Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/42 E. 2022/290 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/42 Esas – 2022/290

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2022/42
KARAR NO : 2022/290

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Marka 2021-M-10734 Sayılı YİDK Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 08/02/2022
KARAR TARİHİ : 31/10/2022 Yazım Tarihi: 30/11/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacının 1924 yılında….ün insiyatifi ile kurulmuş olan, ülkemizin en büyük ve itibarlı özel bankası olduğunu, davacının faaliyetlerinin yurt dışına da taştığını ve dünyanın sayılı bankalarından biri haline geldiğini, 28.05.2001 tarihinde lansmanı gerçekleştirilen….isimli davacının ana kredi kartı programında markasal …. ve maximum işaretlerinin tanınmış markalar olduğunu, nitekim davacının “maximum” markasının sektörel tanınmışlığı yönünde …. K. sayılı bir karar inşa edildiğini ve bu kararın Ya…. K. sayılı kararı ile onandığını, davacının 09, 35, 36, 38 ve 42. Sınıflarda tescilli görselli markasının da …markasından bağımsız olarak bilinir ve tanınır olduğunu, davacının bu tanınmışlığın tespit ve tescili için davalı TÜRKPATENT nezdinde 25.12.2019 tarihinde dosyaladığı başvurunun huzurda dava konusu edilen YİDK kararı ile nihai olarak reddedilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zira davacının “…… markasından bağımsız olarak ve tek başına da kullandığını, hatta bu markanın da “maximum” gibi davacının çatı markalarından biri olduğunu, davacının “….”li markalarıyla seri markalar yarattığını, nitekim şeklinin davacı adına .. sayılı markalar tahtında tescilli olduğunu, ….”nın ise 9 ve 36. Sınıflarda …. sayı ile 19.12.2014 tarihinden muteber olmak üzere davacı adına tescilli olduğunu, bu işaretin davacının “….”lu markalarında da ön plana çıkartılmış olduğunu, 2008 yılından beri bu şeklin davacı tarafından “insan formu”nu temsilen de kullanıldığını, nitekim davacının reklam filmlerinin bir zamanlar, kişilerin mutluluk/keyif anlarında ellerini ve ayaklarını havaya kaldırarak zıplayıp adeta şeklini alması ve bu şeklin de “… logosuna dönüşmesiyle bittiğini, bu kullanımlarla şeklinin ve “….” markasının “…. marka vaadinin taşıyıcısı olma konumunu üstlendiğini, “…” hareketinin zaman içinde tüketiciler arasında viral olarak yayıldığını ve benimsendiğini, davacının da bunun üzerine markasını …” markasından bağımsız olarak ön plana çıkardığını, bu yüzden de bu markanın bağımsız olarak tanınmış marka haline geldiğinin kabulünün gerektiğini, dava dışı ….Sinema ile davacının ortak yürüttüğü faaliyetlerin markası olan…. sinema salonlarında, dava dışı … spor merkezlerinde ve ….sporuyla ilgili “….” sponsorluklarında davacının markasının tek başına sıklıkla kullanıldığını, 2017 yılından itibaren de davacının “…. uygulamalarında markasının sıklıkla kullanılır hale geldiğini, aynı zamanda davacının “….” uygulamalarında ve sosyal medya hesaplarında bu markanın ön plana çıkartıldığını, 2019 yılından itibaren bu markanın davacının müşterilerine sağladığı tüm kredi kartlarının tasarımının temel öğesi olarak konumlandırıldığı, kısacası markasının davacının “…..” yaşama vaadinin, tüketicinin hayata dair arzuladığı değerlere “çarpan etkisi” katan bir sembolü olduğunu, bu sayede davacının müşterisi olsun olmasın tüketiciler nezdinde tek başına “akla gelen ilk öğe” halini aldığını, davacının bu markaya yaptığı ciddi yatırımların ve yurt dışına taşan tanıtımların markanın bilinirliğini daha da arttırdığını, davacının markasının kullanıldığı reklamlarda….. gibi ünlülerin rol aldığını, bu faaliyetler neticesinde markasının davacı ile özdeşleşmiş, belli karakteristik özellikleri olan, ayırt edici niteliği yüksek, toplumun geniş kesiminde, yaş, cinsiyet, statü fark etmeksizin bilinen bir marka haline geldiğini iddia ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 09.12.2021 tarihli ve…. sayılı red kararının iptaline ve davacının 25.12.2019 tarihli ve …. sayılı başvurusuna konu markanın “tanınmış marka” olduğunun tespitine, markanın TÜRKPATENT tarafından tanınmışlık statüsüne alınmasına ve Resmi Marka Bülteni’nde ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: somut olayda davacının TÜRKPATENT nezdinde dosyaladığı başvuru kapsamında dosyaya, …” markasından bağımsız olarak, yani tek başına, ilgili sektörde tanınmış olarak kabul edilebilmesi için gereken yüksek bilinirlik düzeyine ulaşıldığına ilişkin yeterli bilgi, belge ve delil sunmamış olduğunu, bu yüzden de davacının markasının tanınmış marka statüsüne alınmamış olmasının yerinde ve doğru bir karar olduğunu, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafın …. başvuru sayılı …” ibareli markanın tanınmışlık tespitinin başvurusu hakkında nihai olarak reddi konusunda verilen…. sayılı YİDK kararının yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 10/12/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 08/02/2022 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun ….şekil” ibareli markanın tanınmış marka olarak tespiti talebinin Markalar Dairesi Başkanlığınca reddedilmesi kararına karşı ….Adına yapılan itiraz, başvuru ve itiraz ekinde gösterilen dokümanlar çerçevesinde incelenmiştir.
Yapılan inceleme sonucunda tanınmışlık tespiti talep edilen…’ logosunun renk ve tasarım itibariyle ayırt edici niteliğinin bulunduğu, tek başına logonun tanınmışlığı yönünde bir mahkeme kararının bulunmadığı, logonun ….’ ibaresi içinde yer alacak şekilde reklam ve tanıtım faaliyetlerinin yoğun şekilde gerçekleştirildiği, marka sahibinin ‘maximum’ ve ..’ logosunun korunması anlamında itiraz süreçlerini etkin şekilde kullandığı, ‘maximum’ markasının reklam takip araştırma çalışması yapılmış olduğu tespit edilmiştir.
Ancak tanınmışlık tespiti talebine konu…’ markasının başvuru sahibinin…markasından bağımsız bir bilinirliği olmadığı görülmüş ve tek başına…’ markasının ilgili sektörde tanınmışlık için gereken bilinirlik eşiğine eriştiği yönünde yeterli kanaat oluşmamıştır.
Belirtilen nedenlerle işbu itirazın reddi gerekmiştir.
KARAR: İtirazın ve başvurunun reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
TANINMIŞLIK;
Marka hukukunda tanınmışlık kavramı Yargıtay içtihatları ile “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Buna göre tanınmışlık kavramı hedef kitle açısından (toplumun tüm kesimi değil) o markanın bilinirliğinin kabul edildiği, o markanın görüldüğü veya karşılaşıldığı anda refleks olarak belirli mal yada hizmet açısından o markayı çağrıştırdığı, kalite açısından olumsuzluk düşünülmediği, genel olarak toplumdaki malın veya hizmetin sunulacağı hedef kitle açısından tanınır olarak bilinirliği şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Tanınmışlık konusunda ….kriterleri ,diğer göstergeler , hangi tarihin esas alınacağı hususunda Yazar (….tarafından kitabında ….baskı onikilevha yayınları sayfa 190-199 ) aşağıdaki şekilde belirtilmiştir.
a-Toplumun ilgili kesiminde markanın tanınma derecesi,
b-Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve kullanım derecesi,
c-Marka promosyanlarının kapsadığı coğrafi alan, promosyonların süresi ve derecesi,
d-Markanın tanınmışlğını ya da kullanım derecesini yansıtacak derecedeki tescillerin ya da tescil başvurularının kapsadığı coğrafi alan,
e- Markanın yetkili makamlar tarafından tanınmış marka olarak kabulüne dair başarılı uygulama örnekleri,
f- Marka değeri,
Yukarıda belirtilen …kriterlerinden tamamının somut olayda olumlu olarak gerçekleşmesi gerekli değildir. Bazı hallerde bunlardan sadece birisi bile bir markanın tanınmış marka olarak kabulü bakımından yeterli olabileceği gibi , bunlardan birkaçının gerçekleşmesine rağmen tanınmışlık için yeterli görülmeyebilir.
Tanınmışlık tespitinde diğer göstergeler;
a- Markanın ihdas ve tescil tarihi ile kullanımının eksikliği,
b- Lisans veya Franchise yoluyla açılan mağaza sayısı,
c- Şube sayısı,
d-Web sitesinin internette günlük ortalama ziyaretçi sayısı,
e-İnternet arama motorlarında aranma sıklığı ve sayısı,
f-Pazar payı,
Tanınmışlığın inceleneceği tarih dava veya karar tarihi değil, tescil başvurusunun yapıldığı tarihtir.
Davacı başvuru Markası Önceki Markaları
… ..
09,35,36,38,42.nci sınıf

07,08, 09,21,35,36,38,42.nci sınıf
Bilirkişi heyetinden alınan 29.08.2022 tarihli raporda ÖZETLE; “Tanınmışlığı belirleyebilmek için en etkili yol pazar araştırmaları yaptırmaktır. Bunun dışında pazarlama iletişimi sağlayabilmek için yukarıda sayılan geleneksel ve modern tutundurma araçları için yapılan harcamalar da bir gösterge olarak kabul edilebilir. Ayrıca markaların perakendecilerin raflarında uzun süre sergilenmesi (mağaza ismi tabelası asması ve ön cephede yer alması), tanınmış ve saygınlığı kanıtlanmış kuruluşların oluşturduğu yıllık başarılı firmalar (ürünler) sıralama listelerinde yer almak, internet sitelerinde yer almak (dijital bulunurluk) yoluyla tüketicilerin hafızasında yer edinebileceği görüşü, yine “marka tanınmışlığı/ farkındalığı” yaratabilen eylemler olarak değerlendirilmektedir.
Marka sadakati, müşterilerin belli bir ürün kategorisinde özel bir markaya karşı devamlı olarak geliştirdikleri satınalma davranışıdır. (…. ). Diğer bir yaklaşımla sadakat, bireyin aynı ürün kategorisinde bulunan alternatif markalar arasında yapmış olduğu karşılaştırma sonucunda, belirli bir markaya karşı geliştirmiş olduğu göreceli tutum ile bu göreceli tutumun kuvveti nispetinde markanın birey tarafından tekrarlı olarak satın alınması şeklindeki davranıştan oluşmaktadır. Marka cirosundaki artış, tüketici sayısındaki artış ya da aracıların ve endüstriyel kullanıcıların sürekli aynı markayı tercih etmeleri (dağıtım ağının genişliği, çok fazla satış noktasında dağıtımın olması ve markaya ait servis acentalarının olması) marka sadakati olarak değerlendirilebilir.
Marka çağrışımı, tüketicinin zihninde marka ve onun özellikleri arasında belli temel özdeşleştirmelerin (çağrışımlar) oluşturulmasıdır. Bu özellikler; tüketicilerin marka ile ilişkilendirdikleri belli bir sembol, ürün nitelikleri, renk veya ünlü bir kişi olabilmektedir. Çağrışımlar, benzersiz çağrışımlar olabileceği gibi bir grup çağrışımı da yaratılabilir.
Ülkemizde tanınmış markanın tanımı, Yargıtay’ın emsal kararlarında şöyle yapılmıştır; “Tanınmış markalar, toplumun ilgili sektöründe tanınan, yani ilgili sektördekiler tarafından refleks halinde müdahaleye ihtiyaç duymadan hatırlanan hizmet veya ticaret markalarıdır…….”, “Tanınmış marka, bir kişi veya teşebbüse sıkı sıkıya bağlı; garanti, kalite, güven, kuvvetli reklam ve yaygın dağıtım içeren; müşteri, akraba, dost ve düşman ayrımı yapılmaksızın, coğrafi sınır, kültür ve yaş farkı gözetilmeksizin, aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışımdır……”…….. Sözleşmesi 6. Maddesi Anlamında Tanınmış Markalar, FMR 2004/2, sh. 39. ) İlgili sektör, markanın kullanıldığı mal veya hizmetlerin gerçek ya da potansiyel tüketicileri, bu alandaki iş çevreleri ve markanın kullanılacağı mal veya hizmetlerin dağıtım kanallarında yeralan kişilerdir. Markanın tanınmış kabul edilebilmesi için hitap ettiği kitlenin (tüketici/müşteri) önemli bir kesimince bilinmesi gerekmektedir (….1883 tarihli Sınai Mülkiyetin Himayesine Mahsus Uluslararası Bir Birlik Oluşturulması Hakkındaki Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. maddesiyle tanınmış markalara aynı ve benzer mallar kapsamında getirilen koruma, bu kez, farklı mal ve hizmetleri de kapsayacak şekilde genişletilmiş (md.16/3) ve bunun yanı sıra tanınmışlığın herkesçe bilinme koşuluna bağlanamayacağı, toplumun ilgili kesiminin bilgi edinmiş olması ve promosyon (tutundurma- alıcı ile satıcı arasındaki pazarlama iletişimi) ile elde edilen bilginin yeterli olduğu hükümleri düzenlenmiştir (md.16/2).
Yargıtay içtihatlarında da tanınmışlığın tespitinde dikkate alınacak kriterler açıkça gösterilmekte …. K. sayılı kararı) ve toplumda tanınmışlığın tespitinde 1999 tarihli “… Ortak Tavsiye Kararları” adı altındaki ölçütlerden yararlanılması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu ölçütler;
Halk arasında ve ilgili sektörde söz konusu markanın bilinme ya da tanınma derecesi,
Söz konusu markanın kullanımının süresi, derecesi ve coğrafi bölgesi,
Söz konusu markanın uygulandığı ürün ya da hizmetlerin fuar veya sergilerdeki tanıtımları, reklam ve sunumlarının süresi, derecesi ve coğrafi bölgesi,
Söz konusu markanın tanınması ya da kullanımını etkileyen başka tescillerin ve/veya tescil başvurularının süresi ve coğrafi bölgesi,
Söz konusu markanın haklarının etkili korunmasının kayıtları ve özellikle taraf ülkelerin idari ya da yargı açısından yetkili kuruluşlarının markayı tanınmış marka olarak tanımalarının derecesi,
Marka ile özdeşleşen ekonomik değeridir.
Ulusal mevzuatımızda ise; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu madde 6/4 uyarınca; “Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedileceği” gibi, madde 6/5 uyarınca da; “Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.”
Paris Konvansiyonu, …. Anlaşması, … Kriterleri ve 6769 s SMK’nın ilgili maddelerinden sonra tanınmış marka hususunda gözetilmesi gereken son mevzuat, davalı …. tarafından 2006 yılında yayınlanan “Markaların Tanınmışlık Düzeyi ile İlgili Esaslar ve Uygulanması Hakkında Tebliğ”dir. Bu Tebliğ’de, markaların tanınmışlık niteliğini haiz olup olmadıklarına ilişkin 18 kriter öngörmüştür:
1. Markanın tescilinin ve kullanımının süresi (markanın tarihçesi hakkında ayrıntılı bilgi),
2. Markanın tescilinin ve kullanımının yayıldığı coğrafi alan ve kapsam. (Yurt içi ve yurt dışı tesciller nelerdir?)
3. Markanın üzerinde kullanıldığı mal ve/veya hizmetin piyasadaki yaygınlığı, pazar payı, yıllık satış miktarı nedir?
4. Markaya ilişkin promosyon çalışmalarının (özellikle de Türkiye’deki promosyon çalışmalarının) özellikleri nelerdir? (Promosyonun süresi, devamlılığı, yayıldığı coğrafi alan, kapsam, promosyona harcanan para, promosyonun niteliği (TV reklamı, yerel gazete ilanı, sadece çocuk sahiplerine yönelik yapılan tanıtım vs.)
5. Reklam niteliğinde olmayan ancak markanın tanıtımına faydalı olabilecek nitelikte faaliyetler var mıdır? (Gazete, dergi, TV vb. medya organlarındaki yayınlar, markalı ürünlerin fuarlarda teşhiri vb.)
6. Markanın tanınmışlığını gösteren bir mahkeme kararı var mıdır veya marka sahibinin markasını koruma yolundaki etkin çabaları nelerdir? (Tanınmışlık kararı dışında , verilmiş mahkeme kararları, halen devam etmekte olan marka, haksız rekabet davaları, İtiraz sayıları vb.)
