Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/327 E. 2021/17 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2013/327 Esas
KARAR NO : 2021/17

Av. … – …
Av. … – …
2- … – …
3- … – …

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 13/05/2013
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, diğer davalı gerçek kişi ile birlikte davalı şirketlerin ortağı olduğunu, yönetici durumundaki davalı gerçek kişinin müvekkilinin zararına olacak biçimde, davalı şirketlerde lehine usulsüz işlemler yaptığını, usulsüz işlemler nedeni ile müvekkilinin zararının oluştuğunu, oluşan zarardan 11.872.415,42 TL’nin tahsiline, müvekkiline düşen 2012 yılı dahil olmak üzere geçmiş yılların tüm karlarının kar payının tespitine ve tahsiline, sermayenin tenziline ve batıl sermaye arttırım kararından dolayı yoksun kalınan kar payının tespiti ve tahsiline, karın büyük bölümünün maksatlı olarak … Şirketinde toplanması nedeni ile bugüne kadar yoksun kalınmış kar payının tespiti ve tahsiline, davalı gerçek kişinin şirket hesabından karşılamış olduğu ev harcamaları sebebi ile yoksun kalınan kar payının tespiti ve tahsiline, davalı gerçek kişinin şirketi temsil ve ilzama ilişkin tüm yetkilerinin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına ve her iki şirkete kayyum atanmasına, … ortaklar kurulu kararı ile ortaklara ödenmesine karar verilen ödeme tutarlarının davalı gerçek kişi yönünden durdurulmasına, şirketlerin banka hesaplarına, şirket adına kayıtlı araçlar üzerine ve gerçek kişinin banka hesaplarına, taşınmazlarının üzerine ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir konulmasına, davalı gerçek kişinin şirket müdürlüklerinden azline, her iki şirket ortaklığından çıkarılmasına, aksi halde her iki şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının iddialarının zaman aşımına uğradığını, müvekkili …’in davacının kardeşi olması sebebiyle diğer davalı şirketlerde ortaklığını sağladığını, davacının ortak olurken hiç bir bedel ödemediğini, davacının mal alınacağına karar verme konusunda tek yetkili olduğunu, alınan mallara ilişkin ödemelerin tamamının banka aracılığıyla yapıldığını, müvekkili … tarafından gerçek mala dayanmayan faturanın alınmadığını, müvekkili şirketlerin faturalardaki satışları bakımından gelirler kontrolleri ve mali müşavirlik şirketleri tarafından yapılan incelemede ticari defter ve kayıtların noksansız olduğunun tespit edildiğini, davacıya şirketlerin temsili ile ilgili olarak ahzu kabz yetkisini de içeren vekaletnameler verildiğini, davacının maaşı haricinde ilerde doğacak kar paylaşımında mahsup edilmek üzere müvekkili tarafından davalıya her zaman ve ihtiyacı olduğunda nakdi ödemeler verildiğini, müvekkili …’e davanın yöneltilemeyeceğini, husumete itiraz ettiklerini, müvekkili şirketlerin müvekkili …’in gayret ve çabası nedeniyle başarılı işlere imza attığını ve Ankara vergi Rekortmenleri listesinde her zaman yer aldığını, şirkete ait tüm nakit varlığın şirkete ait banka hesaplarında tutulduğunu, ekonomik kriz dönemine rağmen müvekkili şirketlerin ekonomik gücünün sürekli artış gösterdiğini, şirketlere hiçbir bankadan kredi kullandırılmadığını, müvekkil ya da müvekkili tarafından idare edilen şirketlerin hiçbir zaman borçlanmadığını, müvekkili …’e yöneltilen asılsız ve mesnetsiz iddialar göz önüne alındığında davacı ile müvekkilinin ortaklığının devam etmesinin mümkün olmadığını belirterek öncelikle davanın usul ve esastan reddine, şirketlerin fesih ve tasfiyesi talebi de nazara alınarak TTK 636/3 maddesi kapsamında davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 30/10/2013 tarihli dilekçesinde; ikame edilen davada kar payının tespiti ve tahsili, gerçek alıma dayanmayan faturalar sebebiyle yoksun kalınan kar payının tespiti ve tahsili, …’in her iki şirketteki ortaklıktan çıkarılması, her iki şirketin fesih ve tasfiyesinin talep edildiği bildirilmiştir.
Dava, kar payının tespiti ve tahsili, ortaklıktan çıkarılma olmadığı takdirde şirketlerin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, taraflarca hukuki mütalaa sunulmuştur.
Dosya bilirkişi kuruluna tevdi olunmuş, bilirkişi kurulu 29/03/2016 tarihli kök ve 16/12/2016 tarihli ek raporunda şirket müdürünün hukuki sorumluluğu doğrultusunda inceleme yapılmış ise de raporlarda davalı şirketlerin ticari defter ve kayıtları da incelenmek suretiyle gerçekleştirilen mali ve teknik tespitlere yönelik ayrıntılı incelemeye itibar edilmiş, diğer ek raporlarda TTK 636/3 maddesi doğrultusunda davalı talebi de gözetilerek davacının ayrılma akçesi davalı …’nden 1.816.744,88 TL davalı …’nden 9.055.422,78 TL olarak tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarına göre; davacı … ve davalılardan …’in kardeş olup davalı … ile …nin ortakları olduğu, şirketlerin havalandırma, kalorifer, sıhhi vb. Mekanik tesis işleri, inşaat ve onarım alanında faaliyet gösterdikleri, işbu davada kar payının ve yoksun kalınan kar payının tespiti ile tahsili, davalının şirket ortaklığından çıkarılması, şirketlerin fesih ve tasfiyesi talep edilmiş, davalı yan savunmasında davanın reddi ile davacının şirketlerin ortaklığından çıkarılmasının talep edildiği, şirketlerin faal olup kar ettiklerinin sabit olduğu, kar payının dönemsel olarak dağıtıldığı, şirketlerin genel kurulunda alınan kar dağıtımı kararının davacı tarafından dava edilmeyerek kesinleştiği, şirket nezdinde kayıtlar üzerinde inceleme ve bilgi hakkının kullanılmasına yasal bir engel bulunmadığının yanı sıra davacının şirket müdürü tarafından sahte olarak üretildiği iddiasına dayalı evrakta sahtecilikten dolayı Cumhuriyet Savcılığına yaptığı şikayetle ilgili imzaların kendisinden sadır olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davalı şirket ortakları davacı ve davalı arasında güven ve bağlılık ilişkisinin zedelendiği bu durumda TTK’nın 636/3 maddesindeki şirketin feshi yönünde haklı sebeplerin varlığı kabul edilse bile şirketin faal ve devamlılığının esas olduğu gözetildiğinde diğer bir alternatif çözüm olarak davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasının taraflar yönünden uygun bir çözüm olacağı, bu doğrultuda davacının kar payı da dahil ayrılma akçesinin karar tarihine en yakın tarihli olarak rayiç değerlere göre yapılan hesaplar üzerinden davanın kabulüne, TTK 640. maddesi gereğince bir ortağın limited şirketten çıkarılmasına ilişkin davanın ancak şirket tarafından açılabileceğinden davacının bu yöndeki talebinin aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … aleyhine açılan davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Davalı şirketlerin fesih ve tasfiye istemlerinin reddi ile davacının davalı … şirket ortaklığından çıkarılmasına, 1.816.744,88 TL ortaklıktan çıkma payının 14/01/2021 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’nden tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davacının davalı … ortaklığından çıkarılmasına, 9.055.422,78 TL ortaklıktan çıkma payının 14/01/2021 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … ‘nden tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 742,677,77 TL karar ve ilam harcından 202,751,20 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 539.926,57 TL (124.101,92 TL sinden davalı … , kalanından davalı … sorumlu olmak üzere) harcın davalı şirketlerden tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen 22.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 638,10 TL posta-tebligat giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 20.730,85 TL’nin (3.464,14 TL sinden davalı … kalanından davalı … sorumlu olmak üzere) ile 202.751,20 TL peşin harç olmak üzere toplam 223.482,05 TL yargılama giderinin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 197.346,68 TL (32.976,74 TL sinden davalı … , kalanından davalı … sorumlu olmak üzere) vekalet ücretinin davalı şirketlerden alınarak davacıya verilmesine, ayrıca davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 67.062,39 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirketlere verilmesine,
7-Davalılar tarafından sarf edilen 50,00 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 3,93 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-HMK nın 333.maddesi gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/01/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …