Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/365 E. 2021/224 K. 08.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/365 Esas
KARAR NO : 2021/224

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 15/04/2016
KARAR TARİHİ : 08/03/2021
YAZIM TARİHİ : 05/04/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Şirketin davalı şirkete mal sattığını ve karşılığında 727958 ve 727367 seri numaralı faturaları keserek davalıya teslim ettiğini, davalıya ait cari hesap ekstresine ilişkin ödenmeyen 8.717,23 TL için davalı hakkında başlattığı icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu, davalının itiraz dilekçesinde cihazların teslim edilmesi ve devreye alınmasının müvekkili şirkete ait olduğu, ancak devreye alma işleminin yapılmadığının, cihazlarda değiştirilmesi gereken parça ve aksamların değiştirilmediğinin ve bu nedenle borca itiraz edildiğinin bildirildiğini, davalının ürün bedelinin bir kısmını ödediği halde daha sonra kalan kısmı ödemediğini, malların teslimi ile borcun muaccel hale geldiğini, müvekkili şirketin malları teslim ederek montajını yaptığını, teslim edilen malların devreye alınma işleminin ancak davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmesini müteakip yapılacağını, taraflar arasında bu hususta anlaşma sağlandığını, öte yandan davalı borçlunun son fatura tarihinden bu yana faturalara herhangi bir itirazda bulunmadığını ileri sürerek itirazın iptaline ve % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesine göre cihazların davacı tarafından devreye alınacağını, müvekkili şirket yetkililerinin defalarca uyarısına rağmen davacı şirket tarafından cihazların çalıştırılmadığını, sözleşmenin 4. maddesine göre satıcının kurumdan malzeme onayı almakla cihazları proje ve şartnameye uygun olarak üretmekle yükümlü olduğunu, satıcının alıcıdan ilgili iş ile ilgili aldığı proje ve hesap raporlarına göre cihazları üretmekle ve bu cihazları ilgili kuruma kabul ettirmekle yükümlü olduğunu ve davacının bu yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sundukları geçici ve kesin kabul tutanakları ile davalının davacının yaptığı işle ilgili eksiklikler ve bu eksikliklerin toplam fiyatının tespit edildiğini, bu tutanaklardan da davacının sözleşme gereklerini yerine getirmediğinin açıkça anlaşılmakta olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı tarafından … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ile “23.12.2015 tarih… 7.458,31 bedelli ve 11.05.2015 tarih,….75.508,73 TL bedelli çekten bakiye 1.258,92 TL olmak üzere toplam 8.717,23 TL’nin tahsili istemi” açıklaması ile 8.717,23 TL asıl alacak, 239,96 TL işlemiş faiz olmak üzere 8.957,19 TL üzerinden takip başlatılmıştır. Ödeme emri borçluya 15.03.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu tarafından süresinde itiraz edilmesi nedeniyle takip durmuştur. Borca itiraz dilekçesinde; teslim edilen cihazların devreye alınmasının alacaklının yükümlülüğünde olup devreye alma işleminin yapılmadığı gibi yapılan başka sözleşmede garanti kapsamında değişmesi gereken parçaların da değiştirilmediğini, ilave bedel ödenerek bu eksiklerin başka firmaya yaptırıldığını belirtmiştir.
Davacının ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla talimat Mahkemesi aracılığıyla alınan 18/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının 2016 yılında E-Defter mükellefi olduğu ve aylık tüm beratların zamanında yapıldığı, sunulu envanter defterinin noter açılış tasdiklerinin yapılı olduğu, davacı tarafça ibraz edilen sair vesaikin, muhasebe fişleri ve muhasebe kayıtları, muhasebe fişlerine ekli müsbit evrakların, fatura ve irsaliyelerin Kanuna uygun şekilde tanzim edildiği ve davacı lehine delil niteliğinde bulunduğu, taraflar arasındaki 29.04.2015 tarihli sözleşme gereğince ….Hizmet Binası ile 36 adet Konut İnşaatı işi olduğu, iş bu sözleşme gereğince davacının davalıya iki adet fatura keşide ettiği, iki adet faturanın davacının defterlerine kayıtlı olduğu, 31.12.2015 tarihli kapanış maddesine göre davacının davalıdan 8.717,23 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Davalının ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla alınan 20/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ticari defterlerinde açılış ve kapanış onamasının 6102 sayılı TTK hükümlerine göre açılış ve kapanış onamasının süresinde yapıldığı, davalı şirketin 31.12.2015 tarihi itibari ile 8.717,23 TL borç kaydının varlığının tespit edildiği, davalı şirket ticari defter kayıtları ile davacı şirket ticari kayıtlarının örtüştüğü belirtilmiştir.
TBK’nun 97. maddesi uyarınca karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir. Buna göre iki tarafa borç yükleyen akitlerde taraflardan birinin diğerinden borcunu ifa etmesini isteyebilmesi için kendisinin borcunu evvela ifa etmiş ya da ifasını teklif etmiş bulunması gerekmektedir. Somut olayda taraflar arasında imzalanan Satış Sözleşmesi başlıklı 29.04.2015 tarihli sözleşmenin 2. maddesinde işin konusu işverenin …. Hizmet Binası ile 36 adet Konut inşaatı şantiyesinde ihtiyaç duyulan ek-1 de teknik özellikleri ve adetleri belirtilen imalatı işi olduğu düzenlenmiştir. Sözleşmenin 3. maddesinde imalatın yapılacağı, işveren tarafından tüm bağlantıların yapılacağı ve cihazların satıcı tarafından devreye alınacağı belirtilmektedir. Öte yandan 4. maddede teklifte yazan 4 cihazın 1 hafta, diğer cihazların 4 hafta içinde şantiye teslimi yapılacağı düzenlenmiştir. Davacının da kabulünde olduğu üzere, davacı dava konusu sözleşme ile cihazların devreye alınması işini de üstlendiği halde devreye alma işini yerine getirmemiştir. Davacının sorumluluğunda olan “devreye alma işi” sözleşmenin bir parçası olup sözleşmenin bu kısmının davacı tarafından yerine getirilmediğinin anlaşılması karşısında, eksik ifada bulunması nedeniyle davalıdan karşı edimi yerine getirmesini talep edemeyeceği, dolayısıyla takip talebinde haksız olduğu kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davacı takip talebinde haksız ise de, kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatın talebinin reddine karar verilerek davanın reddine ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın reddine,
2-Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL harçtan peşin alınan 148,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,57 TL karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan her hangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır