Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/45 E. 2022/345 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/45 Esas – 2022/345

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R
ESAS NO : 2022/45 Esas
KARAR NO : 2022/345

HAKİM :.
KATİP :….

DAVACI : ..
VEKİLİ : Av…
DAVALILAR : 1-…
2- ….
DAVA TARİHİ : 09/02/2022
KARAR TARİHİ : 07/12/2022 Yazım Tarihi:02/01/2023

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Dava konusu … başvuru sayılı markanın yayınına itiraz ettiklerini, itirazın YİDK kararıyla nihai olarak reddedildiğini, Markalar arasında karıştırılma olasılığı bulunduğunu, …. ibareli çeşitli markaları bulunduğunu, Markaların benzer olduğunu, Sınıfların da benzer olduğunu, Emsal TÜRKPATENT ve yargı kararları bulunduğunu, .. alan adıyla da benzerlik olduğunu, “… ibaresinin müvekkile ait ticaret unvanının ve işletme adının esas unsuru olduğunu, Müvekkil markalarının tanınmış olduğunu, Davalının kötü niyetli olduğunu belirterek dava konusu YİDK kararının iptalini ve dava konusu markanın hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firmaya usulüne uygun tebligatın yapıldığı, cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; YİDK kararının iptali açısından; davalı firmanın…. başvuru sayılı markası ile davacı tarafın … sayılı markası arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın SMK 6/5 maddesine göre markasının tanınmışlığı, SMK 6/9 maddesine göre davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı yönündeki iddialarının ve itiraz hakkında nihai olarak verilen Türk Patent’in….sayılı YİDK kararının yerinde ve doğru olup olmadığı (iptalinin gerekip gerekmediği;) Hükümsüzlük açısından; davalı firmanın …başvuru sayılı markası ile davacı tarafın dava dilekçesinde belirtilen mesnet markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın SMK 6/5 maddesine göre markasının tanınmışlığı, SMK 6/9 maddesine göre davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı yönündeki iddialarının davalı markasının hükümsüzlüğünü sağlayıp sağlamayacağı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 11/12/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 09/02/2022 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun …2 sayılı kararında;
“…. … başvuru numaralı “.. ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın red yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun ….” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
…..Belirtilen kapsamda yapılan inceleme sonucunda işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların ihtiva ettikleri anlam, genel görünüm ve muhtemel tüketici kitlesi üzerinde bırakacağı etki ve izlenim itibariyle karıştırılacak derecede benzer olmadığı ve markalar arasında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma olasılığı bulunmadığı kanaatine ulaşıldığından itirazın benzerlik ve tanınmışlık da dahil olmak üzere tüm gerekçeleri bakımından reddi gerekmiştir. Karar İtirazın reddedilmesine oy birliği ile karar verilmiştir. ” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
… ..
.
..

Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 13/10/2022 tarihli raporda ÖZETLE ”
A. Dava konusu YİDK kararının iptali talebi yönünden
1) Dava konusu marka ile itiraz gerekçesi … sayılı marka kapsamındaki malların aynı/aynı tür/benzer olduğu,
2) Dava konusu marka ile itiraz gerekçesi… sayılı markanın genel izlenim yönünden benzer olmadığı,
3) Dava konusu marka ile itiraz gerekçesi… sayılı marka arasında karıştırılma olasılığı bulunmadığı,
4) Tanınmışlıkla ilgili iddiaların dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı,
5) Kötü niyet iddialarının dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı,
6) Dava konusu ….sayılı YİDK kararının yerinde olduğu,
B. Dava konusu hükümsüzlük talebi yönünden
1) Dava konusu marka ile dava aşamasında öne sürülen itiraz gerekçesi….sayılı markalar kapsamındaki malların aynı/aynı tür/benzer olduğu,
2) Dava konusu marka ile dava aşamasında öne sürülen itiraz gerekçesi diğer markalar (8.maddede belirtilen markalar dışında kalan markalar) kapsamındaki malların aynı/aynı tür/benzer olmadığı,
3) Dava konusu marka ile dava aşamasında öne sürülen itiraz gerekçesi markaların genel izlenim yönünden benzer olmadığı,
4) Dava konusu marka ile dava aşamasında öne sürülen itiraz gerekçesi markalar arasında karıştırılma olasılığı bulunmadığı,
5) Tanınmışlıkla ilgili iddiaların dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı,
6) Kötü niyet iddialarının dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı,” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor ve aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “…. ibareli marka başvurusu ile davacıya ait ” …. ” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle özellikle markaların bütünselliği ilkesi de dikkate alındığında ; görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının …” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının ” …+….. ” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının “…. ibareli tescilli markalı mallarından/hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davalının ..” ibareli başvuru markalı malı/hizmeti satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar / hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu;
Taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle bilirkişi raporu da benimsenerek YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-AAÜT uyarınca 15.000.00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı Türk Patent Kurumuna erilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı firma yetkilisinin yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile…Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.08/12/2022

Katip 270658
¸e-imza

Hakim…
¸e-imza.