Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/144 E. 2023/209 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
… 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/144 Esas
KARAR NO : 2023/209

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :1- …
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :2- …
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :3- …
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :4- …
VEKİLİ :Av. …
DAVA :Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/02/2016
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :11/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin öğretmenlik mesleğini icra ettiğini, 16/09/2014 tarihinde davalı …’a ait, … sevk ve idaresine ait araçta yolcu olan müvekkilinin davalı şoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmesinden kaynaklanan kazada yaralandığını, davalı şoförün asli ve tam kusurlu olduğu … Başsavcılığı’nın soruşturma dosyasında açıkça belirtildiğini, müvekkilinin yaralandığı bu olayda 120 gün süreyle sağlık raporu almak zorunda kaldığını, bu süre içinde mesleğini ifa edemediğini ve ek ders ücreti almasından, mahrum kaldığını, ameliyat için de … ödemeleri dışında 2.000,00.-TL zaruri tedavi ücreti ödediğini, yaralanma nedeniyle müvekkilin vücudunda %6 sürekli engel oranı meydana geldiğini, müvekkilinin henüz 31 yaşında olduğunu ve söz konusu kaza sonrası manevi olarak yıprandığını, kazanın etkisinden kurtulamadığını ifade ederek davalı …’a ait … plakalı araca 3. Kişilere devrini engelleyici nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesini, tedavi giderleri için 2,000.00-TL, ek ders ücreti için 1.000,00.-TL, kısmi sürekli işgöremezlik için 2.000,00.-TL olmak üzere şimdilik 5.000,00.-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 15.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı araç sahibi … ve diğer davalı sürücü …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsilini, her türlü yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Şirketi cevap dilekçesi ile; … plakalı aracın yolcu taşımacılığı yapan bir otobüs olduğunu ve müvekkili şirket tarafından 26/03/2014-2015 tarihleri arasında … poliçesi ile sigortalı olduğunu, yaşanan kazadaki zararın karşılanmasında ilk sırada yer alan araca … poliçesi yapmış olan … Sigortaya gidilmesi gerektiğini ancak limitleri aşan zararlarda müvekkilinin ve diğer poliçelerin sorumluluğunun doğabileceğini bu nedenle husumet itirazlarının olduğunu, davacı vekilin gelir kaybı talebinin dolaylı bir zarar teşkil etmesi sebebiyle teminat dışı kaldığını, tedavi giderlerinin müvekkili şirket değil … sorumluluğunda olduğunu, kaza tarihinde davacının çalışıp çalışmadığının ve daha önce herhangi bir ödeme alıp yada almadığının tespiti için … kayıtlarının celbi gerektiğini, kusur durumu ve maluliyet belirlendiğinde dosyanın aktüer siciline kayıtlı bir bilirkişiye verilmesi gerektiğini ifade ederek husumet itirazlarının kabulünü, davanın müvekkili şirket hakkında reddini, tarafların kusur oranları ile davacının müterafik kusurlarının tespitini, müterafik kusur nedeniyle tazminatta indirim yapılmasını, hesabın asgari ücrete göre yapılmasını, ticari faiz isteminin reddini, herhalde haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. cevap dilekçesi ile; Yetki itirazlarının olduğunu, davacı tarafın delillerinin taraflarına tebliği gerektiğini, davacının yolcu olduğu araçta bileti olup olmadığı ve aracın yolcu taşımada yetki belgesinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacının maluliyet durumunun tespiti için sağlık raporu alması gerektiğini, maluliyet tazminatının bilirkişice hesaplanması gerektiğini, tedavi giderleri ve ek ders ücreti taleplerinin kabul edilemeyeceğini, … tarafından ödenmiş yada ödenecek tazminatların müvekkil şirketçe ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, kaza tarihinden itibaren istenen faiz isteminin haksız olduğunu ifade ederek davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddini, delillerin taraflarına tebliğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; Araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğuna dair iddianın doğru olmadığını, talep edilen maddi tazminatın haksız olduğunu, kazadan sonra davacının kalıcı bir sakatlığı olmadığını, talep ettiği dava giderlerinin … tarafından karşılandığını, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu ifade ederek haksız davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi … Dairesi’nin 18/01/2023 tarih, 2022/423 Esas ve 2023/42 Karar sayılı ilamı; “… Asıl ve birleşen davalar, …’den …’a gitmekte olan davalı …… Ltd. Şirketi tarafından işletilen yolcu otobüsünün tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan asıl ve birleşen dosya davacılarının murisleri/destekleri olan yolcuların ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın asıl ve birleşen dosyada manevi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine, destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin ise kabulüne dair verilen karar, birleşen dosya davacıları vekili ile davalı …. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacılar vekili asıl ve birleşen davada, murislerinin yolcu olarak bulunduğu şehirlerarası otobüsünün sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kaza sonucu ölümün gerçekleştiğini belirterek, otobüs firması ile kasko ve … sigortacısına karşı dava açmıştır.
Bu hali ile davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Taşıma sözleşmesi 6102 sayılı …Kanununda düzenlenmiş ise de; 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/k maddesinde tüketici; “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”, 3/ı maddesinde ise tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2. maddesinde ise, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
HMK’nın 1. maddesinde, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu belirtilmekle, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetilecektir. Ayrıca HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmış olup, HMK’nın 115. maddesi hükümleri gereğince dava şartlarının mevcut olup olmadığı, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gereken hususlardandır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 57. maddesinde “ihtiyari dava arkadaşlığına” yer verilmiş, 166/4. maddesinde “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının varsayılacağı” hükme bağlanmıştır. 6098 sayılı …Kanunu’nun 61. maddesinde ise “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde aralarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, davaların açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı … şirketi ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan olan diğer davalıya ve sürücüye karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir.
Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı … şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir.
Şu durumda; asıl ve birleşen davanın davacılarının murisleri olan yolcuların, davalı … firmasına (taşıyan) ait yolcu otobüsünün tek taraflı trafik kazası yapması sonucunda ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olması, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanması ve davacılar murislerinin de tüketici vasfına sahip olması, ölen yolcular ile davalı taşıyan arasındaki temel ilişki olan taşıma sözleşmesinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalması nedeniyle, davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu ve uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir…” şeklindedir.
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı vekili, davacının yolcu olarak bulunduğu şehirlerarası otobüsünün sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığını belirterek, otobüs sahibine, sürücüye ve araç sigortacısına karşı dava açmıştır.
Somut olayda, davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı … şirketi ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan olan diğer davalıya ve sürücüye karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı … şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir. Davanın, davacının yolcu otobüsünün tek taraflı trafik kazası yapması sonucunda yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olması, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanması ve davacının da tüketici vasfına sahip olması, davacı ile davalı taşıyan arasındaki temel ilişki olan taşıma sözleşmesinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalması nedeniyle, davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu ve uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli … NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2023
Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır