Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/305 E. 2022/490 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2015/305 Esas – 2022/490
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/305 Esas
KARAR NO : 2022/490

DAVA :Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 25/05/2015
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
YAZIM TARİHİ : 20/07/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı Banka arasında muhtelif tarihlerde yapılan özel güvenlik hizmet alım sözleşmeleri kapsamında 2006 yılından 30.04.2002 tarihine kadar davalı Banka ve bağlı işyerlerinin özel güvenlik hizmet alım işinin müvekkili şirket tarafından yerine getirildiğini, ayrıca müvekkili şirket ile davalı banka arasında akdedilen kredi sözleşmeleri kapsamında davalı bankadan kredi kullanıldığını, müvekkili şirketin geçen süre zarfında kredi ödemelerini düzenli bir şekilde yapmakta ve hiçbir surette borç ödeme noktasında aksama yaşamamış iken davalı Banka tarafından keşide edilen ihtarname ile müvekkili şirketin kredilerinin kat edildiğini, ihtar üzerine müvekkili şirket tarafından davalı Bankaya 06.04.2012 tarihinde banka hesabında bulunan tutardan kredi borcunu ödeme hususunda talimat verdiğini ve kredi borcunun 3.476.000,00 TL ‘sinin ödendiğini, ancak sonradan davalı Bankanın müvekkili şirketin 06/04/2012 tarihinde kredi ödemesini yapmasının ardından kredi ödeme işleminde düzeltme yaparak müvekkili şirketin kredi için ödediği tutarı müvekkili şirketin hesabına iade ettiğini ve iade ettiği tutarı da müvekkili şirketin rızası olmaksızın hesabından üçüncü kişilere ödeyerek çıkardığını, davalı banka tarafından müvekkili şirket hakkında Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında belirtilen kredinin ödendiğine ilişkin savunmaları baki kalmak kaydıyla; müvekkili şirketin asıl olarak kredi borcunu ödediğini, kredi borcu işlemi nazara alınmıyor ise müvekkili şirketin davalı bankadan ödediği kredi miktarı kadar mevduat alacağı bulunduğunu, davalı bankanın kredi borcu kadar ödenen tutar üzerinde tek taraflı olarak tasarrufta bulunmasının mümkün olmadığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren Bankanın kredi sözleşmesinde belirtilen % 26 faiz oranı ile işletilecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 27/09/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 240.738,06 TL’nin temerrüt tarihi olan 06/04/2012 tarihinden işleyecek % 26 oranında faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş ve aynı tarihte ıslah harcını ikmal etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ile alacak miktarı kesin olarak belirtildiğinden davanın kısmi dava olarak açılmasının HMK’nın 109. maddesine aykırı olduğunu, müvekkili banka tarafından davacı şirketten 01/12/2006 tarihinden başlamak üzere farklı tarihli sözleşmeler kapsamında 30/04/2012 tarihe kadar özel güvenlik hizmeti alındığını, ayrıca davacı şirket ile müvekkili Bankanın Balgat Şubesi arasında 09/01/2010 ve 18/10/2011 tarihli genel ticari kredi ve limit arttırım sözleşmeleri imzalandığını, 18/10/2011 tarihli ek kredi sözleşmesi ile firmaya 10.000.000 TL kredi limiti tesis edildiğini ve muhtelif tarihlerde cari hesap şeklinde kredi kullandırıldığını, davacının müvekkili banka ile imzalanan 16/02/2009 tarihli Ana Sözleşmenin 7/6 maddesi gereği hak edişin hesabına yatırıldığı gün dahil 3 gün içinde personel ücretlerinin eksiksiz olarak ödenmesi ve her personele ne kadar para yatırıldığını gösterir hesap ekstresini bankaya göndermesi gerekirken Mart/2012 ayına ait özel güvenlik görevlileri ücret ve diğer haklarının da bulunduğu hak ediş tutarı olan 3.433.686 TL’nin, 06/04/2012 tarihinde müvekkilince davacının vadesiz hesabına aktarıldığı halde en geç 09/04/2012 tarihine kadar ödemesi gereken özel güvenlik görevlileri ücretlerini ödemeyerek aynı gün Şubeye hak ediş tutarının tamamının Şubedeki kredi borcuna mahsup edilmesi talimatı verdiğini, müvekkili bankada görev yapan güvenlik görevlilerinin Mart ayı ücretlerini alamadıklarına ilişkin müracaatları neticesinde bankada güvenlik zaafiyeti doğma tehlikesinin ortaya çıktığını, davacı ile yapılan görüşmelerde ve bildirimlerde özel güvenlik görevlilerinin ücretlerinin ödenmesinin istenildiğini, ancak hiç bir olumlu yanıt alınamadığını, bunun üzerine sehven kredi hesabına mahsup edilen hakediş tutarının 13/04/2011 tarihinde davacının kredi hesabından geri alınarak düzeltme işlemi yapıldığını ve güvenlik görevlilerine toplam 801.500 TL avans ödemesi yapıldığını, durumun davacıya da bildirilerek kalan ücretlerin ödenmesi için gerekli bilgi ve belgelerin bankaya iletilmesinin istenildiğini, ancak davacı tarafından ücret ödemesi yapılmadığı gibi belgelerin de Bankaya gönderilmediğini, bunun üzerine 17/04/2012 tarihinde davacıya keşide edilen ihtamame ile ödenmeyen bakiye özel güvenlik görevlileri ücretlerinin ödenmesinin, aksi halde firmanın hak ediş tutarında ödemelerin Bankaca özel güvenlik görevlilerine yapılacağının ihtar edildiğini, davacı şirkete 20/04/2012 tarihinde yeni bir ihtamame daha keşide edilmesini müteakip 24/04/2012 tarihli davacı şirket yazısı ile 720.499 TL sigorta primi ve 221.602 TL vergi tutarının vadesiz hesabına aktarılan hakediş tutarından ödenmesinin talep edildiğini, ancak işçi ücretlerinin ödenmesine dair talepte bulunulmadığını, sigorta prim ve vergi tutarlarının bu talimata istinaden ödendiğini, özel güvenlik görevlileri ücretleri ile yasal yükümlülükler ödendikten sonraki bakiye olan 541.468,21 TL’nin firmanın 06/04/2012 tarihli talimatına istinaden kredi hesabına mahsup edildiğini, bankaca yapılan işlemlerin yasal olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, davacı tarafından kredi borcu nedeniyle yapılan ödemenin davalı tarafından haksız olarak üçüncü kişilere ödendiği iddiasına dayalı olarak alacak istemine ilişkindir.
Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.-2015/519 K. sayılı dosyasının incelenmesinde; eldeki davanın davalısı banka tarafından eldeki davanın davacısı şirketin de aralarında bulunduğu davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesi, limit arttırma ve ek kredi sözleşmelerine dayalı olarak nakdi ve gayrinakdi alacak istemi ile açılan davanın yürütülen yargılaması neticesinde davanın reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 11. HD’nin 2015/11337 E.-2016/5448 K. sayılı ilamı ile hükmün onandığı ve yine Yargıtay 11. HD’nin 2016/11434 E.-2018/3913 K. sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine dair kararı üzerine hükmün kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasının incelenmesinde; eldeki davanın davalısı banka tarafından eldeki davanın davacısı şirket aleyhine 30.03.2012 – 28.05.2012 döneminde banka tarafından davalı nam ve hesabına yapılan işçilik hak ve ücretleri, SGK ve vergi borçlarına ilişkin ödemeler toplamı 4.016.813 TL’nin tahsili talebiyle açılan davanın yargılaması neticesinde Mahkemece 08/10/2020 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın istinaf edildiği ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosya bilirkişiye tevdi olunmuş, bilirkişi raporunda özetle; 240.738,06 TL’nin bulunduğu ve/veya bulunması gereken hesabın niteliği hususuna ilişkin
olarak;
kredi borcuna yapılan tahsilatların davacı Bankanın vadesiz mevduat hesabından yapıldığı, davacı şirketin hesabına 06.04.2012 tarihinde aktarılan tutarların işçi ücretleri yerine kredi borcuna
mahsup edilmiş olması halinde, kredi borcu bittikten sonra kalan 240.738,06 TL davacı şirketin vadesiz
mevduat hesabında kalacağı dikkate alınarak, söz konusu tutarın bulunması gereken hesabın niteliğinin “ ticari vadesiz mevduat hesabı” olması gerektiği, taraflarca hesaptaki paraya uygulanacak faizin kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı hususuna
ilişkin olarak;
ticari vadesiz mevduat hesabının, davacı ile davalı Banka arasında akdedilen Bankacılık Hizmetleri
Sözleşmesine istinaden açılmış olan bir hesap olduğu, Bankacılık uygulamasında vadesiz mevduat hesaplarına faiz işletilmesi söz konusu olmadığı için, vadesiz hesapta bulunan davaya konu paraya faiz işletilmesi yönünde karşılıklı bir mutabakat bulunmadığı, 240.738,06 TL’nin davacı şirkete ait vadesiz mevduat hesabında
bulunması gerektiği için, hesabın niteliği gereği, bu tutara işletilecek bir faiz oranı bulunmadığı, davacı tarafın fazladan tahsil edilen tutara kredi sözleşmesi ile öngörülen % 26.00 oranından faiz
işletilmesini talep etmiş ise de, bu oranın kredi işlemleri için davacı Bankaca belirlenmiş bir oran olup,
davacının alacağının ise haksız fiil sorumluluğu kapsamında kaldığı, dolayısıyla, kredi sözleşmesi ile
belirlenmiş olan % 26.00 oranından faiz talep edilemeyeceği yönünde görüş bildirilmiştir.
İddia ve savunma, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporu, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.-2015/519 K. sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 01/12/2006 tarihinden başlamak üzere farklı tarihli sözleşmeler kapsamında 30/04/2012 tarihe davacı tarafından davalı bankaya özel güvenlik hizmeti verildiği, ayrıca davalı bankanın Balgat Şubesi ile davacı şirket arasında akdedilen 09/01/2010 tarihli 5.000.000,00 TL ve 18/10/2011 tarihli 10.000.000,00 TL limitli iki adet genel kredi sözleşmesine istinaden davacı şirkete kredi kullandırıldığı, davacı şirket tarafından 06/04/2012 tarihinde davalı bankaya verilen talimat ile mevduat hesabında bulunan miktarın bu hesabından alınarak kredi borcunun kapatılmasında kullanılmasını istediği, davacı bankanın bu talimat üzerine aynı tarihte toplam 3.476.000,00 TL’yi üç adet borçlu cari hesap kredisiyle ilgili hesaplara alacak yazmak suretiyle tahsil ettiği, akabinde 12.04.2012 ve 13.04.2012 tarihlerinde davalı bankanın bu kez paranın krediye mahsup işleminin sehven yapıldığından bahisle parayı mevduat hesabına iade ettiği, ancak bu konuda davacı şirketin herhangi bir talimatının bulunmadığı, davacı Şirketin davalı bankaya yalnızca işveren SGK prim ödemelerine ilişkin hesaptan ödeme talimatı olmasına rağmen davalı bankanın talimatsız olarak 16/04/2012, 30/04/2012 ve 14/05/2012 tarihlerinde davacı şirketin vadesiz hesabında bulunan miktarları davacı şirketin özel güvenlik görevlisi olarak çalışan işçilerinin maaşlarının ödenmesinde kullandığı ve bakiye miktarı da kredi borcuna mahsup ettiği, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin 15. maddesinde müşterinin bankadaki her türlü alacak ve mevduatı üzerinde bankanın rehin, mahsup ve hapis hakkının düzenlendiği, bu madde ile müşterinin bankada bulunan her türlü alacağı üzerinde bankanın doğmuş ve iş bu sözleşmeden ve diğer sebeplerden doğacak alacakları için sadece hapis ve bloke hakkı tanındığı, ancak söz konusu madde ile davalı bankaya müşterinin hesaplarından talimatı olmaksızın ödeme yapma hakkı tanınmadığı, davalı banka tarafından taraflar arasındaki güvenlik hizmet sözleşmesinden doğan hakedişler ödenerek davacının hesabına girdikten sonra sonra davacının talimatı olmaksızın işçilerin maaş ödemelerinin yapılmasının mümkün olmadığı, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.-2015/519 K. sayılı kesinleşen dosyasında alınan bilirkişi raporu ile belirlendiği ve gerekçeli kararında belirtildiği üzere davalı şirketin temerrüdünün ihtarnamede tanınan 10 günlük süreden sonra 20.05.2012 tarihinde oluştuğu ve bu tarih itibariyle değerlendirme yapıldığında, 1117 nolu kredi hesabı yönünden tahsilatlar nazara alındığında davalı şirketin 133.853,42 TL fazla ödemesinin bulunduğu, bu fazla ödemenin 1107 nolu kredi hesabına aktarılarak ve yine yapılan tahsilatlar ile davalı şirketin bu kredi hesabında 70.122,95 TL fazla ödemesinin olduğu, bu fazla ödemenin de 1098 nolu kredi hesabına aktarılması ve yine yapılan tahsilatlar nazara alındığında davalı şirketin 1098 nolu kredi hesabında toplam 199.363,74 TL borcunun kaldığı, 1098 nolu kredi hesabı yönünden temerrüt tarihinden sonra yapılan ödeme nazara alındığında, davacı şirketin 240.738,06 TL fazla ödemesinin bulunduğu, taraflar arasında aynı sözleşeme ilişkisi kapsamında görülen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşen ilamı belirlenen 240.738,06 TL fazla ödemeye ilişkin tespitin taraflar yönünden bağlayıcı olduğu anlaşılmakla, bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın davanın bu miktar üzerinden kabulüne, dava konusu alacağın sözleşmeye aykırılık iddiasına dayalı olduğu, bu nedenle davalının temerrüdü için ihtar gerekeceği, davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile dava açmadan evvel dava konusu fazla tahsilatın davalı bankadan talep edilmediğine ilişkin beyanı nazara alınarak dava dilekçesi ile talep edilen 50.000,00 TL’ye dava tarihinden, bakiyesine ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine, davacı vekilince taraflar arasındaki kredi sözleşmesinde uygulanan % 26 oranı üzerinden faiz işletilmesi talep edilmiş ise de dava konusu paranın davacının vadesiz mevduat hesabından tahsil edilen bir para olduğu, dolayısıyla taraflar arasındaki kredi sözleşmesinde öngörülen faiz oranının uygulanamayacağı kanaati ile tarafların tacir sıfatına göre avans faizi uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı banka vekilince Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesinde müvekkili bankanın davacıdan alacaklı olduğunun hüküm altına alındığı, davanın istinaf incelemesinde olduğu ve iş bu kararın kesinleşmesi halinde takas ve mahsup hakkının kullanılacağı belirtilerek dosyanın bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de; her davanın açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerektiği, eldeki dava tarihi itibariyle davalının netleşmiş ve muaccel hale gelmiş bir alacağı bulunmadığı, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında dava tarihinin eldeki davadan sonraki tarihli olduğu, öte yandan takasın defi niteliğinde olup, savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olduğu, davacının savunmanın genişletilmesine açık muvafakatinin bulunmadığı, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin söz konusu dava dosyasında Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.-2015/519 K. sayılı hükmü gereği alacağın kredi tahsilatına ilişkin olduğu kabul edilerek yargılama yapıldığı anlaşıldığından eldeki davada sonuca etkili olmayan bekletici mesele talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Temlik alan Çağdaş Eker vekilince 10/03/2022 tarihli dilekçe ekinde dava konusu alacağın davacı tarafından temlik edildiğine dair 20/05/2021 tarihli temlikname sunulmuş olup, haricen düzenlenmiş olduğundan söz konusu temlikname davacı şirkete ihtarlı olarak tebliğ edilmiş olup, davacı tarafından temlikname konusunda bir beyanda bulunmadığından temliknamenin geçerli olduğu kabul edilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın kabulüne, 240.738,06 TL’nin, 50.000,00 TL’sine 25/05/2015 dava tarihinden, 190.738,06 TL’sine 27/09/2021 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 16.444,82 TL harçtan peşin alınan 853,88 TL peşin harç ve 3.257,30 TL ıslah harcı olmak üzere taplom 4.111,18 harcın mahsubu ile bakiye 12.333,64 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 25.301,66 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı, 853,88 TL peşin harç ve 3.257,30 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.138,88 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 213,50 TL posta masrafı, 800,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.013,50 TL yargılama giderinden davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, temlik alan davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2022