Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/468 E. 2021/142 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/468 Esas
KARAR NO : 2021/142

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2016
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Altyapı İnşaat Proje Enerji San. Ltd. Şti.’nin taahhüt işleri yaptığını, müvekkili ile davalılardan … Turizm Tic. Ltd. Şti. arasında sözlü olarak inşaat malzemeleri temini konusunda anlaşma yapıldığını, bu anlaşmaya istinaden davalı … Tur. Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkiline malzemeleri teslim etmesi gerektiğini, … Tur. Tic. Şti.’nin müvekkil şirkete 16.11.2015, 17.11.2015, 23.11.2015, 30.11.2015, 30.11.2015 tarihli toplam tutarı 3.562.054,00-TL olan faturalar düzenlenmiştir. Ancak bu faturaların konusu olan malların müvekkil şirkete teslim edilmediğini, teslim etmeye zorlandığında ise peşinat gerektiğini, peşinat olarak da senet vermesini talep ettiğini, bu talep üzerine davacı şirketin davalı şirkete 14.05.2016 vadeli 200.000,00-TL’lik bir bonoyu verdiğini, bu bononun teslim edilecek mal bedelinden mahsup edileceğini ancak davalı …’ın malları teslim etmediğini üstelik bonoyu diğer davalı … Ulaşım … Ltd. Şti.’ye ciro ettiğini ve 14.05.2016 vade tarihli bono için müvekkiline …’ndan ödeme ihbarnamesi gönderdiğini, borç ikrarı olarak görünen bononun üzerinde nakden ödendiğine dair ibare bulunduğunu ve bu ibarenin bilmeden yazıldığını, davalılara borcu olmadığını, ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … Ulaşım … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin diğer davalı firma ile ticari ilişkisinin olduğunu, dava konusu bonoyu davalı diğer firmadan ticari ilişki nedeni ile aldıklarını, dava konusu 3. şahısın doğruluğunu kanıtlayacak nitelikte olmadığını, bu nedenle davacının iddiaları bonoyu ciro yoluyla almış olan müvekkile karşı ileri sürülemeyeceğini, ayrıca davacı /borçlu senet üzerindeki imzasını da inkar etmediğini bu nedenle davanın reddi gerektiğini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Ltd. Şti. tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Deliller
-Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2016/12911 esas sayılı takip dosyası.
-Bilirkişi Raporu: Davacı şirketin muhasebe usul ve ilkelerine uygun kayıt altına alınan 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinde, dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu … … Ltd. Şti. tarafından düzenlenmiş olan faturalar, dava konusu bono ve davalılara ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı, Davalı … Ulaşım … Ltd. şirketin muhasebe usul ve ilkelerine uygun e-defter olarak kayıt altına alınan 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinde, davacı … … Ltd. Şti. adına kayıt bulunmadığı, Davalı … Ulaşım … Ltd. Şti.’nin ticari defter kayıtlarında diğer davalı …… Ltd. Şti. ile ticari alışverişinin bulunduğu, davacı yan tarafından …. Ltd. Şti. adına düzenlenen senedin de …. Ltd. Şti. adına kayıt edildiği mütalaa olunmuştur.
İcra dosyasının mahkememiz dosyasına kazandırılarak davacı vekilinin itirazlarıda dikkate alınmak suretiyle dosya ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişiye tekrar tevdi olunmuş bilirkişi ek raporunda ;
Davacı şirketin muhasebe usul ve ilkelerine uygun kayıt altına alınan 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinde, dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu …. Ltd. Şti. tarafından düzenlenmiş olan faturalar, dava konusu bono ve davalılara ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı, Davalı … Ulaşım … Ltd. şirketinin muhasebe usul ve ilkelerine uygun e-defter olarak kayıt altına alınan 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinde, davacı … Ltd. Şti. adına kayıt bulunmadığı, Davalı … Ulaşım… Ltd. Şti.’nin ticari defter kayıtlarında diğer davalı …… Ltd. Şti. ile ticari alışverişinin bulunduğu, Davalı …. Ltd. Şti.’nin ticari defter kayıtlarında dava konusu senedin; 01,04.2016 tarihinde 121 -Alacak senetleri hesabına davalı … adına borç kaydı yapıldığı, 01,08.2016 tarihinde bahse konu senet 121.0022 – Avukattaki senetler hesabına virman yapıldığı ve 31,10.2016 tarihinde bu senetten 145.000,00 TL lik tutarın icradan alınan mallar açıklamalı kayıt ile 153-Ticari Mallar hesabına kayıt edildiği ve 31.12.2016 tarihinde bahse konu senetten kaynaklı (200.000,00 – 145.000,00) 55.000,00 TL alacağın kaldığı, tespit edilmiştir. Şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe
Dava bonodan kaynaklanan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.
6102 sayılı TTK.’nun 778. maddesi yollamasıyla bononun mahiyetine aykırı düşmedikçe poliçelerin cirosuna ait aynı yasanın 681-690 maddeleri hükümleri bonolar hakkında da uygulanır.
Hemen belirtilmelidir ki, bono kanunen emre yazılı senetlerdendir. TTK’nun 648/1. maddesi uyarınca ”Bütün hallerde ciro, poliçenin cirosu hakkındaki hükümlere göre yapılır.” Poliçenin cirosu TTK’nun 681 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nun 681/1. maddesinde ”Her poliçenin açıkça emre yazılı olmasa dahi, ciro ve teslim yoluyla devrolunabileceği hükme bağlanmıştır. Def’iler başlıklı TTK’nun 687. maddesinde ise; ”poliçeden dolayı kendisine başvurulan kimse, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkiye dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ait hükümler saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun emre yazılı senetlerle ilgili 825. maddesinde de ”Borçlunun Def’ileri” kenar başlığı altında; ”Borçlu,emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak, senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir, Borçlu ile önceki hamillerden birisi veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ilerin iler sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde caizdir.” hükmüne yer verilmiştir.
Şahsi (kişisel) def’iler, emre yazılı senetlerdeki borç taahhüdünün objektif mevcudiyetine hiçbir etkisi olmayan, borçlunun belli bir alacaklı ile arasındaki hukuki münasebetten doğan def’ilerdir. Başka bir anlatımla, kişisel def’iler, taraflar arasındaki ilişkinin sonucudurlar. Şahsi, dolayısıyla belli bir alacaklıyla olan özel ilişkiden kaynaklanan bu def’iler, ancak bu alacaklıya karşı ileri sürülebilir; daha sonraki alacaklılara karşı ileri sürülemez. Şahsi def’ilerin ileri sürülmesi ile ilgili bu sınırlama, 6102 sayılı TTK’nun 687. maddesinde açıkça ifadesini bulmuştur. Bu maddeye göre, poliçe borçlusunun keşideci veya sonraki hamillerle doğrudan doğruya ilişkilerinden kaynaklanan def’ileri hamile karşı dermeyan etmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, ciro edene karşı haiz olunan kişisel def’iler, senedi devralana karşı ileri sürülemez (Prof. Dr. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku 2. Bası, Ankara 1997 sh. 234-235; Prof. Dr. Hasan Pulaşlı; Kıymetli Evrak Hukuku, Yenilenmiş 8. Baskı, Ankara 2007 sh. 55; Prof. Dr. Hüseyin Ülgen, Prof. Dr. Mehmet Helvacı, Prof. Dr. Abuzer Kendigelen, Prof. Dr. Arslan Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, Genişletilmiş 7. Bası İstanbul 2013 sh. 68; Prof. Dr. Reha Poroy- Prof. Dr. Ünal Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları 17. Bası, İstanbul 2006 sh. 84-85)
Yasa koyucu, TTK’nun 599/1.maddesindeki sınırlamaya bir istisna getirmiştir. Buna göre; “hamilin senedi iktisap ederken, bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde, borçlunun şahsi def’ileri dermeyan etmesi mümkündür.” Kanunda bu husus “bile bile borçlunun zararına hareket etmek” şeklinde ifade olunmuştur. Buna göre sadece bilmek yeterli değildir. Borçlunun zararına hareket etmek kastı aranmaktadır. Bu sebeple borçlu, senedi devraldığı sırada hamilin, devredene karşı dermeyan olunabilecek şahsi def’ilerin varlığını bildiğini ispat etmelidir. (Prof. Dr. Fırat Öztan, age sh.241,242)
Somut olayda: Davacı, davalı … ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle davalının mal teslimi borcu altına girdiğini müvekkilinin da bunun karşılığında davalıya bono verdiğini ancak malların teslim edilmediğini davalının bonoyu ciro yoluyla diğer davalı … Ulaşım’a devrettiğini, davalılara böyle bir borcunun olmadığını beyan etmiştir. Davacı ticari defterlerinde yapılan incelemede davalı … ile arasında ticari ilişki tespit edilemediği gibi davacının …’a karşı ileri sürebileceği def’ilerin davalı kardeşlere karşı ileri sürülmesi de mümkün olmadığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL harçtan, peşin alınan 3.415,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.356,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT uyarınca 22.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan her hangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca tarafından yatırılan gider ve delil avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı ve davalı … Ulaşım .. Ltd Şti vekillerin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/02/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı