Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/595 E. 2022/235 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/595 Esas – 2022/235
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/595 Esas
KARAR NO : 2022/235
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2016
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı idarenin personel alımı işi için 19/12/2013 tarihinde ihaleye çıktığını, müvekkilinin üzerinde kalmış ihale neticesinde 14/03/2014 tarihinde 254.727,97 TL damga pulu bedeli ve 13.435,02 TL harç bedeli, 13/03/2014 tarihinde DHMİ namına 152.890,53 TL ihale karar pulu bedeli ödendiğini, müvekkili ile davalı idare arasında 01/01/2014-31/12/2015 tarihleri arasında olmak üzere toplam 24 aylık sağlık hizmeti alımına ilişkin sözleşme akdedildiğini, davalı idareden kaynaklı sebeplerle hizmet verilmeye başlanacak tarih olan 01/01/2014 tarihine kadar idari işlemlerin yetişmeyeceği anlaşıldığından davalı idarenin aynı nitelikte hizmet alım işi için 01/01/2014 tarihi ile 31/03/2014 tarihleri arasında olmak üzere toplam 3 aylık sağlık hizmeti alımı işine ilişkin ihaleye çıktığını ve bu ihalenin de müvekkili üzerinde kaldığını, müvekkilinin 25/12/2013 tarihinde 35.751,10 TL damga vergisi ödemesini yaptığını, 21.458,21 TL ihale karar pulu bedelini davalı idarenin hesabına ödediğini, müvekkilinin idari ve teknik şartnameler mucibince ve davalı idare ile akdetmiş bulunduğu sözleşme hükümleri uyarınca üstlendiği edimlerini tam ve eksiksiz ifa etmek suretiyle sözleşmeden kaynaklı tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, sözleşme hitam tarihine yaklaşık 13 ay müddet bulunmasına rağmen davalı tarafın 26/11/2014 tarihli yazı ile tek taraflı olarak sözleşmenin feshinin bildirildiğini, müvekkilinin, davalı yanın haksız, mesnetsiz ve yasaya aykırı tek taraflı ve bildirimsiz fesih işlemi neticesinde elde etmesi gereken kar kalemlerinden mahrum kaldığını, müvekkilinin her ay düzenli olarak şirket kasasına koymayı hedeflediği aylık net kazancın davalı yanın fesih işlemi sebebiyle gerçekleşmediğini, sözleşme mucibinde müvekkilinin üstlendiği edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirmek için birçok kalemde sadece bu işe özel harcamalar yaptığını, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde … esas sayısı ile dava ikame edildiğini, işbu davaya ilişkin ihale sebebiyle ödenmiş damga pulu, harç ve ihale karar pulu bedelinin davaya konu edilmediğini beyanla davalı yanın haksız, mesnetsiz ve yasaya aykırı bildirimsiz ve tek taraflı fesih işlemi neticesinde müvekkili uhdesinde oluşmuş 1.259.613,29 TL kar kaybı ve 101.192,09 TL zarar olmak üzere toplam 1.360.805,38 TL bedelin davalıdan fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı vekilinin ileri sürdüğü hususların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin 223 sayılı KHK ile kurulmuş bir kamu iktisadi teşebbüs olduğunu, ülke genelinde yer alan havalimanlarının işletimi hizmetini verdiğini, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununu kapsamında ihale ile 01/04/2014-31/12/2015 tarihleri arasında 44 havalimanında 236 sağlık personeli ile özelden sağlık hizmeti alımı yoluna gidilerek ihaleyi alan davacı firma ile sözleşme imzaladığını, sözleşme kapsamında davacı tarafından sağlık hizmeti yürütülmekte iken müvekkili aleyhine Ankara 5. İdare Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile 01/09/2009 tarihinde yapılan sağlık hizmetleri satın alınmasına yönelik ihalenin iptali istemiyle açılan davanın Danıştay incelemesi neticesi son nihai karar ile işlemin iptaline karar verildiğini, söz konusu karar doğrultusunda havalimanı sağlık hizmetlerine ilişkin 01/04/2013-31/12/2015 dönemini kapsayan sözleşmenin 26/11/2014 tarih ve 145 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile fesih edildiğini, davacı tarafından sağlanan sağlık hizmetlerinin 26/11/2014 tarihi saat 24:00’dan itibaren durdurulduğunu, müvekkilinden kaynaklanmayan ancak Mahkeme kararı ile yok hükmünde sayılıp iptal edilen ihale ve sözleşmenin müvekkilince ilgilisi olan davacı firmaya bildirildiğini, müvekkilinin tek taraflı tasarrufu ile neticelendirilmiş bir işlem olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın konusu, taraflar arasında akdedilen Hizmet Sözleşmesinin haksız fesih olunduğu iddiasına dayalı kar kaybı ve müspet zararın tahsili isteminden ibarettir.
Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanılmış, bu kapsamda taraflar arasında imzalanan 19/12/2013 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi, 01/04/2014 – 31/12/2015 tarihleri arasında hizmet alımını düzenler sözleşme ve ekleri, Ankara … İdare Mahkemesi’nin … Karar sayılı dosyası, ihale dosyası, ödeme belgeleri, davalı tarafın fesih yazısı, davacının masraf kalemlerine ilişkin fatura ve ödeme belgeleri celbedilmiş, mahkememizce atanan bilirkişi heyetinden 10/12/2018 tarihli kök rapor, 30/09/2019 tarihli 1. Ek rapor, 10/08/2020 tarihli 2. Ek rapor ve 23/02/2022 tarihli 3. Ek rapor alınmıştır.
Davacı şirket ile davalı idare arasında 23/12/2013 tarihinde 01/01/2014 – 31/12/2015 tarihleri arasını kapsayan 24 ay süreli Hizmet Alım Sözleşmesi imzalanmış, işlemlerin yetişmemesi nedeniyle 3 aylık dönem için çıkılan ihaleyi yine davacı şirket kazanmış ve bu tarih sonrası 01/04/2014 – 31/12/2015 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan 21 ay süreli 26.870.039,00 TL bedelli sözleşme imzalanmış olup bu sözleşme davalı yönetim kurulu kararıyla 26/11/2014 tarihinde süresinden önce feshedilmiştir. Davacı taraf sözleşmenin 13 ay önce feshedilmesi nedeniyle uğradığı menfi ve müspet zararlarını talep etmektedir.
Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı sendika tarafından davalı DHMİ Genel Müdürlüğü’ne karşı açılan davada, İdare Mahkemesince sağlık personeli istihdam edilmesine yönelik ihale işlemini 4734 sayılı Kanunun 4. maddesine ve 399 sayılı KHK’ya aykırı görerek işlemin iptaline karar vermiş, söz konusu karar Danıştay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. İdare mahkemesi kararına konu işlem ile mahkememizde açılan davanın temelindeki sözleşme aynı tarihli değildir. Ancak İdare Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere Sağlık Hizmetleri 4734 sayılı Yasa 4. maddesinde tanımlanan “Hizmet” kavramı içinde sayılanlardan olmadığından ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen istihdam şekilleri dışında sağlık personeli istihdam edilmesine yönelik yapılan ihale kanuna aykırı olacaktır. Taraflar arasında imzalanan ve feshedilen dava konusu sözleşmede aynı şekilde sağlık hizmeti alımına ilişkin olduğundan sözleşmenin dayanağı ihalenin ve dolayısıyla sözleşmenin Kanuna aykırı olduğunun kabulü gerekmektedir. TBK 27/1. maddede kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür düzenlemesi mevcut olup dava konusu sözleşme Kanuna aykırı olduğundan mutlak butlanla batıl olup başlangıçtan itibaren geçersizdir. Geçersiz sözleşmeye dayalı olarak müspet zarar talep edilemeyeceği ortadadır. Bu kapsamda taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında birbirinden talep edebilirler.
Bu aşamadan sonra tartışılması gereken husus Kanuna aykırılığı nedeniyle geçersiz olan sözleşme kapsamında tarafların birbirlerine hangi tür taleplerde bulunabileceğinin belirlenmesi noktasındadır. Somut uyuşmazlıkta sözleşmenin ayakta tutulduğu döneme ilişkin yapılan ifanın iadesi istemi söz konusu değildir. Davacı taraf sözleşmenin erken feshine dayalı olarak yoksun kaldığı kar ve sözleşmenin uygulanacağı sürenin tamamı için yapmış olduğu masrafların bakiye süreye tekabül eden kısmının tahsilini talep etmektedir. Sözleşme yapılırken taraflardan biri kanuna aykırılığı biliyor veya bilmesi gerekiyorsa ve buna rağmen diğer tarafı bundan haberdar etmiyorsa karşı tarafın uğradığı menfi zararı karşılamakla yükümlüdür. Sözleşmenin geçerlilik şartlarına sahip olup olmadığını araştırmak ve bilgi sahibi olma yükümlülüğü sözleşmenin taraflarına aittir. Ancak sözleşmenin geçersizliği taraflardan birinin diğerini yönlendirmesi ya da geçerliliği etkileyen bir açıklamada bulunması gerekirken bunu kusurlu olarak açıklamaması sonucu gerçekleşmişse bu sebeple ortaya çıkan zararın giderilmesi gerekir. Bu tip sorumluluk sözleşme öncesi sorumluluk veya sözleşme görüşmelerinden doğan sorumluluk olarak adlandırılmaktadır. Sözleşme öncesi sorumluluk genel bir ifade ile; sözleşme görüşmeleri aşamasında taraflardan birinin diğerine karşı dürüstlük kuralı gereğince oluşan güven ilişkisinin ihlali nedeniyle meydana gelen sorumluluktur. (Yargıtay HGK 2017/11-2625 Esas, 2021/766 Karar)
Bu açıklamalar kapsamında somut olay incelendiğinde, taraflar arasında, konusu yukarıda açıklandığı üzere Kanuna aykırı olan ve başlangıçtan itibaren geçersiz bir sözleşme yapıldığı, davalının yapılan sözleşmenin kanuna aykırı olduğunu ihaleyi yapan makam olarak bilmesi gerektiği gibi davacının da sağlık hizmetleri konusunda birçok ihaleye katılarak dava konusu sözleşmelerden önce de imzalanan sözleşmelerle davalıya sağlık hizmeti sunması, benzer sözleşmelerin İdari Yargı kararlarıyla iptaline hükmedilmesi ve açıkça yasaya aykırı sözleşme yapıldığını, faaliyet gösterdiği alanın mevzuatını basiretli bir tacir olarak da bilmesi gerektiği gözetildiğinde, sözleşme öncesinde davalı tarafça bu hususta bilgilendirilmesinin gerekmediği ve bu yönü itibariyle davalının akit öncesi görüşmelerde TMK 2. maddesine aykırı davrandığının iddia edilemeyeceği ve sorumluluğuna gidilemeyeceği değerlendirilerek davanın reddine dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 23.239,16 TL harçtan mahsubu ile artan ‭23.158,46‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden hesap ve takdir edilen 80.428,19 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-HMK 333. maddesi gereğince gider/delil avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/03/2022