bankanın ticari kredilerine yönelik bir ihlalin veya uyumlu eyleminin bulunduğuna dair herhangi bir tespit yer almaması nedeniyle davanın reddine, bu talebin kabul edilmemesi halinde TBK m.72’de belirtilen zamanaşımı süresi dolduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, bu talebin de kabul görmemesi halinde, dava konusu olayda haksız fiil unsurlarının tamamının bulunmaması nedeniyle davacı zararını ispat edemediğinden davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ;
-Bilirkişi raporunda özetle ; Davaya konu edilen kredilerin çok sayıda taşıt ve taksitli ticari kredi kullandırımından kaynaklandığı yönündeki tarafların beyanı dikkate alınarak, dava tarihinden geriye yaklaşık 6-8 yıl önceki tarihlerde kullandırıldığı anlaşılan bu kredilerin tespitinin arşiv araştırmasına, dolayısıyla belirli bir zamana ihtiyaç bulunduğu cihetle yerinde yapılacak inceleme ile bu kredilerin tespitine imkan bulunamamış olup, Dosya kapsamında noksan olduğu tespit edilen; 2009 yılında kullanıldığı beyan edilen 1.437.550 TL, 2010 yılında kullanıldığı beyan edilen 3.044 497 TL, 2011 yılında kullanıldığı beyan edilen 8.683.334 TL, tutarlarındaki birden fazla sayıdaki kullandırımlardan kaynaklanan kredilerle ilgili olarak, taksitli olarak kullandırılan kredilerde, cari faiz oranını ihtiva edecek şekilde her bir kredi kullandırımına ilişkin ödeme planlarının, kullandırılan kredilerin türünü (ticari taşıt, taksitli ticari vb.gibi) belirleyecek bilgi ve belgelerin, davaya konu edilen tutarlardan bir kısmının borçlu cari hesap şeklinde kullandırılan kredilerden kaynaklanması halinde, her bir kredinin kullandırım tarihinden itibaren hesap ekstresi ile kullandırım tarihinden kapanış tarihine kadar uygulanan cari faiz oranları gösteren banka kayıtlarının, dava dosyasına sunulması gerektiğini bildirmiştir.
-Bilirkişi ek raporunda özetle; … Kurulu’nun 13-13/198-100 sayılı ve 08.03.2013 tarihli kararında Karar’da ismi geçen bankaların ticari kredilerin faiz oranlarını anlaşarak belirlediklerine ilişkin açık ve somut bir tespit bulunmadığını, bu bağlamda anılan Karar’da ticari krediler yönünden davalı Bankanın ““ihlaline” yönelik bir tespite yer verilmediği dikkate alınarak, davaya konu edilen zararın, davalı Bankanın “kartel faizi uygulaması” dolayısıyla oluştuğu hususunun dosyaya sunulan bilgi ve belgelerle kanıtlanamadığını bildirmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Dava, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, tacir olan davacının davalı bankadan kullanmış olduğu krediler nedeniyle … Kurulu kararında söz konusu olan faiz oranlarıyla kredi kullanmış olması durumunda 4054 Sayılı Yasa tazminat talebinde bulunma hakkının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında krediler, davacı tarafın ticari şirket niteliğindeki sermaye şirketi olduğu hususlarında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. İş bu uyuşmazlıkta değerlendirilmesi gereken konu, şirketler arasındaki gerçekleştirilen sözleşmelerdeki faiz ve faiz oranıdır.
6102 sayılı TTK’nın 8. maddesinin üst başlığı ticari işlerde faizdir. 8. maddenin başlığı ise oran serbestisi ve bileşik faizin şartlarıdır. 8/1.fıkrada ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği düzenlenmiştir. 3. fıkrada, tüketicinin korunmasına ilişkin hükümlerin saklı olacağı, 4. fıkrada 2.ve 3. fıkralarına aykırı olarak işletilen faizin yok hükmünde olduğu belirtilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 88.maddesinde ise faiz düzenlenmiş, 88/1.fıkrasında; faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranının sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirleneceği ifade edilmiştir. Aynı yasanın 120. maddesinde ise temerrüt faizi üst başlığı ile genel olarak faize yer verilmiştir.
Somut davada, gerek davacı şirket gerekse davalı bankanın sermaye şirketi olduğu ve TTK’nın ilgili hükümlerine tabi bulundukları kaçınılmazdır. Yasanın yukarıda ifade edildiği üzere 8. maddesi gereğince tacir olan taraflarca faiz oranı serbestçe belirlenmektedir. Tacir olan taraflar yönünden ticari faizin serbestçe belirleneceğine dair yasal düzenleme ve … Kurulu kararına konu faiz oranının ticari kredilerdeki faiz yönünden uygulama yerinin olmayacağı dikkate alındığında davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan her hangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan gider avansının ve delil avansının kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2023

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır