Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/207 E. 2022/666 K. 14.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/207 Esas
KARAR NO : 2022/666
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/10/2004
KARAR TARİHİ : 14/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında “… Tesisleri 1. Kısım İnşaatlara” ilişkin imzalanan sözleşme uyarınca taahhütlerin müvekkili şirketçe yerine getirilmesine rağmen davalının eksik ödemeler yaptığını, ödenmeyen bu tutarın işlemiş faizi ile birlikte tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası başlatılan icra takibinin davalının kısmi itirazı ile durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve davalı aleyhine % 40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşme, yapılan ödemeler esas alınarak icra takip tarihi itibariyle müvekkili şirketin davacı şirkete olan borcu ile davacı şirketin müvekkili şirkete olan borcuna ilişkin mahsup işlemi neticesinde davacı şirkete olan bakiye borç tutarının icra dosyasına yatırıldığını, bunun dışında müvekkili şirketin davacıya borcu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirket icra takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden faizin vade tarihinden itibaren işletilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin ancak icra takip tarihi olabileceğini, ayrıca talep edilen faiz oranının da fahiş olduğunu, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin de haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizin 20024/593 E.-2012/509 K. sayılı ve 25/12/2012 tarihli davanın kısmen kabulü ile davacının tazminat isteminin reddine dair kararının taraf vekillerince temyiz edilmesine üzerine Yargıtay 15. HD’nin … K. sayılı ve 19/02/2014 tarihli ilamı “…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Yanlar arasında … A.Ş. … Tesisleri kapsamında bina inşaat, tesisat, elektrik işleri ile mekanik, elektrik ve inşaat alt yapı işlerinin yapımı konusunda 05.09.2000 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Sözleşme bedeli Türk parası cinsinden kararlaştırılmıştır. Açıkça belirtilmemiş ise de bedel Türk Lirası olduğundan, ödemenin de Türk parası ile yapılacağı anlaşılmalıdır. Yine taraflar arasında imzalanan tarihsiz ve 05.04.2001 tarihinden itibaren uygulanacağı kabul edilen ek protokolün 1. maddesinde 05.09.2000 sözleşme tarihindeki Türk Lirası bazındaki sözleşme birim fiyatlarının aynı tarihteki dolar döviz kuruna bölünerek dolara çevrileceği ve dolar olarak devam edeceği kararlaştırılmıştır. Bu tarihten ve 5 nolu hakedişten sonra yapılan imalâtlarla ilgili düzenlenen hakedişlerde imalât bedeli dolar döviz kuru üzerinden tespit edilmiştir. Hakedişlerde belirlenen döviz cinsinden imalât bedelinin miktarı konusunda uyuşmazlık yoktur.
Yabancı para cinsinden ödeme yapılması kararlaştırılan hallerde 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 83. maddesinde alacaklı borcun vade veya fiili ödeme tarihindeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebileceği hükmü getirilmiştir. Az yukarıda açıklandığı üzere asıl sözleşme Türk parası üzerinden yapılmış olup, ek protokolde 5 nolu hakedişten sonra yapılacak imalâtlarda sözleşme birim fiyatlarının aynı tarihteki dolar döviz kuruna bölünerek hesaplanacağı belirtilmiş ise de; ödemenin yabancı para cinsinden yapılacağına dair ek protokolde hüküm olmadığı gibi olsa dahi alacaklı vade ya da fiili ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığını isteyebileceği ve davacı alacaklı faturada, dolar karşılığı olduğunu belirtmeksizin imalât bedelini fatura tarihindeki kur üzerinden Türk parasına çevirerek ve icra takibinde de Türk Lirası cinsinden talepte bulunmak suretiyle seçimlik hakkını Türk parası üzerinden kullanmıştır.
Bu durumda mahkemece hükme esas raporu veren 2. bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla davacının 5 nolu hakedişten sonra düzenlenen faturalar toplamı üzerinden Türk parası olarak bulunacak miktar asıl alacak kabul edilip sözleşmenin 26/A-İ. maddesi gereğince fatura karşılığında 15 gün içinde ödeme yapılacağına dair düzenleme kararlaştırılan kesin vade niteliğinde olduğundan, buna göre her bir fatura için takip tarihine kadar, takipten önceki kısmi ödemelerin de 818 Sayılı BK’nın 84. maddesine göre öncelikle faizlerden mahsup edilerek işlemiş faiz hesabı ve bu suretle takip tarihi itibariyle istenebilecek asıl alacak ve işlemiş faiz tespit ettirilip, bulunacak bu miktardan takipten sonra yapılan kısmi ödemeler BK’nın 84. maddesi gereği işlemiş faiz ile icra masrafları ve vekâlet ücretinden mahsup edilmek suretiyle kalan asıl alacak ve işlemiş faiz hesaplattırılıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.” gerekçesiyle bozma kararı verilmiş; karara karşı davalı vekilince karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 15. HD’nin 2014/3134 E.-2015/451 K. sayılı ve 28/01/2015 tarihli ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yargılamaya devam edilmiş, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dosya önceki hükme esas raporu veren bilirkişi kuruluna tevdi edilerek ek rapor alınmış, tarafların itirazları üzerine ikince ek rapor alınmış, Mahkememizin 09/11/2020 tarihli celsesinde raporların bozma ilamına uygun olup olmadığı denetlenemediğinden 24/02/2017 tarihli kök rapordaki faturaların tek tek hangi hakedişten sonra düzenlendiği belirlenerek şayet bu faturalar 5 nolu hakedişten önce düzenlenen faturalar ise bozma ilamında belirlendiği üzere 5 nolu hakedişten sonra düzenlenen fatura tutarları dikkate alınarak varsa davacı alacağının yine bozma ilamına uygun şekilde hesaplanması için ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti 3. ek raporunda takip tarihi itibariyle 182.989,47 TL asıl alacak, 2.516,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 185.505,94 TL, ödeme tarihi olan 10/10/2003 tarihi itibariyle 175.948,65 TL asıl alacak, dava tarihi itibariyle 175.948,65 TL asıl alacak, 78.034,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 253.983,07 TL alacak bulunduğu bildirilmiştir. Tarafların rapora itirazları üzerine alınan 4. ek raporda ise önceki raporlarda gözden kaçırılan ödeme bulunduğu, bu ödemenin sonuca etki etmemekle birlikte bazı ödemelerin fatura tarihleri ile uyum arzeder şekilde mahsuba konu edilmediğinin farkedildiği, bu hataların düzeltilmesi suretiyle yeniden yapılan hesaplama davacının talep edebileceği alacak bulunmadığı bildirilmiş, söz konusu rapora davacı vekilince itiraz edilerek yeni bir bilirkişi heyetinde rapor aldırılması talep edilmiştir.
Alınan ek raporlar arasında çelişki olması ve ek raporların denetime elverişli olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılması talebinin kabulüne karar verilmiş, bilirkişi heyeti 20/06/2022 tarihli raporunda özetle; 5 nolu hakkedişten önce davacıya yapılan fazla ödemelerin mahsup edileceğinin kabulü halinde davacının, davalıya 15.02.2001 tarihli 5 nolu hakkedişten önce
toplam 320.527,78-TL fazla ödeme yaptığı, buna göre davacının takip tarihi
itibariyle davalıdan talep edebileceği alacak miktarının asıl alacak 521.636,46-TL
ve işlemiş faiz 103.230,46-TL olmak üzere toplam 624.866,93-TL olduğu, davacının takip talebinde 182.989,47-TL asıl alacak ve 263.779,46-
TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 446.768,93-TL alacağın davalıdan tahsilini talep
ettiği, bu durumda davacının talebi ile bağlı kalınarak davacının, davalıdan takipte talep edebileceği alacağın; 182.989,47-TL asıl alacak ve 103.230,46-TL işlemiş
faiz olmak üzere toplam 286.219,93-TL olduğu, davalının takipten sonra 13.10.2003 tarihinde icra dosyasına
22.000-TL ve 740,50-TL olmak üzere toplam 22.740,50-TL ödeme yaptığı, bu nedenle davacının 13.10.2003 ödeme tarihi itibariyle icra dosyasından bakiye dosya
alacağının 182.989,47-TL asıl alacak ve 100.370,49-TL işlemiş faiz olmak üzere
toplam 283.359,96-TL olduğunun hesaplandığı, 5 nolu hakkedişten önce düzenlenen faturalar için yapılan fazla ödemelerin mahsup edilmeyeceğinin kabulü halinde davacının, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği alacak
miktarının 1.070.625,88-TL asıl alacak ve 424.580,37-TL işlemiş faiz olmak
üzere toplam 1.495.206,25-TL olduğu, davacının takip talebindeki talebi ile bağlı kalınarak takip tarihi
itibariyle davalıdan talep edebileceği alacağın 182.989,47TL asıl alacak ve
263.779,46-TL olmak üzere toplam 446.768,93-TL olduğu, davacının 13.10.2003 ödeme tarihi itibariyle icra dosyasından
bakiye dosya alacağının ise 182.989,47-TL asıl alacak ve 266.406,07-TL işlemiş
faiz olmak üzere toplam 449.395,54-TL olduğunun hesaplandığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 08/07/2022 tarihli dilekçesi ile rapora bir diyeceklerinin olmadığını beyan etmiş, davalı vekilince rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş; 20/06/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin itirazları yerinde görülmemiştir.
