Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/84 E. 2022/372 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/84 Esas – 2022/372

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2022/84 Esas
KARAR NO : 2022/372

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av….
VEKİLİ :Av..
DAVA : Marka 2021-M-11613 Sayılı YİDK Kararı İptali Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 09/03/2022
KARAR TARİHİ: 19/12/2022 Yazım Tarihi:13/01/2023

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacının uzun yıllardır birçok sektörde faaliyet gösterdiğini ve tanınmış ….” markasının sahibi olduğunu, davacının …..” ibaresini ihtiva eden yüzlerce tescilli markasının bulunduğunu, “…” markasının tanınmışlığının davalı TÜRKPATENT tarafından da kabul edilerek .. no. tahtında sicile şerh edilmiş olduğunu, davalı şahsın tescil ettirmek istediği ….” ibareli markanın davacının ….'”lı markalarıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu ve aynı/aynı tür emtialarda kullanılacaklarını, bu yüzden markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, zira dava konusu edilen markada geçen “.com” ibaresinin internet alan adlarında sürekli kullanılan bir ibare olması nedeniyle markasal hüviyette ayırt ediciliğinin bulunmadığını, yani dava konusu edilen markada esas unsurun davacının markalarının esas unsuruyla birebir aynı “….” ibaresi olduğunu, davacının “…” markasına aktif ve yoğun kullanım neticesinde tanınmışlık kattığını, “…” markasının davacı ile özdeşleştiğini ve davacı adına ayırt edicilik kazandığını, nitekim davacının delilleri meyanında sunulan tüketici anketlerinden de görüleceği üzere davacının ….” markalı cam kavanoz içerisinde sunulan krem çikolatalarının ilgili sektörde….’dan sonra en yüksek pazar payına sahip ürün olduğunu, davacının bu markasının aynı anketlere göre işitsel bilinirliğinin 9091,5 oranında olduğunu, davacının bu markasının tanınmışlığının tescili için TÜRKPATENT nezdinde…. sayılı bir tanınmış marka başvurusunun da bulunduğunu, davalı şahsın dava konusu edilen bu markayı kullanması halinde davacının markalarının tanınmışlığından kaynaklı olarak ekstra bir avantaj sağlayacağını, ayrıca davacının tanınmış markalarının itibarını düşürebileceğini, davacının “…” ibaresinin gerçek hak sahibi olduğunu ve davalı şahsın da davacının bu markalarından haberdar olmamasının mümkün olmadığını, buna rağmen dava konusu edilen ibareyi kendisine marka olarak seçmiş olmasının davalının kötü niyetinin açık bir tezahürü olduğunu iddia ederek, ‘TÜRKPATENT YİDK’nın dava konusu edilen 10.01.2022 tarih ve …. sayılı kararının iptaline ve…. sayılı markanın tescil talebinde bulunulan tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahıs vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Davalının 2000 yılından beri tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, TÜRKPATENT nezdinde tescilli onlarca markası bulunduğunu, dava konusu edilen markayı da internet üzerinden satış yapmak amacıyla tescil ettirmek istediğini, davacının davasına /itirazlarına mesnet aldığı markalarını gıda sektöründe kullandığını, davalının ise dava konusu edilen markayı…. uzantılı web sitesinde tekstil ürünlerinin satışı hizmetlerinde kullanmak için tescil ettirmek istediğini, dolayısıyla taraf markalarının kapsamına giren ve kullanıldıkları mal ve hizmetlerin çok farklı olduğunu, bu husus – gözetildiğinde taraf markalarının karıştırılma ihtimalinin somut uyuşmazlıkta bulunmadığını, davacının SMK m. 6/5 hükmünde sayılan şartların somut uyuşmazlıkta gerçekleşme ihtimalini de ispat edemediğini, davacının davalının marka tescilinin kötü niyetle yapıldığı yönündeki iddialarının da somut deliller ile ispatlanamadığını, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın … başvuru sayılı markası ile davacı tarafın itiraz mesnedi markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, başvuru ibaresi açısından davacı tarafın SMK 6/3 maddesine göre önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği, SMK 6/5 maddesine göre markalarının tanınmışlığı, SMK 6/9 maddesine göre de davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı yönündeki iddialarının yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in …. sayılı YİDK kararının iptalinin, davalı markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 17/01/2022 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 09/03/2022 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT … sayılı kararında;
… başvuru numaralı “banada.com” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun …..” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali, eskiye dayalı kullanım, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçesiyle 6769 s. .SMK’nın 6 ncı maddesi uvarınca reddedilmesi talebivle yapılan itiraz incelenmiştir.
işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin benzer olmadıkları, ayrıca, …. sayılı markanın mahkeme kararı ile iptal edilmiş olduğu anlaşıldığından başvuru ile itiraza mesnet marka/markalar arasında ilişkilendirme/karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Ayrıca, muterizin md. 6/5 gerekçeli itirazı, karıştırılma ihtimaline ilişkin yukarıda yapılan değerlendirme ve sunulan bilgi ve belgeler ışığında incelenmiş ve yerinde bulunmamıştır. Son olarak, başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönündeki iddia somut delillerle ispatlanamadığından ve diğer başkaca koşulların varlığı bulunmaksızın, bir başvurunun sadece önceki tarihli marka ile karıştırılma ihtimali bulunduğu iddiası, o başvurunun kötü niyetle yapılmış bir başvuru addedilmesini gerektirecek bir husus olmadığından, kötü niyet iddiasına dayalı itiraz kabul edilmemiştir. itirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir. ” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/3 maddesinin uygulanması için tescilsiz olarak kullanılan işaretin MARKASAL şekilde yani işlevine uygun , ayırt ediciliği sağlanmış olarak ticaret alanında kullanılması, bu kullanımın da Türkiye hudutları içinde olması gerekir. Üçüncü kişinin davaya konu tescil başvurusundan veya rüçhan hakkının doğumundan önce, bu işareti kullandığı , çevresinde belli bir oranda bu işaret üzerinde hak sahibi olarak bilinip tanındığının ispatı (tüm Türkiye genelinde değil) gerekir. Diğer bir anlatımla, öncelik hakkını ileri sürenin söz konusu ibarenin başkası tarafindan kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta bu işareti Türkiye hudutları içinde ticaret alanında kullandığını ispatlaması gerekir. Gerçekten, bir işareti ilk kullanan ve ona ayırt edici nitelik kazandıran kişi onun hak sahibi olarak kabul edilir ve bu halde gerçek hak sahipliği sözkonusudur.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları

???? 29,30,32.Sınıf.

99.Sınıf.
Bilirkişi heyetinden alınan 17.11.2022 tarihli raporda ÖZETLE; “1) Taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer olduğu,
2) Dava konusu edilen markanın kapsamına giren hizmetlerin hiçbiri açısından somut olayda emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleşmediği,
3) Dava konusu edilen markanın kapsamına giren hizmetlerin hitap ettiği alıcı kesiminin, bu hizmetleri satın aldıkları anda bilgi/bilinç/dikkat/özen/algı seviyelerinin düşük olmadığı,
4)Yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde yer alan değerlendirmelerden dolayı, (1) nolu bentteki tespite rağmen, karşılaştırılan markalar arasında iltibas tehlikesinin/karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı,
5) Davacının “tanınmışlık” iddiasının davalının markasının 35. Sınıfa giren hizmetlerde tesciline/hükmüne bir engelinin/etkisinin olamayacağı,
6) Davacının “kötü niyet” iddiasının değerlendirmesinin hukuki niteliği yüksek olduğundan Sayın Mahkeme tarafından yapılması gerektiği,
7) Dava konusu edilen 10.01.2022 tarihli ve…sayılı YİDK kararının, bu değerlendirmeler ile uyumlu olduğu,
8) Davacının markanın hükümsüzlüğü talebinin bu değerlendirmeler ile uyumlu olmadığı, ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor ve aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının ” Banada.com ” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak benzerlik bulunmakla beraber taraf markalarında mal/hizmet benzerliği ( ve ayrıca ilişkili/bağlantılı mal ve hizmet benzerliği) oluşmadığından somut olayda SMK 6/1 maddesindeki iltibas-karıştırılma-benzerlik koşulu gerçekleşmediği;
Davacı tarafın “….” ibareli başvuru üzerinde SMK 6/3 maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği kanıtlanmadığı,
Taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-AAÜT uyarınca 15.000.00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara eşit şekilde verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile ….Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 19/12/2022

Katip…
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza