Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/87 E. 2022/371 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/87 Esas – 2022/371
T.C. ”TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2022/87
KARAR NO : 2022/371

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI :…
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 1-…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
DAVA : Marka 2021-M-12013 Sayılı YİDK Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 11/03/2022
KARAR TARİHİ : 19/12/2022 Yazım Tarihi : 13/01/2023

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Dava konusu marka başvurusuna itiraz ettiklerini,
itirazın reddedildiğini,
karara itirazın da dava konusu YİDK kararıyla reddedildiğini,
….nn 1903 yılında kurulduğunu,
eşsiz taraftar kitlesi ve takım ruhu ile 13’ten fazla spor branşında faaliyet göstermekte olduğunu,
adını tüm dünyada duyurduğunu,
biri “tanınmış marka” olmak üzere TÜRKPATENT nezdinde 100’den fazla tescilli markası
bulunduğunu,… nezdinde de tescilli markaları olduğunu,
… renkleri ve ibaresi ile bütün haline geldiğini, markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu,…. markaları içeren ürünlerin Türkiye’nin dört bir yanında “kartal
yuvası (krtlyvs)” isimli resmi satış mağazalarından ve ayrıca https:….
adresinden satılmakta olduğunu,
davalının tanınmışlıktan yararlanacağını,
davalının kötü niyetli olduğunu belirterek, dava konusu YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligatın yapıldığı, cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı firmanın … başvuru numaralı markası ile davacı tarafın itiraz mesnedi markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın başvuru ibaresi üzerinde SMK 6/3 maddesine göre önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği, SMK 6/5 maddesine göre markasının tanınmışlığı, SMK 6/9 maddesine göre davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddialarının yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in …-… sayılı YİDK kararının iptalinin gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 18/01/2022 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 11/03/2022 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun….başvuru numaralı ”black white” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun …….’ ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali ve sair gereklerle 6769 s. SMK nın maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
………….
İnceleme esnasında, başvuru sahibinin ilana itiraz aşamasında sunduğu karşı görüşte, 6769 s. SMK madde 19/2 uyarınca itiraz gereçesi ….” ibareli markaların kullanımın ispatını talep ettiği tespit edilmiştir.
Belirtilen markaların tamamının tescil tarihinden başvurunun yapıldığı tarihe kadar 5 yıllık süre dolmuş olduğundan, bu markalar kullanımın ispatı uygulamasına konu olabilecek markalardır.
…………….
Kurul belirtilen tespiti paylaşmaktadır ve incelenen başvuruyu oluşturan işaretle itiraz gerekçesi markaların benzer olduğu iddiasını, tek başına, başvurunun kötü niyetle yapıldığı ispatlayan bir husus olarak kabul etmemektedir. İtiraz sahibinin, markaların benzer olduğu iddiasının ötesinde, kötü niyet hususunu ispatlar nitelikte herhangi bir kanıt sunmaması dikkate alındığında ve Kurul da başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönünde kanaat oluşmadığından kötü niyet gerekçeli itiraz haklı bulunmamıştır.
Sayılan nedenlerle, işbu itirazın reddi gerekmiştir.
Karar: İtirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir. ” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/3 maddesinin uygulanması için tescilsiz olarak kullanılan işaretin MARKASAL şekilde yani işlevine uygun , ayırt ediciliği sağlanmış olarak ticaret alanında kullanılması, bu kullanımın da Türkiye hudutları içinde olması gerekir. Üçüncü kişinin davaya konu tescil başvurusundan veya rüçhan hakkının doğumundan önce, bu işareti kullandığı , çevresinde belli bir oranda bu işaret üzerinde hak sahibi olarak bilinip tanındığının ispatı (tüm Türkiye genelinde değil) gerekir. Diğer bir anlatımla, öncelik hakkını ileri sürenin söz konusu ibarenin başkası tarafindan kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta bu işareti Türkiye hudutları içinde ticaret alanında kullandığını ispatlaması gerekir. Gerçekten, bir işareti ilk kullanan ve ona ayırt edici nitelik kazandıran kişi onun hak sahibi olarak kabul edilir ve bu halde gerçek hak sahipliği sözkonusudur.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
…. …
..
35. Sınıf
( ve YİDK kararında geçen diğer mesnet markalar)

07/11/2022 Tarihli Bilirkişi raporunda ÖZETLE:” İddia, savunma ve dosya içerisindeki belge ve bilgilerin incelenmesi sonucunda;
… sayılı markanın dava konusu YİDK kararının verildiği tarihte hükümden düştüğü,
bu nedenle itiraz gerekçesi olamayacağı,
itiraz gerekçesi markaların kullanım ispatı sunulmadığından hiçbirinin 6(1) yönünden itiraz
gerekçesi olamayacağı,
… sayılı marka kapsamındaki hizmetlerin dava konusu hizmetlerle aynı/aynı
tür/benzer olduğu,
itiraz gerekçesi diğer markaların …. sayılı markalar)
kapsamındaki hizmetlerin dava konusu hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer olmadığı,
taraf markaları arasında karıştırılma olasılığı bulunmadığı,
davacının önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği iddialarının dava konusu markanın
tesciline engel oluşturmadığı,
tanınmışlıkla ilgili iddiaların dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı,
kötü niyet iddialarının dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı, dava konusu … sayılı YİDK kararının yerinde olduğu, tespit edilmiştir. ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin marka başvurusu geçersiz olduğundan ve dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini istemiş ise de yukarıda tespit edilen uyuşmazlıkta kurum kararı (YİDK) iptali yönünden dava konusuz kalmadığı tespit edilerek esas hakkında karar verilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının …” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı; ( bilirkişi raporunda da geçtiği şekilde 2011 05809 sayılı markanın dava konusu YİDK kararının verildiği tarihte hükümden düştüğü, bu nedenle itiraz gerekçesi olamayacağı, İtiraz gerekçesi markaların kullanım ispatı sunulmadığından hiçbirinin 6(1) yönünden itiraz gerekçesi olamayacağı,
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının ….” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının itiraz mesnedi tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının itiraz mesnedi tescilli markalı mallarından/hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davalının … ibareli başvuru markalı malı/hizmeti satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar / hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu;
Davacı tarafın “….” ibareli başvuru üzerinde SMK 6/3 maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği kanıtlanmadığı,
Taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı Türk Patent ve Marka Kurumu’na verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı firma yetkilisinin yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile … Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 19/12/2022

Katip … Hakim ….
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır