Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/72 E. 2022/357 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2022/72
KARAR NO : 2022/357

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … ..
DAVALI : 1-…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 2- … -… …
DAVA : Marka 2021-M-11492 Sayılı YİDK Kararı İptali-Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 01/03/2022
KARAR TARİHİ : 12/12/2022 Yazım Tarihi: 04/01/2023

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacının 1923 yılında “cumhuriyet kasabı” adı ile başladığı ticari faaliyetlerine, 1927 yılından beri şirket olarak devam ettiğini, 97 yıldır “….” markasını kullandığını ve ilgili sektörde lider konumuna geldiğini, davacının …” esas unsurlu onlarca markasının 29, 30 ve 43. Sınıflara giren emtialarda tescilli olduğunu, davacının bu markaları altında Türkiye’nin en işlek ve bilinen karayolu üzerinde dinlenme ve konaklama tesislerinin bulunduğunu, dolayısıyla …” markasının gıda ile ilişkili mal ve hizmetlerde kullanılması halinde tüketicilerin marka çağrışımı ile doğrudan bu ürüne yöneleceklerini, davacının “….” markasının davalı TÜRKPATENT tarafından da…. sayılı kayıt tahtında “tanınmış marka” statüsüne alınmış bulunduğunu, zaten de davacının bu markasının sektörel tanınmışlığın sınırlarını aşan düzeyde bir bilinirliğe sahip olduğunu, davacının “…”li seri markaları mevcut iken dava konusu markanın gıda ile ilintili/davacının markalarının tescilli olduğu emtialarda kullanılacak olmasının markalar arasında karıştırılma ihtimalini doğurduğunu, zira dava konusu edilen markanın da esas unsurunun ….” ibaresi olduğunu, dava konusu edilen markada geçen “lahmacun” ibaresinin markasal hüviyette ayırt ediciliğinin bulunmadığını, “lahmacun cumhuriyeti” kelime öbeğinin bir bütün olarak ele alındığında dahi bu markanın davacının seri markalarının devamı niteliğinde algılanması ihtimalinin yüksek olduğunu, zaten de bu markanın bütünsel açıdan dahi davacının …”li markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzediğini, davalının markasının davacının tanınmış ve seri marka hüviyetinde olan markalarının arasına sızacağını, haksız yarar elde edeceğini ve bu tanınmış markaların itibarını zedeleyeceğini, dava dışı üçüncü kişiye ait “gökçen cumhuriyet” ibareli bir marka aleyhine davacının açmış olduğu davanın ihtisas mahkemesi tarafından kabul edildiğini ve bu kararın Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleşmiş olması nedeniyle somut uyuşmazlığa emsal nitelikte bir karar olduğunu, bu karara benzer başka emsal kararların da bulunduğunu ileri sürerek, TÜRKPATENT YİDK’nın …. sayılı kararının iptaline ve davalı adına tescili talep edilen … sayılı markanın tüm mal ve hizmetler yönünden iptaline, tescil edildiyse hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahısa usulüne uygun tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermediği görülmüştür.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı şahsın …. sayılı başvuru markası ile davacı firmanın itiraz mesnedi markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın SMK 6/5 maddesine göre markalarının tanınmışlığı ve SMK 6/9 maddesine göre de davalının kötü niyetli marka başvurusunda bulunduğu yönündeki iddialarının yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in…. sayılı YİDK kararının iptalinin ve davalı markasının da tescili halinde hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 07/01/2022 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 01/03/2022 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun …. sayılı kararında; ….. başvuru numaralı “….” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın ıeddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı karanna karşı, …… Sayılı “….sucukları ” ibareli markalara dayanılarak 6769 s. SMKnn 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
….Yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların her ne kadar “cumhuriyet” ibaresini ortak olarak içerdikleri tespit edilse de markaların ilave unsurlar içerdiği, işbu …. Farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayabileceği kanaatine varılmış ve başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen maıkalar bütiinüyle bıraktıklan izlenim itibanyla ilişkilendirilme ütimali dahil olmak üere kanştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmamıştır. Bu itibarla, markalar arasında 6769 s. SMK’nrn 6/1 maddesi hiikmü anlamında kanştınlına ihtimalinin bulunmadığ kanaatine vanlmıştır. Markalar benzer görülmediğinden başvuru sahibinin kullanrm ispatı talebi değerlendirilmemiştir.
Md. 6/4 kapsamında ya… belirtilen koşullann oluşmadığı kanaatine vanldığından itiraz gerekçesi yerinde bulunınamıştır.
Öte yandan, 6769 Sayılı …6769 Sayılı SMK’nın 6/5 maddesi hiikmiinde belirtilen koşullann oluşmasına yol açacağı yönünde de bir kanaat oluşmadığından, tanınmışlık gerekçesine dayalı itiraz haklı görülmemiştir.
Bunıın yanında, itiraz dilekçesinde öne siiıüldüğü gibi itiraz sahibinin başwru üerinde 6769 s. SMKhın 613 ve 6/6 kapsamındaki hak sahipliği yöniinde yeterli kanaate ulaşılamadığından, bu iddianın kabulü miimkiin olmamıştır.
Son olarak, başvurunun kötü niyetle yapıldığ yöniinde somut ve elle tufulur delillere rastlanmadığndan ve Kurul’da başvurunun kötii niyetle yapıldığı yönünde bir kanaat de oluşmadığrndan, bu iddiaya dayalı itiraz haklı görülmemiştir.
Sayılan nedenlerle, itiıazın reddi gerekmiştir.
KARAR: İtirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/4 maddesine göre tanınmış markada ;
Paris sözleşmesi kapsamında tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, işaret ve emtia açısından aynı veya benzerinin Türkiye’de aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından başvurusunun yapılması halinde itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmektedir.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları



..
29,35,43. Sınıf
..
29,30. Sınıf

(YİDK’da geçen diğer markalar)

Bilirkişi heyetinin sunduğu 16/11/2022 tarihli raporda ÖZETLE; “1) Davacının… sayılı kelime markaları özelinde, karşılaştırılan markaların/işaretlerin görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer olduğu,
2) Davalının markasının kapsamına alınmak istenilen tüm emtialar açısından emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleştiği,
3) Davalının markasının kapsamına alınmak istenilen, gıda ile ilintili mal ve hizmetlerin hitap ettiği alıcı kitlesinin bilinç/dikkat/özen/seçicilik seviyesinin düşük olduğu,
4) Yukarıda yer verilen değerlendirmelerden dolayı, (1) nolu bentte sayılan davacı markaları özelinde, dava konusu edilen markanın kapsamına almınmak istenilen tüm emtialar yönünden, karşılaştırılan markalar arasında iltibas tehlikesinin/karıştırılma ihtimalinin bulunduğu,
5) Davacının “…”li markalarının sektörel tanınmışlığı göz önüne alındığında, davacının “markasının tanınmışlığı”na ilişkin iddialarının dava konusu edilen markanın, kapsamına alınmak istenilen, 43. Sınıfa giren; “geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” dışında kalan emtialar açısından tesciline engeli/hükmüne etkisi olabileceği,
6) Davacının “kötü niyetli tescil” iddialarının değerlendirmesinin hukuki niteliği yüksek olduğundan Sayın Mahkeme tarafından yapılması gerektiği,
7) Dava konusu edilen 06.01.2022 tarihli ve …. sayılı YİDK kararının, (4) ve (5) nolu bentlerdeki değerlendirmeler ile uyumlu olmadığı,
8) Davacının markanın hükümsüzlüğü talebinin (4) ve (5) nolu bentlerdeki değerlendirmeler ile uyumlu olduğu” şeklinde ifade edilmiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının …” ibareli marka başvurusu ile davacının … ibareli tescilli markaları arasında ortalama tüketici nazarında görsel ve sesçil benzerlik oluştuğu, Her iki markadaki “… ibaresinin belirgin ve asli unsur olduğu, diğer yönden başvuru kapsamındaki emtiaların tamamının davacı markalarında da aynen yer aldığından emtia benzerliği de oluştuğu;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu mallar/hizmetler açısından ayırdığı satın alma / yararlanma süresi içinde davalının “…” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının itiraz mesnedi”…” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, her iki taraf markasında benzerlik nedeniyle yanılgı yaşayabileceği, her iki taraf markasının aynı işletmeye ait markalar ya da idari ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği , taraf markaları arasında SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulu oluştuğundan bilirkişi raporu da benimsenerek aksi yöndeki YİDK kararı hatalı olduğu ;
Diğer yönden SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Ancak bu durumlar yukarıda anlatılan iltibası ortadan engeller de olmadığından davanın kabulü gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Dava konusu Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
3-Dava konusu 2020/104130 sayılı marka tescilli olduğundan HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden terkin edilmesine, karar kesinleştiğinde Türk Patent’e müzekkere yazılmasına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Davacının yaptığı; 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 293,00 TL tebligat ücreti, 80,70 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 2.773,7‬0 TL yargılama giderinin davalılardan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şahsın yokluğunda, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile …. Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.12/12/2022

Katip … Hakim …
E-İmzalıdır E-İmzalıdır