Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/694 E. 2021/277 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/694 Esas
KARAR NO : 2021/277

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 26/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin temlik alacaklısı olduğunu, alacağı temlik eden Banka tarafından … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı borçlulara karşı ilamsız icra takibine başlandığını, ödeme emrini tebellüğ eden borçlularca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, borçluların borcu ödediklerine dair herhangi bir makbuz ibraz etmedikleri için itirazın hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, davalı borçluların dosya borcunu ödememekte ısrar ettiklerini, davalıların kötü niyetli itirazları ile zaman kazanıp mal varlığını tasfiye etme yoluna gitme olasılığının bulunduğunu, bu nedenle borçlular adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati haciz kararı konulması yönünde taleplerinin bulunduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiller gibi diğer borçlu … ile ilgili oraki ve usulsüz işlemler ve eylemler tesis edildiğini, bu duruma ilişkin olarak Sincan Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkillerin imzalamış olduğu sözleşmenin rakamsal olarak tahdidi nitelikte olmasına rağmen borç miktarının artırılmış olmasına karşın müvekkillerinin muvafakati veya icazetinin alınmadığını, müvekkillerinin sorumluluğunun yalnızca 25.000 TL’lik krediden kaynaklandığını ve bu kredinin ise ödendiğini, buna rağmen ikinci kredi işleminden de sorumlu tutulmaya çalışıldığını, alacağı temlik alan davacının diğer borçlunun akrabası olduğunu, aynı borç için birden fazla takip başlatıldığı için mükerrer talep ve tahsilatın söz konusu olduğunu, ev ve araç teminatı var iken bunların satışları yapılmadan müvekkillerinden alacağın tahsili cihetine gidildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BOZMA İLAMI
Mahkememizce verilen 2014/1026 E. 2016/102 K. Sayılı ilamı Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/10794 E. 2017/5378 K. sayılı ilamı ile bozulmakla yukarıdaki esasa kaydedilmekle yargılamaya devam olunmuştur. Yargıtay Bozma ilamında;
“… Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalıların genel kredi sözleşmesi nedeniyle dava dışı bankaya temlik tarihi itibariyle borçlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, itirazın kabul edilen kısım yönünden iptaline, icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı … Bankası ile asıl borçlu … arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı, icra takip aşamasında 27.02.2014 tarihinde borcu ödemek suretiyle 85.000 TL olarak temlik almıştır. Bu sözleşmede davalılar … ile … kefil olup, dava dışı Muammer Karpak da ipotek veren ve aynı zamanda kefil konumundadır. Banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle takip başlatılmışsa da davacı temlikten sonra vekili … vasıtasıyla 26.08.2014 tarihinde icra müdürlüğüne dilekçe vererek ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. İcra müdürlüğünce de ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Temlik alan bu işlemi ile kefillerin durumunu ağırlaştırmıştır. TBK md. 592 uyarınca, “kefillerin zararına olarak güvencenin kaldırılması durumunda zararın daha az olduğu alacaklı tarafından ispat edilmedikçe kefilin sorumluluğu da buna uygun düşen bir miktarda azalır.” Mahkemece TBK.’nın 592. madde hükmü değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. …” denilmektedir.
DELİLLER
-… Müdürlüğünün … E., …ve … E. sayılı icra dosyaları,
-Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası,
-13/05/2011 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesi,
-Bilirkişi raporları: dosya bozma ilamı sonrası bozmaya uygun hesaplama yapılmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi kök ve ek raporlarını dosyaya sunmuştur. 12/12/2019 tarihli ek raporda:”İtirazlar doğrultusunda yapılan incelemeler sonucunda, davacı vekili tarafından yapılan itirazlar yönündeki kök raporda değişiklik yapılmasını gerektirecek bir husus bulunmadığı, davalı vekilinin kök rapordaki hesaplamaların icra iflas kanunun 15. Maddesinde yapılan değişiklik dikkate alınmadan yapıldığına ilişkin haklı itirazına binaen 6352 sayılı kanunun 25.maddesi ile icra iflas kanunun 115.maddesinde yapılan değişiklik gözetilerek yineden yapılan değerlendirmede kök rapordaki hesaplamalarda davacının temlik tarihi itibarıyla davalıdan olan alacağının 84.211,69 TL olarak tespit edildiği, davalı vekili tarafından bu hesaplamaya dahil edilen 1.000,00 TL yakalama avansının (alacaklıya iade edilebileceği haline binaen) bu tutardan düşülmesi gerektiğini ileri sürülmüş ise de bu hususun takdirinin sayın mahkemeye ait olduğu, gayrimenkulün satışı neticesi elde edilebilecek asgari satış tutarının 80.500,00 TL ve temlik tarihi itibarıyla toplam bor miktarının 84.211,69 TL olarak dikkate alınması durumunda davacının davalı kefilden talep edebileceği tutarın 3.711,69 TL olarak hesaplandığı, dava dışı bankanın ….Şubesinde 11/12/2019 tarihinde yapılan erinde incelemede şube nezdinde bulunmadığı için temin edilemeyen 13/05/2011 tarihli sözleşmenin bir örneğinin T.C. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosunun ….Haz. Sayılı dosyasından veya dava açılmış ise ilgili mahkemeden talep edilip dosyaya kazandırılması durumunda sayın mahkememce görev kapsamında talep edilen hususta ayrıca görüş bildirileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Genel Kredi Sözleşmesi temin edilip alınan ek raporda; “… icra takibine konu ticari kredi kartı davalının kefaletinin bulunduğu GKS kapsamında kullandırıldığı için bu kredi kartından kaynaklı borçtan davalının kefaleten sorumlu olduğu, bu nedenle 12/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda yer verilen hesaplamalarda değişiklik yapılmasını gerekli kılacak bir husus bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava temlik alınan alacak sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Türk Borçlar Kanunu’nun Özen gösterme, rehin ve borç senetlerinin teslimi başlıklı 592. maddesinde:
“(1)Alacaklı, kefalet sırasında var olan veya daha sonra asıl borçludan alacağın özel güvencesi olmak üzere elde ettiği rehin haklarını, güvenceyi ve rüçhan haklarını kefilin zararına olarak azaltırsa, zararın daha az olduğu alacaklı tarafından ispat edilmedikçe, kefilin sorumluluğu da buna uygun düşen bir miktarda azalır. Kefilin fazladan ödediği miktarın geri verilmesini isteme hakkı saklıdır.
(2)Çalışanlara kefalet hâlinde alacaklı, çalışanlar üzerinde yükümlü olduğu gözetimi ihmal eder veya kendisinden beklenebilen özeni göstermezse ve borç da bu sebeple doğmuş ya da bu özeni göstermesi hâlinde ulaşamayacağı ölçüde artmış olursa, bu borcu veya borcun artan kısmını kefilden isteyemez.
(3)Alacaklı, borcu ödeyen kefile haklarını kullanmasına yarayabilecek borç senetlerini teslim etmek ve gerekli bilgileri vermekle yükümlüdür. Alacaklı, kefalet sırasında var olan veya asıl borçlu tarafından alacak için sonradan sağlanan rehinleri ve diğer güvenceleri de kefile teslim etmek veya bunların devri için gerekli işlemleri yapmak zorundadır. Alacaklının, diğer alacakları sebebiyle sahip olduğu rehin ve hapis hakları, kefilin haklarından sıraca önce geldikleri ölçüde saklıdır.
(4)Alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın yükümlülüklerini yerine getirmez, ağır kusuruyla mevcut belgeleri veya rehinleri ya da sorumlu olduğu diğer güvenceleri elinden çıkarırsa, kefil borcundan kurtulur. Bu durumda kefil, ödediğinin geri verilmesini ve varsa ek zararının giderilmesini isteyebilir.” denilmektedir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyulmakla yapılan yargılama sonunda; davacının temlik aldığı alacağın ipotekli borçlusunun ipoteğini kaldırmak suretiyle diğer kefillerin durumunu ağırlaştırdığı sabittir. İpoteği kaldırılan taşınmazın muhammen değeri 160.000,00-TL olup davacının alacak miktarı 84.211,69-TL’dir. Her ne kadar bilirkişi raporlarında taşınmaz bedelinin %50’si üzerinden hesap yapılmış ise de bu kefiller yönünden en kötü ihtimal, davacı temlik alacaklısı yönünden ise en iyi ihtimaldir. Oysa Kanun 592. maddesi ile ispat yükünü kefillerin durumunu ağırlaştıran alacaklı üzerinde bırakmıştır. Davacı 84.211,00-TL alacağına karşı 160.000,00-TL’lik ipoteği fek ettiğinden kefillerin durumu 160.000,00-TL ağırlaşmıştır. Davacı kefillerin durumunun 160.000,00-TL’den daha az ağırlaştığını ispat ile mükellef olmasına rağmen buna yarar delilleri dosyaya sunmadığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş, yasal şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebi reddedilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL harçtan, peşin alınan 1.024,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 965,25 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … vekille temsil olunduğundan AAÜT uyarınca 8.598,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a ödenmesine,
6- HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca tarafından yatırılan gider ve delil avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır