Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/714 E. 2021/647 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2015/714 Esas – 2021/647
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/714 Esas
KARAR NO : 2021/647

DAVA : Alacak (Rücuen)
DAVA TARİHİ : 27/10/2015
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketçe dava dışı … Grup İnş. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait iş yeri için 04/05/2015 – 2016 tarihleri arasını kapsayan iş yeri paket sigorta poliçesi tanzim edildiğini, 21/08/2015 tarihinde bölgede yaşanan yağmur yağışı sırasında sigortalı iş yerinin bodrum katı ve otoparkında su baskını olduğunu, olayla ilgili sigortalı beyanında inceleme yapan bağımsız sigorta eksperi tarafından tanzim edilen ekspertiz raporunda ve mahallinde yapılan incelemelerde sigortalı deponun ön kısmında bulunan otoparktan sirayet eden yağmur suyunun gayrimenkulde gerekli önlemlerin alınmaması ve yetersiz kanalizasyon hattı sebebiyle sigortalı depoya sirayet etmesi sonucu depoda hasara sebebiyet verdiğini, müvekkili şirketin halefi olduğu sigortalı şirket ile davalılar … ve … arasında kira sözleşmesi bulunduğunu, sigortalı iş yerinde gerçekleşen 1.243.599,30 TL zarar bedelinin 12/10/2015 tarihinde müvekkili şirket tarafından ödendiğini, sigortalısının zararını karşılayan müvekkili şirketin TTK 1472. maddede düzenlenen halefiyet ilkesi gereği sigortalının işbu zarardan doğan zararlarının halef olduğunu belirterek 1.243.599,30 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkillerinin kira ilişkisine dayalı olarak kiralayan sıfatıyla kiracısı nezdinde doğan zarara sebep olduğunun ispatı gerektiğini, müvekkilleri ile davacı şirketin halefi olduğu dava dışı … Grup Giyim İnş. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti arasında 01/02/2010 kira başlangıç tarihli sözleşme yapıldığını, kira sözleşmesinde kiralanan yerin niteliğinin boş fabrika binası olarak tanımlandığını, kiracı şirketin belirtmesi karşısında da kiralanan yerin perakende satış ve depo amacıyla kiralandığının belirtildiğini, mecuru kiralayan ve sigorta şirketinin halefi olduğunu belirttiği … Giyim’in şirket olduğunu, şirketin basiretli bir iş adamı gibi davranması gerektiğini, kiralanan yerin depo olarak kullanılıp kullanılmayacağını hesaplaması gerektiğini, sel baskınına dayalı zararın meydana gelmesinden kiracının sorumlu olduğunu ve sonuçlarının müvekkillerine yöneltilemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olaydan idarenin kusurunun olmadığı gibi kusursuz sorumluluğunun da olmadığını, dava dilekçesinde sigortalı iş yerinde kot farkı olduğunu ve bir yağış ile birlikte kot farkı sebebiyle yağış sularının sigortalı binaya sirayet edebileceğinin belirtildiği, bina maliki olan diğer davalıların suların binaya sirayetini engelleyecek duvar ve benzeri inşaatları yaptırmaması sebebiyle dava konusu su hasarının gerçekleştiğini ve sorumlu olduklarını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, iş yeri sigorta poliçesi gereği dava dışı sigortalıya ödenen zarar bedelinin TTK 1472. maddesine dayalı olarak rücuen tahsili istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre; Ticaret Mahkemelerinin görev alanına, her iki tarafın ticaret işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile anılan maddede tahdidi olarak sayılan ihtilaflardan kaynaklanan davalar girmektedir.
Ticari dava TTK 4. maddede tanımlanmış olup, buna göre; Ticaret Mahkemelerinin görev alanına giren ticari davalar, her iki tarafın tacir olmaları koşulu ile, ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile anılan maddede tahdidi olarak sayılan ihtilaflardan oluşmak durumundadır.
TTK’nın 3. maddesinde ise “Bu kanunda düzenlenen hususlarla, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmesi yer almakta olup, aynı yasanın 19/2 maddesinde ise, “Taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari iş sayılır.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 4. maddesinde ise Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi belirlenmiş olup, anılan maddenin 1.fıkrasının (a) bendinde “Kiralananın taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2001 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu belirtilmiştir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
Yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları (Yargıtay 17. H.D. 2018/4796-12806 E.K. sayılı ve 26/12/2018 günlü ilamı) ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın tarafların kabulünde olan davalılar … ve … ile davacının sigortalısı arasındaki 01/02/2010 kira başlangıç tarihli kira ilişkisinden kaynaklandığı, usul ekonomisi gereği ve davalıların müteselsilen sorumluluğu gözetilerek yukarıda açıklanan HMK’nın 4. maddesi hükmü gereği görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Dava niteliği gereği davaya bakmakla görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Tarafların görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli Ankara Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğini,
3-Yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekilleri ve davalılar … ile …’in yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2021