7. Marka ne derece orijinaldir, markanın ayırt edicilik niteliği nedir?
8. Markanın tanınmışlığına ilişkin yapılmış kamuoyu araştırmaları varsa bunların sonuçları.
9. Markanın sahibi firmaya ilişkin özellikler (firmanın büyüklüğü, çalışan sayısı, ödenmiş sermayesi, cirosu, karı, yurt çapında ve yurt dışında sahip olduğu dağıtım kanalları: şubeleri, bayilikleri, servis ağı, ödediği vergi, ihraç miktarları, piyasasına hakimiyeti vs.),
10. Marka üzerinde kullanıldığı mal veya hizmetle özdeşleşiyor mu? Marka kelime veya şekil olarak görüldüğü anda refleks olarak belli bir ürünü çağrıştırıyor mu? Marka üzerinde kullanıldığı mal veya hizmetle ilgili olarak belli bir kaliteye veya statüye işaret ediyor mu?
11. Markayı taşıyan ürüne veya marka sahibi firmaya ilişkin olarak alınmış belgeler, ödüller (TSE, TSEK, ISO vb. kalite belgeleri, kalite ödülü, çevre ödülü, mavi bayrak vs.) var mı?
12. Markayı taşıyan ürünlerin dağıtım kanalları (marka sahibi firmanın kendine ait dağıtım kanallarının dışında) ve söz konusu ürünlerin ithalat ve ihracat olanakları nelerdir’?
13. Eğer marka bir satışa konu olmuşsa, marka üzerinde kıymet takdiri yapılmışsa markanın parasal değeri nedir? Markanın parasal değeri, marka sahibinin yıllık bilançosunda gösterilmiş midir?
14. Marka tescillerinin kapsadığı mal ve/veya hizmet portföyünün genişliği nedir? (örnek:sadece “gazozlar” için tescilli bir marka ile, tüm elektronik eşyaları içine alan bir tescil.)
15. Marka halk nezdinde tanınan bir marka ise bu tanınmışlık düzeyini ne kadar süredir korumaktadır?
16. Markanın tanınmışlığından ötürü, bu niteliğine yönelik tecavüz fiilleri var mıdır? Marka üçüncü kişilerce taklit ediliyor mu? (Markaya benzer başvuruların yoğunluğu, markanın piyasada haksız yere üçüncü kişilerce kullanılıp kullanılmadığı vs.). Marka üçüncü kişilerce kullanılmakta ise bu kullanım, şekil ve üzerinde yayıldığı coğrafi ve ticari alan itibariyle tanınmış marka sahibine zarar veriyor mu?
17. Marka, üzerinde kullanıldığı mal veya hizmetin niteliği itibariyle (Örnek:araba markası ile ciklet markası) veya potansiyel ve fiili kullanıcı kitlesinin niteliği itibariyle (doktorlara yönelik bir ürün ile çocuklara yönelik bir ürün markası) tecavüze açık mı, değil mi?
18. Yukarıda sayılanların ispatına yönelik olan veya bir markanın tanınmış olduğunun ispatına yönelik her türlü belge.
Bütün bunlara göre; davacının tanınmış olduğunun tespitini istediği X+şekil markasıyla ilgili olarak, bu işaretin davacının maximum çatı markasından bağımsız olarak ulaştığı ve korunduğu tanınmışlık düzeyine yönelik delillerin TÜRKPATENT işlem dosyasına14 sunulup sunulmadığının ve tanınmışlığın ispatı yükünün yerine getirilip getirilmediğinin tespiti gerekmektedir. Zira; davacının dava dosyasına sunmuş olduğu, Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleşmiş olan …. sayılı kararı15, davacının “ maximum ” markasının tescili kapsamındaki “bankacılıkta kullanılan kartlar” ve “bankacılık hizmetleri” yönünden “tanınmış marka” olduğu hususunda kesin delildir. Davacının …. işlem dosyasına sunmuş olduğu delillerden16; davacının … işaretini, maximum markasından bağımsız olarak da markasal hüviyette kullandığı hususunda bir tereddüt yoktur. Bu kullanımlar sonucunda … işaretinin de, tek başına, davacı ile özdeşleştirdiği sonucuna varmak da mümkün görülmektedir. Zira;.. işlm dosyasına sunulmuş olan çok sayıdaki görselden, bu markanın davacı tarafından ..” programı ile ilintili ürünlerde, sponsorluklarda, toplumda ünlü olan kişilerin oynadığı reklamlarda, sosyal medyada, mobil uygulamalarda markasal hüviyette yaygın ve yoğun bir biçimde kullanıldığı, en az maximum markası kadar bu markanın da tanıtıldığı, hatta bu işaretin hareket markası olarak da tescil edildiği ve halk nezdinde “mutluluk/keyif anında ellerin havaya kaldırılması ve bacakların iki yana açılması şeklinde zıplama hareketi”ni temsil ederek viral olduğu, yayıldığı ve benimsendiği, davacının yaygın olarak bilinen “….da” sloganının “…. yaşama vaadinin, arzulanan değerlere çarpan etkisi katan sembolü” haline geldiği görülmektedir. Dolayısıyla, davacının … markasının özel olarak “bankacılıkta kullanılan kartlar”, genel olarak da “bankacılık hizmetleri” açısından davacının uzun yıllara sarih yoğun kullanımı ile istikrarlı bir şekilde Türkiye genelinde tanıtıldığı, bu markanın bankacılık sektöründe tanınmış bir marka olduğu, davacı ve onun faaliyetleri ile özdeşleştiği, davacının bu markanın korunması için gerekli önlemleri aldığı/benzer markaların tesciline istikrarlı olarak itiraz ettiği, yurt dışında da marka tescilleri aldığı ve bu markanın davacının “….” ve hatta içerisinde geçtiği “ …” çatı markalarından yeterince bağımsızlaştığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak; dava konusu edilen … işaretinin tek başına tanınmışlığı kazanabilmesi için gereki çabanın ve yatırımların davacı tarafından yapılmış olduğu, sunulan belge ve delillerden bu markanın refleks halinde, bankacılık sektöründe, hitap ettiği tüketici/alıcı kitlesinin önemli bir kesimince müdahaleye ihtiyaç duyulmadan ve maximum markasının “itmesine” gerek kalmadan hatırlanan “tanınmış” bir marka olduğunun yeterli nitelikte, nicelikte ve içerikte delil ile ispat edilebildiği kanaatine varılmıştır.
SONUÇ; Somut olayda, davacının .. markasının bankacılık sektöründe, maksimum markasından bağımsız olarak yani tek başına davacı ile özdeşleştiği ve tanınmış marka haline geldiğinin yeterli nitelikte, nicelikte ve içerikte delil ile ispat olunabildiği,
Dava konusu edilen 09.12.2021 tarih ve … sayılı YİDK kararının bu değerlendirme ile uyumlu olmadığı, ” şeklinde ifade edilmiştir.
GEREKÇE:
Davacı şirket 25/12/2019 tarih ve …. Markasının tanınmış marka olarak kayıt alına alınıp korunmasını talep etmiştir.
Davalı kurum ise bu başvuru açısından nihai olarak yukarıda belirtilen ve davaya konu edilen YİDK kararı ile ” tanınmışlık tespiti talep edilen ‘X’ logosunun renk ve tasarım itibariyle ayırt edici niteliğinin bulunduğu, tek başına logonun tanınmışlığı yönünde bir mahkeme kararının bulunmadığı, logonun ‘maximum’ ibaresi içinde yer alacak şekilde reklam ve tanıtım faaliyetlerinin yoğun şekilde gerçekleştirildiği, marka sahibinin ‘maximum’ ve ‘X’ logosunun korunması anlamında itiraz süreçlerini etkin şekilde kullandığı, ‘maximum’ markasının reklam takip araştırma çalışması yapılmış olduğu tespit edilmiştir. Ancak tanınmışlık tespiti talebine konu ‘X’ markasının başvuru sahibinin ‘maximum’ markasından bağımsız bir bilinirliği olmadığı görülmüş ve tek başına ‘X’ markasının ilgili sektörde tanınmışlık için gereken bilinirlik eşiğine eriştiği yönünde yeterli kanaat oluşmamıştır. ” şeklinde gerekçe ile başvuru reddettiği görülmektedir.
Tanınmışlık açısından, yukarıda sayılan Yargıtay görüşünde ve ….’ın eserinde geçen görüşleri ile …. kriterleri esas alınıp davaya konu başvurunun yapıldığı tarih itibariyle bakıldığında benimsenen bilirkişi heyet raporunda da geçtiği şekilde ” davacının dava dosyasına sunmuş olduğu, Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleşmiş olan… K. sayılı kararı15, davacının “ …. ” markasının tescili kapsamındaki “bankacılıkta kullanılan kartlar” ve “bankacılık hizmetleri” yönünden “tanınmış marka” olduğu hususunda kesin delildir. Davacının TÜRKPATENT işlem dosyasına sunmuş olduğu delillerden16; davacının …işaretini, maximum markasından bağımsız olarak da markasal hüviyette kullandığı hususunda bir tereddüt yoktur. Bu kullanımlar sonucunda …. işaretinin de, tek başına, davacı ile özdeşleştirdiği sonucuna varmak da mümkün görülmektedir. Zira; TÜRKPATENT işlm dosyasına sunulmuş olan çok sayıdaki görselden, bu markanın davacı tarafından “Maksimum Kart” programı ile ilintili ürünlerde, sponsorluklarda, toplumda ünlü olan kişilerin oynadığı reklamlarda, sosyal medyada, mobil uygulamalarda markasal hüviyette yaygın ve yoğun bir biçimde kullanıldığı, en az …. markası kadar bu markanın da tanıtıldığı, hatta bu işaretin hareket markası olarak da tescil edildiği ve halk nezdinde “mutluluk/keyif anında ellerin havaya kaldırılması ve bacakların iki yana açılması şeklinde zıplama hareketi”ni temsil ederek viral olduğu, yayıldığı ve benimsendiği, davacının yaygın olarak bilinen ….” sloganının “hayatı maksimumda yaşama vaadinin, arzulanan değerlere çarpan etkisi katan sembolü” haline geldiği görülmektedir. Dolayısıyla, davacının …. markasının özel olarak “bankacılıkta kullanılan kartlar”, genel olarak da “bankacılık hizmetleri” açısından davacının uzun yıllara sarih yoğun kullanımı ile istikrarlı bir şekilde Türkiye genelinde tanıtıldığı, bu markanın bankacılık sektöründe tanınmış bir marka olduğu, davacı ve onun faaliyetleri ile özdeşleştiği, davacının bu markanın korunması için gerekli önlemleri aldığı/benzer markaların tesciline istikrarlı olarak itiraz ettiği, yurt dışında da marka tescilleri aldığı ve bu markanın davacının “İş Bankası” ve hatta içerisinde geçtiği “ maximum ” çatı markalarından yeterince bağımsızlaştığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak; dava konusu edilen …. işaretinin tek başına tanınmışlığı kazanabilmesi için gereki çabanın ve yatırımların davacı tarafından yapılmış olduğu, sunulan belge ve delillerden bu markanın refleks halinde, bankacılık sektöründe, hitap ettiği tüketici/alıcı kitlesinin önemli bir kesimince müdahaleye ihtiyaç duyulmadan ve maximum markasının “itmesine” gerek kalmadan hatırlanan “tanınmış” bir marka olduğunun yeterli nitelikte, nicelikte ve içerikte delil ile ispat edilebildiği kanaatine varılmıştır.” şeklindeki kanaatleri de dikkate alındığında; Davacının başvurusunu yaptığı… markası BANKACILIK SEKTÖRÜNDE kullanılan kart ve sair hizmetlerde hedef tüketicilerde refleks olarak davacı banka adına çağrışım yaptığı ve içerisinde geçtiği “…” çatı markalarından yeterince bağımsızlaştığı, bilirkişi incelemesi sonucu da Türk Patent kurumuna sunulan delil ve belgelerin de başvuru markasının tanınmışlık kriterini sağladığından aksi yöndeki YİDK kararı hatalı olmakla davanın kabulü ile YİDK kararının iptaline karar verilmesi geekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
3-Davacı tarafın…. ibareli markanın tanınmış olduğunun TESPİTİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Davacının yaptığı; 2.700,00 TL bilirkişi ücreti, 67,00 TL tebligat ücreti, 80,70 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 2.847,7‬0 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile … Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.31/10/2022
Katip … Hakim …
E İmzalıdır. E İmzalıdır.