İddia ve savunma, toplanan deliller, Yargıtay 15. HD’nin bozma ilamı, alınan 20/6/2022 tarihli bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilince taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibin davalının kısmi itirazı ile durması üzerine itirazın iptali talebiyle eldeki davanın açıldığı, 05/09/2000 tarihli sözleşmenin 26. maddesinde ödemelerin sözleşme ve eklerine
uygun olarak düzenlenen hakkediş raporlarının, kontrol tarafından
onaylanmasına müteakip düzenlenecek fatura karşılığında 15 gün içinde davalı
iş sahibi tarafından yapılacağının kabul edildiği, daha sonra taraflar arasında 05.04.2001 tarihinden itibaren geçerli olacak
şekilde düzenlenen Ek Protokol ile “05.09.2000
sözleşme tarihindeki TL bazındaki birim fiyatları aynı tarihteki dolar döviz
kuruna bölünerek, dolara çevrileceği ve dolar olarak devam edeceği, bu
uygulamanın idari bina, yemekhane, güvenlik, ön güvenlik, saha işleri için geçerli
olacağı, bu binalarla ilgili yapılacak olan yeni birim fiyatların dolar olarak tespit
edileceği, sözleşme ile protokol arasında çelişki olması halinde protokol
maddelerinin geçerli olacağı”nın kabul edildiği, bu tarihten ve 5 nolu hakedişten sonra yapılan imalatlarla ilgili düzenlenen hakedişlerde imalat bedelinin dolar döviz kuru üzerinden tespit edildiği ve taraflar arasında hakedişlerde belirlenen döviz cinsinden imalat bedelinin miktarı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, Yabancı para cinsinden ödeme yapılması kararlaştırılan hallerde 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 83. maddesinde alacaklı borcun vade veya fiili ödeme tarihindeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebileceği hükmünün getirildiği, taraflar arasındaki asıl sözleşme Türk parası üzerinden yapılmış olup, ek protokolde 5 nolu hakedişten sonra yapılacak imalâtlarda sözleşme birim fiyatlarının aynı tarihteki dolar döviz kuruna bölünerek hesaplanacağı belirtilmiş ise de; ödemenin yabancı para cinsinden yapılacağına dair ek protokolde hüküm olmadığı gibi olsa dahi alacaklı vade ya da fiili ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığını isteyebileceği ve davacı alacaklı faturada, dolar karşılığı olduğunu belirtmeksizin imalât bedelini fatura tarihindeki kur üzerinden Türk parasına çevirerek ve icra takibinde de Türk Lirası cinsinden talepte bulunmak suretiyle seçimlik hakkını Türk parası üzerinden kullandığı, buna göre ve Yargıtay 15. HD’nin bozma ilamında belirtildiği üzere şekilde davacının 5 nolu hakedişten sonra düzenlenen faturalar toplamı üzerinden Türk parası olarak bulunacak miktar asıl alacak kabul edilip sözleşmenin 26/A-İ. maddesi gereğince fatura karşılığında 15 gün içinde ödeme yapılacağına dair düzenleme kararlaştırılan kesin vade niteliğinde olduğundan, buna göre her bir fatura için takip tarihine kadar, takipten önceki kısmi ödemelerin de 818 Sayılı BK’nın 84. maddesine göre öncelikle faizlerden mahsup edilerek işlemiş faiz hesabı ve bu suretle takip tarihi itibariyle istenebilecek asıl alacak ve işlemiş faiz tespit ettirilip, bulunacak bu miktardan takipten sonra yapılan kısmi ödemeler BK’nın 84. maddesi gereği işlemiş faiz ile icra masrafları ve vekâlet ücretinden mahsup edilmek suretiyle kalan asıl alacak ve işlemiş faizi belirlenmek suretiyle alınan bilirkişi heyet raporundaki terditli hesaptan “5 nolu hakedişten önce davacıya yapılan fazla ödemelerin mahsup edileceğinin kabulü halinde tespit edilen” miktarın esas alınması gerektiği, zira taraflar arasındaki hesabın bir bütün olduğu ve varsa alacak miktarının ilişkinin tamamına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmekle, davacının 13/10/2003 ödeme tarihi itibariyle icra dosyasından bakiye alacağının 182.989,47 TL asıl alacak ve 100.370,49 TL işlemiş faiz olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, dava konusu alacağın likit olmadığı, miktarının yargılama neticesinde belirlendiği gözetilerek davacının icra inkar tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 182.989,47 TL asıl alacak ve 100.370,49 TL işlemiş faiz olmak üzere 283.359,96 TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
-Fazlaya ilişkin istemin ve davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 19.356,32 TL harçtan peşin alınan 574,95 TL peşin harç, 2.940,70 TL tamamlama harcı, 2.233,85 TL icra takip dosyasından mahsup edilen harç olmak üzere toplam 5.749,50 TL’nin indirilmesi ile bakiye ‭13.606,82‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 42.670,39 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 22.381,01 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan; bozma öncesi 70,00 TL posta ücreti, 43,00 TL pul gideri, 5.100,00 bilirkişi ücreti, bozma sonrası 584,90 TL posta ücreti, 5.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere, toplam 11.197,90 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 7.450,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan 10,10 TL başvurma harcı, 574,95 TL peşin harç, 2.940,70 TL tamamlama harcı, 2.233,85 TL icra takip dosyasından mahsup edilen harç olmak üzere toplam ‭5.759,6‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
7-Davalı tarafından yapılan 60,00 posta masrafının kabul ve red oranına göre hesaplanan 20,08 TL’sinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 14/11/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır